1.
medyada kovid aşısı olmayana, hatta 2-3-4-5+ doz... söyleneceği kadar olmayana;
... şunu yapalım, buradan dışlayalım, evlerden çıkmasınlar, sularını keselim, ortaya yığıp hepsini yakalım... naralarıyla gezen, eli meşaleli tipleri gördükçe aklıma gelen sinema filmi.
tom cruise, adam oynamış.
... şunu yapalım, buradan dışlayalım, evlerden çıkmasınlar, sularını keselim, ortaya yığıp hepsini yakalım... naralarıyla gezen, eli meşaleli tipleri gördükçe aklıma gelen sinema filmi.
tom cruise, adam oynamış.
devamını gör...
2.
eski bir ayakkabı kutusunda biriktirdiğimiz zibilyon film dvd’sinin arasındaki varlığını bile çok net hatırlamama rağmen ancak şimdi oturup izlediğim ve muhtemelen uzun zamandır izlediğim en iyi film.
filmin akışı, sonuna kadar puzzle’ın tamamlanmaması ve sonunda tatmin etmesi benim beklentim için yeterli idi zaten. bu yönetmen ve bu başrolden farklı bir sonuç beklemezdim ama sonlara doğru ayakta izledim galiba. *
person of interest dizisindeki gibi suçların önceden tahmin edilebildiği ancak bu sefer bu işi bir makinenin değil de kahinlerin yaptığı gelecekte, tom cruise karakterinin avcıyken av konumuna düşmesiyle gelişen olayları konu alıyor.
sanal odalar mantığı önümüzdeki 25 yıl içinde muhtemelen bu raddede olmasa da gayet yaygınlaşabilir bir teknoloji, ben sevdim böyle seçtiğim bir insana ağzıma geleni saydırabilmemi sağlayan makineleri.
insanların sürekli olarak ve hatta kendi evlerinde bile göz taramasına sokulması, aldıkları her eşyanın bile bilinerek karşılandığı mağazalar, metrolar, suçtan kaçmak için gözlerin çıkarılıp değişilmesi gerekliliği, atomlarına ayrışmanı sağlayan başka teknolojiler, hepsi acayip bir ütopyaydı gerçekten.
kahinleri koruyup saklayan adam tam bir saykoydu. angela karakteri de başından beri korkutucuydu ama başka yerden bakılınca aslında sadece annesini kaybeden bir çocuktu. hepsinin en son allah’ın dağına yerleştirilmeleri iyi oldu güzel oldu.
polis memurunun şüphelendiğini söylemek için esas katili anlayıp ıssız bir eve çağırması çok lüzumsuzdu, o zekayı hissettirdiğiniz adamı bişey bişey yolunda öldürmeseniz de olurdu.
olası katilleri koydukları kapsüller, beynin içinden verdikleri eziyet fikri de korkunç bir şeydi hem bakıldığı zaman. en sonunda onların hepsinin dışarıya salınıp polis takibine alınması bilgisi bir tık rahatlattı. bir suçun işlemeden cezalandırılmasının altı yıl boyunca tüm topluma mantıklı gelmesi de ayrı bir fecaat zaten.
gel gelelim en son sahnelerde karısının, kocasının gözünü kullanarak bir diğer sayko bekçiye silah doğrultup kocasını kurtarması hey yavrum hey olayıydı. ayrıca hamilelik yakıştı sana aslan parçası . *
güzeldi güzel.
ay iyi geldi.
filmin akışı, sonuna kadar puzzle’ın tamamlanmaması ve sonunda tatmin etmesi benim beklentim için yeterli idi zaten. bu yönetmen ve bu başrolden farklı bir sonuç beklemezdim ama sonlara doğru ayakta izledim galiba. *
person of interest dizisindeki gibi suçların önceden tahmin edilebildiği ancak bu sefer bu işi bir makinenin değil de kahinlerin yaptığı gelecekte, tom cruise karakterinin avcıyken av konumuna düşmesiyle gelişen olayları konu alıyor.
sanal odalar mantığı önümüzdeki 25 yıl içinde muhtemelen bu raddede olmasa da gayet yaygınlaşabilir bir teknoloji, ben sevdim böyle seçtiğim bir insana ağzıma geleni saydırabilmemi sağlayan makineleri.
insanların sürekli olarak ve hatta kendi evlerinde bile göz taramasına sokulması, aldıkları her eşyanın bile bilinerek karşılandığı mağazalar, metrolar, suçtan kaçmak için gözlerin çıkarılıp değişilmesi gerekliliği, atomlarına ayrışmanı sağlayan başka teknolojiler, hepsi acayip bir ütopyaydı gerçekten.
kahinleri koruyup saklayan adam tam bir saykoydu. angela karakteri de başından beri korkutucuydu ama başka yerden bakılınca aslında sadece annesini kaybeden bir çocuktu. hepsinin en son allah’ın dağına yerleştirilmeleri iyi oldu güzel oldu.
polis memurunun şüphelendiğini söylemek için esas katili anlayıp ıssız bir eve çağırması çok lüzumsuzdu, o zekayı hissettirdiğiniz adamı bişey bişey yolunda öldürmeseniz de olurdu.
olası katilleri koydukları kapsüller, beynin içinden verdikleri eziyet fikri de korkunç bir şeydi hem bakıldığı zaman. en sonunda onların hepsinin dışarıya salınıp polis takibine alınması bilgisi bir tık rahatlattı. bir suçun işlemeden cezalandırılmasının altı yıl boyunca tüm topluma mantıklı gelmesi de ayrı bir fecaat zaten.
gel gelelim en son sahnelerde karısının, kocasının gözünü kullanarak bir diğer sayko bekçiye silah doğrultup kocasını kurtarması hey yavrum hey olayıydı. ayrıca hamilelik yakıştı sana aslan parçası . *
güzeldi güzel.
ay iyi geldi.
devamını gör...
3.
çok uzun zaman önce izlediğim için detaylı olarak hatırlamıyorum ama aklımda kalan sahnelerinden birinde cf tc ye sorar.
olmadan olacakları nasıl bilebiliriz ki gibi bir şey söyler ve tom cruise da bilardo topunu masadan yuvarlar. tam düşmek üzereyken collin farell topu tutar.
tc de der ki neden tuttun.
işte bence tüm mesele bu. düşeceğine inanıyoruz ama söz konusu fizik değil de sosyal ilişkiler olduğunda belki de bazı şeyleri biz öyle yaptığımız için sonucu öyle oluyordur.
olmadan olacakları nasıl bilebiliriz ki gibi bir şey söyler ve tom cruise da bilardo topunu masadan yuvarlar. tam düşmek üzereyken collin farell topu tutar.
tc de der ki neden tuttun.
işte bence tüm mesele bu. düşeceğine inanıyoruz ama söz konusu fizik değil de sosyal ilişkiler olduğunda belki de bazı şeyleri biz öyle yaptığımız için sonucu öyle oluyordur.
devamını gör...
4.
2002 çıkışlı, suçları gerçekleşmeden öngörüp durduran bir ekibi anlatan tom cruise'un başrol oynadığı film. türkçesi azınlık raporu. suçun daha işlenmeden engellendiği bir distopyada, sistemi sorgulamak zorunda kalan bir polis var. konseptiyle "vay be" dedirtip, etik sorgulamalarıyla beyne egzersiz yaptıran bir film. aksiyon, suç, distopya, bilim kurgu türlerinde. ayrıca film sanırım ekrana dokunarak bilgisayar kullanma fantezisini ilk kez bu kadar havalı göstermiştir. imdb sayfası
günümüzde siyonistlerin benzer bir mantıkla teknolojiyi kullanarak abd'deki azınlıklara ve filistinlilere cehennemi yaşattıkları için eskisi gibi sadece bir film olarak göremiyorum. (bkz: palantir technologies) belki de siyonistler gelecekte işleyecekleri suçları amerikan toplumuna kabul ettirebilmek için algı operasyonu amacıyla bu filmi çektirmişlerdir. spielberg'ün yapımlarını beğensem de kendisinin yahudi olması durumu oldukça şüpheli hale getiriyor benim için. filmlerle halkın bakış açısını kontrol etmeye kültürel aşılama deniyor. biliyorum film eleştirel bir yöne doğru kayıyor. ama asıl amaç bence sıradan vatandaşın gerçek hayattaki kaygılarını manipüle ederek, "bu teknoloji aslında şunun için iyi olabilirdi." diye bir düşünceyi telkin etmek. mavi rengi düşünme desek bile mavi rengi düşünmeniz gibi.
güzel filmler yapan bu adamlar hakkında şüphe duymak hoş değil. filmi izlemediyseniz izleyin, güzel bir film. ama siyonistlerin bugün yaptıklarını da göz önünde bulundurursanız bence siz de şüphelenirsiniz.
günümüzde siyonistlerin benzer bir mantıkla teknolojiyi kullanarak abd'deki azınlıklara ve filistinlilere cehennemi yaşattıkları için eskisi gibi sadece bir film olarak göremiyorum. (bkz: palantir technologies) belki de siyonistler gelecekte işleyecekleri suçları amerikan toplumuna kabul ettirebilmek için algı operasyonu amacıyla bu filmi çektirmişlerdir. spielberg'ün yapımlarını beğensem de kendisinin yahudi olması durumu oldukça şüpheli hale getiriyor benim için. filmlerle halkın bakış açısını kontrol etmeye kültürel aşılama deniyor. biliyorum film eleştirel bir yöne doğru kayıyor. ama asıl amaç bence sıradan vatandaşın gerçek hayattaki kaygılarını manipüle ederek, "bu teknoloji aslında şunun için iyi olabilirdi." diye bir düşünceyi telkin etmek. mavi rengi düşünme desek bile mavi rengi düşünmeniz gibi.
güzel filmler yapan bu adamlar hakkında şüphe duymak hoş değil. filmi izlemediyseniz izleyin, güzel bir film. ama siyonistlerin bugün yaptıklarını da göz önünde bulundurursanız bence siz de şüphelenirsiniz.
devamını gör...
"azınlık raporu (film)" ile benzer başlıklar
azınlık
2