bar tuvaletinde hayatı sorgulamak

evet,var böyle bir şey. 30 saniye aynayla bakışma ve ben neden buradayım,şunu yapabilirdim şu an gibi şeyler düşünülebiliyor. insan kendi kendine konuşuyor. sonrasında bu düşünceler tuvaletten çıkıp masaya ulaşana dek, yüksek sesli müziğin de dahil olmasıyla bitiyor.
birde" salağa bak "diye aynaya karşı güldüğümü de bilirim.

anı yaşamak varken neden hayatı sorgulayım ki ?

başın hafif döner, vücudun sıcak, enerjin şarkının da etkisiyle yüksek, dünya yansa umrunda olmayacak. sadece gülmek, içmek, dans etmek. aynaya bakıp hafif dağılan saçlarını düzeltip gülümseyerek eğlenceye devam etmek.

sorgularken bir de şöyle şeylere denk gelmek

ayık kafayla mümkün olmayan bir durumdur çünkü kimse bar'a gitmeyi ayık bir kafa ile tercih etmez. eğer sarhoş olma derdiniz varsa, bir bar- pub'a gider ve sünger olana kadar içki sipariş edersiniz.

bu noktada anatominizin size kaçınılmaz kazığı olan " idrar" ihtiyacınız gelir. içki ama bilhassa bira, idrarı hızlandırır ve sizi sık sık lavaboya gitmeye zorlar. bu noktada tabii çok dikkatli şekilde lavabonun duvarları ile haşır neşir oluyorsunuz. bu kadar fazla ziyaret etmeye başladığınız bir alanın içerisinde ne olduğu dikkatinizi çekiyor. zaten ayık olmayan kafanız ile, yine kafası iyi bin ton insanın yazdığı şeyleri okuyorsunuz. alın size terapi için cillop gibi neden!

bar - club lavaboları, insanların susturdukları bilinçaltlarının direkt yansıdığı alanlardır. insan kendi iradesini kaybettiğinde, içinde biriktirdiği tüm duygular su yüzüne çıkar. bir de bunları oraya buraya yazdığınızda, günümüz lavabolarında ki portre ortaya çıkmış oluyor.

herkesin baş etmekte zorlandığı bir hikayesi var işte.

sonunu üstüne sifon çekerek noktalayacağınız hiç bir mekan, hayatı sorgulayacağınız bir yer olmamalı ama..!! yine de siz bilirsiniz..

çok uzun sürmeyecektir.

mekan olarak hayatı değil de yine neden bu kadar çok içtiğimi sorgular, çıkar içmeye devam ederim