almanya'da doktorların ısrarla ilaç yazmaması

ınanilmaz derecede can sıkan bir durum. eğer ki 3.kattan düşmediyseniz,kanser -değilseniz, trafik kazası geçirmemişseniz bu alman doktorlara ilaç yazdırmak, deveye hendek atlattırmaktan daha zor arkadaşlar.
oğlum hastalandı daha 2,5 yaşında enfeksiyon dedi, virüs dedi e ilaç yok çay verin içsin demesin mi,ortopediste gidiyoruz ağrıyan yeri gösteriyoruz yok havuzda egzersiz yok akupunktur sonuç hüsran bari bir krem yaz o da yok.
ultrason cihazına girersin tamam sorunu bulduk şuyunuz buyunuz var derler,reçete bol su iç.
(bkz: beni türk hekimlerine emanet ediniz)
mustafa kemal atatürk

bence kötü bir şey değil bu. bizde ise doktorlar ilaç şirketi satış bölümü çalışanları. daha cümleni bitirmeden ve yüzüne bakmadan ilaç yazıyor bilgisayarından ve cümlen bitmek üzereyken diğer hastayı çağırıyor içeri. ben ilaç yazacak diye gitmiyorum artık doktora ve verdiği ilaçları hemen hemen hiç kullanmadım, gidip almıyorum bile eczaneden artık, eskiden alıp eve getiriyordum ve yan etkilerini okuduktan sonra çöpe atıyordum. üstelik kronik ve ciddi bir hastalığım var. sadece almam gereken ilaçlardan birini alıyorum. çok iyi durumda olduğum söylenemez ama aynı durumdaki diğer bildiğim hastalardan daha iyi olduğumu söyleyebilirim. eminim başka faktörler de vardır işin içinde. ne kadar az ilaç, o kadar iyi sağlık gibi geliyor bana. ilaç yutmakla iyileşme olmuyor zaten sadece idare için olmalı ilaç. bazı ilaçlar mutlaka gerekli ama gereksiz çok ilaç yazılıyor ve hepsinin çok yan etkileri var. öncelikle koruyucu olarak hayat tarzına dikkat etmek gerekli.

sanırım mümkün olduğunca vücudun doğal dengesini korumak için yapılan bir şey. entryi okuduğumda bu belirdi aklımda. durum ileri derecede olmadıkça verilmiyor öyle anladım.

bizde de tersi var. 2 gün önce kan tahlilinde ferritin düşüklüğü (anemi) nedeniyle demir ilacı verdi hemen aile hekimi. vücudu zorlayan bir ilaç biraz, aç karnına alınınca tabi. fakat doğal yollardan demir eksikliğini gidermek için ya da anemi için çok yol var. az önce kabak çekirdeği yedim, demir var bol. yeşillikler, kuru bakliyat, yumurta meyve hepsinde var demir.

sağlık ocağında doktorların yaldır yaldır ilaç yazdığını görünce dedim almanlar yapmış yine.

sağlık hizmetini -hatta sağlık politikasını- sadece ' hasta ol, doktora git, mr çek, ilaç yazdır ' diye bellediğimizden bize garip geliyor. bizde millet ilaç ister. misal doktor "ilaca gerek yok, spor yap" dese "bu ne biçim doktor" der. kadının işi ilaç yazmak değil oysa, sağlığını düzeltmek. bizde "hap işe yaramaz, gerçek ilaç damardan olur" diyen bile var ya!

kapsamlı sağlık hizmeti hasta bakıcısından temizlik personeli seçimine, hemşirelerin meslek içi eğitimine kadar bütünlük gerektiren bir iş.
tıp bütünlükçüdür. sadece o anki derdinle değil tüm vücudunla ilgilidir. bize bunu kavramak zor.

doktor dediğin de sadece senin o anki semptomunu ortadan kaldırmaya çalışmıyor. ayağın ağrıdıysa elbette bir şekilde bu işi çözebilir ama ayağını iyileştirmenin uzun vadede böbreğine zararı olabilir mesela. bunu riskini de tartıyor.

benim ayağıma iki türk ortopedisti ameliyat dedi. almanya'daki doktor mr bile istemedi, önce fizyoterapi sonra mr dedi. küfrettim kadına. tahmin ettiğiniz gibi, ilaç da ameliyat da gereksizmiş, alman haklıymış. fizyo ile geçti. vücudum da boşuna kimyasal almamış, kesilmemiş oldu.

hele çocuğa daha da dikkatlilerdir.