eski sevgiliye söylenmek istenen şeyler

söylenecek çok şey var da kısaca sıçtın ağzıma.

adı üstünde eski olandır söylenecek söz yoktur. yenilerine yeni olacaklara ''merhaba'' .

"acılar tınladıkça bende
hep seni seslendirir."

beni çok emek vermiş, çok uğraşmış ve çok sevmiş olarak hatırla.

beni terkedip patates suratlı bir kişiyle birlikte olduğun için allah düğününde hoparlör yanında oturmak nasip etsin.

ve kırgınım sana ben, haberin de olmayacak. bana beni geri ver, yeter.



(bkz: çocuğum belki)

her şey tamam da; sana kendi kitaplığımdan çıkarıp hediye ettiğim, içinde hoşuna gideceğini umduğum cümlelerini özenle çizdiğim, kapaklarına senin için şiirler yazdığım kitapları ne yaptın?

hayatta başarılar. üzüleceksin hemde çok. kimse seni benim gibi el üstünde tutmayacak. belki dahada iyilerine denk gelirsin. ama bu onlarla ilgili değil seninle ilgili o yüzden yinede üzüleceksin. yani anlaşamama nedenimiz, ben değildim. ote yandan onca yaşadığımız seye rağmen ben üzülüyorum senin adina. cok derin düşününce bu senlede ilgili değil. çocukluğun geliyor aklima masum oluşun. yani seninde suçun yok çocuğum. oyle yetişmiş yada bir şekilde yetistirilmissin. yanlisliklar gelişmiş elde olmadan. allah yolunu acik etsin. umarim tatmin olursun hayat seni az üzer umarım. ama bana kalirsa çok uzmeli anlamalisin ki dostoyevski iyi bir yazardir. tutkularını artik anlamlandir!

sal beni gari

sana söyleyecek çok sözüm var ve bu eskimediğini gösterir. çağımız eskir, sözümüz eskir, sen eskime.

seninle o muhteşem mutlu zamanlarımızda filmlerde hüzünlü şarkılar duyardım. yaa bir gün ayrılırsak ve bu şarkıyla yanarsam diye ürperirdim. hani haberlerde insanların kopan bacağı, kolu buzlanır yaa. o insanın çektiği acıyla empati yapmayalım diye midir bu? bizim bakmaya tahamül edemediğimiz acıyı o insan çekiyor yahuu.
kolum bacağım kopuyor gibi bir acı çekiyorum. kolu bacağı kopan insanın canı çıkıyormuş gibi bağırma lüksü var benim yok. benim de canım çıkıyor.

bugün resmi ayrılığımızın 10. günü. seni aramadım aramayacağım.

"boğazım düğüm düğüm çözemiyorum" evet yine bir ahmet kaya şarkısında geçiyor. seninle geçirdiğimiz 1.5 sene her yerim her yanım mutluluk taşıyordu. seni görmeyeli, aramayalı 1.5 hafta oldu. her anım, her yerim ağlıyor. geri kalan zamanlarda da, düğümleniyor işte.

ama ne önünde ağlayarak kadar küçülürüm, ne de prensiplerimden vaz geçecek kadar zavallılaşırım. sen yoksan ahmet kaya var. sözlükteki dostlar var. onlara ağlar dururum bir süre.

ülkede adalet kavramıyla ilgili sorunların ciddi boyutlarda olduğunu düşünüyorum fakat '' ilahi adalet ''in er ya da geç sana da uğrayacağına eminim. ve ben seni boğulduğun çöplüklerde gördüğüm zaman sen de anlayacaksın bana yaptıklarının bedelini ödediğini. geç olacak ama güç olmayacak. sabırsızlıkla bekliyorum seni çıkardığım bok çukurlarına tekrar düşeceğin günleri.

umarım iyisinizdir. her ne kadar üzülmüş olsakta şimdi geriye dönüp baktığım zaman hayatıma iyi ki girmişsiniz. çok güzel, çok eğlenceli zamanlar geçirdik. bana çok şey kattınız, tecrübe kattınız. bu dünyadan bana yaşattıklarınızı yaşamadan geçip gitmek de vardı ama ne mutlu ki hayatıma dokundunuz ve hayatlarınıza dokunmama müsade ettiniz.

kendinize iyi bakın.

benim diyeceklerimi hak etseydi zaten "eski" sevgili olmazdı. arkanıza hiç bir zaman bakmayın

ben kalbimi senin avuçlarına bıraktım. sev diye. ama sen onlarca bıcak darbesiyle öldürdün.

yaşadığım hiçbir şey için pişman değilim, seninle yaşadığım için pişmanım

aklıma gelen tonlarca düşünceyi buraya yazacak kadar gücüm yok oğuz atay'ın dediği gibi "cam kırıkları gibidir kelimeler sussan acıtır konuşsan kanatır." sana iyi veya kötü dilekte bulunmuyorum sadece neyi hak ediyorsan onu yaşa. iyiliği hak ediyorsan iyiliği kötülüğü hak ediyorsan kötülüğü hak ettiğini yaşa.

hiç bir şey. mümkünse karşılaşmayalım, ben de hiç bir şey söylemeyeyim. kalp ve beyin sağlığı için en mantıklısı bu.

o son vedamızda yalandan bile olsa neden seni seviyorum demedin? sustun. sevmeni beklemedim ki zaten. bekleseydim savaşırdım, gitmene izin verdim. bunu hak etmiştim en azından, demek isterdim. tekrar karşılaşırsak belki derim. şuan bunları sorgulamak kolay, kalbim bomboş ve vereceği cevabı duymakta. en azından merakımı giderir.