28 aralık 2020 soda şişesindeki örümceğe dava

haberi okurken elimde soda şişesi olması beni bir durdurdu. bu saatten sonra şişenin içini de kontrol etmek gerek.

edit: olay yeri de esenyurt. değişik olayların başında da bu güzide ilçemiz hep var.

--- alıntı ---

istanbul esenyurt'ta yaşayan metehan dağdelen, bir zincir marketten satın aldığı 6'lı maden suyundan kapağı açılmamış şişelerden birinin içinde örümcek görmesi üzerine tüketici mahkemesine başvurdu.

davacı metehan dağdelen'in avukatı burak temizer aracılığıyla bakırköy tüketici mahkemesine delil tespiti için sunulan dava dilekçesinde, dağdelen'in 1 kasım'da ikametine yakın bir zincir marketten 6'lı maden suyu aldığı anlatıldı.

dağdelen'in henüz kapağı açılmamış şişelerden birinin dibinde örümcek gördüğü kaydedilen dilekçede, ürünün kapalı olup olmadığı ve ait olduğu firmanın tespit edilmesi istendi.

bilirkişi incelemesi

mahkeme, dilekçeyle birlikte delil olarak sunulan maden suyunu gerekli incelemelerin yapılması için bilirkişiye gönderdi.

gıda mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, şişenin dibinde örümcek bulunduğu, ürünün bahsi geçen firmaya ait olduğu, kapağında ise hiçbir dezenformasyona rastlanmadığı belirtildi.
--- alıntı ---

buradan

50 bin tl manevi tazminat istenmiş. manevi olarak neye sebep oldu acaba şişedeki örümcek? *

"müvekkil ve ailesi bundan böyle tüm içeceklere ve hatta yiyeceklere şüpheyle yaklaşacak. kendilerinde halihazırda özellikle içeceklere karşı obsesyon gelişmiş durumda. delil tespitinin ardından aynı mahkemede davalı üretici firmaya karşı 50 bin tl'lik manevi tazminat davası açtık."

en fazla 6'lı yeni bir paket verirler. 50 bin tl nedir?

yazık nasıl ödeyecek örümcek. ağına icra gelmez inş.

bu davacı 50 bin lira tazminatı alırsa ben piyasaya içinde örümcek olan soda şişesi sürerim. ciddiyim.

marketlere gidip soda şişelerini tek tek yoklamamıza sebep olacak haberdir.
iki yılda bir örümcek bulsan aylık gelirin asgari ücret kadar oluyor. daha fazla bulursan kardasın.
solucan sinek denk getirirsen erken emekli olursun.

işi gücü bırakıp firmalara dava açacak kişilerin köşeyi döneceğine olan inancımı perçinleyen haber.

düşünsenize; cappy alıyorsunuz içinden cappy canavarı çıkıyor. bim'den fıstık alıyorsunuz içinden fare çıkıyor, çıkıyor da çıkıyor maşallah! her birini dava etsek hepimiz köşeyi döneriz, bunlar da topu atar sonunda.

usandım yani "bundan şu çıkmış, artık almayayım" demekten. ne yiyeceğiz yahu biz!

kimse de sormuyor ki örümceğe nasil dava açılır.

mantıksız dava. her ürünün içinden çıkabilir. şişelenme sırasında girmiştir. aroma katar işte ne güzel beğenmeyen çöpe atsın geçsin. elmanın içinden kurt çıktı diye dava açıyor musunuz pazarcıya? adamlar napsın milyon şişenin birinde çıkar. birden fazla olursa kapatsınlar şirketi.

edit: ömürcekin suçu ne?

herkes tazminat talebini tiye almış. arkadaşlar kusura bakmayın sizin aldığınız ürünlerin içinden koltuk altı kılı çıksa müstehak. türkiye gibi unga bunga bir hukuk/tüketici hakkı sistemi olan ülkelerde bunlar normal karşılanır. varolan tüm uygulamalar sermayeyi desteklediği için firmaları öttürecek hiçbir kurum yok. ideal bir ülkede o firmanın kasımpaşasından girip şişhanesinden çıkarlar. ama bunun müsebbibi dalga geçenler olarak sizlersiniz.

amerika'da bunun gibi örnekler çok fazla vardır. belki örümceğe fobisi var olabilir.

(bkz: derdini zonklatayım butonu)

kimse de markasını merak etmemiş. neyse ki çok severek tükettiğim markanın değil.
video için

içeriği okumaya başlayınca "evet, örümceğe dava açılması gayet saçma olurdu" dediğim olay.

amacı bu mağduriyeti nakite çevirmekse şayet, yanlış bir yol izlemiş arkadaş. ne hemen tüketici mahkemesi, manevi tazminat falan?

gideceksin bulacaksın o firmanın yöneticisini, anlatacaksın güzel güzel "bak güzel kardeşim" diyeceksin; "gel, aramızda çözelim bu mevzuyu. sen de mağdur olma, ben de uğraşmayayım mahkeme kapılarında."

alacağın reaksiyona göre taktik belirleyeceksin sonrasında. belki biraz araştıracaksın. söz konusu firmanın, piyasadaki rakiplerine odaklanacaksın. aralarında bir husumet, çekemezlik falan var mı, ince eleyip sık dokuyacaksın.

tüm bu organizasyonu da, kimseye belli etmeden, ortada bir iz bırakmadan kurgulayacaksın.

sanmıyorum bu arkadaşın beklentisi maddi olsun.
kapitalist sisteme büyük bir öfke besleyen, nihayetinde yıllardır aradığı fırsat karşısına çıkmış olan, sosyal demokrat bir vatandaş kesin bu; sözcü gazetesi alıp, sokak hayvanlarına yem ve su bırakan...

dava soda şişesindeki örümceğe mi
yoksa şişesinin içinde örümcek olan soda firmasına mı açıldı ? başlık örümceğe dava açıldığını söylüyorda...

iş yerinde bir arkadaşımın yediği kekten eldiven parçası çıkmıştı. avukata koşmak yerine firmaya ürün görseli ile birlikte mail attı. şirketin kapısına kamyon yanaştırdılar; kekler, çikolatalar, bisküviler... 1 ay onlarla beslenmişti tüm şirket.
bu örneği neden verdim;

şimdi bu şikayet sonucunda, siz sanıyor musunuz ki firmanın başı yanacak, ismi zedelenecek. onlar bir şekilde kapatır konuyu.
ama paketlemede çalışan işçiler işinden olacaklar büyük ihtimalle.

memleketimizde insanların vücut ve ruh sağlığının hiçbir önemi olmadığından arkadaşımız gerçekten maddi ve manevi tazminat alma niyetiyle mahkemeye başvurduysa boşuna yorulmuş. bir de üzerine dava harcı ve masraflarını ödeyip sonuçta daha zararlı çıkacak. eğer asıl amacı bu değil ise başvurduğu yol yanlış, daha yaratıcı bir çözüm üretebilirdi. sosyal medyada paylaşsaydı mesela. bu yolla insanlar tutuklanıp, tahliye bile oluyor.