baby reindeer'daki gibi taciz yaşayanların ifşaları

bu yazıya ne başlık koyacağımı epey düşündüm. daha kısa ve veciz bir şey bulmak isterdim. baby reindeer'i izledim ve hala oradaki en az içten pazarlıklı, gerçek karakterin martha olduğunu düşünmeme rağmen, hayatımın bir döneminde bu tarz bir kadınla karşılaşıp benzer olaylar yaşamış olduğum aklıma geldi. ifşayı madde madde açıklayacağım ve hem böylece okuması kolay bir metin ortaya çıksın hem de benzerlikler daha net görülebilsin. belki başka erkek yazarlar da yaşadıklarını paylaşmak isterler.

- benim sorunum sevgisizlik idi. biz türk erkekleri aslında dünyanın en materyalist kadın topluluğuyla beraber yaşıyoruz. türk kadını, ilişki ve evliliği maddiyat ve statü açısından bir anlaşma olarak görüyor. maddi açıdan isteklerini yerine getirip, en az görev bilinciyle en fazlasını almak istiyorlar. dolayısıyla türkiye'de standart bir görünüm ve maddi güce sahipseniz eliniz en iyi dostunuz olacaktır.

- buna rağmen ben evliydim ve evliliğim sevgisizlikten yıkılıyordu. aynı evde farklı mekanları paylaşıyor adeta köşe kapmaca oynuyorduk. ortak bir noktamız kalmadığı gibi, cinsel açıdan da ona karşı bir isteğim kalmamıştı. kısacası avlanmak için tüm özelliklere haizdim.

- hayatımı değiştirecek olay bir ilkbahar akşamı facebook'ta görülmemiş mesajlar kısmına bakmamla başladı. mesaj yazan kişinin ismi ve simasını gördüğümde hafızam beni 20 sene öncesine götürdü. pırıl pırıl altın saçlı mavi gözlü bir kız çocuğuydu. bana üstü kapalı olarak ilanı aşk ediyor. hiçbir şey içte kalmamalı diyordu. cevabım samimi ama sulu olmayan bir tarzdaydı.

- bir süre sonra yazışmalar devam etti. küçük kız çocuğu sevgisini içinde büyütmüş, onu saklamış ve adeta bir takıntı haline getirmişti. öyle ki iki evlilik yapmış, ikinci evliliğini bitirmek için boşanma davası açmıştı. eşleri bile onun bu aşkını biliyor ve sosyal medyada dolanırken beni zikrederek, ona mı bakıyorsun diye itham ediyorlarmış. bunlar benim haberdar olmadığım şeylerdi.

-tabi ikinci hatayı telefonumu kendisine vererek yaptım. artık gece gündüz mesajlaşıyorduk. beni öyle övgülere ve aşk sözcüklerine boğuyordu ki kendi kendime '' bir dakika, ben hakikaten değerliyim. kıymetim bilinmeliydi ve burada beni ben olarak seven birisi var'' demeye başlamıştım.

-ilk buluşma genelde suskunluk arası edilen sakar cümlelerle geçti. çok kilo almış olmasına rağmen güzeldi. ancak ben, bu işi ciddi bir noktaya götürmek niyetinde değildim. ikinci buluşmada birliktelik yaşandı sonraki seferler bu cinsel birlikteliklerin hem şehvet dozu hem de tutkusu çok arttı. zira heteroseksüellikten kırılan bir erkek ve kadındık ve çok sonradan öğrenecektim ki borderline kişilik bozukluğuna sahip kadınlar için cinsellik en büyük silahtır. allah var, bu silahı kullanmada master düzeydeydi. hatta daha 11 yaşındayken, beni gördüğü bir gün pantolonunun önü kabarıktı ve ben iştahla yutkundum diyerek, şahsımı hayrete gark etmişti.

- kendisine herhangi bir vaatte bulunmamama rağmen artık hayaller kuruyor, geleceğe dair ikimiz adına planlar yapıyordu. çocuklarmı annelerinden daha çok sevdiğini söylüyor, onlara kendisinin daha iyi annelik yapacağını iddia ediyordu. iş yavaş yavaş eşime gelmiş, onun bakımsız ve çirkin olduğundan dem vurmaya başlamıştı. ki çirkin değildi. eşimin sosyal medya hesabından fotoğraflar seçip, bununla mı evlendin, çok zevksizsin demeye başlamıştı. seni önce ben gördüm, onun bir hakkı yok diyordu.

-beni tanıdıkça dostlarım, arkadaşlarım ve hayatımdaki diğer insanları da gıyaben öğrenmeye başladı. en yakın erkek arkadaşımın ondaki lakabı ''at hırsızı'', o'nun sevgilisinin adı ''orospu'' idi. bir de aramızda abi-kardeş hatta baba-kız ilişkisinden öte bir şey olamayacak sevdiğim bir kızcağıza öyle tepkiliydi ki, o'nun üniversiteye orospuluk yapmak için gittiğini söylüyordu. böyle demesinin tek sebebi kızın hayatını yaşamasıydı. zira kendisi baskıcı bir aile yüzünden 18'inden önce evlendirilmiş, bir şey yaşayamamıştı.

- tabi zaman içerisinde insanlar yaşanmışlıklarını paylaşıyorlar ama bir erkek asla bir kadına korkuları ve zayıflıklarını anlatmamalı. çünkü bu toksik ilişkinin ikinci safhasının tamamında bunları bana silah olarak kullandı. mesela gece erken yatmış ise sabah uyandığımda telefonumda gördüğüm mesaj ''kiminle seviştin '' oluyordu. ona göre ben her an birileriyle sevişiyor hatta jigololuk yapıyordum. burayı gülerek veya başka maksada matuf bir niyetim varmış gibi lütfen anlamayın. yakışıklı değildim ama bende öyle bir cinsel güç varmış ki kadınlar bana para vererek mutlu olabilirlermiş.

- nihayetinde bana ve çevreme yönelik olumsuz sözleri yüzünden artık ona tepki göstermeye başlamıştım. buna cevabı dozu arttırmaktan başka bir şey olmadı. aklınca benden intikam almak için eski fuck buddylerinden birisiyle buluşup, onunla yattım dedi. başkasıyla yatması değil de benle buluşmak için 15'ten önce uyanamayan aşuftenin sabahın 9'unda herifin arabasına binip, evine gitmesi zoruma gitmişti.

-sonrasında işler iyice toksikleşmişti. bir gün sahte bir facebook hesabı açıp, anneme benim escortlarla grup seks yaptığımı ve homoseksüel olduğumu söyledi. annem hayrete düşmüştü. sonrasında çocuklarıma hakaret etmeye onların birer moron olduğunu söylemeye başladı. hakaretine ben de hakaretle karşılık veriyordum.

- bazen aşk şiirleri gönderiyordu. benle ilgili hayallerini tetikleyen şiir yanılmıyorsam cahit sıtkı'ya ait desem ki adında bir şiirdi. cahit sıtkı'yı severim ama bence bok bir şiir. kendisini frida kahlo zannediyor. bana frida'nın kocasına yazdığı umutsuz aşk mektubunu değiştirip yolluyordu. vücuduna dövme yaptırmaya da başlamıştı. son dövmesini suratına yaptırıp, damgalı eşeğe benzedi.

- olayı bitiren pandemi olmuştu. bu dönemde babasını korona'dan kaybetti. artık sevgi sözcükleri değil sadece hakaretleri kalmıştı. bu süre zarfında telefonunda 1569 kere engel attığını da ekleyeyim. mesela yaşanmış olaydır ( pandalarla ilgili bir şey söylesem, bana şişko dedin diyerek hakarete başlıyordu.

- kendisiyle son bir kez görüşmek istedim zira sokağa çıkma yasağı vardı. kabul etmedi. aslında tüm bu yazıyı okurken neden taciz ve hakaretlere maruz kaldığında engel atmadın diye soruyorsanız siz bir kadınsınızdır. bir türk erkeği buna neden devam ettiğimi bilir. bir, iyi bir cinsellik sürdüğü müddetçe vazgeçmeniz zordur ikincisi ve esas önemli sebep, beni hayatımda ilk kez gerçekten bir kadının erkeği sevdiği gibi seven kişiyi lanet olası bir kasaba ahlakı anlayışı yüzünden hayatımdan çıkaramadım. sonuçta o beni hayatından çıkardı.

dönüp baktığımda acı da olsa bu tecribenin bana faydalı olduğunu düşünüyorum. toksik ilişki nedir, borderline kadınlar erkeği nasıl manipüle eder iyice öğrendim. kendimin değerini buldum. umarım faydalı olmuştur.

benim de kavgalı olduğum bir kız benim hakkımda hesap açıp onu bunu taciz etmişim gibi gösterdi binlerce tehditten sonra olay öyle bir hal aldı ki 2 sene sonrasında halen yediğim tehditlerden kızın gazıyla beni tehdit eden ve ardından dava ettiğim diyabet hastası hayatı sönmüş bir herifin(yüzyüze tanışmadım) adliyedeki ifadesini okuduğumda kağıdı parçalıyodum. bunun yanı sıra baby reindeerdaki gibi şişman bir kız değildi bu ama balerindi ve mesleğine göre etli sayılırdı ve her kavga ettiği erkeğe ya da erkek arkadaşına aynı iftirayı atıyordu.

dizideki karakter uç bir örnek elbette ama bazen size de oluyordur benzeri, bir x yazarı geliyor, öyle şeylerden bahsediyor ki, insan hayret ediyor.

şu ara böyle şeyler yaşanılıyor gibi geliyor. bir x yazarı, z yazarıyla muhabbet ederken, sanki y yazarı, kendisi hakkında bir takım şeyler demiş gibi, z yazarına bilgi veriyor.

ne hikmetse hep de kadın yazarlar he. bu saftirik kadın yazarlar da inanıyor buna. benim bir kaç gündür anladığım bu.

432423 tane adamla konuşacağınıza, konunun muhatabına gidip 'böyle mi dedin hakkımda' diye sormuyorlar. genele veryansın ediyorlar. sısıısıs

sözlükte aşağılama babında yazmıyorum 'bir sürü mental bozukluğa' sahip insan var. bu adamların yada kadınların söylemlerini ciddiye nasıl alıyorsunuz hayret ediyorum.

benim için de zibilyon tane şey anlatılıyor. fake olduğumu duydum 2 gün önce mesela. ispatlayacakmışım sıısıısıs

asmayın dadluş suratınızı.

diziyi izlemedim, izlemeye de niyetim yok. genel olarak ifşa olayları için konuşacağım.

ortada suç unsuru varsa yapılması gereken şey resmî makamlara gidip konuyu orada halletmek. suç unsuru yoksa; yani karşıdan birtakım teklifler yapılmış, sen bunu kabul etmemişsin ve karşı taraf da kabul edip peşini bırakmışsa "bakın bu bana neler teklif etti" diye millete reklam da etmem. hele ki iki tarafın rızası dahilinde bir şeyler yaşanmış ve bitmişse, zaten ifşa etmem. suç olduğu için değil, gerek olmadığı için.

sözlükte olmuyor mu böyle işler? oluyordur mutlaka. manyak insanlar her yerde olduğu gibi burada da var. ben kimseyle * bu tür bir sorun yaşamadığım için bir şey diyemem. can sıkıcıdır mutlaka. hele son gelişimde mesaj kutum da kapalı olduğundan kafam çok rahat.

arkadan atıp tutan ve olmayan şeyleri varmış gibi iddia edenler ayrı bir kategoride. onlar her yerdeler ve hepimiz hakkında konuşuyorlar zaten. konuşsunlar. çenelerini dikecek değiliz.

dizide uç bir olay üzerinden örneklendirilen durumun reele yansımasıdır. kesinlikle korkunç bir durum. özellikle erkekler için son yıllarda artan baskı ile daha da korkunç bir hal aldı diye düşünüyorum ancak kadınlar için de yaygın değil miydi? bence öyledir yani.*

...

yalnız lucifer korkutmuştur. özellikle ifadeleriyle...
insan, gerçekten hayret ediyor. üşenmiyor musunuz da? bana da yapılmıştı ama ben inanmamıştım. haklıymışım.* bir alay ruh hastası sapık...