#ödüllü filmler
drama / biyografi / yerli / müzik
7.6 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

fragmanı çıkmış, 4 martta sinemalardaymış. yıllar sonra ilk kez bir filmi bu kadar heyecanla bekliyorum, fragmanı bile emek kokuyor.

farah zeynep abdullah çok iyi bir seçim olmuş, ilk başlarda söylendiği gibi serenay sarıkaya oynasaydı aşırı yapay bir iş çıkardı ortaya.
devamını gör...
müslüm denen garabetle başlayan ne kadar ölü ve vasat arabeskçi varsa ekmeğini yeme peşinde olan film furyasının bir başka üyesi. şahsen saçma sapan insanların saçma sapan hayatlarına karşı hiç bir merak taşımıyorum.
devamını gör...
saçma sapan diyen arkadaşa kesinlikle katılmamakla beraber kendi toz pembe hayatında insanların karanlık ve zorlu hayatına bakmak istememesini anlayabiliyorum bence fragman çok iyi sadece müslüm filminden sonra olan bir müslüm ü furyası ı istemiyorum artık filmi izleyen herkes müslümcü kesilmişti sonradan başımıza sinemaya gitmeyi çok sevmem ama çok heyecanla beklediğimden olsa gerek 4 mart günü direkt olarak sinemaya koşacağım bu arada farah zeynep abdullah kesinlikle çok iyi bir seçim filmin fragmanı ise efsane bir göz atmanızı tavsiye ederim iyi günler.
devamını gör...
çoook merak ediyorum. bir an önce vizyona girsin çünkü farah zeynep abdullah gibi mükemmel bir oyuncudan bergen'in hayat hikayesine tanık olmak benim için büyük bir şeref ve keyif olacak.
devamını gör...
uzun zamandır beklediğim film.
pandemi öncesi hafta sonu aktivitesi sinema olurdu, bu film pandemi öncesi günlere dönüş adına güzel bir gelişme.
sinema filmini, sinemada izlemeyi seviyorum.
bilim kurgucu, korku filmi seven insan değilim.
geriye ne kalıyor dram ve komedi.
haliyle tam benlik film.
konu itibariyle, gençlere ne katar bilmiyorum sinema, insana iyi örnek olacak işleri yapmak değildir.
sinema, insanı alır, birilerinin hayatına sokar.
insan, belki de hiç denk gelemeyeceği şeyleri tecrübe eder gibi olur.
bazen empati kurar, bazen acır, bazen umursamaz.
bergen, acı biten hikayesi olan bir kadın.
haberler, acı biten hikayesi olan kadınlar ile dolu.
bergen'in onlardan farkı, yanlış insana, yeteneği yüzünden kapılması ve o yanlış insandan kopamaması.
yanlış insanın, onu hayattan koparması.
bence, farah zeynep, görüntü ve ruh olarak bergen'e yakın bir kadın.
kalanını sonra yazarım.
yazarken bile merak ettim.
devamını gör...
açıkcası begenmiyorum bu durumu.

neden derseniz?

bergen’i , onun döneminde yaşayan herkes zaten biliyor ve tanıyor.ufacık bir internet araması ile vefatı da öğrenilebilinir.böyle insanların odak noktası olduğu filmlerin çekilmesi, bu insanları maddi kaynak elde etmek için kullanmak gibi geliyor.yani sonuçta kurgu zaten ortada, oturup- uğraşıp bir şey çıkartmaya gerek yok.işin içinde cinayet- trajedi- dram var.. üstüne ünlüler.. tamam işte.

aynısı dilber ay içinde geçerli. kendisi hayattayken kendi filmini sanırım çekmedi, kendisine ait bir filmde de galiba oynamadı.kendisi hayattayken böyle bir proje kendisine teklif edilmemiş,neden vefatından sonra çekildi bu film? bence bazı şeyler üzerine düşünmek gerekiyor.

bu insanlar anılmak isteniyorsa, güzel bir yere anıtları ya da büstleri yapılabilinir.filmlerinden daha uzun ömürlü olur bence.
devamını gör...
dün itibarıyla vizyona girmiş olan başrollerini farah zeynep abdullah, erdal beşikçioğlu ve tilbe saran'ın paylaştığı biyografi filmidir... farah zeynep abdullah'a hayranlığımın tekrar arttığı "oynamamış adeta yaşamış" dediğim bir oyunculuk sergilemiştir. ağlayarak çıktığım nadir filmlerden biriydi... şans verilmeli. (bkz: bergen film)
devamını gör...
yıllardır konuşulan, başarılı bir kadının hikayesi.
filmin senaryosunu; sema kaygusuz ve yıldız bayazıt yazdı.
yönetmenliğini; mehmet binay ve caner alper yaptı.
başrollerinde; farah zeynep abdullah, erdal beşikçioğlu, tilbe saran, nergis öztürk oynadı.
1959 yılında, mersin'de doğan, belgin adında bir kız vardır.
annesi ile babası o küçükken boşanır.
annesi ile ankara'ya yerleşir. annesi dikiş diker, belgin’de konservatuara girmek için çalışır. babasını özler, şarkı söyler, ablalarını özler, şarkı söyler. annesi, başta şarkı söylemesini istemez ama kızına dayanamaz.
o esnada, mahallede bir de sevgili edinir. onu çok seven ve ne zaman isterse o zamana kadar bekleyecek biridir bu adam. ama işte olmaz. annesi okulu olduğu için kızının o gençle ilişkisini onaylamaz. hayatında önemli yer eden 2.ci erkeği de, annesi hayatından çıkarır.
kötü niyetli olmayan, ama mutsuz eden iki karardır bunlar.
yalnız kalan belgin, ona edilen bir teklifi kabul eder, kendine bergen, sahne adını koyar ve sahnelere çıkmaya başlar.
annesi karşı çıkar ama belgin bu sefer onu dinlemez.
sonrasında, adana'da sahneye çıkma teklifi alır ve sonunu hazırlayan adama, karşı koyamaz bergen.
aslında sadece şarkı söylemek isteyen bir kadındır. ama şarkıları kaderi olur.
adana'da hayatına giren halil serbest’i hayatından çıkarmayı başaramaz.
hastaca olan zaafını sevgi sanan bir adamın, kurbanı olur.
çoğu sahnede ağladım, çoğu sahnede şarkılarını söyledim.
olması gereken bir filmdi. farah zeynep, bu role çok yakıştı.
bergen, başarıları ile anılması gereken bir kadındı.
ruhun şad olsun.
onun da her zaman istediği gibi
onun için üzülmüycem.
benim için üzülme
devamını gör...
bu kadar kısa sürede izlemeden izlenmiş kadar olunan film. reklamın iyisi kötüsü mevzunuu bilemem ancak fazlası zarar (merakı öldürdüyor) , her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi.
devamını gör...
bugün izlediğim film. açıkçası ben bu filmi oldukça tuttum.

müslüm filmindeki gibi gereksiz ve aşırı dramatize edilmemiş olaylar ilk olarak, bergen'in acılı hayatını olması gerektiği gibi yansıtmış olduğunu düşünüyorum. filmi izlerken olayların gerçekliği büyük oranda yansıttığını bilmek sizi gerçekten rahatsız ediyor ve tüylerinizi diken diken ediyor. filmi izlerken sürekli ağlayıp duran bir sulu göze dönmekten ziyade, filmin son kısımlarında içimde bir öfke hissediyorsunuz. dünyanın ne kadar adaletsiz olabileceği ve hayatınızda tanıştığınız tek bir sorunlu insanın bile hayatınızı ne kadar mahvedebileceği gerçeği yüzünüze sert bir tokat gibi çarpıyor.

filmin sonundaki mesaj ise gerçekten çok güzel ve anlamlıydı. filmi kimler izler, kitlesi nasıldır umurumda değil. ben filme bakarım arkadaşım.

ben bu filmi oyunculuklar, senaryo ve çekim ve dahil olmak üzere birçok yönden gerçekten başarılı buldum. önemli olan da buydu zaten.
devamını gör...
film güzel,benim anlamadığım şey şu: film sayesinde medyada faile karşı çok büyük bir baskı oluşturulabilirdi. ama konuşulan şey farah zehnep abdullah'ın kıyafeti ve saçı.oyuncuların galada erik dalı oynaması da cabası.böyle bir projede ben yer alsaydım şahsen böyle davranmazdım.
devamını gör...
filmin özellikle ilk yarısı tiyatral bir havayla geçiyor. sahne geçişleri falan birbirinden çok kopuk, bazı şeyler de havada kalmış oluyor. çok uzatmak istememiş olabilirler belki bundandır. onun dışında farah zeynep ve erdal beşikçioğlu çok iyi oynamış. farahın şarkı söyleme sahneleri, mikrofondan tutuşuna kadar mükemmel. keza sesini çok beğenmiştim unutursam fısıldayı izlediğimde. kostümler, makyaj, saç çok güzel kareler yakaladım filmde bunlar sayesinde. dönemin ruhu güzel yansıtılmış. erdal beşikçioğlu mükemmel seçim, adamın tipi oyunculukla birleşince bildiğin şerefsiz bir adam çıkmış ortaya. dikkat, filmin sonunda off bir rakı sofrası kuralım yaa diyeceğinize eminim. özendim arkadaş, farahın sigara içmesine bile özendim. hele ah yalan dünyayı söylediği sahne bittim. ahh bergen ahh. gereksiz dramatize edilmeden anlatılması güzel olmuş. izleyin pişman olmazsınız.
devamını gör...
bergen filmini izledim ve sinir harbiyle çıktım sinemadan, öyle ağlamaklı falan da olmadım olamadım çünkü ağlanacak bir duygu değil öfkelenecek içinde sinir harbi yaratacak bir hikaye...
bergen çocukluğunda parçalanan ailesinin bilinçaltındaki eksikliğini ne yazık ki yanlış insan da aramış, baba figürünü aşk ile karıştırmış. babasının ve ailesinin yaptığı işe tepkisini olmayacak bir adamla sevgi saygı ile sürdürebilecegine inanmış. annesi onu hiç bırakmamış ama o babasının da yanında olmayışını onu yargılamasını buhranlarla yaşamış. onu yaşarken öldürmüş aslında sevdiğini sandığı adam , ve o bu durumunu herşeye rağmen müzikle anlatmış herkese.
kız çocuklarımızı sevelim, saygı gösterelim, bağrımıza basalım, öyle sevelim ki öyle kabullenelim ki başkalarının sevgisi hatalarını görmelerine engel olmasın. "yuva düştüğümüz zaman bizi tutan yerdir ve hepimiz düşeriz" diye bir söz okumuştum bir kitapta, hatalarıyla kusurlarıyla evlatlarımızı kabul edelim, kabul edelim ki hata yaptıklarında yanlış insanlara değil yuvalarına kucak açsınlar...
devamını gör...
dün itibariyle prime video'da yayımlanan, bergen'in hayatını anlatan film.

popüler dünyadan geri kalmamak adına izlenesi bir film. ben daha önce youtube'da bergen belgeseli izlemiş birisi olarak, bu film yerine o belgesel izlense gerçek bergen meraklıları için daha iyi olacağını düşünüyorum. çünkü film 2 buçuk saat olmasına rağmen hayatını sığdırmak için, çok hızlı geçişler ve duygu eksikliği olmuş.
acıların kadını bergen'in acısı bize geçmemiş.

bergen için hep düşündüğüm şey, insan gerçekten seçimlerini yaşıyor. bergen kendi hayatının dramını kendi yaratıyor. olayın özünde babasız büyümesinin verdiği sevgi eksikliğiyle o adamla birlikte evet ama konservatuar kazanmış, annesi destekliyor, gayet vizyonlu bir hayatı varken, bu seçim büyük hata. kaldı ki gözünü açmaya çalışan insanlara gözünü, kulağını ölümüne kapatıyor.
üzülmedim mi üzüldüm. keşke kimsenin başına böyle bir şey gelmeseydi. ama duygulanamadım.
mesela bir önce izlediğim dilberay'ın hayatında gerçek dram vardı. bir yerde ağlattı bile. onu da yazacağım.

ben arabesk dinlemem. dolayısıyla hiç kendi irademle bergen açıp dinlemedim bu yaşıma kadar. ama tabi ki denk gelişlerle biliyorum sesini. iyidir hoştur ama farah zeynep abdullah'ın sesi daha güzelmiş.

bergen'den ziyade film müzikleriyle, görsellerle vs. kısmen başarılı denilebilir. başta dediğim gibi geçişler çok hızlı olduğu için olayların içine alması çok güç olmuş.

sonuçta izlenir yani, ama çok da beklenti içine girmeyin.
devamını gör...
yani sabahın olmuş 5.13'ü, demek 3'te falan izlemeye başlamışım, balıkcım hiç mi derdin yoktu gerçekten diyerek başlamak ve susmamak istiyorum.

yönetmenliğini caner alper ve mehmet binay'ın yaptığı 2022 yapımı filmin senaryosunda da sema kaygusuz'un adı geçiyor. vallahi hiç okumadım kitaplarını ama onlar da sıradaydı zaten. öne çekerim belki. farah zeynep abdullah'ı çok beğeniyorum, bir içim su mübarek. o oynamıyor olsa izlemezdim. hayatımda dinlediğim tek bergen şarkısı aha şu ceylan ertem coverı çünkü... (o şarkıyı da çok seviyorum ama bu ayrı bi konu gjdkgd. içimde benim arabeske de eğilim var heralde ama o da bambaşka konu öhm) dolayısıyla amazonda yayınlandığını görünce hemen izleyeyim dedim, oyuncu kadrosuna bakmadım bile. baksaymışım daha kesin izlermişim zira erdal beşikçioğlu ve nergis öztürk de çok sevdiğim oyuncular. filmle ve kendimle alakalı bir takım gereksiz bilgiler verdikten sonra hakaretlerle dolu yorumuma geçeceğim, spoiler kutucuğunda olacak, hepimiz adına konuşuyorum eveth, yani filmi izleyip de benim kadar etkilenen birisi olduysa hayli rahatlayacaktır diye tahmin ediyorum.


her şeyden evvel ben filmi herkes izlesin istiyorum. herkes. sözlüklerde, tivitırlarda, sağda solda geniş geniş kadınlar üzerinden espriler/ yorumlar yapıp, feminazi diye milletle t***ş*k geçip bir de kendisini medeni zanneden hanzolar özellikle izlesin istiyorum. şimdi ben de duyar kasıyor olacağım ama üzülmeyin bebişlerim siz de modern dünyada erkeğin "ezilmesi" üzerinden az ağlamıyorsunuz. ağzınıza sakız ettiğiniz birkaç mevzu var, erkek ev geçindirmek zorunda, erkek askere gidiyo, e sünnetiniz bi de onu da reglimizle kıyaslıyosunuz. öyle g*te böyle yaprak ben de bu entryde kıyaslamalara doymayacağım çünkü sidik yarıştırmayı da sizden öğrenecek değiliz.

şimdi siz zannediyorsunuz ki böyle haysiyetsiz, böyle şeref yoksunu, böyle cibiliyetsiz, böyle manyak, böyle iğrenç adamlar filmlerde var, toplumda da az var, bir elin parmakları kadar. ulan ben bergenin yan çarı kadınlarla tımarhanede tanıştım, allahtan onlara kezzap atılmamış. işte siz böyle kadınları görmediğiniz için, gözünüzün önünde bir kadın sesini duymak istemediği adamın sesini duydu diye sinir krizleri geçirip yataklara bağlanmadığı için öyle cıvık cıvık g*tünüzü yaya yaya, ağzınızı da yaya yaya konuşabiliyorsunuz. ben de en çok buna deli oluyorum. ben buna çıldırıyorum. şımarıklığınız beni benden alıyor. işte feminazi dediğiniz kadınlar bu kadar şımarık, bu kadar empatiden yoksun, sığ ve olgunlaşmamış olduğunuz için size "çanak tutuyorsunuz." diyor.

öte yandan love bombing, gaslighting nedir, nasıl yapılır allahı var bu filmde. ayan ve beyan. bu yüzden de çok öğretici buluyorum. bu filmdeki karakter inanılmaz problemli bir ruh hastası olduğu için her şey çok fazla fazla var. ulan kadına feyk nikah kıymak nedir mesela? bu geslighting değil bu dolandırıcılık. * hem bacılarım hem gardeşlerim, her iki cinsiyete de şu an sesleniyorum, pipisi olanlara bi daha seslenmicem zaten bu entryde, çok sinirlendim sori * manipülasyonun ve duygusal şiddetin kadını erkeği olmadığı için herkese tavsiye ettim. tabi herkes bu kadar psikopat olmadığından böyle şiddetli olmuyor ama sizi temin ederim bu b*kların günümüzde tahminimizden daha fazla ilişkide yeri var. o yüzden iyice anlamakta fayda var.

bu adam cinayetinden dolayı kaç sene hapis yatmış görüldü mü? filmin sonundaki yazıları okudunuz mu? sadece 7 ay. bir kadını feyk nikahla dolandırıyorsun, eve kapatıyorsun, işkence ediyorsun, suratını yakıyorsun, kör ediyorsun, çıkınca sen karımsın diyorsun koluna yapışıyorsun, sen manyak mısın diyince öldürüyorsun... ya tabi kezzap yüzünden de yatmış adam ama, 7 ay... 7.

bu sene, şu ana kadar şiddetten ölen kadın sayısı kaç ona bakan oldu mu?
anıtsayaç'a göre 320.

içinizden birileri benim kin ve nefret dolu tanımım karşısında "bacım bergen'in hiç mi suçu yok?" diyebilir. normal şartlarda olsa oturur bergen'in psikolojisini ve hatalarını da tartışırdım ama şu an kadın olduğu ve öldüğü için ben de size ağzımı yaya yaya "yok." diyeceğim.


yorumum da bitti bu kadar.
devamını gör...
başrolünde farah zeynep abdullah ve erdal beşikçioğlu'nun olduğu türk dram filmi.
29 yaşında öldürülen sanatçı bergen'in hayatını konu edinmiştir.
bergen'e başlarda aşık gibi davranan ancak kıskançlık ve şiddete meyli yüzünden ona dünyayı dar eden, kezzap atan, en sonunda da öldüren halis'i izlediğimiz film.

çıktığı haftalarda izlemiş ve sinemadaki herkes gibi son sahnede ben de bergen gibi vurulmuştum, annesinin yağmurun altında 6/7 kilidi açtığı sahne çok dokunaklıydı.

bir kadının kıskanılmak isteyişi, şefkat duygusu sandığı şeyin aslında saplantı olması, erkeklerin şiddete meyyal oluşu, kadınların sevilmek için onaylanmak için bir erkeğe ihtiyaç duyuşu gibi meseleler filmde önemli yer tutuyor.

bergen'i önce seven sonra ise hayatını mahveden, kıskanan, öldüren, manipüle eden adamı izliyoruz.

evet, bergen yaşarken yalnızdı, sesini duyuramadı, ve kurtarılamadı, cenazesinde çok az kişi olduğu biliniyor.
filminin ise bunca izlenmesi buruk bir teselli.

birini sevgi adı altında kıskanmak ve kısıtlamak normalleştirilemez.
onu öldüren ökkeş gibiler de ehlileştirilemez.

hiç kimse yaşamdan daha değerli değildir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem
devamını gör...
1989'da kocası tarafından öldürülen belgin sarılmışer'in hayatını konu alan film.
film oyunculuk anlamında güzeldi. sahneler güzeldi. herkes bergen ve kocasının oyunculuğunu beğenmiş ancak bergen'in annesi de çok iyiydi.
anlatılanlar ne kadar gerçek ne kadar gerçek dışı bilmiyoruz ama kesin bildiğimiz 2 şey var. biri kezzap diğeri infaz olayı. seven sevdiğine bunları yapamaz.
bergen'in trt'ye verdiği röportaja bakarsak bergen'in çok naif çok kibar biri olduğunu görüyoruz. yazık olmuş.
devamını gör...
olayları bildiğim için izlemedim. ve izlemeyi de düşünmüyorum. o kadar bahsedilmişti ki gına gelmişti. nereye baksam hep film yorumları vs.

son zamanlarda insanlıktan uzak, psikolojik bozukluğu artmış dizilere ağırlık verilmeye başlandı. hasta olan bir toplum için bunlar normalliği unutturacak cinsten. bunların bu kadar izletilmesini doğru bulmuyorum.
izletilmek isteniyorsa bir denge içinde gidilmeliydi. karakterlerde ya da içeriklerde hiç 4/4'lük biri ya da konu yok. insanlığı bozup gerçek insanlığı unutturuyor böyleleri.

bu tarz insanların filmi yapılıyor. o kadar hikayeli ve yine gerçek yaşanmış güzel olaylar var. atatürk'ün hayatını kesirlerle film yapıyorlar. ama bu adamın çok güzel dizisi çıkabilirdi.
bilimde kendini çok ilerletmiş dünyaca tanınacak şekilde yükselmiş insanlarımız var. niye bunlara bakılmıyor?
nerde yoksa dram, nerede yoksa canilik, nerede yoksa psikolojik rahatsızlık? rahatsızlık diyorum, bunlar hasta tedavi gören insanlar? ama dizilerde gayet normalleştiriliyor. çok benzer film var. yok mu?
ahlakı bozuk, karakteri bozuk, yenilerde psikolojisi de bozuk. hep bir bozukluk? izlemeyin. izletilen kesim ne çok akıllı ne de çok bilinçli zaten. en son bunlardan birine dönüşüp çıkacaklar.
hastalıklar ve caniliklerin yeri "tv dizisi" değil...

öncelerde kezzap şimdilerde parke taşı? allah belanızı versin! hiç ilerleme yok!
devamını gör...
bergen'in hayatını ve acı çekmekten kurtuluşu olan tek yol olan ölümünü anlatan ve başrolde erdal beşikçioğlu ve popüler ölüleri canlandırmaya ant içmiş farah zeynep abdullah yer alıyor.
işin acısı ise bergen'in yaşarken sesini duyuramazken filminin milyonlarca kişi tarafından izlenmesi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

filmi gidip yerinde izlemiştim, son sahnede herkesin tüylerinin diken diken olduğunu anımsıyorum, çünkü mezarlıkta kilitleri tek tek açtığı sahne çok sertti.

bergen önce kendinden yaşça büyük adama aşık oluyor, düzelir sanıyor, ondan ayrılmak istemiyor, ama sonra onun otokontrolü zayıf, şiddet yanlısı, öfke krizleri olan, kıskançlık adı altında hayatı herkese zehir eden bir kişi olduğunu anlıyor.
kadına şiddeti, aşkı, aşk sanılan şeyin aslında ilgi açlığı olabileceğini vurguluyor.


tilbe saran'ın mezarlıkta kilitleri açtığı sahne en etkileyici yer olabilir.
devamını gör...
dün televizyonda gösterildi biraz bakmış oldum. bildiklerimizden fazlasını vermedi açıkçası film, sanki googleden araştırıp yapmışlar.

film babası ile annesinin ayrılmasından sonra annesi ile beraber büyüyen bir kızın okul okurken şarkı söylemeye başlaması ve kendisini izlemeye gelen adam ile tanışıp evlenmesi ile başlıyor. adam şarkı söylemeyeceksin ben sana albümler turneler yaparım deyip kızı kandırdıktan sonra da eve kapatıp günlerce uğramayıp bir de ara ara dövüyor. kız anneme gideceğim dediğinde yine dövüyor. annesi onu sormaya geldiğinde annesini de tehdit ediyor ve evine geri gönderiyor kadını. kız arkadaşına gittiği bir gün arkadaşı adamın durumunu anlatıyor ondan sonra da kız annesinin yanına temelli dönüp adamdan ayrılıyor çünkü adam evlidir kızı sahte bir nikahla zorla bir evde tutmaktadır. bu olaydan sonra kız tekrar şarkı söylemeye dönüyor ama adam kızın peşini bırakmıyor tabii bir gün babası vefat edince gelip tekrar kızı kandırıyor ve bu sefer gerçekten evleniyorlar ama yine bir yerden sonra dayaklar başlıyor tabii. kız ayrılma noktasına gelene kadar yine bir çok şey yaşıyor tabii ayrıldıktan sonra da yüzüne kezzap atıp onu uzun bir süre hayattan soğutuyor adam. kız tek gözünü kaybetmiş şekilde tekrar şarkı söylemeye devam ediyor hatta bu sefer daha da ünleniyor ama yine adam karşısına çıkıp ikna etmeye çalışırken kız olmaz deyince hem annesini hem kızı vuruyor.

bu olayı biraz araştırdım. adam birini öldürdükten sonra bu biride öyle bilinmeyen biri değil herkesin tanıdığı biri olmasına rağmen sadece ve sadece üç yıl hapiste kalmış. adalet sistemimiz çok önceden yokmuş demek ki. şimdi yok diyoruz ama hep aynıymış.
film ve gerçek hayat aynı değildir eminim ama eğer aynı ise kız o adamla evlendiğinde salak dedim ben. hadi ilki neyse de ikinciye orijinal salak dedim göz göre göre insan dayak yiyeceği biri ile evlenmez. hem de annesi ikisinde de onaylamamasına rağmen. sevgili gençler lütfen ailenizin kati suretle karşı çıktığı insanlar ile evlenmeyin. çok iyi bir evliliğiniz olsa dahi ufacık bir olayda çıkıp gideceğiniz bir baba eviniz olmuyor. buna öyle basit bakmayın bunlar önemli şeyler. bakın kati suretle dedim ben istemiyorum diyen aileler beni ilgilendirmez sebebi olan aileler dinlenmeli. neyse filmi başta da söyledim googleden alıp çekmişler hatta googlede biraz daha fazla şey var onu da söylemeliyim. iyi seyirler.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bergen (film)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim