1.
senaryosu emre doğan tarafından yazılan ve aynı isim tarafından yönetilen kısa film; tanınmış isimlerden yazar ve doktor ercan kesal ile karya filiz rol almış iken 2016 yılında yayınlanmıştır.

rutubetli ve eski bir evin odasına badana yapmakta olan genç bir kızın ölen annesinin izlerinden ve özellikle ölümün kokusundan badana yaparak kurtulma çabasını anlatıyor.
hayatımda hiç badana yapmadım ama filmi izlerken o genç kızda sanki biraz kendimi gördüm, annesini yitirmiş ve muhtemelen annesinin son zamanları hastanede değil evde geçmiş, eve ise ölümün ve ölenin kokusu sirayet etmiş, onun son zamanlarını unutmak adına da evini yenilemek istemiş, taşınmaları mümkün olsa da geride kalan anıları o mekânda bırakıp gitmeme isteğinden dolayı bilerek taşınmadıkları söylenebilir.
çok yönlü, katmanlı, uzun uzun irdelenebilecek bir film değildi, ama hiç düşündürmeyen, etkilemeyen bir film olduğunu da söyleyemem.
anılar ve veda üzerine düşündüren bir kısa filmdi, badana yapan kızın içten oyunculuğu ve ercan kesal'ın son sahnelerden birindeki sözü ile film işlev kazanıyor bir nebze.
ana fikrin şu olduğuna inanmak istiyorum;
insanlar, sevdiğimiz canlılar, evcil dostlarımız bu hayattan gidebilir, istediği kadar mezar kazılsın, senin içinde yaşamaya devam ettikten sonra mezarın hiçbir önemi yoktur.
ve geride hep eşyalar, anılar kalır...
ölen birinden geriye kalan en büyük miras, sensin...

rutubetli ve eski bir evin odasına badana yapmakta olan genç bir kızın ölen annesinin izlerinden ve özellikle ölümün kokusundan badana yaparak kurtulma çabasını anlatıyor.
hayatımda hiç badana yapmadım ama filmi izlerken o genç kızda sanki biraz kendimi gördüm, annesini yitirmiş ve muhtemelen annesinin son zamanları hastanede değil evde geçmiş, eve ise ölümün ve ölenin kokusu sirayet etmiş, onun son zamanlarını unutmak adına da evini yenilemek istemiş, taşınmaları mümkün olsa da geride kalan anıları o mekânda bırakıp gitmeme isteğinden dolayı bilerek taşınmadıkları söylenebilir.
çok yönlü, katmanlı, uzun uzun irdelenebilecek bir film değildi, ama hiç düşündürmeyen, etkilemeyen bir film olduğunu da söyleyemem.
anılar ve veda üzerine düşündüren bir kısa filmdi, badana yapan kızın içten oyunculuğu ve ercan kesal'ın son sahnelerden birindeki sözü ile film işlev kazanıyor bir nebze.
ana fikrin şu olduğuna inanmak istiyorum;
insanlar, sevdiğimiz canlılar, evcil dostlarımız bu hayattan gidebilir, istediği kadar mezar kazılsın, senin içinde yaşamaya devam ettikten sonra mezarın hiçbir önemi yoktur.
ve geride hep eşyalar, anılar kalır...
ölen birinden geriye kalan en büyük miras, sensin...
devamını gör...
2.
"badana (kısa film)" ile benzer başlıklar
badana
2
