birilerine vahiy indiğine ikna olamamak

hayatın döngüsüne, işleyişine, yasalarınının bütün mahlukları aynı şekilde sınırlandırdığına ve bu konuda birini diğerinden ayrıcalıklı kılmadığına bakıldığında normal olandır.

aklı ve mantığıyla hareket eden insanlar, gözlerine, kulaklarına, akıllarına dayanırlar. aynı zamanda bilime ve felsefeye daha fazla saygı duyarlar. vahyi ve mucizeleri, peygamberleri, dinsel anlatımları kesinlikle reddederler. onlarda en ufak bir doğruluk ihtimali görmezler.. ve çok da haklıdırlar. mantık dairesinin içinde kalmak isteklerinde.

inanç gerçeği bilmek istememektir. demişti filozofumuz.

ikna olamayabilirsiniz ki bu çok doğaldır. fakat metafizik denen şeyleri inkar edemezsiniz. bakın mesela descartes de imanlı bir filozoftu. spinoza da imanlıydı. descartes mesela, analitik geometriyi buluyor hepimiz biliyoruz, peki analitik geometriyi ilk rüyasında kendisine bildirildiğini biliyor muyuz? bunu kendisi kendi eserlerinde ifade ediyor. bulursam ekleyeceğim.

bizim ülkemiz bahis mevzuu olunca maalesef olay şu an tamamen din istismarına dönmüş durumda. ben de soğudum. yanlış hatırlamıyorsam pascal'ın bir ifadesi vardı. üç aşağı beş yukarı şöyle söylüyordu: "ya insanlar tanrı lafzını nasıl kolayca alabilirler ağızlarına? bir insan yüreği titremeden, içinden samimi bir şekilde söylemeyecekse tanrı lafzını kullanmasın." tarzı bir sözü vardı.

şimdi bakalım tr'ye. giden allah gelen allah diyor. ağızdan birtakım kelimeler yükseliyor ama ne derinlik, ne anlam ne de içtenlik söz konusu.

cidden bu ülke sinir uçlarımız ile oynuyor.

düzeliriz umarım ne diyeyim.