orijinal adı: an odyssey of the north
yazar: jack london
yayım yılı: 1900
jack london'a aşina olanlar bilirler, yerlileri ve onların hayatlarını hikaye etmeyi sever ve bu öykü de onlardan biridir. kaçırılan sevgilisi için diyar diyar gezen bir kabile reisinin ilginç hayatı aktarılmaktadır.
yazar: jack london
yayım yılı: 1900
jack london'a aşina olanlar bilirler, yerlileri ve onların hayatlarını hikaye etmeyi sever ve bu öykü de onlardan biridir. kaçırılan sevgilisi için diyar diyar gezen bir kabile reisinin ilginç hayatı aktarılmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "esraa" tarafından 23.06.2021 18:07 tarihinde açılmıştır.
1.
akatan'da yaşayan kabile reisi naass kabileler arasındaki kan davasını bitirmek için düşmanın kızı unga ile evlenmek ister. başlık parası olarak servetinin çoğunu verir. evlendiği gün karısı unga’yı denizden çıkıp gelen sarı saçlı beyaz bir adam kaçırır. naass intikamını almak üzere yollara düşer unga için dünyayı dolaşır...
ilk sayfalarda beni bunaltan okumaya devam ettiğimde ise bitirene kadar elimden bırakamadığım kitaptır kendisi.
“aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. adalet duygumuzu aşan şeyler. bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez.”
ilk sayfalarda beni bunaltan okumaya devam ettiğimde ise bitirene kadar elimden bırakamadığım kitaptır kendisi.
“aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. adalet duygumuzu aşan şeyler. bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez.”
devamını gör...
2.
jack london okumayı çok seviyorum, özellikle de kısa hikayelerini çünkü çok çarpıcı düşünceleri kısa ve öz anlatmakta çok başarılı bir yazar olduğunu düşünüyorum.
bu hikayede de o hepimizin yaşadığı kişisel gelişim yolculuğunu çok güzel anlatmış bence. kavuşamadığı karısı unga'yı arayan kabile reisi naass'ın kişisel gelişim yolculuğu. tam da evlendikleri gün denizden gelen iri yarı sarışın bir adam unga'yı alıp götürüyor. naass da onu bulmak için yollara düşüyor. olay örgüsüne bakınca "çok ilginç, vay be!" dedirtecek bir şeyler olmayabilir ama zaten bu kitapta önemli olan olaydan ziyade sanki o içsel değişimler.
kitabın ilk on - on beş sayfası sizi karmakarışık bir şey içinde bırakıyor ve biraz da sıkıyor açıkçası. ama naass'ın hikayesini kavramaya başlayınca elinizden bırakamıyorsunuz.
bu hikayeyi "yetişkin masalı" olarak tanımlayabilirim rahatça. sizi düşünmeye sevk ettiği meseleler -özellikle adaletle ilgili meseleler- bende bu hissi uyandırdı.
jack london'ın yazdığı her şeyde biraz otobiyografik bir yan olduğu söyleniyor. bu hikayede de gezdikçe bir şeyler öğrenen ana karakter kendi yaşamına atıfta bulunarak yazdığı bir şey olmuş bence.
bu hikayede de o hepimizin yaşadığı kişisel gelişim yolculuğunu çok güzel anlatmış bence. kavuşamadığı karısı unga'yı arayan kabile reisi naass'ın kişisel gelişim yolculuğu. tam da evlendikleri gün denizden gelen iri yarı sarışın bir adam unga'yı alıp götürüyor. naass da onu bulmak için yollara düşüyor. olay örgüsüne bakınca "çok ilginç, vay be!" dedirtecek bir şeyler olmayabilir ama zaten bu kitapta önemli olan olaydan ziyade sanki o içsel değişimler.
kitabın ilk on - on beş sayfası sizi karmakarışık bir şey içinde bırakıyor ve biraz da sıkıyor açıkçası. ama naass'ın hikayesini kavramaya başlayınca elinizden bırakamıyorsunuz.
bu hikayeyi "yetişkin masalı" olarak tanımlayabilirim rahatça. sizi düşünmeye sevk ettiği meseleler -özellikle adaletle ilgili meseleler- bende bu hissi uyandırdı.
jack london'ın yazdığı her şeyde biraz otobiyografik bir yan olduğu söyleniyor. bu hikayede de gezdikçe bir şeyler öğrenen ana karakter kendi yaşamına atıfta bulunarak yazdığı bir şey olmuş bence.
devamını gör...