1.
bugün ekşi sözlük'e de konu olan ve zaten bir süredir alay konusu haline gelen sergen yalçın'ın patavatsız ve ukala açıklamalarından sonra açılması gereken başlıktı. mesele sadece sergen yalçın'ın had ve sınır bilmez egosundan ibaret değil. o egoyu gerçek zannedip, onun üzerinden itibar devşirmenin yolunu açan bir beşiktaşlılık abartması var. yani beşiktaşlıların kendi bir takım oyuncularını haddinden fazla büyütüp, götünü kaldırması. bu, sübjektif bir mefhum olan taraftarlığın g.saray ve f. bahçe sahillerinde de mevcut olmakla beraber, beşiktaşlılarda hastalık derecesinde. konuyla ilgili bir anımı anlatayım.
tarih 99 veya 2000 senesiydi. meslek hayatımın başında bekar evinde yaşıyor, bazen de haber bültenlerini izleyip çay içmek için evin yakınındaki kahvehaneye gidiyordum. orada benle akran adanalı bir gençle tanıştım. adana'dan 70'lerin ortalarında istanbul'a göç edip, beşiktaş semtine yerleşmiş orada iş tutup hayatlarını kurmuşlar. güzel futbol muhabbetleri yapardık. bir gün ağabeyi de geldi ve biz kahvede laflarken, konu maradona'ya geldi. daha messi ve ronaldo piyasaya çıkmamıştı. maradona'yı yeterince övdükten sonra ağabeyi şöyle dedi. '' maradona da hakikaten teknik çocuktu. bizim şifo gibi. ''
o zamandan bu zamana çok beşiktaşlı abartması ve bunun hastalık düzeyinde olanlarını gördüm ama bu örnek mihenk taşıydı. şimdi de aslında gayet vasat bir genç olan semih için bunu yapıyorlar. buna beşiktaşlı tuhaflığı demekten başka isim bulamıyorum.
tarih 99 veya 2000 senesiydi. meslek hayatımın başında bekar evinde yaşıyor, bazen de haber bültenlerini izleyip çay içmek için evin yakınındaki kahvehaneye gidiyordum. orada benle akran adanalı bir gençle tanıştım. adana'dan 70'lerin ortalarında istanbul'a göç edip, beşiktaş semtine yerleşmiş orada iş tutup hayatlarını kurmuşlar. güzel futbol muhabbetleri yapardık. bir gün ağabeyi de geldi ve biz kahvede laflarken, konu maradona'ya geldi. daha messi ve ronaldo piyasaya çıkmamıştı. maradona'yı yeterince övdükten sonra ağabeyi şöyle dedi. '' maradona da hakikaten teknik çocuktu. bizim şifo gibi. ''
o zamandan bu zamana çok beşiktaşlı abartması ve bunun hastalık düzeyinde olanlarını gördüm ama bu örnek mihenk taşıydı. şimdi de aslında gayet vasat bir genç olan semih için bunu yapıyorlar. buna beşiktaşlı tuhaflığı demekten başka isim bulamıyorum.
devamını gör...
2.
konunun bizimle alakası yok tamamen sergenin boş boğazlığı. bizimle alakasız olayları bize bağlamakta çok mahirsiniz ama biz fetö deyince bizimle ne alakası var diye ağlıyorsunuz.
biz de buna tipik gs iki yüzlülüğü diyoruz. ayrıca sizde avrupa şampiyonasında barış alper 30 milyona gider diyordunuz gördüğüm kadarıyla hâlâ siz de oynuyor yani bu şişirme işi de sadece bize ait değil.
bok atmadan önce aynaya bakmayı ihmal etmeyin.
biz de buna tipik gs iki yüzlülüğü diyoruz. ayrıca sizde avrupa şampiyonasında barış alper 30 milyona gider diyordunuz gördüğüm kadarıyla hâlâ siz de oynuyor yani bu şişirme işi de sadece bize ait değil.
bok atmadan önce aynaya bakmayı ihmal etmeyin.
devamını gör...
3.
#3221009
ama şimdi oldu mu böyle sayın yazar? arkadaş başlıkta kendi fikrini yazmış. durduk yere neden iki yüzlü ilan edildik? *
ama şimdi oldu mu böyle sayın yazar? arkadaş başlıkta kendi fikrini yazmış. durduk yere neden iki yüzlü ilan edildik? *
devamını gör...
4.
ama sonra gidip başlığını açıyoruz değil mi.tuhaf kafalar .bence beşiktaş normal siz tuhafsınız.
devamını gör...
5.
beşiktaşlı tuhaflığını bilmem de benim beşiktaşlı olmam gerektiğini söyleyen beşiktaşlılar olurdu. böyle aykırı falanım diye herhalde; "sen nasıl beşiktaşlı olmazsın?", "sen nasıl galatasaraylı olursun?", "senin mutlaka beşiktaşlı olman lazım." falan diye bana takan biri bile olmuştu. cidden çok şaşırıyordu benim galatasaraylı olduğuma, herif. askajdlakdsjs. ne diyeceğimi de bilemiyordum cidden. benim için futbol taraftarlığı, hobinin ötesine geçen bir şey değil zira. yani ne bileyim, üst bir kimlik unsurum falan gibi görmüyorum galatasaraylılığımı.
devamını gör...
6.
7.
bir adam düşünün kariyeri öyle yapmasaydı böyle yapsaydı ile geçmiş. nasıl o adam için beşiktaşlılık hakkında yorum yapılamaz ise ağlak okan içinde yapsaydık kim bilir neler söylerdik. kendi resmi sayfalarından rakipleri için aşağılayıcı paylaşım yapıp kendini temiz ilan etmekle temiz olunmuyor. bu memlekette kimse ak kaşık değil. gs özellikle hiç değil.
devamını gör...
8.
beşiktaş duruşu diye bir şey var .
suya sabuna karışmaz.
nasıl olsa arada bir sistem ona şampiyonluk tattirir zaten.
gider 3 temmuz'da türkiye kupasını elleriyle geri verir.ne bir dik duruş ne mücadele.
beşiktaşli duruşu işte.
suya sabuna karışmaz.
nasıl olsa arada bir sistem ona şampiyonluk tattirir zaten.
gider 3 temmuz'da türkiye kupasını elleriyle geri verir.ne bir dik duruş ne mücadele.
beşiktaşli duruşu işte.
devamını gör...
9.
10.
tuhaflığın beşiktaşlı olmakla bir alakası yok. hayatta bağzı mallara denk gelebilirsiniz ve bu mallar tesadüfen beşiktaşlı olmuş olabilir. adı geçen sergen yalçın denen top tepici türkiye standartları üstünde bir oyuncuydu evet ama kariyeri çalışsaydı, isteseydi, etseydi, yapsaydıyla falan dolu. adam olaydı da yapaydı. şimdi ona buna sallaması da gündemde kalma çabası, farklı olayım havaları falan.
hagi mi? alex mi? sorusuna sergen diye cevap veren tipler oldukça ilgili şahsın havası hep aynı kalır. sen etimesgut şekerspor görmüş adamsın. siirt jet-pa var arada. söyleyeceklerim bu kadar.
hagi mi? alex mi? sorusuna sergen diye cevap veren tipler oldukça ilgili şahsın havası hep aynı kalır. sen etimesgut şekerspor görmüş adamsın. siirt jet-pa var arada. söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...
11.
aklıma bir beşiktaşlı tuhaflığı geldi şimdi. bu arada bellerophontes gibi klas bjk'lileri tenzih ediyorum. yani hırsı gözünü kör etmeyen, analitik bakabilenler hariçtir.
galatasaray'ın 4 sezon üst üste şampiyon olduğu dönemi tam bilemem zira o aralar futbolu takip ediyordum yakından ama sosyal medya falan yoktu. gene de... aslında o zamanları da değerlendirebilirim. şimdi değerlendirmeme geçeyim.
beşiktaşlıların eskiden "sardıkları" takım, fenerbahçe idi. bunun da nedeni belli: o aralar galatasaray bu kadar başarılı değildi. ali şen, aziz yıldırım... bunlar çok antipatik başkanlardı. sürekli gererlerdi herkesi. yani en üst futbol ligindeki diğer tüm takımları... oradan gelen müthiş bir fenerbahçe antipatisi vardı ve bjk'liler için de aynı şey geçerliydi.
galatasaray ise, finalde arsenal'i eleyerek aldığı uefa kupası ve akabinde real madrid'i eleyerek aldığı uefa süper kupası ile taçlandırdığı, 4 sezon üst üste lig şampiyonu da olarak tarihinin herhalde en epik dönemini yaşadığı süreçten sonra, yakın zamanlara kadar öyle pek üstün devam edemedi serüvenine.
işte bu süreçte, mesela 2004-2010 arası gibi, yerli platformları da takip ederdim ben. bir rock/metal forumunda çok aktiftim mesela. beşiktaşlılar hep fenerlilere sallarlardı. yani/çünkü ali şen ve aziz yıldırım'ın ektiği o iticilik tohumlarının etkisi hala zirvesindeydi.
son zamanlarda galatasaray yine çok üstünleştiği bir döneme girdi. akabinde ne mi oldu? beşiktaş'ın okları galatasaray'a döndü.
bu bana göre, başarılı olanı indirmek için gerçekleştirilen çabalar kapsamındadır. şu anda gs değil de fb, bu denli başarılı olduğu bir dönem yaşıyor olsaydı, bjk'liler yine fenerbahçe'ye gömmeye devam edecekti.
fetö falan... güzel koz tabii. bir şey diyemem. ama, buna rağmen neredeyse eminim ki son zamanlardaki başarıları ekseninde fb ve gs'nin yerleri ters olsaydı, bjk'liler gene fenerlilerle uğraşacaklardı.
buna "tuhaflık" denebilir mi, bilemedim. ama ben olsam kendi başarısızlığımla ilgilenirdim, daha ziyade. yani başarılı olanı "indirince" siz başarılı olmuş olmuyorsunuz. zaten asıl başarı kıstası bana göre avrupa'dır. ki gs de bu konuda hiç de iyi değil. yani ben gs'yi de pek başarılı bulmuyorum açıkçası. yine de, diğer 2 büyük takımdan baha başarılı olduğumuz da aşikar.
galatasaray ve fenerbahçe arasında zaten "ikili" bir rekabet var. biz ikimiz de başarısız olsak dahi gene de birbirimize sararız. bu bayağı net bir şey. ancak, bjk, bana göre şu anda daha başarılı olan rakibini kurban olarak seçti. yani bu fb de olabilirdi, açıkladığım gibi. hatta, fb ve gs'nin son dönemki başarıları denk olsaydı, bjk'liler bence fb'ye dalmaya devam ederlerdi.
galatasaray'ın 4 sezon üst üste şampiyon olduğu dönemi tam bilemem zira o aralar futbolu takip ediyordum yakından ama sosyal medya falan yoktu. gene de... aslında o zamanları da değerlendirebilirim. şimdi değerlendirmeme geçeyim.
beşiktaşlıların eskiden "sardıkları" takım, fenerbahçe idi. bunun da nedeni belli: o aralar galatasaray bu kadar başarılı değildi. ali şen, aziz yıldırım... bunlar çok antipatik başkanlardı. sürekli gererlerdi herkesi. yani en üst futbol ligindeki diğer tüm takımları... oradan gelen müthiş bir fenerbahçe antipatisi vardı ve bjk'liler için de aynı şey geçerliydi.
galatasaray ise, finalde arsenal'i eleyerek aldığı uefa kupası ve akabinde real madrid'i eleyerek aldığı uefa süper kupası ile taçlandırdığı, 4 sezon üst üste lig şampiyonu da olarak tarihinin herhalde en epik dönemini yaşadığı süreçten sonra, yakın zamanlara kadar öyle pek üstün devam edemedi serüvenine.
işte bu süreçte, mesela 2004-2010 arası gibi, yerli platformları da takip ederdim ben. bir rock/metal forumunda çok aktiftim mesela. beşiktaşlılar hep fenerlilere sallarlardı. yani/çünkü ali şen ve aziz yıldırım'ın ektiği o iticilik tohumlarının etkisi hala zirvesindeydi.
son zamanlarda galatasaray yine çok üstünleştiği bir döneme girdi. akabinde ne mi oldu? beşiktaş'ın okları galatasaray'a döndü.
bu bana göre, başarılı olanı indirmek için gerçekleştirilen çabalar kapsamındadır. şu anda gs değil de fb, bu denli başarılı olduğu bir dönem yaşıyor olsaydı, bjk'liler yine fenerbahçe'ye gömmeye devam edecekti.
fetö falan... güzel koz tabii. bir şey diyemem. ama, buna rağmen neredeyse eminim ki son zamanlardaki başarıları ekseninde fb ve gs'nin yerleri ters olsaydı, bjk'liler gene fenerlilerle uğraşacaklardı.
buna "tuhaflık" denebilir mi, bilemedim. ama ben olsam kendi başarısızlığımla ilgilenirdim, daha ziyade. yani başarılı olanı "indirince" siz başarılı olmuş olmuyorsunuz. zaten asıl başarı kıstası bana göre avrupa'dır. ki gs de bu konuda hiç de iyi değil. yani ben gs'yi de pek başarılı bulmuyorum açıkçası. yine de, diğer 2 büyük takımdan baha başarılı olduğumuz da aşikar.
galatasaray ve fenerbahçe arasında zaten "ikili" bir rekabet var. biz ikimiz de başarısız olsak dahi gene de birbirimize sararız. bu bayağı net bir şey. ancak, bjk, bana göre şu anda daha başarılı olan rakibini kurban olarak seçti. yani bu fb de olabilirdi, açıkladığım gibi. hatta, fb ve gs'nin son dönemki başarıları denk olsaydı, bjk'liler bence fb'ye dalmaya devam ederlerdi.
devamını gör...
12.
'''yani bu fb de olabilirdi, açıkladığım gibi. '' burdan sonrasını okumadığım tanım.
aslsşslsls
aslsşslsls
devamını gör...
13.
bir 'beşiktaşlı tuhaflığı' tarzında bir şey olduğuna inanmıyorum. ama kimi tuhaf bjk.lılar olabilir. (kimi tuhaf gs veya fenerliler de olabileceği gibi.)
bjk geçirdiği kötü sezon ve sorunlardan sonra, koç'un da gayret ve desteğiyle yeni bir yapılanmaya gidip, transferlerle ve gs.ı farklı yendiği süper kupa maçıyla beklentileri olması gerekenden çok fazla yükseltti. üç yıl önceki gs.ın yaptığını kendilerinin de yapacağına inanmaya başladılar.. şimdilerde yaşadıkları hayal kırıklığı bu yüzden. çünkü gs.ı (süper kupa iznine bakıp) geçebileceklerini düşünüyorlardı. gs.da fb.de bunalımlara fırtınalara dayanabilen güçlü yapılar, bjk.ın olanakları sınırlı. ötekiler düşse. de toparlanabiliyor, ama bjk. bu konuda umutlu değil. eğer bu son kurşunu hedefi bulmazsa geleceği göremiyor. avrupa umutları zaten erken tükendi, ligden de kopmak sonları olur biliyorlar. kadro yetersizliği eninde sonunda onları zorlayıp kayıplara yol açacak, ama henüz form tutmuşken kayıpsız gidip avantaj kazanmak istiyorlardı. gs mağlubiyetinin yarattığı travma aslında bu. hazımsızlık, yaygara feryat bu yüzden. şampiýonluk düşleri yıkıldı. ikinciliği ise fb.nin kendilerine asla vermeyeceğini biliyorlar. sonraki sıralamaların ise ne kendisi ne taraftarı için tatmin edici olmayacağını biliyorlar.
geri kalan her şey masal.. hakem, federasyon vs vs taraftar gazını alma, manipülasyon gayretleri. bjk.da fener de hakem ve federasyon konusunda gs.dan çok daha fazla müsamaha görüyorlar.
kısaca ortadaki tek tuhaflık, sergen'in işsizlikten andropoza girmesinden başka bir şey değil.. bir iki daha kayıptan sonra davulla zurnayla sergeni çağırırlar iş tatlıya bağlanır..
bjk geçirdiği kötü sezon ve sorunlardan sonra, koç'un da gayret ve desteğiyle yeni bir yapılanmaya gidip, transferlerle ve gs.ı farklı yendiği süper kupa maçıyla beklentileri olması gerekenden çok fazla yükseltti. üç yıl önceki gs.ın yaptığını kendilerinin de yapacağına inanmaya başladılar.. şimdilerde yaşadıkları hayal kırıklığı bu yüzden. çünkü gs.ı (süper kupa iznine bakıp) geçebileceklerini düşünüyorlardı. gs.da fb.de bunalımlara fırtınalara dayanabilen güçlü yapılar, bjk.ın olanakları sınırlı. ötekiler düşse. de toparlanabiliyor, ama bjk. bu konuda umutlu değil. eğer bu son kurşunu hedefi bulmazsa geleceği göremiyor. avrupa umutları zaten erken tükendi, ligden de kopmak sonları olur biliyorlar. kadro yetersizliği eninde sonunda onları zorlayıp kayıplara yol açacak, ama henüz form tutmuşken kayıpsız gidip avantaj kazanmak istiyorlardı. gs mağlubiyetinin yarattığı travma aslında bu. hazımsızlık, yaygara feryat bu yüzden. şampiýonluk düşleri yıkıldı. ikinciliği ise fb.nin kendilerine asla vermeyeceğini biliyorlar. sonraki sıralamaların ise ne kendisi ne taraftarı için tatmin edici olmayacağını biliyorlar.
geri kalan her şey masal.. hakem, federasyon vs vs taraftar gazını alma, manipülasyon gayretleri. bjk.da fener de hakem ve federasyon konusunda gs.dan çok daha fazla müsamaha görüyorlar.
kısaca ortadaki tek tuhaflık, sergen'in işsizlikten andropoza girmesinden başka bir şey değil.. bir iki daha kayıptan sonra davulla zurnayla sergeni çağırırlar iş tatlıya bağlanır..
devamını gör...
14.
bellerophontes ile aram iyiyken bir şey söyleyip de bu barış havasını bozmak istemiyorum. zaten bjk'li dostlarım bugün üzgün. esprilerimizi ileride yaparız gene.
geçmiş olsun arkadaşlar. futboldur bu. çok da büyütmemek lazım.
geçmiş olsun arkadaşlar. futboldur bu. çok da büyütmemek lazım.
devamını gör...