başlıklara yazılmış bilgileri okumadan aynı bilgilerin tekrar tekrar verilmesi

bilgi kirliliğine yol açan durumdur.
beni rahatsız etme derecesine gelmiştir.
tanım girilecek başlık altında ki önce ki tanımları bi zahmet okuyalım arkadaşlar.
sizden önce ki bir arkadaşınızın vermiş olduğu bilgiyi sizinde tekrardan farklı kelimelerle yazmanız kimseye bir şey katmamaktadır.

yine sadece kendi konuştuğumuzu duyup karşıdakinin fikirlerine değer vermediğimizin kanıtıdır.

edit:
arkadaşlar tanım girmek istediğiniz başlık altında girmek istediğiniz tanım v.b bilgi bulunuyorsa aynısını yazmak yerine onu ilk yazan arkadaşınkine beğeni ekleyiniz.

türkiye’de eksikliği en çok hissedilen şey başlığı altında onlarca aynı tanım mevcuttur.

bunun önüne geçelim.
örnek verdiğim başlık için konuşmak gerekirse en fazla beğeni alan tanımımızın gerçekten ülkemizde eksik olduğunu anlamış oluruz. hepimiz aynı tanımı sayfalarca yazdığımızda inanın okumuyor bile çoğu arkadaşımız.

kişilerin kendi düşüncelerini dile getirme isteğinden doğan durum. insanlarımız dinlemeden konuşmayı sevdiği gibi okumadan yazmayı tercih ediyor.

tekrarın zararı olmaz bırakın yazsınlar dediğim başlıktır.

120 tanımın 120 sini okumamıştır, gözünden kaçmıştır. normal bir durum.

kişilerin kendi düşüncelerini dile getirme isteğinden doğan durum. insanlarımız dinlemeden konuşmayı sevdiği gibi okumadan yazmayı tercih ediyor. ( ironi içerir, şimdi bazı sivri zeka arkadaşlar inanır buna)
tanım : başlık altına entry okumadan, ne yazılmış bakmadan pata küte hemen yazmaya başlanmasıdır.

türk insanının ortak özelliğidir efendim, okumamak. sevmiyorlar, etleri kesiliyor sanki iki satır okusa. en iyisini ben yaptım ben ettimci olmak için görmezden gelmeceler, oh ne güzel dünya be.

t: gereksiz yığın oluşturma durumu.

insanlar yazdıklarımı birileri okuyacak beklentisi ile hareket eder. yani yazmanın temelinde okunmak isteği vardır. siz başkalarının yazdıklarını okumadığınızda, aslında okunmamak için zemin hazırlıyorsunuz demektir.

bu davranış tarzı biraz bulaşıcı. aslında böyle platformlara da zarar veriyor. bir yerden sonra insanlar salt yazma mantığı ile hareket eden kişiyi fark ediyor. tabiri caizse mimliyor. misal ben öyle yapıyorum. bir yerden sonra da, sadece kendine dönük olan bu arkadaşları okumayı bırakıyorum. söz uçar yazı kalır diye düşünüyor olabilirsiniz lakin o yazı okunmadıktan sonra, kalsa ne kalmasa ne...

neyse efendim yazmak güzel şey. yazan insanlara ve özellikle kalemi kuvvetli olan insanlara saygımız sonsuz. yazarları/yazanları seviyoruz elbette. ancak yazana ve yazıya değerini katan okurdur. o yüzden benim indimde değerleri daha fazladır.

okur/yazarlara ise bayılırım. onları pamuklara sarıp saklamak lazım.

büyük sözlüklerde 300-400 sayfalara yaklaşan başlıklar karşısında, yazarların 299. sayfada pes edeceğini ve sonra kendi tanımını girip, o tanımın da 301 sayfada benzerinin olduğunu söyleyen diğer yazarlar tarafından, tanım giren yazarı linç etmelerinden korktuğum durum.

aslında iyi bir şey bu.
daha önce yazılmış bir bilgiyi tekrarlayan yazar, bu hareketiyle benden kanaat notu almış oluyor. yazarlığını oyluyor, hangi paranteze ait olduğunu yorumlamada, faydalı bir intiba edinmiş oluyorum.

"demek ki bu arkadaş, şöyle yazarlardanmış" diyebiliyorum.

erol evgin'in bir yarıştırması vardı hani; "aileler yarışıyor"
yarışmanın temel mantığı şuydu; bir soru belirleniyor ve sokaktaki 100 kişiye soruluyor. verilen cevaplar doğrultusunda, beş adet cevap belirleniyor ve bunlardan biri de, en popüler cevap oluyor."

sözlükte de buna benzer bir şey yaşanıyor işte, birçok başlığın altında.
belli başlı karşılıkları var, bazı hususların.
hemen akla geliyor onlar, en popüler cevaplar...

ne yani, herkes aynı anda sondaj mı yapsın istiyorsunuz?
birileri de yüzeysel takılmalı mutlaka.
piyasadaki en temel mantık nedir, bunu bize göstermeliler.

sözlükte başlıkların yürümediğinden şikayet edilirken bir taraftanda aynı şeyler yazılmasın diyola nabacaguk sözlük sen söle.

durumumuz yoktu okuyamadık.*

sanırım bunu ben çok yapıyorum. çünkü çoğu zaman içimi boşaltmaya giriyorum buraya ve istediklerimi yazıp çıkıyorum. çok fazla okuyamıyorum.

"ben yazarım kardeşim, okur değilim. yazar geçerim. bana ne?" ürünüdür.

olsun işin içine üslûp girince aynı şeyler farklı ifade edilebilir.

bir yazar entry girerken başlığa ithafen girdiği için önüne geçilemeyecek durum.
bir bilgi başlık için daha önce girilmiş olabilir, fakat yazarın bu bilgilere eklemek istediği bir şeyler olabilir, kendi deneyimlerini aktarmak isteyebilir, bilgiye kaynak eklemek isteyebilir, kendi üslubuyla daha farklı bir bakışa yönlendirebilir..
birebir flood şeklinde entryler doğru değil elbet, arasını bulmak da sözlük yönetiminin görevi zaten. kolaylar gelsin.

ne yapsın tüm tanımları okusun mu a..

(bkz: aydınlanma başlığı) sozlugumuzun hizmeti olan bu başlığa şunca zaman önce tanım girdiniz hizmetini hiçe sayarak tekrar bilgi yorum forum girenlere ikaz.

bence pek sorun teşkil etmiyor. nihayetinde aynı bilgi verilmiş olsa bile üslup ve anlatım farkı olabilir. bu da bir tanımı aynı şeyden bahsediyor olsa bile diğerinden daha güzel bir hâle getirebiliyor.