bir erkekle göz göze gelen kadının hissettikleri

bir an erkeğin gözlerinin içine bakıp emin olan kadın beğenildiğini hisseder. sonrasında ise, kendisi de beğendiyse bu bakışma işini bir kaç saniye daha sürdürür ve ara ara çaktırmadan bakmaya devam eder. beğenmediyse hoşnutsuzluk ifade eden bir surat ifadesiyle hemen başka yöne bakar. olaylar muhallebicide geçer.

yolda bön bön bakan dayılarla göz göze geliyorum bazen sayelerinde bakışlarla küfür etmeyi öğrendim teşekkürler dayılar, teşekkürler... bu çarın ne hissettirdiğini anlatabilmişimdir umarım *)

seks.

göz göze geldiğin kişiye bağlı olarak değişecek hislerdir.
biriyle göz göze gelirsin bir daha o tarafa bakmak istemezsin, biriyle göz göze gelirsin kalbin ışık saçar, ayakların yerden kesilir, midende kelebekler uçuşur veya anlamlandıramadığın ama çok iyi gelen değişik duygular hissedersin.

şüphelendiği şahıs bakıyor mu diye bakıp göz göze geldiyse "işte şimdi s.çtık" der. umarım bu durumlarda erkekler kadının ondan hoşlandığını falan düşünmüyordur.

nasıl bir insanla göz göze geldiğine göre değişir eğer sende göz göze gelmeyi göze aldıysan tonlarca hayal kurarsın bir anda, beni beğenirmi diye düşünceler sarar anında. ama eğer göz göze geldiğin kişi kaale alamıyacağın biriyse boşveeeer yoluna devam et başınıda belaya sokma gerek yok böyle aksiyonlara. ;)

uff ne bakıyosun be salak.

aklınız fikriniz flörtte aşkta. valla ben çoğu zaman hiçbir şey hissetmiyorum. neden hissedeyim ki karşımdakine kadın erkek ayırmadan bakıyorum. gerekli iletişimi sağlayıp bitiriyorum. onun dışında zaten ne bakacağım elalemin herifinin gözüne.

vaziyetten vaziyete değişir.

yabancı ve çirkin, yaşlı bir adamsa tedirgin olmadan edemiyorum. bunlar hep travma.

kendi yaşlarımda biri olunca ay bu da bana aşık oldu diyorum.*

en güzelini babamla yaşarız. ben arka sol tarafa otururum arabada. orası benim yerimdir. dikiz aynasından göz göze gelince göz kırparım. çok pis tav ederim.

olm siz kafayı yemişsiniz

genellikle benle göz göze geldiklerinde kim ulan bu tipsiz diyorlar ama içlerinden tabii.*

erkeğe bak be, sanki bana kaplan.

bir yerde oturuyorsam ilk düşündüğüm şey, ne kadar yüksek sesle konuştuğum oluyor. çünkü kesinlikle konuşuyorumdur ve kuvvetle muhtemel ses ayarım kaçmıştır.

ardından konuştuğum konuyu hızlıca bir gözden geçiriyorum, çünkü konu tanıdık gelmiş olabilir ya da heyecanla elimi kolumu kullanırken daha önce hiç görmedikleri kadar büyük jestler yapıyor olabilirim. özellikle hevesle bir şey anlatıyorsam elime koluma hakim olamıyorum, keza yüz ifadelerime de...

en son oturduğum yerin arkasında vs. anormal bir şey olup olmadığını kontrol ediyorum.

hiç öyle beğenilmek falan gelmiyor aklıma. şimdiye kadar beğenildiysem de hiç haberim yok bu yüzden. inşallah bu yüzden bakmıyorlardır bana. çünkü ben hep ses tonum ya da jest mimiklerim nedeniyle fazla dikkat çektiğimi düşündüm.

göz göze gelmenin bu denli dehşetengiz neticeleri olduğunu öğrendik evett.. ama yalan yok, bi tedirginlik bir endişe hasıl oldu bünyemizde.. niyeyse.. bundan sonra tedbiren karşı cinsle konuşurken, kredi kartı şifresi için posu uzatan tezgahtar edasıyla boynumuzu ters cenah gökyüzü pozisyonunda tutucaz demek ki..
(inş. birileri kafa bulmuyodur bizimle, bu nedir arkadaş yav..amma kopmuşuz toplumdan.. ben de niye millet kapkara gözlüklerle dolaşıyo ortalıkta, ne anlamsız bir trend diyordum. nerden bileyim ki namusunu koruma amacıyla imiş..
namusta çok deeşmiş demek ki.. biz hepten kopmuşuz ya la toplumdan.. saf saf dolaşıyomuşuz ortalıkta.. endişe dorukta.!)

bazen hiç bir şey, bazen çok şey ifade eder
bazen gözleri gözlerinize değince felaketiniz olur
bazense sadece öylesine bakarsınız, görmeden kör bir bakıştır bu

benimle goz goze gelen kadinlar pis pis baktigindan, muhtemelen ne cirkin adam diye dusunuyolardir.

romantizme gerek yok beyler

genelde göz göze gelmeden hissediyorum incelendiğimi. kafamı çevirdiğim anda ise ta taaaaa nur topu gibi beni süzen bir erkek var karşımda. sonraki hislerim tipe göre değişir.

şu cilve işi hiç yok bende. sokakta, metroda, otobüste, kafede… hiç fark etmez. tanımadığım herhangi bir adamla bakışmak hoşuma gitmiyor. göz göze gelirsek direkt kafamı çeviririm. süzmeye devam ederse de muhtemelen kalkar giderim. rahatsız edici bakışlardan nefret ediyorum çünkü. he ama hoşlandığım çocuktur, tanıdığım biridir. karşısı zaten kızaran suratımdan direkt anlar. püh. beyaz tenli olmak çok zor..

bana hep cıklayarak başını diğer yöne çevirmek suretiyle beni rencide edenler denk geliyor. o kadar bilendim ki bu konuda kadınlara, izlediğim bi komedyenden öğrendiğim taktik sonucu aynısını ben yapıyorum artık. biraz da onlar içerleyip sinirlensin bana ne.

başlığa neler yazılmasını bekliyor acep yazar..(toplumların çoğunun aşağı yukarı birbirine eşit sayılarda kadınlar ve erkeklerden oluştuğu, işte, sokakta alışverişte bunların doğal olarak günde onlarca yüzlerce kez istenmese de gözgöze gelindiği bilindiğine göre.)
merakımdan okuyacağım. taa ki: " o an zaman durur adeta.. artık hiçbirşeyin bir daha eskisi gibi olamayacağını hissederek titrer ve.." mealinde bir geyik okuyabilene yani gülene kadar..