çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak
başlık "fıstıklıbörek" tarafından 11.04.2021 09:59 tarihinde açılmıştır.
1.
tam manasıyla başarabilen ebeveyn ya da öğretmenler var mı bilmiyorum ama bu alışkanlığı kazanan çocuk sayısı kazanamayanlardan her zaman düşük olmuştur. peki nasıl kazandırılabilir bu alışkanlık? kimilerine göre çocuk daha anne karnında iken ona kitap okumak gerekir. bu okumaları doğduktan sonra çocuk okuma becerisi kazanana dek sürdürmek gerekir. kimileri ödül ceza sistemini önerir. kimileri ise model olmanın yeterli olacağını savunur. belki de en etkili yöntem bunların hepsini uygulamaktır.
devamını gör...
2.
benim iki yaşında bir yeğenim var ve şimdiden kitap kavgası yapıyor evdekilerle. neymiş tüm kitapları o okuyacakmış, evdekilerin kitap okuyor olması ya da ablasıyla* annesiyle akşamları kitap okumaları şimdiden etkilemiş olabilir. bunu hırsından da yapıyor olabilir, sonuçta kitabı hala herhangi bir oyuncaktan başka algılaması şok ederdi beni.
devamını gör...
3.
bunun ilk şartı senin okuma alışkanlığına sahip olmandır. rol model olmadan nutuklarla okuma alışkanlığı kazandırılmaz. o seni görür ve elbet bir şekilde ilgisini çeker. sonra ortak okuma etkinlikleri yapılır, ilgi ve seviyeye uygun kitaplar belirlenir ve nihayetinde kitap üzerine konuşmalar yapılır. içselleştirmeden alışkanlık kazandırmak zordur.
devamını gör...
4.
çocukla birlikte oturup kitap okuma saatleri yaparak kazandırılan alışkanlık. kendinizin uygulamadığı alışkanlıkları çocuklardan beklemeyin.
devamını gör...
5.
kitap okumazsan oyun yok diyosun, üstüne bi de hala ısrar ediyosa şabalağı yapıştırıyosun, sonra direkt kitaba aşık oluyo..
devamını gör...
6.
çocuklara kitap okumaya 9 aylık olduğunda başlayabilirsiniz.
kucağınıza oturan bir bebeğe kalın kartonlu bir kitaptan resimler göstermek ve bunu düzenli olarak tekrarlamak çocuğa beslenme,uyku, oyun gibi rutin ihtiyaçların yanında kitap okuma ihtiyacını da aşılar. ilk okul dönemine kadar çocuğun her akşam ebeveyninden bir hikaye kitabı dinlemesi demek;
#1000booksbeforekindergarten projesine dahil olmanız ve cocugunuzun kitapları hayatının bir parçası haline getirmesi demek.
işler ilkokulda okuma yazma öğretimi sırasında biraz değişebilir, çocuk bir anda kitaplardan soguyabilir ama ilk 6 yilda atilan bu temel sonrasında kitaplardan tamamen uzaklaşmasını engeller.
ilkokul düzeyinde bir çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için izlediğim yollar şunlardır;
ebeveynin de okuması, okumaya önem vermesi. kitabı ve kitaplığı olmayan bir ebeveynin günümüzde kitap sevgisini kazandırması çok zor.
evde okuduğu kitaplar için bir kitaplık oluşturmak. kitap sayısı arttıkça motive olacaktır.
düzenli okuma zamanı oluşturmak ve başka bir iş için feda etmemek. bulunduğumuz ilçede "saat 20.00'de 20 dk kitap okuyoruz." diye bir kampanya vardı ve etkili olmuştu.
kısa öyküler, bol resimli ve ince kitaplar ile başlamak, zamanla sayfa sayısı artarken yazı miktarını artırmak.
kitabın ilk iki sayfasını yetişkin olarak cocuga okumak sonrasında çocuğun yüksek sesle yetişkine kitabı okumasını istemek.
okuduğu kitap hakkında mutlaka sohbet etmek,olay ve kişileri öğrenmek, kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamak.
daha önce okuduğu kitaplar ve yazarlar arasında karşılaştırma yapmasını istemek.boylece kendi favori yazar ve kitapevlerini oluşturabilir.
ilgi alanına yönelik kitaplar ile başlamak. bazı çocuk tarih bazısı coğrafya bazısı bilim okumak isteyebilir.
arkadaşı ile değişim yapmasıni sağlamak. sonrasında arkadaşı ile kitap hakkında sohbet etmesi motive edici olacaktır.
kütüphane üyeliği ile pek çok kütüphanede yapılan etkinliklere katılmak.
para biriktirip kitap alması için harçlık vermek.
belli sayıda kitap okuduğunda bir etkinlik ile ödüllendirmek. ( bu ay 3 kitap okuyabilirsen sinemaya gideceğiz vb.)
günlük okuma miktarını önceden belirlemiş olmak.cocugun yaşı ve kitabın sayfa sayısına, yazı büyüklüğüne göre "hergun 20 sayfa okuyalım. " gibi bir hedef belirlemek olabilir.
hergun okuma saati sonunda motive edici ve gururlandırıcı sözler söylemek.
konu ile ilgili güzel bir video ile tanımı sonlandiralim. hamburger örneği gerçekten anlamlı.*
kucağınıza oturan bir bebeğe kalın kartonlu bir kitaptan resimler göstermek ve bunu düzenli olarak tekrarlamak çocuğa beslenme,uyku, oyun gibi rutin ihtiyaçların yanında kitap okuma ihtiyacını da aşılar. ilk okul dönemine kadar çocuğun her akşam ebeveyninden bir hikaye kitabı dinlemesi demek;
#1000booksbeforekindergarten projesine dahil olmanız ve cocugunuzun kitapları hayatının bir parçası haline getirmesi demek.
işler ilkokulda okuma yazma öğretimi sırasında biraz değişebilir, çocuk bir anda kitaplardan soguyabilir ama ilk 6 yilda atilan bu temel sonrasında kitaplardan tamamen uzaklaşmasını engeller.
ilkokul düzeyinde bir çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için izlediğim yollar şunlardır;
ebeveynin de okuması, okumaya önem vermesi. kitabı ve kitaplığı olmayan bir ebeveynin günümüzde kitap sevgisini kazandırması çok zor.
evde okuduğu kitaplar için bir kitaplık oluşturmak. kitap sayısı arttıkça motive olacaktır.
düzenli okuma zamanı oluşturmak ve başka bir iş için feda etmemek. bulunduğumuz ilçede "saat 20.00'de 20 dk kitap okuyoruz." diye bir kampanya vardı ve etkili olmuştu.
kısa öyküler, bol resimli ve ince kitaplar ile başlamak, zamanla sayfa sayısı artarken yazı miktarını artırmak.
kitabın ilk iki sayfasını yetişkin olarak cocuga okumak sonrasında çocuğun yüksek sesle yetişkine kitabı okumasını istemek.
okuduğu kitap hakkında mutlaka sohbet etmek,olay ve kişileri öğrenmek, kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamak.
daha önce okuduğu kitaplar ve yazarlar arasında karşılaştırma yapmasını istemek.boylece kendi favori yazar ve kitapevlerini oluşturabilir.
ilgi alanına yönelik kitaplar ile başlamak. bazı çocuk tarih bazısı coğrafya bazısı bilim okumak isteyebilir.
arkadaşı ile değişim yapmasıni sağlamak. sonrasında arkadaşı ile kitap hakkında sohbet etmesi motive edici olacaktır.
kütüphane üyeliği ile pek çok kütüphanede yapılan etkinliklere katılmak.
para biriktirip kitap alması için harçlık vermek.
belli sayıda kitap okuduğunda bir etkinlik ile ödüllendirmek. ( bu ay 3 kitap okuyabilirsen sinemaya gideceğiz vb.)
günlük okuma miktarını önceden belirlemiş olmak.cocugun yaşı ve kitabın sayfa sayısına, yazı büyüklüğüne göre "hergun 20 sayfa okuyalım. " gibi bir hedef belirlemek olabilir.
hergun okuma saati sonunda motive edici ve gururlandırıcı sözler söylemek.
konu ile ilgili güzel bir video ile tanımı sonlandiralim. hamburger örneği gerçekten anlamlı.*
devamını gör...
7.
kızıma hamile kaldığımdan itibaren kitapları sesli okudum, doğdu hikayeler ile devam ettim, okumayı öğrenmeye çok heveslisiydi okuldan önce öğrenmesi iyi olmaz biraz yavaşlatın demişti anasınıf öğretmeni ağırdan aldım, birinci sınıfa başlar başlamaz 6 harf ile okumayı çözdü. ben düzenli kitap okuyan biriyim elimde sürekli kitap tutarım kızım suan 3. sınıf ve her gün düzenli okuyor ve severek okuyor.çocuklara bişeyi yap demeden önce kendimiz yapmalıyız anne baba en güzel örnek onlar için inşallah hayatı boyunca okumaya devam eder. birlikte kitap okumak ikimizinde güzel bir aile etkinliği oldu.
devamını gör...
8.
çocuğa "kitap oku!" dememek.
öncelikli olarak siz okuyun.
öncelikli olarak siz okuyun.
devamını gör...
9.
çocuğunuzun yanında kitap okuyun ve sakına sakın çocuğunuzun eline telefon vermeyin çocuğunuzun yanında durun ilk başta çocuk kitaplarını siz sesli okuyun ve daha sonra çocuğunuzun yanında durun ve kitapı eline verip biraz da sen oku bakalım da ben seni dinleym gibisinden şeyler de yapabilirsiniz.
devamını gör...
10.
anneniz ve halaniz, yetmislerin sonlarinda siz bebekken kucaklarindayken, bogaz koprusu’nde polis tarafindan durdurulup ‘kitap var mi yaninizda?’ diye sorup, son anda sizi gorunce ‘tamam gecin siz’ diye aramadan birakildiysaniz, akabinde hane halki o sirada polisin arabanizi aramadigi icin ucuza kurtuldugunuz kitaplari banyo sobasinda yaktiysa; kitap okumayi daha cok seviyorsunuz.
devamını gör...
11.
çocuğunuzla olduğunuz oda da başta telefon tablet vs olmamalı kitabı önce siz okumalısınız sesli sesli sonra çocuğunuz merak edip yanınıza gelecektir bide sen oku bakalım neler anlatiyomus diyerek ve böyle devam ederek birlikte güzel bir alışkanlığa imza atmış olursunuz.
devamını gör...
12.
anne ve baba okuyorsa ve çocuk bunu sürekli onlarda görüyorsa büyük ihtimal kitapları sevecektir. ama kendi okumayan ebe beyinlerin çocuklarına ''oku, annen baban gibi eşek olma'' demesi çocukta gram kitap sevgisi yaratmayacaktır.
devamını gör...
13.
şaka maka 1 yaşından itibaren başlayan, yalnız cocukta bitmeyen ebeveynin de model olması gerektiği alışkanlık. çocuğum kitap okumuyor, elinde telefon diyen ebevenlerin elinde en cok ne vardir? çük degil o baska konu. telefon vardir demi. armut dibine dusmesin istiyorsan dallarını budaklarini yani vizyon ve misyonu genisletip,entellektüel becerlerini destekleyecek türden okumalar yapip, sembol olmasiniz. sonra ise çocukla oturup birlikte aktiviteler yakmaktır.
devamını gör...
14.
ebeveynler okursa onlarda okuyormuş şuan bir yaşındayız zamanla göreceğiz bakalım.
devamını gör...
15.
çocuk siz ne yaparsanız onu yapar.
oku demeyin, sizi okurken görsün. kendi başlar zaten, o sizin aynanız zaten.
oku demeyin, sizi okurken görsün. kendi başlar zaten, o sizin aynanız zaten.
devamını gör...
16.
çok zordur. hele bu dönemde gerçekten çok zordur.
yukarıda çok güzel yöntemler anlatılmış ama bunların işe yaraması her zaman mümkün olmuyor. hani denir ya çocuğun içinde de olacak diye. tam olarak öyle. yani bazı çocukların içinde yok. onlar kitaplarla haşır neşir olacak çocuklar değil.
ben kütüphanesi olan bir evde doğdum. evin her yerinde resim ansiklopedileri, sanat kitapları, albümler vardı babanın mesleği nedeniyle. bir de elbette annemin okuduğu ağırlığı türk edebiyatı olan romanlar.
sonra ben de kendi kütüphanemi kurdum. yedi bine kitaba yaklaştı kütüphanem. kardeşimin de büyük bir kütüphanesi var. yani aslında annem, babam, ben ve kardeşim kitap okuma alışkanlığı olan insanlarız. bendeki alışkanlıktan öte bir tutku, hatta ne yalan söyleyeyim bir bağımlılık haline geldi.
buna rağmen ailemizin son üyesi olan ve benden on iki yaş küçük olan kardeşime bu alışkanlığı kazandırmadık. olmadı. evde herkes iyi kötü kitap okurken küçük kardeşim kitap okuma alışkanlığı kazanamadı. yüzüklerin efendisi hayranı, hatta tutkunu bir ekibimiz var. kardeşlerim, kuzenlerim ve ben. kuzenlerim ve küçük kardeşimin kitabı okuduklarından şüpheliyim. film üzerinden hayranlık duyuyor gibiler. yani okumak onlara zor geliyor sanki.
mesleğe ilk başladığımda aylarda maaşımı alıp memleketime haftasonu için gittiğimde o zaman daha ilkokul öğrencisi olan kardeşimle alışverişe çıktık. birkaç şey aldıktan sonra fidangör dediğimiz sokakta buluna bir kitabevine soktum kardeşimi.
ve açık çek verdim. istediği kadar kitap alabileceğini söyleyip mekana saldım kardeşimi. u şeklinde tasarlanmış olan dükkanın içinde sanki umudumuz şaban gibi, salak ile avanak'ın kayıp kardeşleri gibi, elmer fudd gibi sağa sola bakarak dolaştı. her kitaba bakıyor ama sanki gökten düşen siyah bir taşa bakan maymunlar gibi anlam veremiyor gibiydi.
yavaş yavaş, sindire sindire dolaştı. uzunca bir süre sonra raftan bir kitaba uzandı. ağır çekim geçen bir aynı. wesley sneijder'ın juventus'a attığı gol gibi zaman yavaşladı sanki.
sonra vazgeçti. biraz daha yürüdü. raflara baktı. inceledi. dokunmadan kitapları tanımaya çalıştı. hayatını değiştirecek olan kitabı arayan bir tom sawyer gibiydi. muhteşem bir andı. içim kıpır kıpırdı, eminim onun da öyleydi. ve ben emin olduğum konularda hep yanılırım.
bir süre sonra yine bir rafın önünde durdu. ve o an geldi. kitabı eline aldı. uzaktan hemen can yayınları kapağını tanıdım. arkentaşı gibi ışıl ışıl parladı. smaug'a selam gönderip kardeşimi izlemeye devam ettim. ve elindeki kitabı gördüm.
babamın gözleri kedi gözleri. o an bir aydınlanma yaşadım. kardeşim hayatını değiştirecek kitabı aramıyordu. o bir alberto manguel ya da jorge luis borges değildi. benim kardeşim bir şark kurnazı idi. en hacimsiz kitabı arıyordu. 104 sayfalık bu kitabın resimli olması ve kalın puntolarla yazılmış olması da küçük sahtekar için nefis özelliklerdi.
hayal kırıklıklarımla kitabın parasını öderken yine can yayınlarından eşek eşekken diye bir kitap daha aldım. bu kitabı da kardeşim için aldım ama daha çok kendime bir not saydım bu kitabı.
kardeşim artık iş güç sahibi. ara ara kitap okuyor ama o kitabı okuduğunu hiç sanmıyorum.
sözün özü; bazen siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, rol model olmak için çaba harcayın yine de her şey sonuçsuz kalabilir.
yukarıda çok güzel yöntemler anlatılmış ama bunların işe yaraması her zaman mümkün olmuyor. hani denir ya çocuğun içinde de olacak diye. tam olarak öyle. yani bazı çocukların içinde yok. onlar kitaplarla haşır neşir olacak çocuklar değil.
ben kütüphanesi olan bir evde doğdum. evin her yerinde resim ansiklopedileri, sanat kitapları, albümler vardı babanın mesleği nedeniyle. bir de elbette annemin okuduğu ağırlığı türk edebiyatı olan romanlar.
sonra ben de kendi kütüphanemi kurdum. yedi bine kitaba yaklaştı kütüphanem. kardeşimin de büyük bir kütüphanesi var. yani aslında annem, babam, ben ve kardeşim kitap okuma alışkanlığı olan insanlarız. bendeki alışkanlıktan öte bir tutku, hatta ne yalan söyleyeyim bir bağımlılık haline geldi.
buna rağmen ailemizin son üyesi olan ve benden on iki yaş küçük olan kardeşime bu alışkanlığı kazandırmadık. olmadı. evde herkes iyi kötü kitap okurken küçük kardeşim kitap okuma alışkanlığı kazanamadı. yüzüklerin efendisi hayranı, hatta tutkunu bir ekibimiz var. kardeşlerim, kuzenlerim ve ben. kuzenlerim ve küçük kardeşimin kitabı okuduklarından şüpheliyim. film üzerinden hayranlık duyuyor gibiler. yani okumak onlara zor geliyor sanki.
mesleğe ilk başladığımda aylarda maaşımı alıp memleketime haftasonu için gittiğimde o zaman daha ilkokul öğrencisi olan kardeşimle alışverişe çıktık. birkaç şey aldıktan sonra fidangör dediğimiz sokakta buluna bir kitabevine soktum kardeşimi.
ve açık çek verdim. istediği kadar kitap alabileceğini söyleyip mekana saldım kardeşimi. u şeklinde tasarlanmış olan dükkanın içinde sanki umudumuz şaban gibi, salak ile avanak'ın kayıp kardeşleri gibi, elmer fudd gibi sağa sola bakarak dolaştı. her kitaba bakıyor ama sanki gökten düşen siyah bir taşa bakan maymunlar gibi anlam veremiyor gibiydi.
yavaş yavaş, sindire sindire dolaştı. uzunca bir süre sonra raftan bir kitaba uzandı. ağır çekim geçen bir aynı. wesley sneijder'ın juventus'a attığı gol gibi zaman yavaşladı sanki.
sonra vazgeçti. biraz daha yürüdü. raflara baktı. inceledi. dokunmadan kitapları tanımaya çalıştı. hayatını değiştirecek olan kitabı arayan bir tom sawyer gibiydi. muhteşem bir andı. içim kıpır kıpırdı, eminim onun da öyleydi. ve ben emin olduğum konularda hep yanılırım.
bir süre sonra yine bir rafın önünde durdu. ve o an geldi. kitabı eline aldı. uzaktan hemen can yayınları kapağını tanıdım. arkentaşı gibi ışıl ışıl parladı. smaug'a selam gönderip kardeşimi izlemeye devam ettim. ve elindeki kitabı gördüm.
babamın gözleri kedi gözleri. o an bir aydınlanma yaşadım. kardeşim hayatını değiştirecek kitabı aramıyordu. o bir alberto manguel ya da jorge luis borges değildi. benim kardeşim bir şark kurnazı idi. en hacimsiz kitabı arıyordu. 104 sayfalık bu kitabın resimli olması ve kalın puntolarla yazılmış olması da küçük sahtekar için nefis özelliklerdi.
hayal kırıklıklarımla kitabın parasını öderken yine can yayınlarından eşek eşekken diye bir kitap daha aldım. bu kitabı da kardeşim için aldım ama daha çok kendime bir not saydım bu kitabı.
kardeşim artık iş güç sahibi. ara ara kitap okuyor ama o kitabı okuduğunu hiç sanmıyorum.
sözün özü; bazen siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, rol model olmak için çaba harcayın yine de her şey sonuçsuz kalabilir.
devamını gör...