1.
hepi topu üç gram aklımız var…
filmi izlerken “ben ne izliyorum len?” demeniz çok normal. yapılan bu işe, bir sinema filmi denir mi? burası bile tartışmalı. kaldı ki yapım için yönetmeni de “deneysel film” demiş. denemiş yani.
ciddi anlamda psikoloji bozan bir film. ponçik yürekli arkadaşlar izlemesin. benim psikolojik alt yapım çelik konstrüksiyon ile güçlendirilmiş olduğundan beni etkilemedi. biz neler gördük ya? bu film ne ki?
siyah and beyaz, repliksiz, fonda devamlı hard bir müzik, çok beğendiğim kamera teknikleri ile film, dünyanın kuruluşunu anlatıyor ama izlerken bu ana fikri çıkarmak zor. kamera açıları ve kullanım şekli çok iyi ama tüm film boyunca olması insanı izlerken yoruyor. bir süre sonra “yeter ü’len az doğru tut şu kamerayı” dedirtiyor.
1991 yapımı deneysel korku filmi, semboller üzerinden derdini anlatmaya çalışıyor. hiç diyalog yok. sırtını sembollere dayadığı için farklı anlamlar çıkabilir. ilk sahnede kendi karnını deşen bir jack var. buna tanrının ölümü ve sonra bir kadının ondan hamile kalmasıyla insanlığın doğumu anlatılmaya çalışılmış. yani galiba. hemmen şuraya bir kamu spotu düşeyim. filmin ikinci sahnesi çok artı 18. çoluk çocukla izlemeyin.
sanırım yönetmen bir üçleme çekmek istemiş ama ilk filminde gemiyi batırdığı için devamı gelmemiş. deneysel film yapmış. benim görüşüm ise olmamış. ancak filmi çok beğenenler de var. fragmanı koyup, yazıyla vedalaşalım.
filmin tamamı yuuturp’da bulunur efenim.
filmi izlerken “ben ne izliyorum len?” demeniz çok normal. yapılan bu işe, bir sinema filmi denir mi? burası bile tartışmalı. kaldı ki yapım için yönetmeni de “deneysel film” demiş. denemiş yani.
ciddi anlamda psikoloji bozan bir film. ponçik yürekli arkadaşlar izlemesin. benim psikolojik alt yapım çelik konstrüksiyon ile güçlendirilmiş olduğundan beni etkilemedi. biz neler gördük ya? bu film ne ki?
siyah and beyaz, repliksiz, fonda devamlı hard bir müzik, çok beğendiğim kamera teknikleri ile film, dünyanın kuruluşunu anlatıyor ama izlerken bu ana fikri çıkarmak zor. kamera açıları ve kullanım şekli çok iyi ama tüm film boyunca olması insanı izlerken yoruyor. bir süre sonra “yeter ü’len az doğru tut şu kamerayı” dedirtiyor.
1991 yapımı deneysel korku filmi, semboller üzerinden derdini anlatmaya çalışıyor. hiç diyalog yok. sırtını sembollere dayadığı için farklı anlamlar çıkabilir. ilk sahnede kendi karnını deşen bir jack var. buna tanrının ölümü ve sonra bir kadının ondan hamile kalmasıyla insanlığın doğumu anlatılmaya çalışılmış. yani galiba. hemmen şuraya bir kamu spotu düşeyim. filmin ikinci sahnesi çok artı 18. çoluk çocukla izlemeyin.
sanırım yönetmen bir üçleme çekmek istemiş ama ilk filminde gemiyi batırdığı için devamı gelmemiş. deneysel film yapmış. benim görüşüm ise olmamış. ancak filmi çok beğenenler de var. fragmanı koyup, yazıyla vedalaşalım.
filmin tamamı yuuturp’da bulunur efenim.
devamını gör...
2.
yıllaar yıllar önce, adı lazım değil bir mecrada denk geldiğim bir gif loopu sayesinde radarıma girmiş, ağır sanat filmi.
film başlarken toprak ana metaforunda ucubemsi bir kadın kendini satırla doğruyor zaten, ustura mıydı ya da ?
zaman mekan örgüsü zaten yok, kendini doğrayan ''toprak ana'' nın içinden ''insanlık'' çıkıyor, ve türlü türlü iğrenç ucubelerle savaşıyor falan.
biraz araştırmıştım, sanırsam kan ve et +18 öğelerini special effect ile çok fazla çarşaf ve boyayla tamamlamışlar.
film başlarken toprak ana metaforunda ucubemsi bir kadın kendini satırla doğruyor zaten, ustura mıydı ya da ?
zaman mekan örgüsü zaten yok, kendini doğrayan ''toprak ana'' nın içinden ''insanlık'' çıkıyor, ve türlü türlü iğrenç ucubelerle savaşıyor falan.
biraz araştırmıştım, sanırsam kan ve et +18 öğelerini special effect ile çok fazla çarşaf ve boyayla tamamlamışlar.
devamını gör...