the ekonomist'te geçtiğimiz aylarda yayınlanmış kritik makalenin başlığı.


john uwagboe 2008’de iskoçya’ya taşındığında birkaç hafta boyunca başka bir siyahi erkek görmedi. nihayet edinburgh sokaklarından birinde karşıdan gelen bir siyahi adam gördüğünde tanışmak için hemen onun yanına gitti. tanışmalarıyla birlikte uzun zamandır kayıp arkadaşlar gibi kucaklaştılar, birlikte yemeğe gittiler. “adam aslında nijeryalı bile değildi,” diye hatırlıyor uwagboe, “ganalıydı!”

2001 yılında iskoçya’da yaşayan afrikalı sayısı sadece 5.000 idi; yani büyük oranda beyaz olan nüfusun %0.1’ini oluşturuyorlardı. 2022 nüfus sayımına göre bu sayı 11 kattan fazla artmış durumda ve muhtemelen o zamandan beri daha da büyüdü. uwagboe, eğitim için geldiği iskoçya’da önce bir bankada çalıştı, sonra kendi restoranını açtı. şimdi sadece edinburgh’daki nijeryalılar için kurulmuş bir whatsapp grubunda 3.000’den fazla üye olduğunu söylüyor. katıldığı pentekostal kilisesinin 10 şubesi var. “kesin olan bir şey varsa, o da afrikalıların gelmeye devam edeceğidir,” diyor.

bu kulağa tuhaf gelebilir; donald trump göçmenleri sınır dışı ediyor, avrupa’daki siyasetçiler yerelciliğe yöneliyor, medyada ise afrika’dan gelen göçmenler çoğunlukla kaçak yollarla sızan teknelerde anlatılıyor. oysa afrikalıların büyük çoğunluğu yasal ve normalyollarla kıtayı terk ediyor. bu tür göç, göçmen karşıtı söylemlerin yükselmesine rağmen artmaya devam etti ve muhtemelen önümüzdeki on yıllarda daha da artacak. bu eğilim, hem göç alan ülkelerde hem de afrika’da derin etkiler yaratacak.

bu artış, afrika’nın –dünyanın en genç ve en hızlı büyüyen kıtası– ile diğer tüm bölgeler arasındaki olağanüstü demografik ayrışmadan kaynaklanıyor. afrika’da işgücü artarken, diğer birçok bölgede azalıyor. bu nedenle, cornell üniversitesi’nden demograflar kathryn foster ve matthew hall “göçün geleceği afrika menşeli olacak” diyor.

danışmanlık firması mckinsey’in bu yıl yayınladığı “yeni demografik gerçeklik” raporuna göre amerika, çin, japonya, güney kore ve avrupa ülkeleri dahil olmak üzere ilk dalga ülkelerin 2050’ye kadar çalışma çağındaki nüfusu (15-64 yaş) 340 milyon azalacak. ortalama yaşam süresinin uzaması ve doğurganlık oranlarındaki büyük düşüş nedeniyle bu ülkelerde çalışma çağındaki kişi sayısının 65 yaş üstüne oranı 1997’de 7:1 iken, bugün 4:1’e geriledi. 2050’de bu oran 2:1’e düşecek.

iş var, işçi yok

benzer bir düşüş gelişmekte olan ülkelerde de yaşanıyor. bm’ye göre, 2060 yılına kadar brezilya’da destek oranı 6.2:1’den 2.3:1’e, vietnam’da ise 7.5:1’den 2.4:1’e düşecek. george mason üniversitesi’nden michael clemens, “tarih boyunca bu kadar hızlı işgücü kaybı görülmedi” diyor.

bunun istisnası sahra altı afrika. doğurganlık oranları burada da düşüyor ama yavaş ve yüksek bir seviyeden başlıyor. bu bölge demografik geçişin daha başında. 2050’ye kadar çalışma çağındaki nüfusu yaklaşık 700 milyon artarak iki katına çıkacak. 2030 yılına kadar küresel işgücü piyasasına katılan her iki kişiden biri sahra altı afrika’dan olacak.

ancak bu insanlar kendi ülkelerinde iş bulmakta zorlanacak. her yıl yaklaşık 15 milyon kişi işgücü piyasasına girerken, yalnızca 3 milyon formel iş yaratılıyor. afrobarometer’ın yaptığı bir ankete göre, 24 afrika ülkesinde halkın %47’si göç etmeyi düşündüğünü, %27’si ise bunu “ciddi şekilde düşündüğünü” belirtti. “daha iyi iş fırsatları” en çok belirtilen neden oldu.

göç eğilimleri, ülkelerin kişi başına düşen geliriyle karşılaştırıldığında çan eğrisi benzeri bir grafik oluşturur. kişi başına düşen gelir yaklaşık 5.000 dolara ulaşınca göç artar, 10.000 dolarda zirveye ulaşır, sonra düşer. yani çok fakir ülkelerde insanların gitmeye gücü yetmez, zengin ülkelerde ise ihtiyaç duymazlar. orta gelirli ülkelerde ise hem istek hem imkan vardır.

göçle özdeşleşen meksika ve filipinler gibi ülkeler artık bu zirveyi geçmiş durumda. oysa sahra altı afrika nüfusunun %94’ü (yaklaşık 1.1 milyar kişi), kişi başına gelirin 10.000 doların altında olduğu ülkelerde yaşıyor. “afrika’dan göç durdurulamaz bir güç,” diyor clemens.

gerek var ama istek yok

göçmen kabul eden ülkelerdeki siyaset ise bu güce karşı hareketsiz bir nesne gibi duruyor. trump, afrikalı göçmenler arasında popüler olan “çeşitlilik vizesini” askıya aldı. ab, afrika’dan gelen yasa dışı göçü azaltmak için milyarlarca euro harcıyor. eski ingiliz hükümeti, ruanda’dan gelen göçmenleri kabul etmektense ingiltere’deki göçmenleri ruanda’ya göndermeye daha hevesliydi.

yerlilik savunusu, afrika’dan göçü kısıtlayabilir. ancak bu tür kısıtlamaların siyasi bedelleri olur. örneğin ingiltere’de ulusal sağlık sistemi için hemşire ve doktor bulmak zorlaşır. emek açığı ve sosyal güvenlik açıkları karşısında daha az tercih edilen önlemler (emeklilik yaşını yükseltmek gibi) gündeme gelir. italya başbakanı giorgia meloni seçim kampanyasında göçü azaltacağını vadetti, fakat iktidara geldikten sonra ab dışı ülkelere verilen çalışma vizesi sayısını artırdı. brexit sonrası ingiltere’de net göç oranı yükseldi. zengin ülkeler işgücü açığını kapatmak istiyorsa, bunu en çok afrikalılarla yapacak.

zaten yapıyorlar

2024’te, bm verilerine göre 45 milyon afrikalı ülkesi dışında yaşıyor. bu, küresel göçmen nüfusunun %15’i. 1990’da bu oran %13’tü. o dönem afrikalı göçmenlerin yalnızca %35’i afrika dışındaydı; bugün bu oran %45. yani afrika dışındaki afrikalı göçmen sayısı 1990’dan bu yana üç katına çıkarak 20.7 milyona ulaştı. bu, hindistan dışındaki hintlilerden (18.5 milyon) ve çin dışındaki çinlilerden (11.7 milyon) fazla.

avrupa’daki afrikalı göçmen sayısı 1990’da 4 milyonken, 2024’te 10.6 milyona çıktı. fransa’da 4 milyon, ingiltere’de 1 milyon afrikalı göçmen var. yeni gelenler, sömürge dönemine dayanan eski diasporalara katılıyor. daha önce gelenlerin çocukları ingiltere’de sınavlarda ortalamanın üstünde başarı gösteriyor. özellikle britanyalı nijeryalılar spor (rugby kaptanı maro ıtoje), iş dünyası ve siyasette (muhafazakar parti lideri kemi badenoch) öne çıkıyor.

afrikalılar artık sadece doktor ya da mühendis olarak değil; bakım evlerinde çalışmak gibi daha mütevazı işler için de geliyor. 2023’te ingiltere’deki bakım evlerinde çalışan yabancı uyruklular arasında nijeryalılar ilk sıradaydı. zimbabwe ve gana’dan da on binlerce kişi bu tür işlerde çalışıyor.

yeni azınlık

son on yılda amerika, sahra altı afrika’dan en çok göç alan ülke olarak fransa’nın önüne geçti. 1960’ta afrika kökenliler toplam göçmenlerin %1’inden azını oluştururken, 2020’de bu oran %11 oldu. 1990-2020 arasında amerika’ya gelen afrikalı sayısı, köle ticareti dönemindekinden dört kat fazla.

columbia üniversitesi’nden neeraj kaushal’ın yakında çıkacak kitabı, “amerika’nın geleceği kara afrika’da” tezini işliyor. nijerya, etiyopya, gana ve kenya diasporaları, 1980’deki hint diasporasıyla aynı büyüklükte. hintli göçmen nüfusu o zamandan beri 13 kat arttı. benzer bir artış, 2060’a kadar bu dört afrika diasporasından 10 milyon yeni göçmen anlamına gelir.

kaushal, trump döneminde bazı kısıtlamalar getirilse de uzun vadede amerika göçmen ülkesi olarak kalmak istiyorsa, afrika’nın en büyük kaynak olacağını savunuyor. zira afrika’dan gelen göçmenler hem eğitimli hem çalışkan: nijeryalı amerikalıların %64’ü üniversite mezunu. amerika genelinde bu oran %33. ayrıca iş gücüne katılım oranları da ortalamanın üstünde.

göçmenler o kadar başarılı ki bazı afro-amerikalı akademisyenler, çocuklarının pozitif ayrımcılık uygulamalarından faydalanmaması gerektiğini savunuyor. yeni gelenler “afrikalı-amerikalı” kavramını da dönüştürüyor. atlanta’daki kongo koalisyonu’ndan carl kananda, “ben afrikalıyım. amerika’ya gelene kadar siyah olduğumu öğrenmemiştim” diyor.

batı dışında da varlar

2024 itibariyle, körfez işbirliği konseyi ülkelerinde 4.7 milyon afrikalı göçmen var; bu rakam 1990’dan beri üç katına çıktı. suudi arabistan, kenya’ya en fazla döviz gönderen ikinci ülke. ancak körfez’deki afrikalı işçiler çoğu zaman kötü muamele görüyor. kenya’dan gidenlerin %99’u patronlarından kötü muamele gördüğünü söylüyor. uganda’da aktivist marie mwiza, kadın hizmetçilerin “domates çuvalı gibi” görüldüğünü söylüyor.

yine de pek çok kişi gitmeye devam ediyor. uganda’da çalışan steven nuwuguba katar’da zorlu koşullarda çalıştı ama ülkesiyle kıyasla yüksek kazanç elde etti. birçok kişi bu gelirle iş kurabiliyor.

afrikalılar çin’de de var. nijeryalılar, endonezyalılardan fazla; güney afrikalılar neredeyse taylandlılar kadar. yiwu ve guangzhou gibi şehirlerde binlerce afrikalı ticaret yapıyor. 2018’de çin’deki afrikalı öğrenci sayısı 80.000’di; bu sayı amerika’daki afrikalı öğrenci sayısından daha fazlaydı.

afrika için etkileri

göç, “beyin göçü” korkularını da beraberinde getiriyor. ancak kamerunlu ekonomist narcisse cha’ngom’a göre bu daha karmaşık. evet, nitelikli iş gücü, tüketim ve vergi tabanı kaybediliyor. ama göçmenlerin gönderdiği döviz, doğrudan yatırımlardan ve yardımlardan fazla. göç ihtimali, ülkede eğitime olan talebi bile artırıyor.

cha’ngom’un 2023 tarihli çalışmasına göre, göç veren ülkelerin çoğu, kişi başına düşen gsyih açısından göçten net fayda sağlıyor. ancak bu faydayı artırmak için doğru politikalar gerekiyor. filipinler hemşire ihracını sağlık eğitimiyle eşleştirdi. hindistan, göçmenlerini ülkeye beceri ve sermaye getirmeye teşvik ediyor.

afrika ülkeleri de benzer politikalar geliştiriyor. kenya, almanya ile mesleki eğitim ve dil kurslarını içeren bir göç anlaşması yaptı. hedefleri, yılda 1 milyon kenyalıyı yurt dışına göndermek. etiyopya ve tanzanya da benzer girişimlerde bulunuyor.

yine de pek çok afrikalı hükümetlerinin bu fırsatı doğru kullanabileceğine inanmıyor. işçi ihracatı yapan şirketlerin siyasi elitlere ait olması kuşkuları artırıyor. ancak yurt dışında şansını denemek isteyen genç afrikalılar için bu durum pek caydırıcı değil.

afrikalıların işe ihtiyacı var; dünyanın da işçiye. bu çıkar birliği büyük bir fırsat. yeter ki her iki taraf da bu fırsatı değerlendirmeyi bilsin.


kaynak
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"afrika'dan göç dünyayı değiştirecek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim