ösym'nin son yıllarda neredeyse hiç sormadığı konudur.
devamını gör...

duygusalligi surekli her seye aglamak ve her seye alinganlik yapmak ile es deger tutuluyor olmasina cok icerledim durduk yere.
duygusal olmak, bazi duygulari daha derin hissedebilmek sadece. sezgilerin daha guclu olmasi, merhamet dozunun daha fazla olmasi, bir baskasinin ister fiziksel ister manevi bir acisini daha iyi anlayabilmektir, hissettiklerini paylasabilmesidir.
devamını gör...

tutunamayanlar. bazı kitaplar her okuduğunda başka bir tat bırakır insanda, benim için bu kitap tutunamayanlar.
devamını gör...

can sıkıntısı bünyede haddinden fazla olduğu zamanlarda zuhur eden istektir. böyle durduk yere tanımları okuyup özel mesaj yoluyla ''bruh'' tepkisi vermeyi ister insan. ama utancından yapamaz ve hevesi kursağında kalır, sessizce oturduğu yerde büzülür...
devamını gör...

*kolayca sinirlenmek
*panik atak
*uyuyamamak veya derin uyku süresi azlığı
*sabırsız - tahammülsüz bir insana dönüşmek
*boşlukta hissetmek
vb belirtilerin olduğu muhtemel yorgunluktur.
devamını gör...

kendimi bir fazlalık gibi hissediyorum adeta. herkesin hayatında olan, ihtiyaç duyulmayan ama "birgün lazım olur, kalsin"diye tutulan gereksiz bir eşya gibiyim. hiçbir zaman lazım olmayacağım ve tek yaptığım şey boşuna yer kaplamak olacak. bunu o kadar fazla hissediyor ve biliyorum ki benliğimde dahi inkar edemiyorum. eski, 2 yıl önceki o berbat halime dönüyorum, hissediyorum. yavaş yavaş eriyorum. kimse bilmese bile...
şu dünyada dostlarım, tek bir şey istemiştim. sadece tek bir şey : anlaşılmak.
sadece bunu istemiştim. yorgunluklarim, kırginliklarım, özlemim, acım... bir kez anlaşılsam yetecekti bana. koskoca dünya, milyonlarca insan... anlatamadım derdimi, yetmedi nefesim. ama hayat devam ediyor dostlar ve ben hala buradayım. burada olmak zorundayim.
devamını gör...

elbarto'nun başka bir başlıkta* bkz verdiği, o başlığı görüp an itibariyla başlattığım kampanya.

nickaltı bomboş olan yazarlar bu başlık altında kendilerini belli etsinler. biz de tanımlarını okuyup ona göre nickaltı girelim.
devamını gör...

buraya yarın yazmak istemedim. son gün girmek istemeyenler olabilir. biliyorsunuz cumartesi büyük gün.
kocaman bir sene atlattık , bazılarımız birden fazla. hiçbirinizi tanımıyorum ama hepinizin emeğine saygım var. umarım karşılığını en iyi şekilde alırsınız. çok kötü bir yıldı. okula bile gitmeden yarı açık yarı kapalı dershanelerle bu sınav dönemini bitirdik. bir şeyler yolunda gitmezse bu sadece bizim sorumluluğumuzda değil yani. elimizden gelenin en iyisini yapıp çıkalım, sonra da gençliğimizin en güzel yıllarını bizden çalan bu sisteme inat çok güzel günler yaşayalım. yol karanlık,çoğumuzun feneri bile yok ama belki de bizim yolumuz bu yol değildir. daha eşit daha aydınlık yollarda beraber yürümek dileğiyle...

şans bizimle olsun. umarım bundan sonraki tanımlarımızda kazandığımız üniversiteleri yazarız.

ayrıca, biz bir kurban olmayacağız. biz , çalınan onca zamanımıza inat bu düzenin elindekilerine göz dikeceğiz. hakkımızı alalım arkadaşlar.

bol şans.
devamını gör...

serçeyi güvercinin yavrusu sanmam. hatta 13 yaşına kadar öyle biliyordum.
devamını gör...

yeni yeni hoşlandığınız kişiyi gün içinde ilk kez gördüğünüz ve yavaşça size doğru yürüdüğü an.
devamını gör...

birlik beraberlik, paylaşma ve iletişim yönünden gelişmesi için özellikle takım sporlarına verilmesi gerektiğini düşünüyorum. bu yönden de özellikle voleybol ve basketbolun çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

immanuel kant'ın ismet özel ile aynı potada eridiği bir garip ismet özel şiiri. bu şiiri sanıyorum bu denli güzel yapan şey; hem uyuşturan, kendine çeken mitolojiden fırlamış bir siren şarkısı gibi hem de insanda kulaklarını sertçe kapatma isteği uyandıran ölüme karşı buyurgan bir banshee çığlığı gibi olmasıdır. durgun bir deniz gibi akan şiir bir süre sonra yutmaya ve boğmaya başlıyor. ismet özel'in kaleminin iki ucunun da keskin olduğu bir kaç şiirinden biri demek sanıyorum yanlış olmayacaktır.


başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil.
“üstümde yıldızlı gök” demişti königsberg’li*
“içerimde ahlâk yasası”*.
yasa mı? kimin için? neyi berkitir yasa?
ister gözünü oğuştur,istersen tetiği çek
idam mangasındasın içinde yasa varsa.
girmem,girmedim mangalara
yer etmedi adalet duygusu
içimde benim
çünkü ben
ömrümce adle boyun eğdim.
yıldızlı gökten bana soracak olursanız
kösnüdüm ona karşı
onu hep altımda istedim.
devamını gör...

tatlı yemek.*
devamını gör...

"vatan; barış zamanı zenginlerin, savaş zamanı fakirlerindir."
devamını gör...

lüksemburg
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

3. sezon 3. bölüme geldik bugün.
ben 3 sezonda bitiyor sanıyordum yukarıdaki bir yazar arkadaşım 4. sezon demiş, ne olur gerçek olmasın *
ilk bölümlerde evet ciddi kafa yakan bir dizi. kim kimdi kafanız almıyor ilk.
sonra çözülüyor hatta tahmin bile yürütebiliyorsunuz ilerleyen bölümlerde. adının hakkını veriyor ve karanlık genelde ama merak ettiriyor evet. sıkılmıyorsanız, merak ediyorsanız izleyin. yoksa vakit kaybı olarak görmeniz işten bile değil.

--! spoiler !--

o kadar inanılmaz şeye şaşırmadım da her şey tersine döndü ama ulrich her şartta karısını aldattı ya aklıma güzide bir atasözümüz geldi *

--! spoiler !--
devamını gör...

belirsizlik değil, kesinliktir insanı çıldırtan. *
devamını gör...

orijinal adı umibe no kafuka olan haruki murakami'nin en beğenilen romanlarından biri olan eserdir.

şimdiye kadar okumuş olduğum murakami eserleri içinde en sevdiğim bu roman oldu çünkü romanın ana mekanlarından birisi bir kütüphane. okumayı çok seven 15 yaşındaki kafka tamura ise kitabın kahramanı. kafka'nın bir cinayet sonrası evden kaçışı, yolculuğu ve gizemlerle dolu gerçek üstü ögeleri barındıran öyküsü anlatılmış romanda. kitapta kafka'nın yolculuğu boyunca ona eşlik eden karakterler çok iyi işlenmiş. tüm murakami eserlerinde karşılaştığım müzik ve tablolar gibi ayrıntıları bu kitapta da buldum. yazarın sanatsal betimlemelerini seviyorum ve çoğu zaman kitapta bahsettiği eserleri dinleyerek okuyorum.

murakami ayrıntıları çok iyi yansıtabilen bir yazar. genel olarak eserlerinde sık sık tekrara düştüğü ve bu kadar çok ayrıntının sıkıcı geldiği düşünülse de ben 653 sayfayı sıkılmadan okudum. yazarın tarzına alışkın olmamla alakası olabilir, ilk defa okuyacaklar için konu itibariyle anlaşılmaz gelebilecek bir eser.
kafka esintileri taşıyan bu roman, 2006 yılının franz kafka ödülü kazananı. hiç bitmesin istiyor insan okurken. bir solukta okunası.
devamını gör...

pankreas karın boşluğunun gerisinde yerleşik olduğu için çeşitli iltihap veya kanser gibi durumlarda semptom vermesi daha geç olur. pankreas başı kanserleri oniki parmak bağırsağı ile ilişkili olduğu için biraz daha erken bulgu verebilir ama kuyruk kısmındakiler için genellikle geç teşhis olmaktadır.
ortaya çıkan bulgular şöyledir; sarılık, camcı macunu dışkılama (beyaz dışkı) , çay rengi idrar ile önceleri karında belli bir noktada olmayan fakat sonradan sırta ve omuzlara yayılan ağrıdır.
devamını gör...

(bkz: kardeş payı) metin ve ali
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim