baktığın zaman insanları

evet, farkındayım, (bkz: baktığın zaman) başlığında da giriş seviyesinde bir –haklı- nefret kusulmuş ama bu ifadeyi kullanan insanlara gereken ötekileştirme yapılmamış. işbu başlığın yegâne temeli budur.

***

resmi sürümü “baktığınız zaman” şeklinde çekimlenen sıkıcı insan topluluğu.

ekseriyetle ortamın gerektirdiğinden daha ciddi bir tonda devam ettikleri aptalca monologlarını, kudretine hayran kaldıkları bu bağlayıcı kelime grubuyla süsler ve muhataplarında “hah! tam şu an olay ciddileşti işte!” hissi uyandırdıklarını, sohbette odağı kaymış insanları canevinden vurduklarını düşünürler. genelde hiçbir korelasyon içermeyen iki faktör arasında, üçüncü bir boyut aracılığıyla köprü kurmaya çabalarlar bu ifadeyle. “türkiye’de öyle diyorsun ama şimdi kardeşim baktığın zaman norveç’te bile şöyle…” ya da “baktığınız zaman şu birkaç yılda…yerinde iktisadi hamlelerle… ııı… insanların karısını çocuğunu yediği bir açlığı ortadan kaldırdık” gibi çok mantıklı argümanlar sunuyormuşçasına triplere girer, ellerini kollarını heyecandan nereye koyacaklarını bilemezler.

hele bu işitildiğinde dahi tüyler ürperten ifadeyi yazılarına taşıyanlar... bu insanlar tarif edemediğim seviyede sıkıyor canımı. lan zaten kelimenin tam anlamıyla “bakıyoruz” o “baktığın zaman” yazdığın şeye. o iki kelimeyi bana okutarak sen ne kazandın, ben ne kaybettim? kimi, hangi şok edici gerçek için hazırlamaya çalışıyorsun o iki kelimeyle?

şimdi baktığın zaman, böyle insanlar yüzünden delirmek işten bile değil.