marksizm’in toplumu açıklamakta kullandığı iki temel kavram. bunlardan ilki olan altyapı ile başlayacağım. altyapı üretim araçları* ile insan emeğinin birleşimi olan üretim güçleriyle bu üretim güçlerinin üretim esnasında birbirleriyle kurdukları ilişkilerin yani üretim ilişkilerinin* sonucu olan üretim biçimidir*.

tarihte pek çok üretim gücü, ilişkisi ve bunların sonucunda üretim biçimi insanlar tarafından kurulmuş ve yine insanlar tarafından yıkılmıştır; marksizm yine burada devreye girer: bu kurulup yıkılma döngüsünün belli birkaç aşamaya/şemaya uygun olduğunu söyler. bu aşamalardan bazıları* feodalizm, kapitalizm ve komünizm*’dir. nihai ve en gelişmiş aşama dışındakilerin hepsi belli bir noktaya kadar üretim güçlerini geliştiren* unsurlardır fakat o bir noktada geliştirmek yerine gelişmelerine engel olmaya, onları sömürmeye başlar. böylece bu noktada bir çatışma* yaşanır, mevcut üretim ilişkilerinden memnun olanlar* sistemi korumaya; olmayanlar* ise yıkıp kendilerini geliştirebilecek başka bir sistem kurmaya çalışır.

marksizm altyapı ve üstyapının birbirlerini etkilediğini söyler ancak günün sonunda dominant olarak altyapıyı kabul eder, bu da er ya da geç altyapı tarafından köhne kabul edilen sistemin değişmesini zorunlu kılar. ilk tip kabile ilişkilerinden feodalizm’e, ondan da kapitalizm’e bu şekilde geçilmiştir. genellikle 40 yılda bir krize giren ve özellikle de 19. yüzyıl avrupası’nda üretim güçlerine korkunç deneyimler yaşatmış* kapitalizm’in de yıkılacağı ve yeni bir üretim ilişkisi olarak proletarya diktatörlüğünün/sosyalizm’in/komünizm’in kurulacağı bu yüzden oldukça açıktır. bu nihai aşamaya varmak için bu aşamalardan geçmek* zorunludur.

bu da aslında komünizm’i eurocentric* yapar çünkü bu aşamaların peşi sıra gerçekleştiği tek yer orasıdır. örneğin asya’da farklı tip üretim ilişkileri süregelmiştir, bu da yeni bir soru doğurur: bu toplumlar bu nihai aşamaya varma yolunda kendilerine has aşamalardan mı geçmelidir yoksa bu aşamalara entegre mi edilmelidirler?

marx’a göre cevap ikincidir, o yüzden sömürgeciliğe ve kapitalizm’e deneyim olarak karşı değildir. her toplum avrupa’daki gibi bunu deneyimlemelidir, bu deneyim onları önce geliştirecek; belli bir gelişimden sonra ise gelişmelerine engel olacak ve onların da bir çatışmaya girmesine ve devrim yaşamasına neden olacaktır. ilişkilerin değişmesi, olması gerektiği gibi, altyapıdan gelen baskıyla olacaktır.

cevap eğer ilki olursa sömürgeciliğin ve kapitalizm’in deneyimlenmesi gerektiği sonucuna varılmaz, nihai üretim ilişkisine varmak için geçilmesi gereken aşamalar da böylece ulustan ulusa değişmiş olur; böylece aşamalar ortadan kalkar, her ulus bu süreci kendine has ve biricik şekilde yaşar. bu ise üretim ilişkisini değiştirme talebinin/baskısının altyapıdan bir sel şeklinde gelmemesi, bir yerde tepeden indirilmesi demektir*. teori ve pratik az biraz farklılaşmaktadır günün sonunda fakat varılan yer aynıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"altyapı ve üstyapı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim