bir erkeği sevgiyle hayata kazandırmak

kendi çabası, aklı, beceri ve bilgisi kendine yetmemiş ve bunlarla bir yere gelmeyi başaramamış bir erkeğe el, kol, dal, beyin can suyu olmaktır filan fıstık.

benim hayata kazandirilmak gibi dertlerim yok. ama şöyle isterdim eskiden,
bi manitam olsun, bana anlatmaktan sıkılmasın, ben boş zihnimle dinleyeyim onu... bana bu böyle olur, bak şu şöyledir. böyle yapınca böyle olur, şöyle yapınca şöyle olur.. desin. hayattaki öyretmenim olsun. isterdim gerçekten böyle bir şey.
ısrarla sen ne biliyorsun anlat demeyecek, o kadar zeki olacak ki, senin fikir yürütmelerini, zihin yapını kolayca anlayacak, zihninin haritasını çıkaracak. seni ezmeyecek. yani seni ezberleyip, anlayacak. bu sayede de sana senin anlayabileceğin, sevebileceğin şekilde şeyler de sunacak. seni geliştirecek vesaire. ve hiç şikayet etmeyecek. eserim deyip gururlanıcak. ofş. ofş. hahah.

(bkz: robert downey jr.)

körün gözü açılınca ilk kıracağı şey bastonu olur, ölü yatırım gibi geliyor bana.*

bu saatten sonra psikolog onerisi yapabilirim sadece

içinde sevgiden üstün gelen bir öfke barındırıyorsa o erkek,
bir kadını huniyle tımarhaneye kazandıracak eylemdir.

her iki taraf için de geçerlidir. *

hayata kazandırmak nedir yahu? neden hapisten yeni çıkmış mahkum muamelesi yapıyorsunuz ki?

çok seversen g.tü de kalkabilir, cinsine göre

ben hemcinslerime it köpek muamelesi yaparak hayata kazandırıyorum, içindeki şımarık çocuk ancak öyle büyüyor çünkü ama size başarılar tabi*

bu aralar ihtiyacım olan şey. beni kedi gibi sevip ilgi göstericek birini arıyorum.

o değilde “ o kadar güzel seviyorsun ki ben böyle güzel sevmeyi senden öğrendim” cümlesini duydum. bu beni hayata bağlar işte…

hayaldir

#3214267 gerçekten de görme engelliydi ve onu değiştirmeye başladığımda ilk beni terk etti.
kendini hayata kazandırdı evet ama ben onun hayatını kazanamadım xd

kazandırın kazandırın. o da kazandırdıklarınızı gidip başkasına öğretme hevesiyle yanıp tutuşsun.
zaten adam olur sonra seni beğenmez gözü dışarıya döner. bu hiç sekmez. sendeki sevgiyi herkeste bulacağını zanneder.

bu ve buna benzer fikirler bana hep iğrenç gelmiştir.

kendine anne arayan oğlanlarla analık yapmak isteyen kadınların buluşma noktası haline gelen bu tarz düşünceler bana göre en sağlıksız ilişkilerin yolunu yapıyor. ilişkiler amatem gibi topluma kazandırmaktan ziyade beraber bir yol yürümek üzerine olmalı.

kendini amatem sanan varsa da tedavi görmesi iyi olur tabii herkesin sağlığı açısından.

ansından çiğ süt emmemiş biri varsa ona yapmak uygun olabilir

eski erkek arkadaşım (ilk ve tek sevgilim) psikoz ve şizofreni tanısı konulmuş yıllardır tedavi gören birisiydi. beraber olduğumuz sıralar ona destek olmak için, yanında durmak için o kadar çok fedakârlık yapmıştım ki anlatsam roman olur. tabi karşılığında "seninle beraberken iyi olduğuma inandirabiliyordum kendimi" diyordu hep. en sonunda ne oldu biliyor musunuz? kötü bir şekilde ayrıldık ve bana yaptığı büyük bir yalanı çıkmıştı ortaya. devamını anlatmaya gerek yok.

evlenince düzelircilerin farklı bir versiyonu gibi geldi. bilemem bazılarına hiçbir şey fayda vermiyor.o emeğe, zamana ve özveriye değmiyor.

belki kaybettiği şeyler geri alınamayacak ve üzerinde değişmeyeceği tahribatlar bıraktı. bazı insanları çok zor kazanmak, onu hayata bağlarken kendin kopabilirsin.

(bkz: her tanımda kendi reklamını araya sıkıştıran yazar) bu kişi üzerinde deney ve gözlem yapabiliriz. deney ve gözlemin sonuçlarına göre bu başlığa net bir cevap verilebilir.