başlığa yazmak vs yazara yazmak

başlık hoşuma giderse başlığa yazarım yazarının kim olduğu sadece yazdığın tanım için önemlidir. yazara yazdığım asla olmamıştır demeyeyim şimdi. dün ne yedik onu hatırlamıyoruz.

hoşuma giden bir başlık olursa hem başlığa hem yazara yazarım.

yazdığım mesaja sevgilim var cevabını aldığım günden beri başlığa yazıyorum.

başlığa yazarım cevabını yapıştırabileceğim soru.

sözlüklerin formatı kullanıcılar ile sohbet etmek ve benzeri davranışlar için hiç elverişli değil; ya çok iyi bir yazar olmanız ya da hayal gücünüzü/zihninizi çok iyi kullanan biri olmanız gerekiyor bunu başarabilmek için. tanımları üzerinden siyaset yapmaya kalkışarak tanım döşeyebileceğiniz yazarların tanımlarını bir florida dalgası gibi yakalayıp sörf tanım-taklavatınızı kaptığınız gibi artizliğinizi yapabilirsiniz.
yazara yazı yazmak yazarlığı köreltebilir. okura yazı yazmak yazarlığınızı köreltmeyebilir. ne kadar iyi yazar iseniz okuyucu sizi o kadar az anlayacaktır. okuyucu düşünücü ve yazıcı değil ise sadece okut ve sadece okuyan okuyucunun anlayışı kıttır, on tane fazla cümle yazsan anlayacağı cümleyi de pisliğine anlamaz.



tanım tanım için midir? tanım başlık için midir?
tanım sözlük için midir? tanım teknik için midir?
tanım yazar için midir? tanım okur için midir?
tanım yoldaş için midir? tanım devrim için midir?

önüme gelene yazdığım için önemsiz.

tanımı başlığa yorumu yazara yazıyoruz ve mesele kapanıyor.

edit: kişinin keyfine göre tercih yapabileceği bir versustur.

alnıma yazarım ben. ne demek mi bu; çoğu şeyi okuyup içimden cevaplayıp ya da yorum yapıp yazmadan başka başlıklara akıyorum. bu huyumdan vaz geçmem lazım.

cevaptan silinmesin diye ben hep 50 liralık... yok o değil hep başlığa bakıp yazıyorum. yazdıktan sonra başkaları ne yazmış diye okuyorum tabi.

başlığa yazıp hızını alamayıp yazara da yazmaktır. yetmezse yoldaş'a kadar yardirmaktir.swh

yazar kizsa yazara yazmak tabi. evet.

başlık açtı diye birine yazıyorsanız, sizin yazasınız varmış bence.
başlık bahane olmuş gibi sanki*

arif olan başlığa mal olan yazara yazar.

o değilde nickaltı üzerinden tebrikler, geçmiş olsunlar, iyi kötü laf göndermeler bir tek bana mı ereti geliyor.

askıda ekmek gibi birine toplu geçmiş olsun mesela bana ereti geliyor o yüzden kimseye yazmıyorum.

hastayım diye tanım girenin, tanımını beğeniyorum, yakın olduğum biri ise özel iletişimle halini hatırını soruyorum nickaltına yazmıyorum.

bana da yazmayın, zaten ben geçmiş olsun lafını sevmem, hasta olduğum zamanda ortaya yazmam. biri bana özel olarak sormadıkça kimseye hasta olduğumu söylemem.

neyse ben böyle bir cinsim, negatif olan hiç bir şeyi sevmiyorum. altının çizilmesini istemiyorum. bana iyi gün dostu lazım. kötü günümü ben kendi kendime sindirmeliyim.

başlığa yazarken yazara yazmak.

(bkz: çakar çakmaz çakan çakmak)

yazdım yazacak kadar, başlık açacak kadar
tanım yapacak kadar, yazdır mevlaaam suuuuu..*

yazarın sözlükte bulunma nedeni başlığa yazmak. bir başlığa yazmak, başlıkta ortaya konan düşünce ve yaklaşıma yöneliktir. başlık yazarı o düşünce sahiplerinden sadece biridir.
ancak amacı, düşüncesini tanımlaştırmak değil, yazar kişine yazmaksa, bunu mesaj/mail vb yolu ile yapmalı, çünkü bu diğer okur ve sözlüğü ilgilendiren bir şey değil.

seviyorsam gider konuşurum bence.

de, de,

bizden geçmiş, bak vallahi, ne yazasım var ne dönesim, bir de bende aksilik ukeğleğalık başladı, zarp diye duvarı örüyorum, yazdığıma-yazana ilgi alakayı gösteremiyorum. muhabbet devam ettirmek filan işleri var ya, kalmamış bitmiş. ben kendimi muhabbetkâr bilirdim, öyle derlerdi, yok,

götüremiyorum işi.

çürümüşüz. çürütmüşler babaloliiii- ah, yazık, insan 30'unda ölür mü. öldük işte.

yazara yazmak derim. evet.