ekşimiş, bayatlamış, cılkı çıkmış, 20 liraya entry giren trollerin atıp tuttuğu bir mecradan göç ettiğim platform. temennim, tarihe büyük suserler göçünü başlatan mecra olarak adını yazdırmasıdır. kafa sözlüğe yazarken, içimde bir yerlerde altar'ın oğlu tarkan haykırıyor sanki: "bu entry anam için, bu babam için, bu da küfür ettiği için raporladığım kişinin entry'sini debede gördüğüm gün için!"
devamını gör...

afrika kıtasında hiç bir çeşidi bulunmayan hayvandır. bazı türleri panda yada tembel ayı gibi çok tatlı, ama bazı türleride boz ayı yada kutup ayısı gibi çok vahşi olup, eğer doğada karşınıza çıkarsa, gördüğünüz son şey olabilir.
devamını gör...

üslup, insanın aynı olduğundan; güzel üslûbunun ruhunu yansıttığını düşündüğüm, edebi bilgi ve kültür birikimi hayli yüksek, en kısa yazılarında bile insanı uzun uzun düşünmeye sevk eden yetenekli yazar.
devamını gör...

kamikazeye binmek tam bir facia bir daha denenmez.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

“evlenirsen, pişman olursun; evlenmezsen yine pişman olursun; evlenirsen ya da evlenmezsen, her iki şekilde de pişman olursun, evliysen ya da evli değilsen yine pişman olursun. hayatın çılgınlıklarına gül, pişman olursun; ağla, pişman olursun, hayatın çılgınlıklarına gül ya da ağla, iki şekilde de pişman olursun. kendini asarsan pişman olursun, asmazsan yine pişman olursun; kendini as ya da asma, her iki şekilde de pişman olursun. kendini astın, yine pişman olursun; kendini asmadın, yine pişmansın; astın ya da asmadın, her şekilde pişmansın. işte, pratik aklın özeti budur.”
*

anlaşılan o ki hayat bize ne kadar az seçenek sunarsa o kadar çok pişman oluyoruz. bu pişmanlık sarmalından çıkmanın tek yolu, bu ikili zinciri kırıp sonsuz ihtimal denizine açılmamız olarak görünüyor.

sınırlı seçenekleri olan bir olguda, aklımıza gelen bu sınırlı sayıdaki seçeneği tek tek deneyimledigimizde hissedeceğimiz tek duygu, o seçeneği deneyimlemenin verdiği haz ve bu deneyimin sonunda hazzın bitmesiyle hissedilen pişmanlıktır. yani haz varsa pişmanlık kaçınılmazdır.

“memnuniyet dün gibidir, gelip geçer”*
devamını gör...

kafam oldukça rahat hissediyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

'yeşili koru doğayı sev' sloganını yaşatmak istemiştir.
devamını gör...

kış.
devamını gör...

hayranlarına ve daha önce hiç izlememiş olanlara ilaç gibi gelecek olan kısa bir arşivi:

the killers (1956) :


there will be no leave today (1959) :


the mirror (1975) :
devamını gör...

jean paul sartre tarafından yazılan adalet ağaoğlu tarafından türkçeye kazandırılan tiyatro oyunudur. türkiye'de ilk defa ankara sanat evi tarafından sahnelenmiştir. kadrosunda ; şevket altuğ,oben güney,ayton sert,seden kızıltunç,ışık toprak,tuncer necmioğlu,gündüz kalıç,tunca yönder,güner sümer,ayberk çölok,tekin özer,recep akyel yer almıştır.
devamını gör...


bilim insanlarının 30 yıl sonra donmuş bir hayvanı hayata döndürmeyi başardığı bildirildi. minik hayvan 1983'te antarktika'daki yosun tabakasından alınmış, 2014'te buzu çözülmüştü.
japonya ulusal kutup araştırmaları enstitüsü, bilim insanlarının antarktika'dan getirdikleri "tardigrad"ı yeniden canlandırmayı başardığını belirtti.
"su ayısı" veya "yosun domuz yavrusu" olarak bilinen bu canlılar, çok minik ve suda yaşayan 1 milimetreden küçük, ekstrem ve düşmanca koşullarda bulunan "ekstremofiller".

metabolizma faaliyetlerini kayda değer süreler boyunca yavaşlatabiliyor veya durdurabiliyorlar.

cryobiology adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmaya göre 1983'te antarktika'daki yosun bitkileri arasında tardigradlara rastlandı. bulundukları yerden çıkarılan canlılar eksi 20 santigrat derecede saklandı. mayıs 2014'te buzları başarıyla çözüldü.

bir yumurta ve yaşayan bir hayvan yeniden canlandırıldı. canlı hayvan iki haftanın ardından hareket edip yiyecek tüketmeye başladı. yumurtaysa 14'ü başarıyla çatlayan toplam 19 yumurta bıraktı. yumurtadan çıkan yeni doğmuş hayvanlarda herhangi bir kusur veya anormallik bildirilmedi.


buradan
devamını gör...

(bkz: kanalıma hoş geldiniz)
devamını gör...

ne de alışkınmışım bilindik izlerden gitmeye. az mı bulandım kömüre, zifte. vıcık vıcık sahtelik dedin, pek ala güzel de döne döne kaybolursun böyle işte.

sana demiştim deniz fenerini gören dalgasına hazırlıklı olmalı. düştün değil mi yine? yüzme de az biliyorsun. birkaç albatros uçuşta, yakamoz yakın, su baskın, gonca gonca pembe çiçekler görüyorsun. elin elimde mavi bir düş, mitos, yokos pokos. bırakmaz elini sahici adam, ne de güzel adam, dönüp de "oneiro itane" demiyor mu? susma hiç susma sen.
devamını gör...

kafa yormak.
devamını gör...

kış ayından çıkışın müjdesi kiraz, vişne ağaçlarının çiçek açmasıdır kanımca. bu yazar da öyle nokta atışı artılar atıyor ki, bahar geldi sanıyorum. *

var olsun, saygılar.
devamını gör...

sayıları o kadar az ki azınlık olduklarından diğerleri (ayılar) tarafından komik bulunan insanlardır.*

eski çalıştığım yerde 50–60 kadar taşeronumuz vardı. bu taşeronların patronlarından sadece 2 tanesi böyleydi, biri kibar, biri de çok kibardı.

çok kibar olan 75 yaşlarında tonton bir amcaydı (hatta dedem yaşında bile sayılabilir). bu patron amca o kadar kibardı ki benimle konuşurken bile asla ne ses tonunu ne de üslubunu değiştirmezdi. oğlu sayılabilecek yaştaki müdürümüzün yanına girerken bile ceketinin önünü iliklerdi. o kadar güzel konuşur ve davranırdı ki onunla konuşurken yanlış bir şey diyeceğim ya da yanlış bir şekilde davranıp kabalık edeceğim diye aklım çıkardı.

ama böyle kibar insanlar az olduğu için garipseyen, bu tavırlara alışık olmayan ve kendisine gülen, bu tavırlarıyla dalga geçen ayıların sayısı ise oldukça fazlaydı.

not: ayı diyerek teşbihte hata yapmamışımdır umarım. varsa bir hata gerçek ayılardan özür dilerim.
devamını gör...

veda üçlemesi'nin son kitabını da okuyup serinin sonuna geldim. kitaba geçmeden önce serinin en önemli özelliği üç kitaptada ana temanın veda olması. geçmişe veda, aileye veda, kendine veda, sevgiliye veda ve daha pek çok veda. tüm kitaplar bence bağımsız okunabilir. bir de bu kitapta okuma zevkini arttıran bir şey de biçimsel özellikler diyebiliriz. şu anı anlatan kısımlar dakikalara ayrılmış ve o an bir sayfa sürüyor. andan çıkınca kendinizi karakterin yaşamış olduğu herhangi bir geçmiş zamanda buluyorsunuz. bu geçişler okurken biraz sersemletse de ben çook sevdim. bayılıyorum kitaplarda böyle geçişlere.

yalan sureleri ise gözde'yi anlatıyor. annesi, anneannesi, ninesi (anneannesinin annesi) ile beraber dört yalnız kadın yaşıyorlar. gözde sanki hep mutsuz. ya da şans veya kader adına ne dersek ona hiç gülmemiş. acı çekmekten bitap düşmüş bir kadın. onun iç döküşlerini büyük bir keyifle okudum. çocukluğu, gençliği, olgunluğu beni etkilemeyi başardı. şimdilik en çok ikinci kitaptan etkilenmiş gibi olsam da bu kitabın da yeri ayrı kalacak. çok güzel anlatıyor yazar. umarım hep yazmaya devam eder. biz de okuruz.
devamını gör...

1 aylik egitim icin ankara'dan istanbul'a gelme hatasinda bulunmus ve sokak ortasinda samuray kilici ile keyfi katledilmis(!) genc mimar bir hanim. -idi-
kapali bir hanim kiz.
sevgilisi de katletmedi, yabanci biri sirf cani istedigi icin yapti.
gayet efendi duran bir kadin tum fotograflarda.
bu kez ne bahane bulacaksiniz katletilmesini hakli cikaracak?

kaynak

kaitlin aciklamasi

gercekten bu olanlar seriat gelmesi icin planlanan adi bir oyun mu?
biz calismayalim, evden cikmayalim, cocuk dogurup kocamizin donlarini yikayalim diye bir oyun mu?
amaciniz ne?

anlamiyorum. biz kadinlari neden dunya uzerinden silmek girisimine girdiniz?
nasil ve ne hakla tum guvenligimizi elimizden aldiniz?
bunu nasil kendinize hak gordunuz?

her gun katledilen binlerce kadin var.
yarin bir gun belki beni de goreceksiniz o manstlerde.
ben oldugumu bile bilmeden.
okuyor, egitiliyor, calisiyor ve katlediliyoruz.
bu cografyada kadinlar yasamiyor...
yasayamiyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim