bitse de gitsem denilen ortamlar
başlık "fuzzy lee" tarafından 08.03.2021 01:05 tarihinde açılmıştır.
1.
devamını gör...
2.
düğünler, kalabalık tüm toplantılar.
devamını gör...
3.
akrabalarla ilgili yapilan herhangi bir etkinlik
devamını gör...
4.
genelde baba tarafı ile yapılan herhangi bir toplantı
devamını gör...
5.
veli toplantıları.
devamını gör...
6.
bazı tamir ve tadilat işleri.
bir süre önce bizim dikiş makinesi kafayı yedi güzelce. dibini de sıyırdı ekmekle. annem deliriyor çünkü birçok işini görüyor o ufaklık. tam da perde dikmeyi düşünüyordu ki bizimki "banne!" modunu takındı, dikmiyor. ip topluyor alttan, iğneyi kırıyor falan... tansiyon ayarıyla da ilgisi yok. bir anda gitti.
bir tanıdık baktı, olmadı. tamirciye götürsen yenisi kadar para istiyorlar, yenisini alsan bu pahalılıkta zaten zor derken iş yine başa düştü.
"hele ver bakalım sen şunu bana!" dedim anneme. yatırdım bunu ameliyat masasına. hatta fotosunu da paylaşmıştım anın fotoğrafı başlığında.
neyse, ilk gün biraz sıkıntı çıkardı. kurcaladım, yoruldum, sıkıldım ve bıraktım. 3 gündür falan masada yatıyor. gidip gelip yanından boş geçiyorum, ellemeden.
bugün geldiler yine bana. devam edeyim dedim kurcalamaya. çıkardım vidalarını, şusunu busunu ama maşallah bir sıkmışlar vidaları, bir açılmayan kapak tasarımı yapmışlar, sanırsın yarınlar yok, hiç gelmeyecek!
erkeklerin ömür boyu sakladığı kablo dolu kutu vardır ya hani; işte ondan bende de var. sadece ondan olsa yine iyi; elektrikli vidalama seti, testere, havya vesaire... ne ararsanız var bende. aldım vidalama aletini, makinenin ciğerlerini söktüm. maşallah, öyle bir yere sokuşturmuşlar ki çağanoz vidalarını, akrobatik hareketler halt etmiş yanaşabilmek isteyen için!
allem ettim kallem ettim yaptım! resmen dikiyor şu an normal şekilde. bir maşallahınızı alırım tabii çünkü kafamda "acaba" kızıl tilkisi dolanıyor, yine bozulur mu diye. illa ki bozulur ama en azından biraz zaman almasını tercih ederim. dün bir bugün iki olmasın yani...
niye anlatıyorum bunu bu başlıkta? "yapacağım!" diye inat ettim. annem ilk günün sonunda "kaldır onu oradan bakmayacaksan" dedi ama "yok, dursun. yapacağım ben bunu mutlaka" dedim, neyime güvendiysem. sanki bana makine mühendisi, tamirci ya da terzi... işte o laflarımı yutmamak için saatlerce uğraştım ama "bitse de gitsem artık yeteeer!" moduna da girdim. siz siz olun, yaparken sıkılacağınız işler için inatlaşmayın.
normalde severim tamir işlerini ama bu "tasarım harikası" gerçekten sinir bozucuydu. dış gövdeyi açamıyorsun, dişlileri çıkaramıyorsun, söksen geri takabileceğin şüpheli...
daha da gelmem davos'a.
bir süre önce bizim dikiş makinesi kafayı yedi güzelce. dibini de sıyırdı ekmekle. annem deliriyor çünkü birçok işini görüyor o ufaklık. tam da perde dikmeyi düşünüyordu ki bizimki "banne!" modunu takındı, dikmiyor. ip topluyor alttan, iğneyi kırıyor falan... tansiyon ayarıyla da ilgisi yok. bir anda gitti.
bir tanıdık baktı, olmadı. tamirciye götürsen yenisi kadar para istiyorlar, yenisini alsan bu pahalılıkta zaten zor derken iş yine başa düştü.
"hele ver bakalım sen şunu bana!" dedim anneme. yatırdım bunu ameliyat masasına. hatta fotosunu da paylaşmıştım anın fotoğrafı başlığında.
neyse, ilk gün biraz sıkıntı çıkardı. kurcaladım, yoruldum, sıkıldım ve bıraktım. 3 gündür falan masada yatıyor. gidip gelip yanından boş geçiyorum, ellemeden.
bugün geldiler yine bana. devam edeyim dedim kurcalamaya. çıkardım vidalarını, şusunu busunu ama maşallah bir sıkmışlar vidaları, bir açılmayan kapak tasarımı yapmışlar, sanırsın yarınlar yok, hiç gelmeyecek!
erkeklerin ömür boyu sakladığı kablo dolu kutu vardır ya hani; işte ondan bende de var. sadece ondan olsa yine iyi; elektrikli vidalama seti, testere, havya vesaire... ne ararsanız var bende. aldım vidalama aletini, makinenin ciğerlerini söktüm. maşallah, öyle bir yere sokuşturmuşlar ki çağanoz vidalarını, akrobatik hareketler halt etmiş yanaşabilmek isteyen için!
allem ettim kallem ettim yaptım! resmen dikiyor şu an normal şekilde. bir maşallahınızı alırım tabii çünkü kafamda "acaba" kızıl tilkisi dolanıyor, yine bozulur mu diye. illa ki bozulur ama en azından biraz zaman almasını tercih ederim. dün bir bugün iki olmasın yani...
niye anlatıyorum bunu bu başlıkta? "yapacağım!" diye inat ettim. annem ilk günün sonunda "kaldır onu oradan bakmayacaksan" dedi ama "yok, dursun. yapacağım ben bunu mutlaka" dedim, neyime güvendiysem. sanki bana makine mühendisi, tamirci ya da terzi... işte o laflarımı yutmamak için saatlerce uğraştım ama "bitse de gitsem artık yeteeer!" moduna da girdim. siz siz olun, yaparken sıkılacağınız işler için inatlaşmayın.
normalde severim tamir işlerini ama bu "tasarım harikası" gerçekten sinir bozucuydu. dış gövdeyi açamıyorsun, dişlileri çıkaramıyorsun, söksen geri takabileceğin şüpheli...
daha da gelmem davos'a.
devamını gör...
"bitse de gitsem denilen ortamlar" ile benzer başlıklar
gitsem
1