abartıldığı kadar iyi olmayan filmler

platform.
film bir şey anlatmak istiyor fakat anlatamıyor.

yeşil yol. film gerçekten inanılmaz duygusal ve hoş bir film fakat. teknik açıdan değerlendirmeye alındığı zaman işler biraz farklılaşıyor.

inception
izlerken sadece boş boş ekrana baktım, bittiğinde "bu neydi şimdi?" diyip kapattım. sorun bende mi bilmiyorum.

babam ve oğlum.

dangal. tamam bazı acilardan güzel ama aamir khanin 3 aptal filminden sonra bunu izleyince biraz çeliştiğini düşündüm. bir babanın kendi hayalini ona gerceklestirtmesi için erkek çocuk istemesi erkek olmayinca zorla kız çocuklarına yaptırması falan kesinlikle beğenmedim filmi kurtaran birkaç yer vardı ama özünde olayın bu kadar olumlu manada abartılması saçma geldi bana.

roma

kesinlikle pulp fiction ya. seyretmesi keyifli, oyunculuklar güzel ama o kadar. hiçbir şey katmıyor insana.

la la land diyeceğim ama korkuyorum linç yerim diye izlerken niyeyse senaryoda boşluk var gibi hissetmiştim ama belki de filmi izlerken başka bir şey düşünüyor olabilirim

roundhay garden scene neymiş efendim ilk çekilen filmmiş. imdb puanını hakketmiyor bence. *

sükse yapmış romantik filmlerin hepsi. özellikle eternal sunshine of the spotless mind. jim carrey’yi çok severim, buna rağmen filmi bitiremedim bile. clementine karakteri o kadar sorunlu ki izlediğim süreçte bedenimde nefes darlığı baş gösterdi gerçekten. adam desen ayrı sorunlu. yani övüm övüm övülen, örnekler alınan film sorunlu kötü bir ilişkiyi anlatıyor, dedim acaba yanlış filmi mi izliyorum, kuran evliya çarpsın durdurup kontrol ettim. zaten kolay kolay aşk meşk filmi sevmem ama bu film hakkında kütlelerce kafa şöyle ağladım, böyle buruldum, ay yıkıldım falan deyince dedim herhalde bu farklı olur. olmadı:d
aynısını ps: i love you’da da yaşamıştım. ulan ölmüşsün ölmüş, bırak da kadın bi yerde kendini toparlasın hayatına baksın. ne kadar gereksiz romantizmler bunlar ya, 15-17 civarında değilseniz aşkı meşki bu kadar süründürmemelesiniz, just let it go birader.

hiç şüphesiz pulp fiction hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biri

pulp fiction, sweet november, the silence of the lambs, a clockwork orange*.

imd puanına aldanığ izlenen çoğu filmdir.
örneğin bir zamanlar holywood da filmi bana hiç hitap etmemiştir.

''pulp fiction filminin konusu yok, inception'dan bir şey anlamadım, old boy filmi çok iirençdi .s''

"esaretin bedeli" diyeceğim gelmiş geçmiş en iyi film diye bütün dünyanın onayladığı film olmuş. o yüzden demiyorum.

pulp fiction (bkz: #762351">#762351) resimdeki çocuk benim), reservoir dogs

beklentimizin altında kalan filmlerdir. belki de öncesinde beklentilerimiz çok yükseltildiği için böyle oluyordur bilemem. böyle çok film olduğunu düşünmüşümdür -kendimce- ama başlığı okuyunca ilk aklıma gelen (bkz: love me if you dare) oldu.

başıma bir şey gelemeyecekse "forrest gump" demek isterim.

kasımda aşk başkadır. maalesef sevemedim ben. her ay biriyle birlikte olmak aşkı öğretmeye çalışmak. çok abartıldığını düşünüyorum.

(bkz: amelie)
(bkz: her)
(bkz: lost in translation)
(bkz: drive)