1.
turgut özal'ın ağustos 1990'da körfez krizi sırasında önerdiği "aktif" politikayı özetlemek için kullandığı söz
"hayatımın en kârlı işi, bir koyup üç alacağız" deyip daha sonra bir koyup ebesininkini görmüştür.
turgut özal'ın uyguladığı yanlış politikaların getirdiği zararı bütün kapsamıyla ortaya dökmek mümkün değildir
sadece bu sözün getirdiği zararı kısaca saymaya çalışırsak:
körfez krizinin başlangıcında ırak, iran ile 8 yıl süren savaş sırasında türkiye'ye yaptığı 2 milyar dolarlık borcuna mahsuben bedeli ödemeksizin yılda 1 milyar dolarlık petrol göndereceğini açıkladı yanlış kararla sırf bush'un gözüne girebilmek için ırak'ın bu teklifini özal reddetti. daha sonra ise ülkede petrol darlığı çekilmeye başlandı. akaryakıt fiyatları uçtu. petrol boru hattı kapatıldı.
ırak sınırı kapatıldı. her türlü ticari münasebet durduruldu. bunun sonucunda türkiye 800 milyon dolarlık ihracat döviz girdisinden mahrum kaldı. ayrıca ırak'ta türk müteahhitlerinin yürütmekte olduğu işlerden ülkemize yılına giren 500 milyon dolarlık gelir kaybedildi. harpten çıkan ırak'ın yeniden onarılması verilecek mühendislik ve müteahhitlik hizmetleri dolayısı ile türkiye'nin bu yolda elde edilecek gelirlerin çok daha büyük miktarlara ulaşması mümkündü.
uygulanan ambargolar ve kapama kararları yüzünden güneydoğu anadolu da ırak'a yapılan taşımacılık ve ona bağlı olan ticari hayat durmuştur. tutarı 9 trilyon lira olan 30bin kamyon ve bunların şoförleri işsiz kalmış bu milli servet çürümeye terk edilmiştir. kamyonlar durunca bölgedeki lokantalar kapanmış dükkanların kepenkleri inmiştir. yine bu kararlar nedeniyle türkiye riskli ülke durumuna sokulmuş bunun sonucu olarak da turizm alanında 1990 yılındaki rezervasyonların önemli bir bölümü iptal edildiği gibi gelecek yıl için hiçbir rezervasyon yapılamamaktadır turizm kaybı da 500 milyon dolar olmuştur.
enflasyon ve ordu için yapılan yanlış harcamaları da hesaba katarsak ülkenin düştüğü hâli düşünmek bile ürkütücü.
ayrıca çekiç güç gibi iğrenç bir belayı ve onun arkasından gelen pkk'yı da başımıza musallat etmiştir.
üstelik işin en acıklı yanı ise sayın özal'ın abd'nin arzusu üzerine önce hiçbir karşılık almadan ambargo uygulaması böylece pazar gücünü tamamen elinden kaçırdıktan sonra amerika'ya gidip türkiye'nin zararını karşılanmasını istemesi, hatta zararımızı karşılayın da diyemiyor çünkü bunu söylerse "öyleyse sizin ekonomik durumunuz bozuk sizi at*'a alamayız ..." cevabını alacağı korkusu yüzünden derdini de söyleyemeyecek durumu düşmesidir.*
daha sonra ise gök gürlüyor şimşek çakıyor ama yağmur yağmıyor diyerek ülkeye üçün birini göstermiştir.
muhalefet partileri özal'ın "bir koyup üç almak" yaklaşımını "maceracılık" olarak nitelendirdiler.
doğru yol partisi genel başkanı süleyman demirel "bir yere kan koyup karşısındaki kâr koyamazsınız" diyordu...
"hayatımın en kârlı işi, bir koyup üç alacağız" deyip daha sonra bir koyup ebesininkini görmüştür.
turgut özal'ın uyguladığı yanlış politikaların getirdiği zararı bütün kapsamıyla ortaya dökmek mümkün değildir
sadece bu sözün getirdiği zararı kısaca saymaya çalışırsak:
körfez krizinin başlangıcında ırak, iran ile 8 yıl süren savaş sırasında türkiye'ye yaptığı 2 milyar dolarlık borcuna mahsuben bedeli ödemeksizin yılda 1 milyar dolarlık petrol göndereceğini açıkladı yanlış kararla sırf bush'un gözüne girebilmek için ırak'ın bu teklifini özal reddetti. daha sonra ise ülkede petrol darlığı çekilmeye başlandı. akaryakıt fiyatları uçtu. petrol boru hattı kapatıldı.
ırak sınırı kapatıldı. her türlü ticari münasebet durduruldu. bunun sonucunda türkiye 800 milyon dolarlık ihracat döviz girdisinden mahrum kaldı. ayrıca ırak'ta türk müteahhitlerinin yürütmekte olduğu işlerden ülkemize yılına giren 500 milyon dolarlık gelir kaybedildi. harpten çıkan ırak'ın yeniden onarılması verilecek mühendislik ve müteahhitlik hizmetleri dolayısı ile türkiye'nin bu yolda elde edilecek gelirlerin çok daha büyük miktarlara ulaşması mümkündü.
uygulanan ambargolar ve kapama kararları yüzünden güneydoğu anadolu da ırak'a yapılan taşımacılık ve ona bağlı olan ticari hayat durmuştur. tutarı 9 trilyon lira olan 30bin kamyon ve bunların şoförleri işsiz kalmış bu milli servet çürümeye terk edilmiştir. kamyonlar durunca bölgedeki lokantalar kapanmış dükkanların kepenkleri inmiştir. yine bu kararlar nedeniyle türkiye riskli ülke durumuna sokulmuş bunun sonucu olarak da turizm alanında 1990 yılındaki rezervasyonların önemli bir bölümü iptal edildiği gibi gelecek yıl için hiçbir rezervasyon yapılamamaktadır turizm kaybı da 500 milyon dolar olmuştur.
enflasyon ve ordu için yapılan yanlış harcamaları da hesaba katarsak ülkenin düştüğü hâli düşünmek bile ürkütücü.
ayrıca çekiç güç gibi iğrenç bir belayı ve onun arkasından gelen pkk'yı da başımıza musallat etmiştir.
üstelik işin en acıklı yanı ise sayın özal'ın abd'nin arzusu üzerine önce hiçbir karşılık almadan ambargo uygulaması böylece pazar gücünü tamamen elinden kaçırdıktan sonra amerika'ya gidip türkiye'nin zararını karşılanmasını istemesi, hatta zararımızı karşılayın da diyemiyor çünkü bunu söylerse "öyleyse sizin ekonomik durumunuz bozuk sizi at*'a alamayız ..." cevabını alacağı korkusu yüzünden derdini de söyleyemeyecek durumu düşmesidir.*
daha sonra ise gök gürlüyor şimşek çakıyor ama yağmur yağmıyor diyerek ülkeye üçün birini göstermiştir.
muhalefet partileri özal'ın "bir koyup üç almak" yaklaşımını "maceracılık" olarak nitelendirdiler.
doğru yol partisi genel başkanı süleyman demirel "bir yere kan koyup karşısındaki kâr koyamazsınız" diyordu...
devamını gör...