6 eylül 2021'de pcr testi zorunluluğunun başlaması
başlık "blackwhite" tarafından 23.08.2021 15:20 tarihinde açılmıştır.
1.
vaka sayılarının yükselmesi ve salgının kontrol altında tutulabilmesi için birçok pcr testi zorunluluğu getirildi. pcr testi zorunluluğu 6 eylül 2021 pazartesi gününden itibaren başlayacak.
6 eylül 2021 pazartesi gününden itibaren aşı olmayan kişilerin; konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılımında negatif sonuçlu pcr testi zorunluluğu getirilecek. bu çerçevede işletmeciler/organizatörler tarafından etkinliklere girişte hes kodu üzerinden kişilerin aşılı/geçirilmiş hastalık (covid-19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) veya azami 48 saat önce yapılmış negatif pcr testi sorgulaması yapılacak.
* kişi hastalığı geçirmemiş veya aşılı değil veya negatif pcr testi yok ise etkinliğe katılmasına müsaade edilmeyecek.
* test istenecek yoksa seyahat edemeyecek.
*okullarda 6 eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrenciyle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az iki defa pcr testi yaptırmasını isteyeceğiz.
*aynı şekilde üniversite çalışanlarından da düzenli pcr testi yaptırmasını talep edeceğiz.
bakan koca'dan pcr testi ücreti açıklaması:
konuyla ilgili sağlık bakanı fahrettin koca’dan bir açıklama geldi. koca, “okullar ve üniversiteler için gereken pcr testleri devlet hastanelerinde ücretsiz yapılabilecek” dedi.
sözcü.
6 eylül 2021 pazartesi gününden itibaren aşı olmayan kişilerin; konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılımında negatif sonuçlu pcr testi zorunluluğu getirilecek. bu çerçevede işletmeciler/organizatörler tarafından etkinliklere girişte hes kodu üzerinden kişilerin aşılı/geçirilmiş hastalık (covid-19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) veya azami 48 saat önce yapılmış negatif pcr testi sorgulaması yapılacak.
* kişi hastalığı geçirmemiş veya aşılı değil veya negatif pcr testi yok ise etkinliğe katılmasına müsaade edilmeyecek.
* test istenecek yoksa seyahat edemeyecek.
*okullarda 6 eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrenciyle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az iki defa pcr testi yaptırmasını isteyeceğiz.
*aynı şekilde üniversite çalışanlarından da düzenli pcr testi yaptırmasını talep edeceğiz.
bakan koca'dan pcr testi ücreti açıklaması:
konuyla ilgili sağlık bakanı fahrettin koca’dan bir açıklama geldi. koca, “okullar ve üniversiteler için gereken pcr testleri devlet hastanelerinde ücretsiz yapılabilecek” dedi.
sözcü.
devamını gör...
2.
aşı olmuyoruz, pcr da yaptırmıyoruz diye ortalığı ayağa kaldıranlar için son iki hafta. bakalım nereye kadar sürecek bu manasız sözleri?
devamını gör...
3.
saçma bir karardır. vaka sayılarının dünyada ve türkiye'de aşılamalardan sonra artıyor olduğu ayan beyan ortaya çıktı. geçen sene bugünkü sayılara bakıp karşılaştırın. ek olarak aşılıların süper bulaştırıcı olabilecekleri söz konusuyken yalnızca aşısızlara test yapılması aşıya zorlamadır ve insan haklarına aykırıdır. 2 yıl boyuna hastalığa yakalanmamış olan bir kişi aşı olmak istemeden bu süreci bitirmek isteyebilir. aşı olduğunda karşılaşacağı olası yan etkileri yaşamak istemeyebilir. son dönemde ortaya çıkan kalp krizi, beyin kanamaları haberlerinin kesinlikle aşıdan değildi diyerek kapatılması insanları tereddüte sürükleyebilir. çünkü hâlâ aşının yan etkilerine dair iç rahatlatıcı açıklamalar yok. üzerine, açıklama yapması gereken birtakım bilim insanları twitter'da insan korkutmak dışında herhangi bir şey yapmıyorlar. siz şunu anlamıyorsunuz! aşı olan insan hasta değil diye bir şey yok! bu çok basit bir bilgi. biliyorsunuz ama görmezden geliyorsunuz. aşı olan da hasta oluyor, aşı olan da hastalık bulaştırıyor. hatta geçen gün new york times'ta aşılıların da aşısızlar kadar viral yük taşıyıp bulaştırıcı olduklarına dair bir makale yayınlandı ki bu ny times yayınlamasa da öngörülebilen bir şeydi. eğer aşısızlardan korkuyorsanız bunu aşıyı üreten firmaya ve devlete söyleyin. neden aşım beni korumuyor diye sorun. bakalım ne diyecekler. koruyorsa sıkıntı yok demektir. aşısızlarla ilginiz olmamalı. bu onların kararı. hani hastalıktan korkmuyor, maske, mesafe ve temizliğe özen gösterip onunla savaşıyorduk? hani hasta insanı izole edip gündelik yaşamımıza devam ediyorduk? ne oldu da hasta olmayan insanlar yalnızca aşısız oldukları için toplumdan dışlandılar? buradaki mantıksızlığı neden algılamıyorsunuz? aşılı olduğunuzda hastalığı bulaştırmıyor olsanız anlayacağım. fakat ne yazık ki böyle bir şey yok! keşke olsa.
salgın başında biz beraber güçlüyüz, başaracağız diyenler aşıladıklarını stadyumlarda üst üste koyup aşısızları hedef alıyorlar. hele bir tane tip var, sürekli sizleri korkutmak istemiyorum ama ile başlayan tweetler atıp rt peşinde koşuyor. inanılmaz bir toplumsal rahatsızlık içindeyiz. esasen daha olumlu, insanları destekleyici yorumlar yapılmalı. fakat bu yapılmıyor. çünkü iki tarafın da popstarları oluştu ve bu isimler aylardır ekranlarda reverans yapıyorlar. biz de iki kutbun savaşını izliyoruz. fakat bu iki kutbun arasında sıkıntılı bir ekip var. eğitim seviyesi fark etmeden bilim tarafında olduklarını iddia ediyorlar ve geniş bir faşizm dalgasının içindeler. insanlara karar şansı vermiyorlar. hâlâ insanlarla dalga geçiyorlar. aşı karşıtı, çip takılacağını düşünüyor deyip cahil görüp ezikliyorlar. çip mip hikaye arkadaşım. insanlar tereddütlüler ve sen bu tereddütü önleyecek temiz açıklamalar yapamazsan o kişi nihayetinde çipe de inanır. ve yapamıyorsun da... mesele bu. bu insanlar aşı karşıtı değiller. aşı karşıtı olan aşılar yasaklansın diyenlerdir. bunlar başta dünyada ilk defa bu kadar geniş çaplı kullanılan mrna aşıları olmak üzere, covid 19 için üretilen aşılara karşı tereddütlü insanlar. karşılarındakiler de tipik yarım porsiyon aydınlıkçı insanlar. daha yakın zamanda içinde 200 kadar insanın olduğu bir whatsapp grubunda, "bir şey olmaz beee, olun anca biraz kolunuz acır". denilen bir muhabbetteydik. gruptaki sevdiğimiz bir arkadaşın kardeşinin 1 aydır hastahanelik olduğu öğrenildi. tam o arada yazdı. hemen aynı kişilerden "bilmiyorduk, geçmiş olsun." mesajları yağdı. bilmezsin tabii. bilmediğin için bu kadar rahat dalga geçebiliyorsun. yani cahil dediğin kesimin yüzde 5'i kadar bile aşının yan etkilerine dair araştırma yapmamışsın. doktor ne derse ona inanmışsın (bu yüzyıla kadar bu tamamen böyleydi.) fakat diğer fikirlerden doktorları seçmemiş, aşıya karşı tereddütlerini dile getirenleri bilim düşmanı ilan etmişsin. halbuki bu bilimin ta kendisi! sorgulamak! karar vermek! içinde olduğumuz kriz de tam yüzyılımızın krizidir. insanlar çok merkezli bilgi akışını kurdukları için tek odak eskisi gibi doktor değil. herkes bir başkasından haber alabiliyor. böylelikle doktorun, "evet yan etkilerde bu da var." deyip geçiştireceği meseleye önden tedbir alıp karar verebiliyor.
yan etki yaşayan insana, biz sorumluluk almıyoruz dersen insanlar da bunu reddedebilirler. bu kadar basit! cahil dediğiniz insanlar aylar öncesinden bu dozların 2-3-4 hatta 5'e kadar çıkabileceğini ön gördüler. düşündüler! bakın yakın zamanda ne oldu? aşı milliyetçiliği yüzünden sinovaclıların aşısız gibi kabul ediler. halbuki en başta mrna'nın uzun vadeli sonuçlarını bilmiyoruz diyen bakan, sinovac'ı yüzde doksanların üzerinde koruyucu olarak gösteriyordu. şimdi sinovaclıların aşısızlarmış gibi kabul edilmelerine kim ne diyecek? türkiye'de dünyada bir ilk olarak hibrit aşılamanın yapıldığını, farklı şirketlerin aşılarının kullanıldığını ve bunun bilimsel bir çalışma olduğunu bileniniz var mı? yoksa bir bilimsel çalışmanın içinde olduğunuzu bilmeden bilim insanları ne derse onu mu yaptınız? bakın arkadaşlar. dünyada ilk defa bu kadar geniş çaplı yapılan mrna aşılarını reddetme şansını kimsede görmeyecek kadar faşist, dogmatik, kibirli bir yaratığa dönüştünüz. bunun farkına varın. aşının kalp problemlerini tetiklediği iddia edilince öyle bir şey olmaz derken buna dair bilimsel makaleler ortaya çıkmaya başladığında aniden çark etmeye başlandı. niçin gündemi takip etmiyorsunuz?
en kısa zamanda bu küresel beladan kurtulmamız dileğiyle...
salgın başında biz beraber güçlüyüz, başaracağız diyenler aşıladıklarını stadyumlarda üst üste koyup aşısızları hedef alıyorlar. hele bir tane tip var, sürekli sizleri korkutmak istemiyorum ama ile başlayan tweetler atıp rt peşinde koşuyor. inanılmaz bir toplumsal rahatsızlık içindeyiz. esasen daha olumlu, insanları destekleyici yorumlar yapılmalı. fakat bu yapılmıyor. çünkü iki tarafın da popstarları oluştu ve bu isimler aylardır ekranlarda reverans yapıyorlar. biz de iki kutbun savaşını izliyoruz. fakat bu iki kutbun arasında sıkıntılı bir ekip var. eğitim seviyesi fark etmeden bilim tarafında olduklarını iddia ediyorlar ve geniş bir faşizm dalgasının içindeler. insanlara karar şansı vermiyorlar. hâlâ insanlarla dalga geçiyorlar. aşı karşıtı, çip takılacağını düşünüyor deyip cahil görüp ezikliyorlar. çip mip hikaye arkadaşım. insanlar tereddütlüler ve sen bu tereddütü önleyecek temiz açıklamalar yapamazsan o kişi nihayetinde çipe de inanır. ve yapamıyorsun da... mesele bu. bu insanlar aşı karşıtı değiller. aşı karşıtı olan aşılar yasaklansın diyenlerdir. bunlar başta dünyada ilk defa bu kadar geniş çaplı kullanılan mrna aşıları olmak üzere, covid 19 için üretilen aşılara karşı tereddütlü insanlar. karşılarındakiler de tipik yarım porsiyon aydınlıkçı insanlar. daha yakın zamanda içinde 200 kadar insanın olduğu bir whatsapp grubunda, "bir şey olmaz beee, olun anca biraz kolunuz acır". denilen bir muhabbetteydik. gruptaki sevdiğimiz bir arkadaşın kardeşinin 1 aydır hastahanelik olduğu öğrenildi. tam o arada yazdı. hemen aynı kişilerden "bilmiyorduk, geçmiş olsun." mesajları yağdı. bilmezsin tabii. bilmediğin için bu kadar rahat dalga geçebiliyorsun. yani cahil dediğin kesimin yüzde 5'i kadar bile aşının yan etkilerine dair araştırma yapmamışsın. doktor ne derse ona inanmışsın (bu yüzyıla kadar bu tamamen böyleydi.) fakat diğer fikirlerden doktorları seçmemiş, aşıya karşı tereddütlerini dile getirenleri bilim düşmanı ilan etmişsin. halbuki bu bilimin ta kendisi! sorgulamak! karar vermek! içinde olduğumuz kriz de tam yüzyılımızın krizidir. insanlar çok merkezli bilgi akışını kurdukları için tek odak eskisi gibi doktor değil. herkes bir başkasından haber alabiliyor. böylelikle doktorun, "evet yan etkilerde bu da var." deyip geçiştireceği meseleye önden tedbir alıp karar verebiliyor.
yan etki yaşayan insana, biz sorumluluk almıyoruz dersen insanlar da bunu reddedebilirler. bu kadar basit! cahil dediğiniz insanlar aylar öncesinden bu dozların 2-3-4 hatta 5'e kadar çıkabileceğini ön gördüler. düşündüler! bakın yakın zamanda ne oldu? aşı milliyetçiliği yüzünden sinovaclıların aşısız gibi kabul ediler. halbuki en başta mrna'nın uzun vadeli sonuçlarını bilmiyoruz diyen bakan, sinovac'ı yüzde doksanların üzerinde koruyucu olarak gösteriyordu. şimdi sinovaclıların aşısızlarmış gibi kabul edilmelerine kim ne diyecek? türkiye'de dünyada bir ilk olarak hibrit aşılamanın yapıldığını, farklı şirketlerin aşılarının kullanıldığını ve bunun bilimsel bir çalışma olduğunu bileniniz var mı? yoksa bir bilimsel çalışmanın içinde olduğunuzu bilmeden bilim insanları ne derse onu mu yaptınız? bakın arkadaşlar. dünyada ilk defa bu kadar geniş çaplı yapılan mrna aşılarını reddetme şansını kimsede görmeyecek kadar faşist, dogmatik, kibirli bir yaratığa dönüştünüz. bunun farkına varın. aşının kalp problemlerini tetiklediği iddia edilince öyle bir şey olmaz derken buna dair bilimsel makaleler ortaya çıkmaya başladığında aniden çark etmeye başlandı. niçin gündemi takip etmiyorsunuz?
en kısa zamanda bu küresel beladan kurtulmamız dileğiyle...
devamını gör...