bir hollywood yalanı olarak amerikan rüyası

hollywood tepeden tırnağa bir yalan pazarlamacısıdır. amerikan rüyası da en çok kar eden ürünüdür bu sahte işporta tezgahının.

daha önceki bir tanımda da yazmıştım sanırım. amerikan filmlerinde şehri genelde belli bir yükseklikte ve yukarı doğru çevrilmiş kamera ile görürüz. çünkü aşağısı amerikan rüyasına çok uygun değildir.

evet filmlerde bolca evsiz vardır ama bu evsizler ya akıl sağlığı bozuk kişiler ya da çok eğlenceli, hayatı seven tipler olarak resmedilir. yani ya durumlarının farkında değillerdir ya da bunu önemsemezler.

herkesin sorunları vardır elbette ki amerika rüyasında da ama her aile ferdinin altında güzel bir araba ve ailenin barınması için garajlı, şık bir müstakil evde geçer bu sorunlu hikayeleri.

dünyanın bütün felaketleri amerika'yı bulur ve mutlaka yakışıklı ve vücudundan sağlık fışkıran bir amerikalı dünyayı bu felaketten kurtarır. ancak amerika'daki obezite sorununa bakarsak ene azından on süper kahramandan yedisinin biraz balık etli olması gerekmez mi?

herkesin yüzünde güller açan, komşuluk ilişkilerinin muhteşem olduğu, mahalle kültürü ile sarmalanmış büyük aileler gördüğümüz filmler inandırıcı gelmiyor bana. elbette böyle yaşayan ayrıcalıklı bir grup vardır. her ülkede vardır bu, moritanyada bile. ama amerikan filmlerinden nedense yüzde doksan böyleymiş gibi gösteriliyor. çünkü kimse yoğurdum ekşi demez.

kahraman amerikalıların mükemmel hayat gösterisini izlerken aklıma michael moore gelir genelde. amerikan rüyası renklendirilip süslenmiş bir kabustan başka bir şey değildir bana göre.

o amerikan rüyasını 60lar 70lerde kaliforniya yaşamıştır sadece.