atatürk devrimleri'nin ne kadar önemli olduğu gerçeği
başlık "kalender" tarafından 08.12.2020 22:10 tarihinde açılmıştır.
1.
saltanatın kaldırılması - 1 kasım 1922
cumhuriyetin ilanı - 29 ekim 1923
halifeliğin kaldırılması - 3 mart 1924
bu üç büyük değişimle, türkiye cumhuriyeti'nin çağdaş devlet yolunda ilk adımı atılmıştı.
cumhuriyetin kuruluş devrinde bir asırdan beri devam eden medeniyet mücadelesinin kesin zaferi, medeni kanun ve laiklik ile kazanılmıştır.
devrim karşıtları, bir asırdan beri batılılaşmanın dinden ve milliyetten çıkmak demek olduğu fikrini yaymışlardı. atatürk devrimleri, bu masala son vermişti.
atatürk devrimleri'ne vurulmak istenen din düşmanlığı damgası, medeniyet düşmanlarının iftirasından ibarettir.
yeni türkiye'nin kuruluş devri yapılan devrimlerle "modernleşmenin" ilk adımı ile hayat bulmuştur. eski zaman ve eski nizam, adetleri ile, görenekleri ile, batıl itikatları ile devrim karşısında ayakta durmaya çalışıyordu. geniş ölçüde bir eğitim seferberliği ile halka ve halkın çocuklarına yeni zaman ve yeni nizam anlayışını benimsetmek ve öğretebilmek için devrimin getirdiği yenilikler eğitime de yansımıştı.
1923 neslinin vazifesi atatürk devrimleri'ni halka anlatmak, öğretmekti. bu durum zahmetli ve çok uzun sürecek zorlu bir yoldu ve her şey devletin modernleşmesi için yapılacaktı. ilk adımlar atıldı, devrimler bir bir devletin ruhuna işlemeye başladı ve bugünler geldi. bugün modern ve güçlü bir devlet isek bu atatürk devrimleri'nin, cumhuriyetin ruhu olmasıdır.
atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olmasının yanı sıra aynı zamanda büyük bir devrimciydi.
türkiye cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için modernize edilmesi çok önemli idi.
atatürk 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan ve türkiye'yi "çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacı güden devrimleri hayata geçirerek türk toplumunun yükselmesini sağlamıştır.
toplumsal devrimler
kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi - 1926-1934
şapka ve kıyafet devrimi - 25 kasım 1925
tekke zaviye ve türbelerin kapatılması - 30 kasım 1925
soyadı kanunu - 21 haziran 1934
lakap ve unvanların kaldırılması - 26 kasım 1934
uluslararası saat ve takvim - 1925 ve uzunluk ölçülerin kabulü - 1931
hukuk devrimi
türk medeni kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi - 1924 / 1937
eğitim ve kültür alanındaki devrimler
yeni türk harflerinin kabulü - 1 kasım 1928
türk dil ve tarih kurumlarının kurulması - 1931 / 1932
üniversite öğreniminin düzenlenmesi - öğrenimin laikleştirilmesi - 31 mayıs 1933
ekonomi alanında devrimler
aşarın kaldırılması, çiftçinin özendirilmesi, örnek çiftliklerin kurulması, sanayi teşvik kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması, 1. ve 2. kalkınma planları'nın - 1933 / 1937 - uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
atatürk'ün türk tarihi ile ilgili çalışmaları
kültürel alanda bir milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında türk tarih kurumunu kurdu. burada, türkiye tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir.
diğer devrimler
hafta sonu kanunu - 1924
borçlar kanunu ve ticaret kanunu - 1926
yapılan bu devrimlerle türkiye cumhuriyeti, kuruluşunu tamamlamış, medeni ve gelişmiş devletler seviyesine çıkarak, büyük bir başarıyla o günden bugüne güçlenmeye ve büyüme devam ediyor.
atatürk devrimleri bu ülkenin teminatıdır.
cumhuriyetin ilanı - 29 ekim 1923
halifeliğin kaldırılması - 3 mart 1924
bu üç büyük değişimle, türkiye cumhuriyeti'nin çağdaş devlet yolunda ilk adımı atılmıştı.
cumhuriyetin kuruluş devrinde bir asırdan beri devam eden medeniyet mücadelesinin kesin zaferi, medeni kanun ve laiklik ile kazanılmıştır.
devrim karşıtları, bir asırdan beri batılılaşmanın dinden ve milliyetten çıkmak demek olduğu fikrini yaymışlardı. atatürk devrimleri, bu masala son vermişti.
atatürk devrimleri'ne vurulmak istenen din düşmanlığı damgası, medeniyet düşmanlarının iftirasından ibarettir.
yeni türkiye'nin kuruluş devri yapılan devrimlerle "modernleşmenin" ilk adımı ile hayat bulmuştur. eski zaman ve eski nizam, adetleri ile, görenekleri ile, batıl itikatları ile devrim karşısında ayakta durmaya çalışıyordu. geniş ölçüde bir eğitim seferberliği ile halka ve halkın çocuklarına yeni zaman ve yeni nizam anlayışını benimsetmek ve öğretebilmek için devrimin getirdiği yenilikler eğitime de yansımıştı.
1923 neslinin vazifesi atatürk devrimleri'ni halka anlatmak, öğretmekti. bu durum zahmetli ve çok uzun sürecek zorlu bir yoldu ve her şey devletin modernleşmesi için yapılacaktı. ilk adımlar atıldı, devrimler bir bir devletin ruhuna işlemeye başladı ve bugünler geldi. bugün modern ve güçlü bir devlet isek bu atatürk devrimleri'nin, cumhuriyetin ruhu olmasıdır.
atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olmasının yanı sıra aynı zamanda büyük bir devrimciydi.
türkiye cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için modernize edilmesi çok önemli idi.
atatürk 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan ve türkiye'yi "çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacı güden devrimleri hayata geçirerek türk toplumunun yükselmesini sağlamıştır.
toplumsal devrimler
kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi - 1926-1934
şapka ve kıyafet devrimi - 25 kasım 1925
tekke zaviye ve türbelerin kapatılması - 30 kasım 1925
soyadı kanunu - 21 haziran 1934
lakap ve unvanların kaldırılması - 26 kasım 1934
uluslararası saat ve takvim - 1925 ve uzunluk ölçülerin kabulü - 1931
hukuk devrimi
türk medeni kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi - 1924 / 1937
eğitim ve kültür alanındaki devrimler
yeni türk harflerinin kabulü - 1 kasım 1928
türk dil ve tarih kurumlarının kurulması - 1931 / 1932
üniversite öğreniminin düzenlenmesi - öğrenimin laikleştirilmesi - 31 mayıs 1933
ekonomi alanında devrimler
aşarın kaldırılması, çiftçinin özendirilmesi, örnek çiftliklerin kurulması, sanayi teşvik kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması, 1. ve 2. kalkınma planları'nın - 1933 / 1937 - uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
atatürk'ün türk tarihi ile ilgili çalışmaları
kültürel alanda bir milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında türk tarih kurumunu kurdu. burada, türkiye tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir.
diğer devrimler
hafta sonu kanunu - 1924
borçlar kanunu ve ticaret kanunu - 1926
yapılan bu devrimlerle türkiye cumhuriyeti, kuruluşunu tamamlamış, medeni ve gelişmiş devletler seviyesine çıkarak, büyük bir başarıyla o günden bugüne güçlenmeye ve büyüme devam ediyor.
atatürk devrimleri bu ülkenin teminatıdır.
devamını gör...
2.
30 kasım 1925 tekke ve zaviyelerin kapatılması da dahildir.
devamını gör...
3.
radikal islamcı dallamaların hoşuna gitmeyen inkılaplar bütünü.
oturduğunuz yerden kıvrana kıvrana küfür etmekten öte geçemeyeceksiniz.
yine iyisiniz şeriatçı kadınlar. bu güzel adam sizi bile unutmamış da oy verme hakkınızı teslim etmiş. sabah akşam şükür edeceğinize adama hakaretler savuruyorsunuz.
kara yılanlar sizi.
oturduğunuz yerden kıvrana kıvrana küfür etmekten öte geçemeyeceksiniz.
yine iyisiniz şeriatçı kadınlar. bu güzel adam sizi bile unutmamış da oy verme hakkınızı teslim etmiş. sabah akşam şükür edeceğinize adama hakaretler savuruyorsunuz.
kara yılanlar sizi.
devamını gör...
4.
tartışmaya bile açık olamayacak düzeydedir.
devamını gör...
5.
kurduğu partinin şu anki lideri tarafından “tarihin gördüğü en büyük devrimci hz. muhammed’dir.” denilmiştir. www.milliyet.com.tr/yazarla...
devamını gör...
6.
medeniyet düşmanı islamcıları hop hop hoplatan devrimlerdir.
bu devrimleri öyle baktım hımm güzel falan diye ya da okulda öğrendiklerinizle anlayamazsınız. maalesef muhalifi, kemalisti, solcusu da bu ilke ve inkılapların öneminden bihaber. şu ülkenin yüzde 25i gerçekten atamı anlasa bu durumda olmazdık, ama yok maalesef.
atam sandığımız kadar büyük bir adam değil, sandığımızdan çok daha büyük bir adam. herkesin bir gün seni anlaması dileğiyle
bu devrimleri öyle baktım hımm güzel falan diye ya da okulda öğrendiklerinizle anlayamazsınız. maalesef muhalifi, kemalisti, solcusu da bu ilke ve inkılapların öneminden bihaber. şu ülkenin yüzde 25i gerçekten atamı anlasa bu durumda olmazdık, ama yok maalesef.
atam sandığımız kadar büyük bir adam değil, sandığımızdan çok daha büyük bir adam. herkesin bir gün seni anlaması dileğiyle
devamını gör...
7.
gerçekten de hepsi başarılı devrimler diye düşünüyorum. bu konu da tartışmak zaten çok lüzum değildir. tarihe bakıldığı zaman ne derece önemli olduğu görülüyor.
devamını gör...
8.
demokrasinin en kötü tarafı idealist bir sistem olması. çoğunluk azınlığın haklarına riayet edecek diye düşünülmüş bir sistem ama reel olarak durum böyle olmuyor. halkı kutsal değerleri ile yani din ile türklük ile kandırıp çoğunluğu elde edenler ülkeyi soymak için insanları kandırıp aptal yerine koyuyor.
yıllarca fethullah gülen hocaefendi dedikleri adamın amerikan ajanı olduğunu söyleyenleri hapse atıp devrimleri savunanları askeri vesayetçi olmakla itham ettiler.
sonra ne oldu, tüm devlet cemaat'in kontrolüne girdi. tekke ve zaviyeleri kapattı diye küfredilen adamın getirdiği sistemi by pass ettiler ve sonuç ortada.
yıllarca fethullah gülen hocaefendi dedikleri adamın amerikan ajanı olduğunu söyleyenleri hapse atıp devrimleri savunanları askeri vesayetçi olmakla itham ettiler.
sonra ne oldu, tüm devlet cemaat'in kontrolüne girdi. tekke ve zaviyeleri kapattı diye küfredilen adamın getirdiği sistemi by pass ettiler ve sonuç ortada.
devamını gör...
9.
atatürk devrimlerinin temel yapısı cehalete topyekün savaş açılmasıdır. ulu önderimizin aklındaki türkiye, cehaleti tamamen terk etmiş, her işini profesyonel yöntemlerle icra eden bir türkiye'ydi. ayrıca savaş yorgunu bir ülkenin kalkınması açısından bu devrimler son derece önemliydi (özellikle devletçilik ilkesini doğuran devrimleri kastediyorum).
bugünün aynasından atatürk devrimlerinin önemsiz gibi gözükmesi normaldir. zira bu devrimlerin neredeyse tamamı misyonunu tamamlamış ve iyisiyle kötüsüyle türk vatandaşlarının kalbine işlemiştir. bir diğer tabirle her devrim görevini yerine getirmiş ve cumhuriyet'in temellerinin sağlamca atılmasını sağlamıştır. cumhuriyetin evlatları olarak bize düşen; yerimizde saymadan ve beklemeden bu devrimlerin üstüne yenilerini koymaktır. bu meseleye maalesef çok az siyasetçi kafa yordu ve koca ülke yüz yıldır başörtüsü tartışmaktan, imam hatip açıp kapamaktan ileriye gidemedi.
öyle ya da böyle, biz vatan evlatları olarak bu ülkeye nice inkılaplar getireceğiz ve yobazları, gelenekçilik adı altında çöl bedeviliğini savunan dangalakları yerlerine çivileyeceğiz.
bugünün aynasından atatürk devrimlerinin önemsiz gibi gözükmesi normaldir. zira bu devrimlerin neredeyse tamamı misyonunu tamamlamış ve iyisiyle kötüsüyle türk vatandaşlarının kalbine işlemiştir. bir diğer tabirle her devrim görevini yerine getirmiş ve cumhuriyet'in temellerinin sağlamca atılmasını sağlamıştır. cumhuriyetin evlatları olarak bize düşen; yerimizde saymadan ve beklemeden bu devrimlerin üstüne yenilerini koymaktır. bu meseleye maalesef çok az siyasetçi kafa yordu ve koca ülke yüz yıldır başörtüsü tartışmaktan, imam hatip açıp kapamaktan ileriye gidemedi.
öyle ya da böyle, biz vatan evlatları olarak bu ülkeye nice inkılaplar getireceğiz ve yobazları, gelenekçilik adı altında çöl bedeviliğini savunan dangalakları yerlerine çivileyeceğiz.
devamını gör...
10.
elbette çok önemlidir ama keşke atamız bir 75 yaşına kadar yaşasaymış en az; bu olsaydı, bugün muasır medeniyetler seviyesinde olurduk herhalde.
devamını gör...
11.
bugün türkiye'yi afganistandan farklı kılan o devrimlerdir. keşke bir 15 yıl daha yaşayip başladığı işi bitirseydi bugün bu ülke avrupa standartlarında sekuler ve dini bilim olan bir ülke olurdu.
devamını gör...
12.
atamın ne kadar önemli devrimler yaptığını günden güne daha çok anlıyoruz
devamını gör...
13.
14.
uygarlık düşmanı dinci yobazların zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçektir. atatürk devrimleri, türkiye cumhuriyeti'nin temelleridir. atatürk ve onun devrimleri olmasaydı türkiye'de cihatçı örgütler cirit atardı.
devamını gör...
15.
önemini kavrayabilmek için iyi bir idrak kabiliyeti,akıllıca ve sahici bir okuma- ki buda yeterli seviyede bilgi gerektirir- ve temiz bir vicdan olmazsa olmazdır.birinin bile eksikliği bu inkılapları yanlış yorumlamanıza veya tümden yoksun olmanız hiç anlamamanıza sebebiyet verebilir.
devamını gör...
16.
perspektifinize bagli degisen 1 gercek. seriatciysaniz hic degildir mesela
devamını gör...
17.
atatürk devrimlerini ben ikiye ayırıyorum. birinci grup insanca yaşam için gerekli adımların atılması. cumhuriyet, meclis gibi düzenlemeler devrimsel fakat önünde sonunda olacak şeylerdi. örneğin halifelik de zerre faydası kalmış bir şey değildi pratikte. düşün mesela halifesin ama mısır'ından filistin'ine seni kimse takmamış hepsi isyan edip ayrılmışlar. cumhuriyet çalışmaları desen zaten tanzimat fermanı, 1. meclisin kuruluşu falan gidişat o yönde zaten. mustafa kemal'den önce başlamış. harf devrimi de aynıdır fakat herkesin bildiğinin aksine öyle bir anda verilmiş bir karar değildir. karardan önce 10 yıllık bir tartışma dönemi vardır. hatta bunun fikri yanlış hatırlamıyorsam direkt atatürk'e bile ait değil. o dönem türki cumhuriyetlerinde tartışılan bir konu. kırılım azerbaycan'da toplanan bir konferans ile oluyor. herkesin genel endişesi ise fars kültürü yok olur mu? o dönem kimse iranlılar ortadoğuludur gibi bakmıyor. bugünkü bakış açısı ile o dönemki bakış açısı farklı yani. hatta yine yanılmıyorsam karşı çıkanların en başında da ismet inönü geliyor. tedirginliğin sebebi yine doğu kültüründen kopuş olur mu?
diğer grup ise kılık kıyafet devrimi gibi şeyler. bunlar esasen batıdan altta kalmamak adına yapılan bir şeydi. içten içe batının bizi cahil, bir avuç köylü olarak görmesi kanımıza dokunuyordu. kıyafetin medenileşmekle, muasır medeniyet olmakla zerre alakası yok. diğer yandan nasıl ki iran kadınları bugün özgürlük istiyordu, biz bunun daha soft geçişini o gün yapmışız. belli ki toplum tarafında bu yönde de bir istek varmış ki pek karşı çıkan olmamış aşırı sağ görüşlü gruplar haricinde.
ama nedense 3. bir devrim vardır ki nedense devrim olarak görülmez ya da okullarda anlatılmaz öğretilmez. o da sanayi devrimi. aslında bu devrim diğerlerini solda sıfır bırakır. muhtemelen atatürk'ün ömrü yetseydi bunu tamamen bir doktrin haline getirirdi. aslında getirmişti bile fakat bugün atatürk devrimi deyince akla ilk gelen harf devrimi gubi şeyler oluyor.
savaşlardan çıkan genç cumhuriyetin anladığı çok iyi bir şey vardı. kendi kendimize yetebilmemiz gerektiği, hatta bunun da yeterli olmadığıydı. elde kalan tek anadolumuz gerçekten ulaşımdan çiftçiliğe 50 yıl, 100 yıl gerideydi. diğer yandan ingilizlerin lozan'da "tamam anadoluyu alın ama sonra parasız kalıp borç istemek durumunda kalırsanız ağlamak yok" sözleri abi tavsiyesinden çok bir tehditti. çünkü ingiliz küstahlığı lozan'da ismet paşaya "paranız pulunuz yok, sürdüremezsiniz, batarsınız" diye abi tavsiyesi vermeye kalkıyordu. ismet paşa "lozan'da ömrümden ömür gitti lafını bunun için söylemişti.
demek istediğim asıl savaşımız aslında o zaman başladı. bu savaş hem kültür savaşı hem ayakta kalma savaşıydı. tabii ki bu sanayi devrimi kılık kıyafetini değiştirmek, harflerini değiştirmek gibi hemen elle tutulup gözle görülür bir şey değildi. çünkü bir fabrika açtım demeyle her şey rayına oturmuyordu. bugün bile politikacılar uzun vadeli ama ileriye dönük şeyler yerine kısa vadeli ama göze görünen şeyler yapmayı tercih etmiyorlar mı? o yüzden sanayi devriminin halk tarafından kolay hatırlanan bir şey olmamasını normal karşılıyorum.
ingilizlerin eline tekrar düşmemek için yapmamız gereken çok şey vardı. bankacılık sistemi, fabrikalar, ağır sanayinin kurulması, tren rayları gibi ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi, askeri teknolojilerin arttırılması gibi adımlar bunun için yapıldı. kılık kıyafet devrimiymiş, harf devrimiymiş bunlar fasa fiso işler. bunlar çoluk çocuğa öğrensin diye anlatılan hap bilgiler aslında sadece. atatürk'ün ve sonra gelenlerin hedefi başkaydı. okullarda neden yerli malı yurdun malı diyorduk, sonrasında neden uçak fabrikası kapattık, sümerbank, ziraat bankası neden kuruldu, neden cemal aga devrim arabası yapılmasını istedi bunları sordunuz mu hiç kendinize?
neden bilmiyorum sanayi devrimi iyi anlatılamıyor. atatürk neden atatürk orman çiftliğini kurdurdu? neden onuncu yıl marşında "demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan" diyorduk. bunlar yenilgiyi hazmedememiş, düşeceğimiz günü ellerini ovuşturarak bekleyen ingilize karşı söyleniyordu. çünkü 1920 yılına değin nerdeyse bu tren ve rayların işletme, kiralama yetkileri ingilizlerde ve diğer yabancılardaydı. o yüzden gururla söylüyorduk 1933 yılında "demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" diye. o döneme kadar ingilizler tıpkı hindistan'a yaptığı gibi ulaşım yollarını, ticaretini kendi elinde bulundurarak seni sömürme peşindeydiler. kısmen de başarılı oldular. askerler çekildikten sonra bile son padişahı bir ümit son halifeyi elimde bulundurursam belki müslümanlara söz geçiririm diye malta'ya koydu kendi eliyle ama zaten halifeyi önemseyen müslüman bir ülke yoktu ortada.

yukarıdaki fotoğrafta son padişah var. fotoğraf, malta'ya varıdığında çekilmiş. kafadaki fes haricinde bugünden hiçbir farkı yok. osmanlı arşivlerinde saltanatın son hanımlarına baktığınızda da durum bundan pek farklı değil. harf devriminden öncesi de yerine oturmamış harfler ve kelimlerle latince harfli mektuplar vardır yazışmalarda.
demek istediğim o günkü kılık kıyafet devrimi dediğimiz şeyi bugün böyle anıyoruz. yoksa bugün başörtünün kamuda serbest olmasından fazlası değil. bu tür kıyafet, harf, alfave değişimleri her zaman olagelmiştir. örneğin fese de karşı çıkanlar vardı 16. yüzyılda. kılık kıyafet devrimiyse al sana kılık kıyafet devrimi. üstelik öyle bunu da giyebilirsin denmiyor. artık zorunlu deniliyor.
atatürk'ü anlamak istiyorsanız bence bu sanayi muhabbetini inceleyin. kısır tartışmalarda boğulmayın.
diğer grup ise kılık kıyafet devrimi gibi şeyler. bunlar esasen batıdan altta kalmamak adına yapılan bir şeydi. içten içe batının bizi cahil, bir avuç köylü olarak görmesi kanımıza dokunuyordu. kıyafetin medenileşmekle, muasır medeniyet olmakla zerre alakası yok. diğer yandan nasıl ki iran kadınları bugün özgürlük istiyordu, biz bunun daha soft geçişini o gün yapmışız. belli ki toplum tarafında bu yönde de bir istek varmış ki pek karşı çıkan olmamış aşırı sağ görüşlü gruplar haricinde.
ama nedense 3. bir devrim vardır ki nedense devrim olarak görülmez ya da okullarda anlatılmaz öğretilmez. o da sanayi devrimi. aslında bu devrim diğerlerini solda sıfır bırakır. muhtemelen atatürk'ün ömrü yetseydi bunu tamamen bir doktrin haline getirirdi. aslında getirmişti bile fakat bugün atatürk devrimi deyince akla ilk gelen harf devrimi gubi şeyler oluyor.
savaşlardan çıkan genç cumhuriyetin anladığı çok iyi bir şey vardı. kendi kendimize yetebilmemiz gerektiği, hatta bunun da yeterli olmadığıydı. elde kalan tek anadolumuz gerçekten ulaşımdan çiftçiliğe 50 yıl, 100 yıl gerideydi. diğer yandan ingilizlerin lozan'da "tamam anadoluyu alın ama sonra parasız kalıp borç istemek durumunda kalırsanız ağlamak yok" sözleri abi tavsiyesinden çok bir tehditti. çünkü ingiliz küstahlığı lozan'da ismet paşaya "paranız pulunuz yok, sürdüremezsiniz, batarsınız" diye abi tavsiyesi vermeye kalkıyordu. ismet paşa "lozan'da ömrümden ömür gitti lafını bunun için söylemişti.
demek istediğim asıl savaşımız aslında o zaman başladı. bu savaş hem kültür savaşı hem ayakta kalma savaşıydı. tabii ki bu sanayi devrimi kılık kıyafetini değiştirmek, harflerini değiştirmek gibi hemen elle tutulup gözle görülür bir şey değildi. çünkü bir fabrika açtım demeyle her şey rayına oturmuyordu. bugün bile politikacılar uzun vadeli ama ileriye dönük şeyler yerine kısa vadeli ama göze görünen şeyler yapmayı tercih etmiyorlar mı? o yüzden sanayi devriminin halk tarafından kolay hatırlanan bir şey olmamasını normal karşılıyorum.
ingilizlerin eline tekrar düşmemek için yapmamız gereken çok şey vardı. bankacılık sistemi, fabrikalar, ağır sanayinin kurulması, tren rayları gibi ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi, askeri teknolojilerin arttırılması gibi adımlar bunun için yapıldı. kılık kıyafet devrimiymiş, harf devrimiymiş bunlar fasa fiso işler. bunlar çoluk çocuğa öğrensin diye anlatılan hap bilgiler aslında sadece. atatürk'ün ve sonra gelenlerin hedefi başkaydı. okullarda neden yerli malı yurdun malı diyorduk, sonrasında neden uçak fabrikası kapattık, sümerbank, ziraat bankası neden kuruldu, neden cemal aga devrim arabası yapılmasını istedi bunları sordunuz mu hiç kendinize?
neden bilmiyorum sanayi devrimi iyi anlatılamıyor. atatürk neden atatürk orman çiftliğini kurdurdu? neden onuncu yıl marşında "demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan" diyorduk. bunlar yenilgiyi hazmedememiş, düşeceğimiz günü ellerini ovuşturarak bekleyen ingilize karşı söyleniyordu. çünkü 1920 yılına değin nerdeyse bu tren ve rayların işletme, kiralama yetkileri ingilizlerde ve diğer yabancılardaydı. o yüzden gururla söylüyorduk 1933 yılında "demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" diye. o döneme kadar ingilizler tıpkı hindistan'a yaptığı gibi ulaşım yollarını, ticaretini kendi elinde bulundurarak seni sömürme peşindeydiler. kısmen de başarılı oldular. askerler çekildikten sonra bile son padişahı bir ümit son halifeyi elimde bulundurursam belki müslümanlara söz geçiririm diye malta'ya koydu kendi eliyle ama zaten halifeyi önemseyen müslüman bir ülke yoktu ortada.

yukarıdaki fotoğrafta son padişah var. fotoğraf, malta'ya varıdığında çekilmiş. kafadaki fes haricinde bugünden hiçbir farkı yok. osmanlı arşivlerinde saltanatın son hanımlarına baktığınızda da durum bundan pek farklı değil. harf devriminden öncesi de yerine oturmamış harfler ve kelimlerle latince harfli mektuplar vardır yazışmalarda.
demek istediğim o günkü kılık kıyafet devrimi dediğimiz şeyi bugün böyle anıyoruz. yoksa bugün başörtünün kamuda serbest olmasından fazlası değil. bu tür kıyafet, harf, alfave değişimleri her zaman olagelmiştir. örneğin fese de karşı çıkanlar vardı 16. yüzyılda. kılık kıyafet devrimiyse al sana kılık kıyafet devrimi. üstelik öyle bunu da giyebilirsin denmiyor. artık zorunlu deniliyor.
atatürk'ü anlamak istiyorsanız bence bu sanayi muhabbetini inceleyin. kısır tartışmalarda boğulmayın.
devamını gör...
18.
doğru da yaşanmıyor kardeşim!
kürt, türk olamıyor. 50 bin insan öldü, doğu anadolu ve güneydoğu anadolu tam arz-ı mev'ud'a uygun hale geldi, yine kürt, türk'üm demiyor.
layikçilikte erkeklerimiz zorluk çekiyor. birbirinin bacısını karısı gibi kullanan erkekler, söz konusu kendi bacısı olunca şeriyatçı kesiliyor.
a.b hristiyan birliği ortak pazar; ama biz yalnızız. bir türk dünyaya bedeldir sözünü gerçekleştirip bu pazarla tek başımıza rekabet edemiyoruz.
bu durum da; yoksulluğu, işsizliği, asayişsizliği, eğitimsizliği ve terörü tetikliyor.
okulda öğrendiği ideoloji ile durup, ülkenin durumuna atgözlüğü ile bakan kemalist tebliğcilerini ağnayamıyoruz!
hem bu devrimleri taparcasına savunup, hem bu ülkenin 100 yıllık karnesini kabul etmemek ikiyüzlülüktür.
kürt, türk olamıyor. 50 bin insan öldü, doğu anadolu ve güneydoğu anadolu tam arz-ı mev'ud'a uygun hale geldi, yine kürt, türk'üm demiyor.
layikçilikte erkeklerimiz zorluk çekiyor. birbirinin bacısını karısı gibi kullanan erkekler, söz konusu kendi bacısı olunca şeriyatçı kesiliyor.
a.b hristiyan birliği ortak pazar; ama biz yalnızız. bir türk dünyaya bedeldir sözünü gerçekleştirip bu pazarla tek başımıza rekabet edemiyoruz.
bu durum da; yoksulluğu, işsizliği, asayişsizliği, eğitimsizliği ve terörü tetikliyor.
okulda öğrendiği ideoloji ile durup, ülkenin durumuna atgözlüğü ile bakan kemalist tebliğcilerini ağnayamıyoruz!
hem bu devrimleri taparcasına savunup, hem bu ülkenin 100 yıllık karnesini kabul etmemek ikiyüzlülüktür.
devamını gör...