azrail

bu aralar çokça kendisine seslenip 'pardon müsaitseniz bi bakabilir misiniz ? beni unuttunuz sanırım' diyesim gelen melek.

istediği her ama herşeyi sadece 'ol' demekle oldurmaya muktedir bir tanrı, neden işini aracılar vasıtasıyla görmeye ihtiyaç duyuyor. anlamak mümkün değil. düşünün ki, sözde yarattığından belki onbin, belki yüzbinlerce yıl sonra koparacağı kıyamet günü, sırf boru üflemeye bile birngörevli atamış. el ense keyif yatıyor bekliyor ha. başka işi de yok.. güya can alanı ayrı, hesap kitap yapanları ayrı vs vs ve daha nice melekler.. melekler.. sayısı belli değil. yetmemiş (niyeyse) kullarının kafasını karıştırıp yoldan çıkarmak için bile, fink atıp dolaşan melek görevlendir miş. ( ki tek iş yapanı da o ha duruma bakılırsa.) daha bunun cinleri perileri ve sayısız hatırlı şahsiyetleri var.. adeta ahret holding.. bir dolu görevli, bir dolu mevzuat.. tesis..
(sözde) bunlar olmadan, bunlarsız iş yapamayacak acziyette de değil ha .. istediğini istediği anda, şıp diye yapıverecek kudrette.. ama yapmıyor illa görevli atıyor.. niye bu kalabalık, ne gereği var peki, israf değil mi.. (israftan kaçınmayı öğütleyen, dinlemeyeni de cezalandıran yine kendisi.)
ama, 'efenim onun işine akıl, sır ermez miş miş.' ermez tabi: çünkü akıl dışı, çünkü mantığa aykırı.. ( ha bu arada, yaptığına ermeyecek fefolu aklı, mantığı veren de o.)
..
kim o, züğürt ağa repliğiyle "ağam bizimle eğleniy herhalde" diyen. kim o.. ha kim o.?
( ay ne kadar ayııııpp.!)