ben sende tutuklu kaldım.
devamını gör...
devamını gör...
berber olmasa bile kendi ex kuaförüme bir çift lafım var.

-yamuk kestiğin kesim için 1000'e yakın para almana ne gerek var.
-herkese 'bir şey içmek ister misiniz' diye sormana rağmen bana neden son gidişimde sormadınız beyefendi? benim türk kahvesi içesim vardı o gün.
-bana renkli saçın yakışmayacağını söylediğiniz günden beri saçlarımı lise zamanlarımdaki gibi rengarenk boyatasım var. bukalemun olup çıkacağım karşına çocuk.*
-bir de kendi saçımı kendim kestiğimde her zaman yamuk kestiğimi söylesen de 1000 verip sana yamuk kestireceğime kendim yamuk kesip hiç değilse o zevki kendim tatmış olurum, param da cebinde kalır.

çok doluyum lanet kuaföre karşı.
bu arada kestirmeyeli uzun süre oldu, kim bilir şimdi kaç olmuştur.
düşünmek istemiyorum.
devamını gör...
..
benim köyde bi berberim var. olması gerekenden biraz fazla ilginç.. şöyle ki: ne zaman gitsem, başkasını tıraş ediyorsa bile anında bırakıp "oo buyruun" diye en uçta baştaki koltuğu hazırlamaya başlıyor ve artık kalfası mı, ikinci ustası mı her kimse dükkanı ona havale ediyor.
koltukta suratı köpüklü şahıs da, bekleyenler de haliyle tedirgin bir nefretle bana bakıyorlar. (köyün sahili ile çarşı merkezi ve zaten bir iki mahalleden oluşan yerleşim kesimi, yani aslında yerlileri arasında aslında bir-iki km var ve sahilcilerin çoğu yazları gelen yarı göçer kentliler.) sahil restoran kafecileri, üç beş pazar köylüsü ve kimi esnaflarla yıllardır az tanışıklık oluşsa da, açıkçası köyün 12 ay kahrını külfetini çeken yerli ahali köylü, sahilci tayfayı sevmiyor. haklılar da.. onlar için sahilci kesim şanslı, köyün keyfini en güzel aylarda doyasıya yaşayıp, hava ve deniz bozunca da çekip gidiyor. köylü dağın eteğinde bütün yıl sahilciyi bekliyor ki, üçbeş kazanabilsin, ayakta kalabilsin. yazın kazanabildiğiyle de 12 ay yaşayacak..
bizim berber trakyalı, köyden evliymiş. ama kendini pek oralı saymıyor ve sahilci aristokrasiyle ahbap olacak bir statüde göstermeye pek meraklı.. aslında ıstanbuldalarmış, emeklisinde orayı oğluna bırakmış kendi de hanımköylü olup bu dükkanı açmış.. tüm bunları her tıraşta en az iki kez dinlediğim için ayrıntılara gayet vakıfım..
bunları size niye yazıyorum: çünkü her gittiğimde berberimin anlamsız ihtimam ve ikramı nedeniyle mutlaka üç beş düşman kazanmış olarak kalkıyorum. adam belki de beni, istihbaratçı, mafya, özel harekatçı vs her neyse yani "tehlikeli biri" olarak anlatıp ima ediyor müşterisi köylülere.. millet neredeyse tıraşı filan unutup arkasına bakmadan kaçıp uzaklaşma eğiliminde. gözlerinde korku, tedirginlik, nefret gizlenemez boyutlarda.. sakin, dingin ama kendilerince huzurlu küçük dünyalarına ne diye geldiği belli olmayan tehlikeli bir sır küpüyüm ben.. akşam sahilde dostlarla rakılarken anlatıyor soruyorum siz de yaşıyormusunuz aynısını diye. yok diyorlar.. bahşişi kes ondandır diyorlar. yahu vermiyorum. ne bahşişi, adama parayı zorla veriyorum diyorum. gülüyorlar.. tipten kaybediyorsun her halde diyen var..
sırf imaj çalışması için köy kahvesine ayıracak vaktim ve niyetim de yok.. köyün de hepi topu iki berberi var işin kötüsü onlarda karşı karşıya. bir keresinde ötekine girdim, adam çıkıp "rafet ustaa" diye bizimkine bağırıp ihbar etti, bana da "abi ustam yerinde bak, siz göremediniz herhalde" dedi..
nihayeti üç beş kıl uğruna katlandığıma bakın yav.. allak seni bildiği gibi yapsın rafet usta..!
..
devamını gör...
eline sağlık abi bok gibi oldu.
devamını gör...
değerli berberim xxxxx dostum,

metaverse zımbırtısına girmek istediğinde sana, gereksiz gazlandığını söylemiştim zamanında. her böyle durumda olduğu gibi, beni başarını kıskanan birisi olarak kurguladığından olsa gerek, berber halinde bunları yaptığını küçümsediğimi kurguladığından olsa gerek, yengemden gizli krediler çekip, yok armoni polis aldın, yok adını unuttuğum bir sürü şey aldın...jandarma aldın, ot aldın, bok aldın.

beni tıraş ederken telefonunu suratıma dayadın dayadın, "bak, mark zuckerberg de onaylamış" dedin, "baak, bill gates 200 dönüm bayır bostan almış" dedin, "bak, gucci de katılmış" dedin, adidas dedin, nike dedin, hiç durmadın sevgili kardeşim. "parayı kırıcaz olm" sevincin ile, habire bana nasihatler verdin. kimsenin yüzüne şak diye saçmalıklarını diyemeyen birisi olduğumdan, "he-hı" diyerek dinledim seni. sıkıldım senden o zamanlar.

son yıllarda üzgünsün. "xxxx sıfıra yaklaşmış, dipten alsam mı" diyorsun hala bana. ortalama düşürmek için, daha da kredi çektin.

ne demiştim ben sana? "iddiadan şaşma" demiştim. ne güzel kupon yapan adamdın sen. 3. lig maç özetlerini anlatan insandın sen ne güzel.

evet! belki ben de başta övündüm seninle. sözlüklerde, "bakın benim berberim bile iddia oynamıyor, crypto dünyasında dans ediyor adam" dedim ve kız ayıklamaya çalıştım senin bu yatırımcı kimliğin ile.

yalnız bu hikaye kötü bitti hocam işte...balinalar deyip durduğun o adamlar kazandı.

sende kısaca kumar tutkusu var. sen, her berber gibi bir kumarbazsın.

bunu senelerdir biliyorum. her boku bilip anlıyorum da, ne insanları ne bir şeyi değiştiremeyeceğimi çoktan anladığım için saldım ben 2001'den beri. bir yerden sonra millete anlatmak yerine onları trollemek daha güzel geliyor. sana onu da yapamamamın nedeni, seni cidden sevmem ve saygı duymamdır. berberliğinden ötede, güzel insansın vessalam. kalbi temiz kalanlardansın. kötülük düşünmeyenlerdensin.

gece gece bu hisli satırların sana yazıldığını asla öğrenemeyeceksin. bu da, kaderin cilvesi. makasından öperim, selam ve berber ile...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"berbere söylenmek istenen şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim