1.
canakkalenin bir ilçesi.
devamını gör...
2.
burada yakınlarımızın olmasından dolayı, zaman zaman gittiğimiz, güler yüzlü, sevecen, misafirperver, yardımsever bir halka sahip, çanakkale’ nin şirin ötesi ilçesi. izmir istikametinden gelindiğinde, ezine’nin merkezinden dümdüz uzanan bir yolla ulaşılır. bursa istikametinden gelindiğinde ise, biga’ dan ayrılan bir yolla çan üzerinden ulaşılır. çanakkale’ ye uzaklığı yaklaşık 70 km, ezine‘ ye uzaklığı yaklaşık 25 km, biga’ya uzaklığı 85km, çan'a uzaklığı ise 53 km’dir.
peynirinden dolayı adından çok söz edilen, belli bir şöhrete ulaşmış olan ezine kadar tanınmış olmasa bile, kesinlikle ezine’ den daha canlı bir sosyal hayata sahip, halkın refah seviyesi de ezine’den daha yüksek olan ilçedir. örneğin, ezine’ de dört tane eczane varken, bayramiç’te dokuz tane eczane vardır. aslında, ezine peyniri ustalarının da nerdeyse tamamına yakını bayramiçlidir ya da bayramiç’te oturmaktadırlar. meşhur çanakkale peynir helvasının en güzel yapıldığı yer de burasıdır.
geçmişi milattan önce 7. yüzyıla kadar uzanan bayramiç, antik çağlarda önemli yerleşim merkezlerine ev sahipliği yapmıştır. bayramiç’ in 15 kilometre güneyinde, çaldağ olarak bilinen tepenin üzerinde kebrene antik kenti vardır. diğer bir antik kent, palai skepsis, eski skepsis anlamındadır, kebrene’nin yukarısında, şimdiki kazdağı, eski adıyla ida dağı’nın en yüksek kısmında, bir tepede kurulmuştur. ancak daha sonra halk, aşağılarda, şimdiki kurşunlu köyünün yakınında skepsis olarak bilinen bir yere taşınmıştır. ne yazık ki her iki antik kentten de çok az kalıntılar günümüze kadar gelmiştir.
yunan mitolojisinde önemli bir yere sahip olan, antik çağlardaki adı ida olan ve adı bir çok efsaneyle birikte anılan, dünyadaki ilk güzellik yarışmasının da düzenlendiği yer olarak bilinen, kazdağı’nın önemli bir bölümü bayramiç sınırları içerisindedir. kazdağı’ nın eteklerindeki, bayramiç ‘e 40 km mesafede bulunan, ayazma, bölgenin en önemli mesire yerlerinden biridir. burada kalabalık bir grupla harika bir piknik yapmışlığımız, arkasından da daha yukarılarda, kazdağı'bda güzel bir gezinti yapmışlığımız vardır.
ilçe merkezinde, geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanana hadımoğlı konağı vardır. mehmet akif ersoy’ un çocukluğunun bir bölümünün geçtiği ev, mehmet akif ersoy müzesi olarak ziyaretçi kabul etmektedir. müzeye 5 dakikalık bir yürüme mesafesinde, mehmet akif ‘in ilk kur' an derslerini aldığı, babası temiz tahir efendi’ nin de uzun süre imamlık yaptığı ve adını yanındaki taş köprüden alan taşköprü camii vardır.
halkı eğlenmeyi ve özellikle de düğünlerde oynamayı çok sever. bu yönleriyle türkiye çapında da nam salmışlardır. ankara’nın farklı yerlerinde akrabalarımın olması sebebiyle ve şehir merkezinde, ilçelerde ve köylerde bir çok düğüne katılmış olmam sebebiyle türkiye’de hiçbir yörenin insanlarının düğünlerde eğlenme ve oynama yönüyle ankaralılarla beş edemeyeceğini düşünürdüm. ancak bayramiç düğünlerini görünce bu düşüncemde yanıldığımı anlamışımdır. bayramiç' te düğünlere çok önem verilir. bayramiç demek düğün demektir, düğün demek bayramiç demektir.
tanıdık olsun olmasın, akraba olsun olmasın bayramiç’ te oturan herkes her düğünün tabii davetlisidir. en az altı yedi çeşit yemek yapılır. keşkek düğün yemeklerinin olmazsa olmazıdır. ben de çok merak ettiğim ama bir türlü yeme fırsatı bulamadığım keşkeği ilk defa burada bir düğünde yemiştim. düğünün başında yedi çeşit yemeği mideye indiren bayramiçliler bunun hakkını verme konusunda da oldukça başarılıdırlar. 7’den
70’e bütün bayramiçliler klarnet ve davul eşliğinde sabahlara kadar oynarlar, bütün hünerlerini sergilerler; yorulmak nedir, bilmezler. düğünde oynamayana da iyi gözle bakılmaz, hatta bir kenarda hareketsiz, oynamadan oturmasına izin de verilmez, tahammül de edilmez. “sen düğüne mi geldin yoksa oturmaya mı geldin! haydi galkıvee de oynayıvee, bakaaam!” denildikten sonra yaka paça orturduğu yerden kaldırırlır. eğer oynama bilmiyorsa bir kenarda, ayak üstü kendisine oynama dersi verilir ve iki koltuk altından iki kişinin tutmasıyla karga tulumba oyun alanının ortasına bırakılır.
peyniri ezine’ye, helvayı da merkeze kaptıran bayramiç’ in elinde ise bir tek “bayramiç beyazı” denilen meyva kalmış. “bayramiç beyazı”, şeftaliden biraz küçük, tüysüz, rengi sarı ile yeşil arası, tadı da şeftaliyle kayısı arası olan bir meyvedir. peynirden ve helvadan ağızları yanan bayramiçliler de: “bunun kökü bizde, nasıl olsa bizim arazimizde yetişiyor, aaatık bunu da elimizden alamazlaaa” dememişler, son beyazlarını da ellerinden kaçırmamak için, işlerini garantiye almak için, ürünlerine, avrupa birliği coğrafi işaret tescilini de almışlardır.
bayramiç denince tahin helvasından da söz etmemek olmaz. türkiye’de tahin helvasının en eski üretim yerlerinden biri bayramiçtir. buradan osmanlı sarayına tahin helvası gönderildiği rivayet edilir. türkiye’nin en büyük tahin helvası üreticilerinden biri olan tatlan’ın fabrikası da buradadır. ancak halk pek tatlan’dan alışveriş yapmaz. çünkü ilçe merkezinde, organik yollarla helva üreten eski helvacılar vardır. normal, beyaz tahin helvasının yanında esmer tahin helvasını da ilk defa burada görmüşümdür ki, beyaz ekmeğin yanında tam buğday ekmeği gibidir.
peynirinden dolayı adından çok söz edilen, belli bir şöhrete ulaşmış olan ezine kadar tanınmış olmasa bile, kesinlikle ezine’ den daha canlı bir sosyal hayata sahip, halkın refah seviyesi de ezine’den daha yüksek olan ilçedir. örneğin, ezine’ de dört tane eczane varken, bayramiç’te dokuz tane eczane vardır. aslında, ezine peyniri ustalarının da nerdeyse tamamına yakını bayramiçlidir ya da bayramiç’te oturmaktadırlar. meşhur çanakkale peynir helvasının en güzel yapıldığı yer de burasıdır.
geçmişi milattan önce 7. yüzyıla kadar uzanan bayramiç, antik çağlarda önemli yerleşim merkezlerine ev sahipliği yapmıştır. bayramiç’ in 15 kilometre güneyinde, çaldağ olarak bilinen tepenin üzerinde kebrene antik kenti vardır. diğer bir antik kent, palai skepsis, eski skepsis anlamındadır, kebrene’nin yukarısında, şimdiki kazdağı, eski adıyla ida dağı’nın en yüksek kısmında, bir tepede kurulmuştur. ancak daha sonra halk, aşağılarda, şimdiki kurşunlu köyünün yakınında skepsis olarak bilinen bir yere taşınmıştır. ne yazık ki her iki antik kentten de çok az kalıntılar günümüze kadar gelmiştir.
yunan mitolojisinde önemli bir yere sahip olan, antik çağlardaki adı ida olan ve adı bir çok efsaneyle birikte anılan, dünyadaki ilk güzellik yarışmasının da düzenlendiği yer olarak bilinen, kazdağı’nın önemli bir bölümü bayramiç sınırları içerisindedir. kazdağı’ nın eteklerindeki, bayramiç ‘e 40 km mesafede bulunan, ayazma, bölgenin en önemli mesire yerlerinden biridir. burada kalabalık bir grupla harika bir piknik yapmışlığımız, arkasından da daha yukarılarda, kazdağı'bda güzel bir gezinti yapmışlığımız vardır.
ilçe merkezinde, geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanana hadımoğlı konağı vardır. mehmet akif ersoy’ un çocukluğunun bir bölümünün geçtiği ev, mehmet akif ersoy müzesi olarak ziyaretçi kabul etmektedir. müzeye 5 dakikalık bir yürüme mesafesinde, mehmet akif ‘in ilk kur' an derslerini aldığı, babası temiz tahir efendi’ nin de uzun süre imamlık yaptığı ve adını yanındaki taş köprüden alan taşköprü camii vardır.
halkı eğlenmeyi ve özellikle de düğünlerde oynamayı çok sever. bu yönleriyle türkiye çapında da nam salmışlardır. ankara’nın farklı yerlerinde akrabalarımın olması sebebiyle ve şehir merkezinde, ilçelerde ve köylerde bir çok düğüne katılmış olmam sebebiyle türkiye’de hiçbir yörenin insanlarının düğünlerde eğlenme ve oynama yönüyle ankaralılarla beş edemeyeceğini düşünürdüm. ancak bayramiç düğünlerini görünce bu düşüncemde yanıldığımı anlamışımdır. bayramiç' te düğünlere çok önem verilir. bayramiç demek düğün demektir, düğün demek bayramiç demektir.
tanıdık olsun olmasın, akraba olsun olmasın bayramiç’ te oturan herkes her düğünün tabii davetlisidir. en az altı yedi çeşit yemek yapılır. keşkek düğün yemeklerinin olmazsa olmazıdır. ben de çok merak ettiğim ama bir türlü yeme fırsatı bulamadığım keşkeği ilk defa burada bir düğünde yemiştim. düğünün başında yedi çeşit yemeği mideye indiren bayramiçliler bunun hakkını verme konusunda da oldukça başarılıdırlar. 7’den
70’e bütün bayramiçliler klarnet ve davul eşliğinde sabahlara kadar oynarlar, bütün hünerlerini sergilerler; yorulmak nedir, bilmezler. düğünde oynamayana da iyi gözle bakılmaz, hatta bir kenarda hareketsiz, oynamadan oturmasına izin de verilmez, tahammül de edilmez. “sen düğüne mi geldin yoksa oturmaya mı geldin! haydi galkıvee de oynayıvee, bakaaam!” denildikten sonra yaka paça orturduğu yerden kaldırırlır. eğer oynama bilmiyorsa bir kenarda, ayak üstü kendisine oynama dersi verilir ve iki koltuk altından iki kişinin tutmasıyla karga tulumba oyun alanının ortasına bırakılır.
peyniri ezine’ye, helvayı da merkeze kaptıran bayramiç’ in elinde ise bir tek “bayramiç beyazı” denilen meyva kalmış. “bayramiç beyazı”, şeftaliden biraz küçük, tüysüz, rengi sarı ile yeşil arası, tadı da şeftaliyle kayısı arası olan bir meyvedir. peynirden ve helvadan ağızları yanan bayramiçliler de: “bunun kökü bizde, nasıl olsa bizim arazimizde yetişiyor, aaatık bunu da elimizden alamazlaaa” dememişler, son beyazlarını da ellerinden kaçırmamak için, işlerini garantiye almak için, ürünlerine, avrupa birliği coğrafi işaret tescilini de almışlardır.
bayramiç denince tahin helvasından da söz etmemek olmaz. türkiye’de tahin helvasının en eski üretim yerlerinden biri bayramiçtir. buradan osmanlı sarayına tahin helvası gönderildiği rivayet edilir. türkiye’nin en büyük tahin helvası üreticilerinden biri olan tatlan’ın fabrikası da buradadır. ancak halk pek tatlan’dan alışveriş yapmaz. çünkü ilçe merkezinde, organik yollarla helva üreten eski helvacılar vardır. normal, beyaz tahin helvasının yanında esmer tahin helvasını da ilk defa burada görmüşümdür ki, beyaz ekmeğin yanında tam buğday ekmeği gibidir.
devamını gör...
3.
mehmet akif ersoy'un doğduğu evi içinde bulunduran çanakkale ilçesi.
devamını gör...