38 kızılderili erkeğin aynı anda asılması

en çok, köleleri serbest bırakan amerika birleşik devletleri başkanı olarak saygı duyulan abraham lincoln, amerikan yerli halkları tarafından farklı bir şeyle tanınıyor. 160 yıl önce bu gün, abd tarihinin en büyük toplu idamında 38 dakota siu erkeği lincoln'ün emriyle asıldı.
infaz, mankato, minnesota'da yaklaşık 4.000 seyircinin önünde gerçekleşti. bazı tarihsel kayıtlar, ölümlerine giden anlarda adamların her birinin el ele tutuşup geleneksel bir dakota şarkısı söylediğini söylüyor.
tarihten silinen bu erkeklerin idamları, 1862'deki abd ve dakota savaşı'nın doğrudan sonuçlarıydı. savaş, abd hükümetinin anlaşmaları bozması ve sözlerini tutmaması nedeniyle siuların topraklarının küçülmeye devam etmesinin sonucuydu.
savaş 37 günden fazla sürdü ve tahminen 77 abd askerinin ve 29 dakota savaşçısının ölümüyle sonuçlandı. abd, 2.000'den fazla dakota liderini gözaltına aldı ve birçoğu sonunda hapse, diğerleri ise ölüme mahkum edildi.
lincoln, yalnızca sivil katliam yaptıkları kanıtlanmış dakota liderlerinin infazını onayladı. idam edilmesi onaylanan 38 adam ölümlerini beklerken, diğer 3.000 kabile üyesi ve mahkum da fort snelling'e gönderiliyordu.
amerikalı kızılderili yazar mark charles, native news online için şunları yazdı:
1862 sonbaharında, amerika birleşik devletleri'nin dakota halkıyla olan anlaşma yükümlülüklerini yerine getirmemesinin ardından, birkaç dakota savaşçısı bir amerikan yerleşimine baskın düzenledi, beş yerleşimciyi öldürdü ve bir miktar yiyecek çaldı. bu, bazı dakota halkı, yerleşimciler ve abd ordusu arasında bir silahlı çatışma dönemini başlattı. bir aydan fazla bir süre sonra yüzlerce dakota savaşçısı teslim oldu ve geri kalanı kuzeye, şu anda kanada olan yere kaçtı. teslim olanlar hızla askeri mahkemelerde yargılandı ve bunlardan 303'ü idama mahkum edildi.
dakota'daki davalar çeşitli şekillerde adil olmayan bir şekilde yürütüldü. deliller azdı, mahkeme taraflıydı, sanıklar yabancı dilde yürütülen alışılmadık duruşmalarda temsil edilmiyordu ve mahkemeyi toplama yetkisi yoktu. daha da önemlisi, ne askeri komisyon ne de incelemeyi yapan yetkililer, egemen bir ulusla yapılan bir savaşın sonuçlarıyla uğraştıklarını ve teslim olan erkeklerin bu statüye uygun muamele görme hakkına sahip olduklarını kabul etmediler.
bunlar askeri duruşmalar olduğu için infaz emrinin başkan abraham lincoln tarafından verilmesi gerekiyordu.
üç yüz üç kişinin ölümü başkan lincoln için fazla soykırımsal görünüyordu. ancak yapılan yargılamaların yasal bir düzmece olduğu iddia edilmesine rağmen, yeniden yargılama yapılması yönünde talimat vermedi. bunun yerine, hangi suçlamaların ölüm cezasını gerektirdiğine ilişkin kriterleri değiştirdi. yeni kriterlerine göre dakota savaşçılarından yalnızca ikisi ölüme mahkum edildi. bu küçük sayı çok hoşgörülü görünüyordu ve başkan lincoln, o bölgedeki beyaz amerikalı yerleşimcilerin ayaklanmasından endişe duyuyordu. böylece ikinci kez, yeniden yargılama yapılmasını emretmek yerine, yalnızca ölüm cezasını gerektiren kriterleri değiştirdi. sonuçta 38 dakota erkeği ölüme mahkum edildi.
ve 26 aralık 1862'de, başkan lincoln'ün emriyle ve yaklaşık 4.000 beyaz amerikalı yerleşimcinin gözleri önünde, amerika birleşik devletleri tarihindeki en büyük toplu infaz gerçekleşti.
dakota siuların 38'nin asılması.
tam olarak ilan edilen saatte - 10:00. - silahsız bir bölük, mahkumlara ölümlerine kadar eşlik etmek için onların odalarına girdi. herhangi bir çekinme ya da direnç yerine herkes hazırdı ve hatta kaderleriyle yüzleşmeye istekli görünüyordu. kapı eşiğinden hızla çıkarken, birliklerin meydanına doğru koşarken ve hain uçuruma giden basamakları tırmanırken, kaba bir şekilde birbirlerine itişip duruyorlardı.
platforma vardıklarında sağa sola sıralandılar ve her biri sanki programın provasını yapmış gibi yerini aldı. platformun etrafında durarak bir kare oluşturdular ve her biri doğrudan ölümcül ilmiğin altındaydı. artık kasketleri gözlerinin üzerine çekilmişti ve ilmek boyunlarına dolanmıştı. bazıları kendilerini rahatsız hissederek ipi gevşetmek için büyük çaba harcadılar ve bazıları korkunç bükülmelerden sonra kısmen başarılı oldu.
halatı kesme sinyali tamburun üç vuruşuydu. her şey hazır olduğunda, zavallılar birbirlerinin ellerini kavramak için çılgınca çaba sarf ederken ilk dokunuş yapıldı, onları görmek ıstırap vericiydi. arkadaşları onun orada olduğunu bilsinler diye herkes adını haykırdı. ikinci vuruş havada yankılandı. büyük kalabalık, bu ciddi olayın korkunç ortamından nefessiz kalmıştı.
trak! keskin balta hareket ediyor ve alçalan platform otuz sekiz insanın cesedini havada asılı bırakıyor. büyük bir kısmı anında öldü; birkaçı şiddetle mücadele etti ve halatlardan biri koptu ve yükünü ağır, donuk bir çarpma sesiyle aşağıdaki platforma gönderdi. yeni bir halat temin edildi ve ceset tekrar yerine asıldı. görülmesi korkunç bir manzaraydı. güzel minnesota'nın kıyısında, havada asılı duran otuz sekiz insan; yukarıda gülümseyen, berrak, mavi gökyüzü; altlarında ve etraflarında sessiz binlerce kişi, önlerindeki tüyler ürpertici manzara nedeniyle ölümcül bir sessizliğe bürünürken, güneş ışığında diken diken olan süngüler bu olayın önemini daha da artırıyordu.