akp döneminde sakız dağıtır gibi prof unvanı verilmesi

genelde taşra üniversitelerinde gözlemlenen durumdur. adam daha 40 yaşına gelmemiş profesör olduğunu facebook’tan ilan ediyor. yabancı belgesel izleyenler aşinadır. adamların profesörü bir sunum yapıyor anında aydınlanma yaşıyorsun. dönüp bakınca anlıyorsun ki bizimki bunun anca tostunu getirip çayını götürür. yazık lan bu ülkeye.

son 20 yılda; sınavla yükselen herkesin - en azından kendi saygınlığını korumak adına-aynı sınavlara bir daha girmesi gerekiyor. ikincide de başarabilenler saygıyı hak eder. aksi taktirde; intihal, nasıl verildiği belli olmayan ünvanlar, aşikar kayırmalar, bilinen sorulardan yapılan sınavlar, sahte diplomalar, alan yetersizliği...

sonuçta işin ucunda bir belediye başkanı tarafından (bkz: çok kötü çok kötü, deli deli) diye yaftalanmak da vardır.

tatlı tatlı yemenin, acı acı çıkarması olurmuş.

bileğinin hakkıyla olanlar hariç sırf kendine yakın diye bir adamı prof yapıyorsun. bu profların bırak öğrenciye kendilerine ne faydası var ? eğitim sistemi zaten iyi değildi ama akp döneminde hem rant hem de dinciliğin hakim olduğu ve yiyip bitirdiği bir sistem oldu.

ne güzel işte, cahil insan kalmıyor memlekette.