21.
ı know, there is a good man within you.
devamını gör...
22.
bir oyun karakterinin ötesindedir benim için. hani bazı karakterler vardır, izlerken, oynarken o kadar iyi anlarsın, özümsersin ki onu, bir noktadan sonra onun gibi düşündüğünü fark edersin. yanlış zamanda, yanlış yerde doğru adamdı arthur morgan. oyunun başında onunla çıktığın yolda eğer red dead redemption 2'nin bir oyundan fazlası, arthur morgan'ın da alelade bir karakterden ötesi olduğunu anlayarak oynarsan arthur ile birlikte sen de değişiyordun an be an. red dead redemption 2'yi benim hayatımın en iyi oyunu ve unutulmaz bir deneyim yapan şey oyunun hikayesi, harika açık dünyası, inanılmaz detaylarından çok arthur morgan'dır. asla da zirveden inmeyecek bir karakterdir.
devamını gör...
23.
kendi hayat tarzının, yaşadığı zamanın düzenine artık uymadığını anlayan, ama en başta çete lideri dutch’a bunu anlatamayan tarihin en efsane oyun karakterlerinden.
arthur, çeteye ve özellikle o çetedeki bazı insanlara ölümüne bağlı olan, çok sadık bir karakter. dutch ve hosea belli ki başlarda onun için bir baba figürü. hosea çetenin sakin beyni, dutch çılgın lideri, arthur ise gözükara genç silahşörü. blackwater soygunu sonrası biz her karakterin dönüşümünü izliyoruz. hosea ve arthur artık durulmak istiyorlar, ama dutch dibe batmak için adeta amansızca eylemlerine devam ediyor. bu tutumu yüzünden hosea dahil birçok değerli çete üyesini kaybediyor. kaybettikçe hırçınlaşıyor. aslında burada arthur gidişatı anlıyor ama dutch her uyarıyı kendisine sadakatsizlik olarak algılıyor ya da böyle davranarak arthur’u manipüle ediyor. işin sonunda yollar çok keskin bir ayrılığa geldiğinde dahi arthur’un son sözleri “sana her şeyimi verdim” oldu.
arthur, bu süreçte çeteden özellikle john, abigial ve çocukları jack için son mücadelesini verdi. bu mücadele bile dutch için bir sadakatsizlik göstergesiydi. sonunda arthur gibi bir adamı çeteden dışladılar, istenmeyen adam durumuna düştü. arthur sadakatinden dolayı asla dutch’ı alaşağı etmeyi düşünmedi. eğer o ölümcül hastalığı olmasaydı farklı davranır mıydı bilmiyorum. öleceğini bilerek yaşadı. mutlaka düşüncelerini etkilemiştir bu durum. ölmeden önce kurtarabildiği kadarını kurtardı.
dutch ise micah’ın gerçek yüzünü bilse de hırsından dolayı ve bu kandırılmayı kendisine yediremediği için asla gerim atmadı aptal planlarından. john, micah ve dutch’ın birbirlerine silah doğrulttukları o son hesaplaşmada micah’ı vurup tek kelime etmeden paraları da o kulübede bırakıp çekip gitmesi onun çeteden birine son iyiliğiydi. micah’ın ne bok olduğunu bile bile, çetesinin dağılmasına sebep olduğunu bile bile onca sene buna katlanması onun tek önceliğinin kendisini kurtarmak olduğunu gösteriyor.
hikayenin geri kalanı 1. oyunda çok daha dramatik bir hal alıyor.
arthur, çeteye ve özellikle o çetedeki bazı insanlara ölümüne bağlı olan, çok sadık bir karakter. dutch ve hosea belli ki başlarda onun için bir baba figürü. hosea çetenin sakin beyni, dutch çılgın lideri, arthur ise gözükara genç silahşörü. blackwater soygunu sonrası biz her karakterin dönüşümünü izliyoruz. hosea ve arthur artık durulmak istiyorlar, ama dutch dibe batmak için adeta amansızca eylemlerine devam ediyor. bu tutumu yüzünden hosea dahil birçok değerli çete üyesini kaybediyor. kaybettikçe hırçınlaşıyor. aslında burada arthur gidişatı anlıyor ama dutch her uyarıyı kendisine sadakatsizlik olarak algılıyor ya da böyle davranarak arthur’u manipüle ediyor. işin sonunda yollar çok keskin bir ayrılığa geldiğinde dahi arthur’un son sözleri “sana her şeyimi verdim” oldu.
arthur, bu süreçte çeteden özellikle john, abigial ve çocukları jack için son mücadelesini verdi. bu mücadele bile dutch için bir sadakatsizlik göstergesiydi. sonunda arthur gibi bir adamı çeteden dışladılar, istenmeyen adam durumuna düştü. arthur sadakatinden dolayı asla dutch’ı alaşağı etmeyi düşünmedi. eğer o ölümcül hastalığı olmasaydı farklı davranır mıydı bilmiyorum. öleceğini bilerek yaşadı. mutlaka düşüncelerini etkilemiştir bu durum. ölmeden önce kurtarabildiği kadarını kurtardı.
dutch ise micah’ın gerçek yüzünü bilse de hırsından dolayı ve bu kandırılmayı kendisine yediremediği için asla gerim atmadı aptal planlarından. john, micah ve dutch’ın birbirlerine silah doğrulttukları o son hesaplaşmada micah’ı vurup tek kelime etmeden paraları da o kulübede bırakıp çekip gitmesi onun çeteden birine son iyiliğiydi. micah’ın ne bok olduğunu bile bile, çetesinin dağılmasına sebep olduğunu bile bile onca sene buna katlanması onun tek önceliğinin kendisini kurtarmak olduğunu gösteriyor.
hikayenin geri kalanı 1. oyunda çok daha dramatik bir hal alıyor.
devamını gör...
24.
giderken john reyize son bi güzellik yapmış karakter.
devamını gör...