1.
antik yunan'ın, rönesans'a kadar süregelen ve kullanarak bitiremeyeceğimiz mirasının bir diğer parçası tabii ki felsefe. her ne kadar sevmediğim, üzerine okumadığım bir branş olsa da; sadece sokratesile birlikte "insan nedir?" sorusunu sormaya başlamamız bile başlı başına bu döneme olan hayranlığa yeter koşuldur. özetle, insan, insanı tanıma çabası içerisine antik yunan ile beraber girmiştir. insanı anlama serüvenine platon' un doğayı da eklemesiyle beraber, evrensel bilgiye ulaşabilme gayesi güdülmeye başlanır.
akabinde ise stoacılık ve epikurosçuluk akımlarıyla, felsefe, “erdemli yaşam nedir?” ve özellikle “insanın mutluluğu nerededir?” sorusuna yönelir insanoğlu ama karşılarına hepimizin çok iyi bildiği bir rakip çıkar :
din
hıristiyanlık
devamını gör...
2.
aşırı mistik bir dildir.
devamını gör...
3.
antik yunan felsefesinin ruhunu anlamak isterseniz diogenes laertios'un "ünlü filozofların yaşamları ve öğretileri" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
4.
aristoteles ve platon'un en yakın iki arkadaşım olmasını çok isterdim, ikisinin atışmasını dinlemek kim bilir ne kadar keyifli olurdu
not: plotinos yürü baba arkandayız
not: plotinos yürü baba arkandayız
devamını gör...
5.
şimdi burada (bkz: nous) desem herkes bu ne ki diye bakacak. antik yunan felsefesinde ki ilk on terimdir ve bana göre en önemlisidir. "akıl,zeka,zihin" anlamlarını ifade eder. o yüzden bu ülke de bu başlığın olması bildiğin sırıtmış. çünkü bu ülke de yaşayan insanlar da ne akıl var,ne zeka ne de zihin. her şey bir şekilcilik,bir ilgi manyağı budalası olma peşinde süregeliyor. adamlar binlerce yıl önce tüm dünyadan binlerce yıl ilerideymiş.
devamını gör...