2 bira içince bohem bir hayat yaşadığını sanmak

bildiğin türk tipi hatun işte.

iki bira içtiği zaman aman aman hayatı ne kadar dikine yaşıyorum tribine giren bir sosyo-garibandır.

içmeyiversin ya o iki birayı, o ortama girmeyiversin, kimse tutamaz onu artık.

sigarasını eroin çekermiş gibi çeker, kısa ve anlaşılmaz cümleler kurar, 40 tane erkek yemiş gibi bir buğu verir sesine, biz etrafında olanlar da deriz ki ' vay bee hatuna bak ne kadar özgür, ne kadar marjo, ne kadar aya paralel bir hayat yaşıyor'

sonra dilden dile gezer bu. ya işte zehra çok marjinal kız abi ya, hiç bi şeyi takmaz, hatta geçen gün evinde erkek arkadaşını ayıklamış..

geçiceksin cicim o ayakları ya.

bohem değil ama fakir bir hayat yaşadığını düşünen çok insan var ve haklılar. 1 bira 20 lira kapısına gelmiş allahsız kitapsızlar!

tuborg'un bohem serisini tercih ediyor olabilir.

bir isteğe inanmaktır. öyle bir şey istemek için hareket eden insan iki bira içince öyle hissedermiş gibi yapar. su içse yine öyle hisseder. onu istiyor ona özeniyor çünkü.

deme öyle mukaddes deme öyle bohuluyorum bak.

insanlar ne yapıyorsa yapsın. rahat bırakın artık.

bira içince birinin havalı olduğu sandığını sanmak da bizim memlekete has bir şey olsa gerek. dünyanın hiç bir yerinde (adam akıllı yerinde) bira içenleri bohem vs olmakla suçlamak kimsenin aklına gelmez.

bira ya bira. bildiğin bira.

bir de türk tipi olmakla suçluyorlar. türk tipi derken neyin aşağılanmaya çalışıldığı biraz muallak bence ama asıl bizzat bu kafa bence asıl suçlamaya çalıştığı “türk tipi” nevinden.

gerçi çok görmemek gerek, memlekette bira fiyatları çoğu insanı vuruyor ve hayata küsmelerine neden oluyor. belki de bu yüzden bira içenleri bohem, havalı vs görünmeye çalışmakla suçlayabiliyorlar.

aksine o iki bira, beni bohemliğimden uzaklaştırdı bu gece, birkaç saat önce...

ulan ne sinir oldum var ya. halen daha geçmedi...

anlatayım.
normalde ben, deniz kenarında tek başıma takılır ve içerim. mütevazı bir kamelyam var, adı dinlenmeç.
denize 2 metre uzaklıkta, muazzam bir lokasyonda...
tek bir arkadaşım yoktur.
herkesle aram iyidir ama yoktur.
bohemlikse bohemlik.
tam anlamına şimdi baktım. evet, bohemlik.

şimdi ben, bir bohem olarak bu akşam ne yaptım?
gittim eniştemin büfesinin yanında bira içtim.
amacım 2 bira içmekti sadece ama o da ne?
20'den fazla insanla etkileşime girdim, hiç sevmediğim insanların elini sıktım, en kötü merhaba, iyi akşamlar dedim...

tam anlamıyla rezaletti.
millette de nasıl bir merak, nasıl bir benle sohbet etme isteği, arzusu...

gelen yanıma çömeliyor.

o an kendi kendime düşündüm....
''bu ne lan'' dedim.

uzaklaşamıyorum da ortamdan.

evlenilecek hatun ya da harundur. iki yerli bira ortalama market fiyatıyla 15 lira desen; 15x2=30 lira yapar. 30 lira gibi piyasanın çok altında makul bir maliyetle bohem hayat yaşayan sevgili bulursanız kaçırmayın derim.

iyi ki barlardan olabildiğince uzak duruyorum dediğim başlıktır. 2 birayla bohem bir hayatın oluyorsa 3. bira neler yapıyor acaba

neden bunu kadınları hedef göstererek yapıyorsunuz lucifer efendi! bir kadın sizi sevmemiş olmalı ki hıncınızı diğer kadınları karalayarak çıkarıyorsunuz? kaç bira içince insan böyleleşir ki?

30 tl verip topu topu 2 bira içebilen türk vatandaşları için bohem değil de nedir.

maalesef türkiye'nin insanları ittiği yaşam tarzıdır.

o öncedendi. şimdi 2 bira içince aklına verdiğin para geliyor.

bohem yaşadığını sanmak için kaç bira içilmesi gerektiğini sorgulatan başlık.
oldu olacak bir versus da bırakalım.
(bkz: bohem yaşamak vs bira içmek)