2010 güney afrika dünya kupası

şampiyonunun ispanya olduğu; hayatımıza vuvuzelayı sokan, başından sonuna kadar izlediğim şahane dünya kupası futbol etkinliğidir.

ahtapot paul'ü ve shakira'dan waka waka şarkısını kim unutabilir? ve yahut şahane ömer üründül yorumlarını?

anneannemde izlediğim dünya kupasıdır yeri çok özeldir bende ilk golünden son golüne kadar her şey harikaydı ispanya şampiyon olmuştu. vuvuzela sesi shakira şarkısı futbol topu hepsi çok güzeldi. coca cola kapak biriktirene vuvuzela veriyordu bide sanırım .

shakira'nın şu müziğini akıllara getirmiştir.
shakira- waka waka

henüz 8 yaşında olduğum ve izlemediğim organizasyondur. izlemek isterdim.

buzzzz gibi biranın barlarda 5 lira civarı olduğu dönemde dostlarla gündüz maçlarından başlayıp gecenin son maçına kadar izlediğimiz tadı damaklarda kalan dünya kupası organizasyonudur. kupanın resmi topu (bkz: jabulani) ve vuvuzelalar hakkında tuhaf efsanelerin döndüğü bir turnuva olmuştur.

tarihe geçen pek çok olayı bulunsa da luiz suarez'in gole giden topu elle çıkarması ve hollandalı van bronckhorst'un muslera'ya hayatının golünü yedirmesi benim için unutulmazlar arasına girmiştir.

herşeyin görece güzel olduğu ve tüm dünyayı bir bütün halinde kapsayan son futbol turnuvası. brazilya biraz yine iyi denilebilir ama rusya hiç tatmin etmemişti. 2022'de katar'da olucak, ondan da pek bir ümidim yok.

bu kupadan aklımda kalan tek şey dandik bir top kullandıkları ve tribünde kullanılmasına izin verdikleri sivrisinek sesi çıkaran zamazingo.kulaklarını ne çınlatmıştım o afrikalıların be.

normalde cinayet, tecavüz, hırsızlık suçlarının bol olduğu güney afrika cumhuriyeti'nde, dünya kupası sırasında polislere büyük yetkiler verildi ve bir sıkıntı olmadan yaşandı.
tabi polislerin istediği zaman suçu önleyebildiği görülünce, başka zaman niye böyle dikkatli olmadıkları konusunda tartışmalar döndü.

vuvuzela denilen absürt alet ile maç boyunca kulaklarımız kanardı.

çocukluğumda izlediğim, hayatımın en güzel zamanlarını geçirdiğimi şimdilerde yeni yeni hissettiğim zamanlardı. sanki tüm takımları tutuyormuşcasına bir futbol sevgisi vardı o zamanlar, şimdi en yetenekli futbolcular da oynasa, tuttuğum takım da oynasa keyif almıyorum.

t: hollandanın mükemmel jenerasyona sahip olduğu ve belki de kazanabileceği turnuva.

gerçekten güzel turnuvaydı. waka waka'dan vuvuzeladan kulaklarımıza tatsız olaylar yaşatılsa da son dünya kupası ruhunu, enerjisini bu turnuvada almıştım. daha sonra brazilya hadi neyse dediysek de rusya olmadı hiç. 2022 katar'dan da bir beklentim yok.

5 arkadaş 1 evde bütün turnuva boyunca sabahları yumurta ve patates kızartması, akşamları da yarım ekmek tost yiyerek izlediğimiz dünya kupasıdır.
5imizin de ailesi o yaz memleketlere gitmişlerdi ve bi gün mahallenin parkında toplandık. ben, karga halil, tilki esat, şapka ali , pırlanta maho maçları nasıl izlicez diye muhabbet ediyorduk. karga birden birinin evinde kararlaştıralım dedi hatta kupana bitene kadar da kimin evinde olursa orda da kalırız dedi. herkes okey dedi ve şapka ve pırlanta kardeş oldukları için onların ev kalmak için de uygun değildi ve esat, halil ve ben arasında seçecektik. aslında evlerimiz birbirine yakındı oturduğumuz binalar arasında 100 metre var ya da yoktu. esat sonra bizim evde kalalım dedi çünkü markete en yakın ev onun eviydi. o zamanlarda belki bilirsiniz. uyum market vardı. bütün başakşehir ordan alışveriş yapardı.

neyse turnuva başlayacak 1 gün kaldı ve ufak bi sırt çantasında kalmak bi kaç eşya ayarlamıştı herkes. zaten evler yakın olduğunda duş muş almak için kendi evimize gidip geliyorduk. açılış maçı ev sahibi güney afrika - meksika maçıydı. berabere bitmişti galiba. turnuva boyunca her günümüz aynı geçiyordu. kahvaltı da patates kızartıp, yumurta kırıp yiyorduk bazen de menemen yapıyorduk. karga ve pırlanta çok güzel yapıyordu menemeni. akşam yemeğimiz de fix yarım ekmek bol pul biberli karışık tost. bazen de gece kokoreç gömmeye çıkıyorduk. içilen içecekler çay ve ice tea başka bir şey içilmiyordu evde. içtiğimiz sigaranın haddi hesabı yok zaten sigara paketlerinden masa falan yapardık belki o zaman. uyku düzeni diye bir şey yok zaten bünyenin ırzına geçtik desek yeridir. finale kadar bu şekilde 1 ay geçirdik. final günü bi alışveriş yapmışız belki de bi çuval abur cubur şişe şişe ice tea, bi karton sigara. nevalemiz sağlam. final hollanda - ispanya maçıydı. uzatmalarda iniesta attı ve şampiyon oldular. tabi bizim de bu dünya kupası tatilimiz son buldu.

çok ama çok güzeldi anlatılmayacak kadar güzeldi. beş arkadaşın yaz tatilinde bir evde 1 ay boyunca maç izlemesi. belki de hayatımızın en güzel yaz mevsimiydi. hatta bazen karga halil tweet atar 2010 yazı unutulmayacaksın diye. gerçekten de öyleydi unutulmazdır. biz 5 arkadaş hala görüşüyoruz. aynı mahalledeyiz. her hafta sonu mutlaka toplanıyoruz. bir şeyler yapıyoruz. bazen de 2010 dünya kupasını anmadan geçmiyoruz. tekrar bir daha yapabilir miyiz diye konuşmuyor değiliz ama çok zor. umarım yine 1 ay boyunca 1 evde günlerce maç izleriz.

2010 dünya kupasının bendeki yeri budur. bütün sözlüğe selametle.. umarım sizin de böyle anılarınız vardır hatta sizin de böyle anıları olması temennisiyle..

bana vuvuzeladan başka bir şey hatırlatmayan kupa.

birçok futbol otoritesine göre dünya kupasını kazanamamış en iyi iki takımın finalde karşı karşıya geldikleri dünya kupasidir. hollanda, şu ana kadar 3 kez final oynayip dünya kupasını kazanamamış en iyi takım unvanına sahip.

vuvuzelanın damga vurdugu dünya kupası.

bu turnuvada vuvuzela’dan oluşan ses galiba rekor kırmıştı.