algı

ne gördüğümüz nede hissettiğimizdir. algı bizizdir. elbette dokunduğumuz hissettiğimiz şeylerle oluşur algı fakat birey algıyı neye yorarsa algı odur. algı özel ve özneldir, nesnel değildir.

algı bilgiyi nasıl aldığımız ve anlamlandırdığımızdır. 10 kişiye aynı kırmızı elmayı, aynı koşullarda gösterseniz bile, 10 kişinin her biri bu elmayı farklı şekilde görür ve farklı şekilde anlamlandırır.
genetik özelliklerimiz, içinde bulunduğumuz sosyal kültür, etkileşimde bulunduğumuz sosyal kültür, mevcut bilgilerimiz, kişisel deneyimlerimiz, o an içinde bulunduğumuz ortam, o an içinde bulunduğumuz duygular algıyı şekilendirir.
aynı sosyo-kültürel gruptaki insanların insanların aynı şeyleri, benzer şekilde algılamaları ise toplumsal algıdır.

bir hadiseye kendine göre yön vermektir ama aslında bu, gerçeği yansıtmaz. olayı kendi işine gelen anlama çekmektir.

duyuların zihinsel temsili. çoğu zaman her şey iken çoğu zaman hiçbir şey.

psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve yeniden düzenlenmesi olarak tanımlanır.

algı ve gerçek bizim onu nasıl algıladığımıza göre değişmektedir. örneğin görme engelli biri ile gören kişi zamanı ve nesneleri farklı algılar.
algı gördüklerimizi/ anladıklarımızı nasıl özümseyebildiğimiz, ne kadarını algılayabildiğimize bağlı değişir.

psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve yeniden düzenlenmesi.


gerçekler algılayabildiğimiz kadardır. ^^

hayatın tek kelimelik özeti.

anlayis, bakis acisi. her insanin algisi birbirinden farklidir, ve algilama bicimi de oyle.

insanın kendine yakışanı giymesidir.

verginin tam karşıtıdır.
devlet geçinmek için paraya ihtiyacı olduğu algısını yaratır. biz faniler de "hmm tamam o zaman" deyip elimizdekileri avucumuzdakileri, kıçımızdaki donu falan veririz. buna da vergi denir