asgari ücretlilere maaş haczine red veren partiler

tabiki akp ve mhp.



buradan

mhp ve akp ye rağmen onu şöyle halledebilirsiniz,

haciz gelmesine yakın bir arkadaşınız ile aranızda senet yapıp icraya verip öncelik alırsınız arkadaşınız her ay parayı çeker size verir.

demokrasilerde çareler tükenmez.

yalnız maliye, gelir idaresi gibi yerler önceliklidir dolayısı ile de kalkıp neden olmadı diye sormayın. banka, kredi vesair borcunuz varsa bu numarayı kullanabilirsiniz. siz gene de avukata danışın öncesinde.

iyi bir avukatınız ve mali danışmanınız varsa sistemin her türlü bugını bilirsiniz.

edit: benim bunu bilme sebebim borcum olması değil şirket ve şirketler yönetmem. dolayısı ile de sistemin buglarini da sağlam kısımlarını da bilmek zorundayım. dostlar alışverişte görsün isim ile gerçek işlerim arasinda farklar var. ha sorarsanız tamirciyim ben. zira türkiye gibi hukukun üstünlüğü değil ustunlerin hukuku olan bir ülke de başka da çarem yok.

allah belalarını versin. haksız işten çıkarma yaşadım. kredim falan hep icrada şu an. asgari ücretli işlere bakıyorum. girdiğim gibi enseme çökecekler. kafadan 1400 maaş haczi.

beklenen karardır.
ayrıca o aradaki i harfi olmayacak orada.
bilin bakalım neden...
(bkz: bunu da silin)

alacaklının hiç mi hakkı yok. tamam, asgari ücret durumu ortada. borç taktığınız adam ne olacak.

peşin edit,
iki gerçek kişi arasındaki borç alacak ilişkisi baz alınmıştır.

şimdi burada şöyle bir durum var. bu yasanın reddedilmesine sebep olan partiler akepe ve mhp daha önce bir yasaya imza attılar. neydi bu yasa; kısaca ve anlayacağı bir dilde yazmaya çalışayım.
eskiden borçlunun evindeki hayatını idame ettirecegi hacize kabil olmayan mallar haricindeki tüm malları haczedilir yeddiemin deposuna götürülürdü. sonra haczedilecek mallar borçlunun evinde birden fazla ise hazzedilebir diyerek bir yasa cikardilar. yani adamın evinde iki tv varsa birini alıp götürsün dendi. hal böyle olunca borçlunun üzerindeki haciz baskısı kalktı. hatta hacize gelinemiyor, evinize kimse hacize gelemeyecek algısı oluşturuldu. umarım buraya kadar anlatabildim. bu yaşa tamamen toplumu rahatlatmak, insanları oyalamak için çıkartılmıştı. tabi bu durum özellikle özel bankaların hiç işine gelmedi. hükümet bir şekilde onları da rahatlatacak kararlar aldı, yasalar çıkardı. uzun uzun anlatmayalim. neyse gelelim bu maaş haczi meselesine; borçlunun zaten borcu ödemeye ne durumu var ne de niyeti. maaş haczi alacaklının elinde kalan son tehdit. yani bunu da kaldirirsa hükümet kimse alacağını alamaz. hacize gidemiyorum, emekli adama maaş haczi yazamıyorsun, bankadaki maaş hesabına bloke koyduramiyorsun. elde kala kala bir maaş haczi kaliyor. ha yukarıda bir arkadaş yolunu göstermiş. doğrudur. muvazaalı icra takibiyle maaş kesintisinin önüne geçilebilir. geçilebilir ama borçluyken uykusu kaçan bir toplumken nasıl borcumu ödemeden yasarimi öğrenmek için icra iflas hukuğunu yalamak yutmak ileride büyük dertlere yol acacaktir.

yerinde karar.

tahsil kabiliyeti olmayan bir borçludan paranızı almaya çalışsanız anlardınız durumu, en yüzeysel şekilde yapacağım yorum budur.

zaten insanımızın borcunu ödemek yerine ödememek için 40 takla atması da ayrı bi’ durum. adam mobilya takımı alıyor misal, sonrasında yooo benim borcum yok ki, alma paranı 2 sene n’olcak? bu alacaklılar şöyle böyle.

neyse mağdur edebiyatını zumzum

türkiye'de yurttaşların sadece bankalara olan borçları 800 milyar liranın üstünde. devletin 1 milyar liraya kadar olan borçları üstlenmesine rağmen icra dosyası sayısı 34 milyon.
bunlar doğal miktarlar değil. borç almış da ödememiş ahlaksız herif lafı en kolaycı, en sermayeden yana laf. hiç kimse borçlu kalmak, borçluların, avukatların tacizine maruz kalmak istemez.
bu bankalar mesela, devletten %9'la para alıp %36'yla halka satıyorlar. taş atıp kolları yorulmadan %27 kâr. devletten %9'la para alıp %16'yla geri devlete satıyorlar. satışa çıkartsak 42 milyar tl eden yerli ve milli bankalarımızdan biri ilk üç çeyreklik dönemde 27 milyar lira kâr etmiş. bunlar normal miktarlar değil.
halk "alçak eşek" olduğu için binmesi kolay oluyor. vatandaşın traktörünü zapteden, asgari ücretine çöken banka demirören'in 750 milyon dolarlık borcuna (15 milyar yetele eder) tek laf etmediği gibi ora avm'de 400 miyon euro'nun batmasına göz yumuyor.
a kop ve terörist mhp'nin vicdanı yok biliyoruz, siz vicdanlı davranın yazarlar.

bu olguların yasama konusu olması bile vehametin boyutunu gösteriyor.
son yıllarda pandemi öncesi de dahil dar gelirliye dair öyle yasalar çıktı ki, duyan bu ülkede sadece yönetenler ve sürünen sefiller yaşıyor diye düşünür.
pirim ödeme/ceza-vergi faiz indirimi/kredi veya kredi kartı yapılandırma/hacizliye hapis affı/çek-sened hapis affı vs vs.

doğru olanı yapmışlardır.
400e yakın çalışanı olan bir firmanın muhasebe ekibindeyim. maaş haczi olan çalışanlar mevcut. ama biliyor musunuz yıllar geçiyor, maaş haczi olan çalışan isimleri değişmiyor. gerçekten mecburiyetten maaş haczi ödeyen çalışan, çalıştığı yere karşı bile mahcup oluyor. bunu hissediyorsunuz. ama bir de borçlu yaşamayı ve borcunu ödememeyi yaşam biçimi haline getirmiş insanlar var. genelde de maaşına haciz kararı çıkan insanlar, borcunu ödemekten bile isteye kaçınan insanlar. dedim ya isimler hep aynı. adam bardak alıyor, onu bile ödemekten imtina ediyor. bir çalışan var mesela. sırada bekleyen 15 icrası daha var. bu adam mağdur ama 15 alacaklı vicdansız öyle mi? yok daha neler ya hu!

öncelikle red değil ret. asgari ücretlinin alacaklısını mağdur etmesine izin vermemişler. bunun nesi saçma. borcunu ödese haciz gelmez, doğru mu. muhalefetin popülist hareketi vize almamış.

asgari ücretliye borç veren banka neyin peşinde ki zaten? zar zor geçinen insanları astronomik faizlerle borca sokuyorlar, sonra da milyonlarca lira borcu olan 'ünlü' ve 'yandaş' kişilerin borçlarını siliyorlar...

haciz gelmesin, dolayısı ile bankalar da asgari ücretliye kredi vermesin. bakın o zaman asgari ücret açıklandığında insanların tepkisi ne olacak...

geçinemiyor, krediye mahkum oluyor ama o kadarcık maaşı ile bir de banka geçindiriyor.

kısacası onları bu yokluğa mahkum eden iktidar sahibi ve yancısı partilerin, asgari ücretlinin kredi alabiliyor olması işlerine geldiği için kabul etmemiş olmaları doğaldır, ancak zalimcedir.