orijinal adı: män kan inte våldtas
yazar: marta tikkanen
yayım yılı: 1975
iki çocuk annesi bir kadın doğum gününü kutlamak için gittiği barda tanıştığı bir adam tarafından tecavüze uğrar. toplum baskısı gibi çeşitli nedenlerle adamdan şikayetçi olamasa da intikam planları kurmaya başlar.
yazar: marta tikkanen
yayım yılı: 1975
iki çocuk annesi bir kadın doğum gününü kutlamak için gittiği barda tanıştığı bir adam tarafından tecavüze uğrar. toplum baskısı gibi çeşitli nedenlerle adamdan şikayetçi olamasa da intikam planları kurmaya başlar.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "coldboy" tarafından 31.12.2020 11:43 tarihinde açılmıştır.
1.
märta tikkanen'in en ünlü romanı. kitapta uğradığı tecavüzden sonra toplumdaki kadın ve erkek rolleri üzerine düşünen, tecavüzcüden intikam almak için planlar yapan bir kadının yaşadıkları ve aklından geçenler anlatılıyor. kitabın arka kapağındaki yazı şöyle:
--- alıntı ---
cinsel şiddet, yaşadığımız yüzyılın bütün "çağdaş" görünümüne rağmen varlığını gizleyerek ama yaygın olarak sürdürüyor hâlâ. tenha sokaklarda, "arkadaşlar" arasında, "sıcak" aile yuvalarında... yani en beklenmedik yerlerde...
tikkanen, şiddetin derinlere sindiği; nüfusun yarısının tecavüzden korktuğu; kadının sırf kadın olduğu için aşağılandığı; erkeğin tecavüzden sonra rahat rahat uyuduğu, sokaklarda dolaştığı, işine gidebildiği bu çağda dayanamayıp çığlık atıyor. öfkesini bastırmıyor, kadınları isyana çağırıyor.
kadın, yaşgününü kutlamak için müzikli bir bara gider. erkek, kadını dansa kaldırır, içki ısmarlar ve "bütün kadınlar bundan hoşlanır" diye tecavüz eder. kadın, "nasıl olsa bir işe yaramayacak" diye polise gitmez. ama hiçbir şey olmamış gibi de yaşayamaz. zorlanmanın, aşağılanmanın utancını kabullenemez. aşağılayanı aşağılamaya, celladı "kurbanlık duygusu" ile tanıştırmaya, edinilmiş rollerin ortadan kalkması için şimdilik rollerin tersyüz edilmesinin zamanının geldiğine karar verir; intikam ister...
kurban isyan eder...
--- alıntı ---
--- alıntı ---
cinsel şiddet, yaşadığımız yüzyılın bütün "çağdaş" görünümüne rağmen varlığını gizleyerek ama yaygın olarak sürdürüyor hâlâ. tenha sokaklarda, "arkadaşlar" arasında, "sıcak" aile yuvalarında... yani en beklenmedik yerlerde...
tikkanen, şiddetin derinlere sindiği; nüfusun yarısının tecavüzden korktuğu; kadının sırf kadın olduğu için aşağılandığı; erkeğin tecavüzden sonra rahat rahat uyuduğu, sokaklarda dolaştığı, işine gidebildiği bu çağda dayanamayıp çığlık atıyor. öfkesini bastırmıyor, kadınları isyana çağırıyor.
kadın, yaşgününü kutlamak için müzikli bir bara gider. erkek, kadını dansa kaldırır, içki ısmarlar ve "bütün kadınlar bundan hoşlanır" diye tecavüz eder. kadın, "nasıl olsa bir işe yaramayacak" diye polise gitmez. ama hiçbir şey olmamış gibi de yaşayamaz. zorlanmanın, aşağılanmanın utancını kabullenemez. aşağılayanı aşağılamaya, celladı "kurbanlık duygusu" ile tanıştırmaya, edinilmiş rollerin ortadan kalkması için şimdilik rollerin tersyüz edilmesinin zamanının geldiğine karar verir; intikam ister...
kurban isyan eder...
--- alıntı ---
devamını gör...
2.
196. eğer bir adam başka bir adamın gözünü çıkarırsa onun gözü de çıkarılır.
197. eğer bir kişi başkasının kemiğini kırarsa onun kemiği de kırılır.
yukarıdaki hammurabi kanunları günümüzde hükmünü yitirmiştir elbette. ancak bazen insan düşünmeden edemiyor, kısasa kısas ilkesi hala bazı suçlar için uygun olabilir mi diye? her şeyi bir kenara bırakalım bütün suçları ve tecavüzü başka bir noktaya alalımve onun üzerinde yazalım biraz. daha önce “ 12 yaşındaydım bisikletime atladım ve okulun yolunu tuttum başka bir kitabın yorumunu yazarken de bahsetmiştim, hem de çok kısa bir zaman önce. tecavüz, basit bir ceza ile geçiştirilecek bir suç değildir. bence kısasa kısas ilkesi bu suç için bire birdir. hatırlayın, toplumsal hafızadaki gedikler ve güdüklükler eğer size uğramadıysa unutmadınız zaten, pippa bacca olayını, barış gelini picca, üzerinde gelinliği ile ülke ülke gezen bir sanatçıdır. bizde de bilirsiniz, hem kadın kutsaldır, hem gelinlik… picca, yolculuğu esnasında bir kaç hayvan pisliğinin tecavüzüne uğradıktan sonra öldürülür. bu haberi okuduğumda günlerce beynimde dolaşıp durmuştu hala da aklımın bir köşesindedir. ancak yapılan yorumlar televizyonda elbette ki bu tecavüzü lanetler nitelikteydi ama halk arasında pippa’ya kızanların sayısı da az değildi. ne işi vardı mesela kadın başına yollarda? neden otostop yapıyordu ki sanki, burası türkiye, başka yere benzemez? başka bir şey bulamamış mıydı üzerine giyecek? şimdi bu sorulara ben yanıt veriyorum: pippa bir amaç uğruna yollara düşmüştü, anlatacak şeyleri vardı. olmasaydı bile, tecavüz haklı görülemezdi. otostopta eylemin bir aracıydı ve evet burası türkiye, namus erkeklerin çarpık zihinlerinden sorulur, tecavüz ettikleri insanların namusu kirlenir, kendilerininkine halel gelmez. bir boy abdestidir erkeğe gereken, arınmak için. gelinlik, birçok insana sadece gerdek anını hatırlatsa da daha derin manaları vardı, anlatmama bile gerek yok. pippa’ya reva görülenden sonra hammurabi kanunlarının tecavüz konusunda uygulanması gerektiğini ciddi ciddi düşünmeye başlamıştım ki marta tıkkanen bu konuyu kendince ve de dahice kurgulamış.
kitap iki çocuk annesi olan ve çocuklarının velayeti mahkeme tarafından boşandığı eşine verilen kütüphan yardımcısı tova’nın bir barda dans ettiği adamın tecavüzüne uğraması ve bu olayı polise bildirmemesi üzerine kurulmuş. tova polise gidemiyor çünkü bütün toplumlarda tecavüzün utancı failde değil mağdurda saklanmaktadır. tecavüz etmek değil, tecavüze uğramak utanç vesilesidir. tova, erkek egemen bir toplumda her alanda kadınların arka planda kalmasındanzaten mustariptir.kadınlar yaşlandıklarında yenisiyle değiştirilecem bir meta olarak görülürler. kadınlanr aşağılanmaktan ve tartaklanmaktan hoşlanan acizlerdir. tova buna şiddetle karşı çıkar. başına gelen tecavüzden sonra içinde büyüyen şiddet ve kin ona parlak bir fikir esinler. tova, tecavüzcüsü martti wester’e tecavüz etmeye ve onu da aynı utanca düşürmeye karar verir. olayların gelişimindeki ahenk ne kadar büyük ve dertli bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu bize gösterir. ayrıca hikaye sadece tecavüzle sınırlı kalmaz. tova’nın geçmişte kalan üç aşkı da farklı şekillerde karşımıza çıkar. çocuk yetiştirme konusunda eski kocası olan ve ziyadesiyle maço davranan jon randrers’la düştüğü anlaşmazlık da bize başka bir hikaye anlatmaktadır.
“bir erkeğe nasıl tecavüz edilir?” erkek egemen toplumlara, erkek çocukların yetiştirilme tarzındaki çarpıklıklara, erkeklerin kadınlar hakkında sahip olduğu hastalıklı saplantılara kin dolu ama mantıklı ve akıllıca bir cevap.
197. eğer bir kişi başkasının kemiğini kırarsa onun kemiği de kırılır.
yukarıdaki hammurabi kanunları günümüzde hükmünü yitirmiştir elbette. ancak bazen insan düşünmeden edemiyor, kısasa kısas ilkesi hala bazı suçlar için uygun olabilir mi diye? her şeyi bir kenara bırakalım bütün suçları ve tecavüzü başka bir noktaya alalımve onun üzerinde yazalım biraz. daha önce “ 12 yaşındaydım bisikletime atladım ve okulun yolunu tuttum başka bir kitabın yorumunu yazarken de bahsetmiştim, hem de çok kısa bir zaman önce. tecavüz, basit bir ceza ile geçiştirilecek bir suç değildir. bence kısasa kısas ilkesi bu suç için bire birdir. hatırlayın, toplumsal hafızadaki gedikler ve güdüklükler eğer size uğramadıysa unutmadınız zaten, pippa bacca olayını, barış gelini picca, üzerinde gelinliği ile ülke ülke gezen bir sanatçıdır. bizde de bilirsiniz, hem kadın kutsaldır, hem gelinlik… picca, yolculuğu esnasında bir kaç hayvan pisliğinin tecavüzüne uğradıktan sonra öldürülür. bu haberi okuduğumda günlerce beynimde dolaşıp durmuştu hala da aklımın bir köşesindedir. ancak yapılan yorumlar televizyonda elbette ki bu tecavüzü lanetler nitelikteydi ama halk arasında pippa’ya kızanların sayısı da az değildi. ne işi vardı mesela kadın başına yollarda? neden otostop yapıyordu ki sanki, burası türkiye, başka yere benzemez? başka bir şey bulamamış mıydı üzerine giyecek? şimdi bu sorulara ben yanıt veriyorum: pippa bir amaç uğruna yollara düşmüştü, anlatacak şeyleri vardı. olmasaydı bile, tecavüz haklı görülemezdi. otostopta eylemin bir aracıydı ve evet burası türkiye, namus erkeklerin çarpık zihinlerinden sorulur, tecavüz ettikleri insanların namusu kirlenir, kendilerininkine halel gelmez. bir boy abdestidir erkeğe gereken, arınmak için. gelinlik, birçok insana sadece gerdek anını hatırlatsa da daha derin manaları vardı, anlatmama bile gerek yok. pippa’ya reva görülenden sonra hammurabi kanunlarının tecavüz konusunda uygulanması gerektiğini ciddi ciddi düşünmeye başlamıştım ki marta tıkkanen bu konuyu kendince ve de dahice kurgulamış.
kitap iki çocuk annesi olan ve çocuklarının velayeti mahkeme tarafından boşandığı eşine verilen kütüphan yardımcısı tova’nın bir barda dans ettiği adamın tecavüzüne uğraması ve bu olayı polise bildirmemesi üzerine kurulmuş. tova polise gidemiyor çünkü bütün toplumlarda tecavüzün utancı failde değil mağdurda saklanmaktadır. tecavüz etmek değil, tecavüze uğramak utanç vesilesidir. tova, erkek egemen bir toplumda her alanda kadınların arka planda kalmasındanzaten mustariptir.kadınlar yaşlandıklarında yenisiyle değiştirilecem bir meta olarak görülürler. kadınlanr aşağılanmaktan ve tartaklanmaktan hoşlanan acizlerdir. tova buna şiddetle karşı çıkar. başına gelen tecavüzden sonra içinde büyüyen şiddet ve kin ona parlak bir fikir esinler. tova, tecavüzcüsü martti wester’e tecavüz etmeye ve onu da aynı utanca düşürmeye karar verir. olayların gelişimindeki ahenk ne kadar büyük ve dertli bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu bize gösterir. ayrıca hikaye sadece tecavüzle sınırlı kalmaz. tova’nın geçmişte kalan üç aşkı da farklı şekillerde karşımıza çıkar. çocuk yetiştirme konusunda eski kocası olan ve ziyadesiyle maço davranan jon randrers’la düştüğü anlaşmazlık da bize başka bir hikaye anlatmaktadır.
“bir erkeğe nasıl tecavüz edilir?” erkek egemen toplumlara, erkek çocukların yetiştirilme tarzındaki çarpıklıklara, erkeklerin kadınlar hakkında sahip olduğu hastalıklı saplantılara kin dolu ama mantıklı ve akıllıca bir cevap.
devamını gör...