h.p. lovecraft'tan yoğun şekilde etkilenmiş bir from software oyunu. genel olarak oldukça kasvetli bir havası bulunmakta ve karanlık mekanlarda geçmekte.
inanılmaz derin bir hikayesi olmakla birlikte bunu hiçbir zaman size direkt olarak anlatmaz. eğer anlamak istiyorsanız oyunda bulununan her notu, her eşya açıklamasını, her npc sözünü, her cutscene'de yaşananları didik didik edip aralarında bir ilişki kurarak kendiniz çözmek zorundasınız, sembolizmi çok ağır bir oyun. ya da internette bulunan sayısız anlatımdan birini de okuyabilirsiniz. ama hikayesini araştırmadan oynamayanların çok şey kaybettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
oynanışı çıldırtıcı düzeyde zor olabilse de, saç baş yoldurtsa da, kendisinden aldığım tadı başka hiçbir oyundan alamadım. ps4'ün en iyi exclusivelerinden biri bana göre, belki de en iyisi bile olabilir.
devamını gör...
from software in souls tarzı oyunlarının en kallavi olanı.
souls oyunları oyun dünyasının gelmiş geçmiş en zor aksiyon rpg leri olarak bilinir. o kadar çok zorluğu hakkında duydum ve eleştiri izledim ki ciddi manada merak ettim açıkçası kaotik gotik ambiyansi da çok hoşuma gitti 2 gün önce ps store dan satın aldım.
abi yemin ediyorum saç baş yoldurtur. miyazaki reisin yedi sulalesine alfabetik sıraya göre sövdüm.
tarzın ustaları grind yapın ilerlemeye çalışmayın diyorlar öyle de yaptım ama kodugumun save sistemine hiç alışık değilim. ebesinin nikahı kadar yaratık kasmisim tam hub a dönüp kastigim bloodlari güce aktaracagim o.c canavarın teki gelip tek atıp gidiyor. yeniden sıfırdan başlıyorsun yeniden gidiyorsun milyon defa aynı şeyleri yapmak midemi bulandırıyor. bu keyifli değil ki gözünü seveyim roguelike tarzı lan bu bildiğin. tek farkı milyar kat daha zor olması.
müthiş bir sabır ve alışma süreci istiyor. kesinlikle herkese göre bir tür değil. dave sisteminin olmaması, soktuğumun karakterinin aşırı yavaş olması her hamleden sonra koca götunun silahı kaldırmasını bekleyip üstüne karşımdaki yarattıktan darbe yemenmeye çalışmak bir yandan etrafa hâkim olmak. kendine eziyet lan bu ciddi söylüyorum mazoşistlk.
kusura bakma miyazaki abi de sokarım böyle oyuna. ben sims e dönüyorum arkadaş aile falan yapıp çocuk buyutucem..
devamını gör...
steam punk/gotik bir evrende kurgulanan, bana göre from software'in en iyi oyunu. aynı zamanda ilk ve son kez platin kupa aldığım oyundur. bloodborne'u oynadıktan sonra dark souls üçlemesi hantal gelir. bloodborne'daki ateşli silahlar parry mekaniğini katlanılır kılıyor diyebilirim. diğer from software oyunlarında olduğu gibi, bloodborne'da da ödül-ceza sistemi acımasızca kurgulanmış. bu da, gerçekten başardığınızı hissettiriyor. 30 fps'te oynamak da cabası.
from software'in hikaye anlatım tercihi, kurguladıkları evrenler için biçilmiş kaftan. uzun diyaloglar yok, ara sahneler size hikayeyi anlatmıyor. npc'lerin ağzından laf alıp eşyaların üzerindeki açıklamalardan öğreniyorsunuz hikayeyi. spoiler vermemek adına hikayeden hiç bahsetmeyeceğim -trailer'dan başka bir şey izlemeyin- fakat gırla plot twist'e hazır olun.
oyunun sonlarına doğru usb'ye save almayı unutmayın, oyunda üç farklı son var.

hunter's dream, güvende hissettiğiniz ve plain doll'un size yarenlik ettiği mitik yer. burada avarelik yapmak bile hoştur.
jestlerinize tepki veren, içi geçip uyuyakalan plain doll... uyandırmaya kıyamazsınız.

ve yine plain doll'dan:

"hunters have told me about the church. about the gods, and their love. but... do the gods love their creations? i am a doll, created by you humans. would you ever think to love me? of course... i do love you. isn't that how you've made me?"

"what... what is this? i-i can't remember, not a thing, only... i feel... a yearning... something i've never felt before... what's happening to me? ahh... tell me hunter, could this be joy? ahh..."

bir video oyunun sanatsal esere dönüştüğü yerde müzikten konuşmadan edemeyiz. boss dövüşlerinde çalan orkestral parçalar nabız artırır, sizi koltuğa çiviler. hunter's dream'de çalan moonlit melody dinginleştirir.
devamını gör...
aslında souls serilerine girilecekse direk dark souls lar tavsiye edilir, soulslarin temel karakteristik özelliklerine alışılmasi bakımından yine de ben kaotik dünyası daha çok hoşuma gittiğinden souls dünyasına bloodborne ile girdim.
oyuna sadece alışmak için 20 saat civarı zaman harcadım. soulslar i ilerlemek için değil gelişmek için oynanan oyunlar yoksa en basit düşman icinizden geçiyor. derken kendimce iyi heralde dediğim bir seviyeye geldim ikinci boss olan peder gascoigne a kafa tutmaya başladım. tam burası dönüm noktası oldu ki artık öfkeden fenalık geçirecek kivamdaydim ki dedim ben buna dayanamam içim daralıyor sinirden oyunu bıraktım.
ve üç gün önce yeniden başladım. ara verdiğim için grind yapma sevkim yeniden gelmiş olmalı ki, şehri defalarca reload yaparak grind manyağı yaptım toplayabildigim kadar blood toplayıp gelistim, gascoigne a gitmeden önce de molotof kokteyli deposuna çevirdim kendimi.
hazır hissettiğim an gittim ve... yine içimden gecti. yılmadım yine gittim, yine gittim ve dördüncüsunde, ezici bir şekilde peder gascoigne u yendim ve oyun yeniden açıldı.
ve olay şu ki peder i yenmek için öyle grind yapmıştım ki sonraki alanlarda gelen regular joe düşmanlar çıtır çerez gelmeye başladı.
fakat peder gascoigne bence bloodborne da bir dönüm noktası, kendisi ekstrem hızlı ve ardı ardına kombo atan bir pust, bu yuzden karakterinizi olabilecek en iyi şekilde hareket ettirmeniz gerekiyor. bloodborne da ikinci boss olan peder gascoigne u domine ederek geçecek seviyeye geldiğiniz an artık siz bir bloodborne oyuncususunuz. ondan sonra çıkacak her türlü zorluklar da daha rahat ve özgüvenli oluyorsunuz.
ve ana silahım, hunter s axe olan avcının baltasiydi, peder i ve ilk boss u bununla çamur etmiştim ama değişiklik olsun deyu bu aralar kirkhammer türkçesi kilise çekiciydi sanırım onu kullanıyorum. standart hali balta gibi güçlü değil ama iki el formu olan mauler versiyonu vurduğu zaman rakibi sümük ediyor.
bloodborne un jenerik olan iki silahı, testere ve satır hoşuma gitmiyor yeteri kadar hardcore değiller. evet kullanımı hızlı ama ben diablo da barbarian oyuncusuyum. ağır, yere sürüye sürüye götürülen çekiçler, berserker tarzı insan boyu kılıçlar ve baltalar benim tarzım.
devamını gör...
gotik ortamda daralan beni bile müptelası yapan oyun. inşallah 2. oyunu gelir. (kısa not: oyun aslında o kadar zor değil biraz sabır oyunu bitirmenize yetecektir.)
devamını gör...
270 saati aşkın süredir 3 aydır oynuyordum .amacım farm yapmak oyunda elde etmedik birşey birakmamakti. ama oyunun iki finalinidi de görmek için oyunu save etmek istedim oncesinde.fakat ben salağı save etmek yerine oyunun başındayken alınmış olannsave i üstüne yazdim.
oyun boyunca o kadar çok öfke delirme cinnet patlamaları yasamistim ki o ani görünce içimde bir şeylerin bittiğini fark ettim. ekrana öylece bakakaldim .
yeniden karakter yaptım oyunda artık bii nevi iyi seviyede olduğum için ilerleme çok daha hızlı olsa da, öküz gibi level kastigim karakterim duman oldu yok oldu gitti.
neyse bu oynanista cainhurst kralliginin köpeği olacağım kraliçe adina klisie düşmanı olacağım . bir önceki sefer benim yüzumden kraliçe alfred tarafindan katledilmişti. ondan önce alfredi ben kaltledicem. yuce ludwig sword um tam bir azap makinasina donusmustu şimdi hepsini yeniden kasmam gerek fuxk! ultimate seviyedeydi kilicim.
devamını gör...
bakınız oyun hayatına disketli dönemden mdk lar carmageddonlar ile başlamış biri olarak 23 yıldır hatrı sayılır oyun oynamış biri olarak souls dünyasına bu başyapıt ile girdim.
bu oyun öyle bir dünyası ve ambiyansi dahi anlatım şekli vardır ki özellikle bloodborne dan bahsediyorum diğer dark souls lar için değil insana avcı nin rüyasını tecrübe ettirir. sizi kasvet acı ve karanlık bir dünyaya hapseder. ne yaparsanız yapin hangi seçimleri yaparsanız yapın yharnam sizi yutacaktir.
bu tarz güzel hisleri bana verebilen tek oyun amnesia ve soma idi bloodborne oyun dünyasına bakışımi yeniden şekillendiren bir oyun olmuştur.
devamını gör...
iki kere bitirdiğim 3. kere başladığım from software şaheseri. dlc kısmıni bu runda da bitiririm muhtemelen. lakin ara vermeyi düşünüyorum artık, aylardır bloodborne kasıyorum.
dünyası, ambiyansi internetten açıp okuyunca hikayesi ve bazı bosslari ile kendine aşık ediyor bloodborne. spoiler:
özellikle gehrman hem oyunun en manidar boss u hem de en duygusal savaşıydı. kabustan kurtulmak için size teklifde bulunan ve bu yükü omuzlamaya devam etmeyi göze alan aslan gehrman. lakin ben kendisini öldürüp onu kurtarmayı tercih ettim.
bloodborne esasında sadece hikâyeden gidince kısa bir oyun diyebilirim. yani ben grind yapma çabasına girmesem oldukça hızlı bitirebilirdim. bunu grind yaptıktan sonra bile gehrman a ne çabuk geldim lan deyince anlıyor insan. dlc eklenince hakkı olan uzunluğa kavuşuyor.
eski bir diablo geek i olan benim için, bloodborne her yönüyle kusursuz bir oyun olmakla birlikte,tek eksik yönünün build tarafı olduğunu söyleyebilirim.
karakter buildinde sadeliği sevsem de silah seçeneği ve geliştirme olarak aslında biraz kısır kalmış bir oyun.
evet belli başlı tarzda taşlar ile diablo daki gibi yükseltmeler yapıyoruz ama ben silah mekaniğinin de değişmesine sebep olacak buildlerde isterdim. yada bulduğumuz zayıf gemleri yine diablodaki gibi birleştirip daha güçlü gemler elde edebilseydik.
her ne kadar düşman çeşitliliği fazla olsa da sevilen bir silahı oyun sonuna kadar kullanmak isteyen benim gibileri en azından belli bir yerde silah hareketlerin çeşitlenmesini istiyor. açık açık söyleyeyim yoksa sıkıyor. bir run ı sırf holy ludwig blade ile gittim oyun sonunda artık kusacaktim.
ardından oyunda ki en karizmatik görünen whirgling saw, döner testereyi aldım kullanırken bu silaha ne mekanikler eklenirdi peh demekten kendimi alamadım.
her silah topu topu 5 hareketten oluşuyor. r1 attack, l2 attack, boost r2 attack, transform attack bir de zıplayarak saldırı.
ve açıkçası whirgling saw in aralıksız doğrama saldırısı dışında saldırılar arasında fark neredeyse yok. silahı şuradan sallayım değil de buradan sallayım farklılığı.
buda bir yerden sonra silah gelişiminin önünü direkt kesiyor. mesela ben her zaman yakın dövüş ve strength tabanlı oynayan biriyim. oyun uzaktan oynamayı teşvik etse de ben yakın dövüş aşığı biriyim. diabloda bile en farklı druid ile oynayabilirdim barbarian dışında yoksa necromancer sorcerer sınıfları zerre benlik değil.ben silahımi dusmaninim kanı ve organ parçaları ile bulamayı severim.
hal böyle olunca bloodborne da strength based li silahlar dışındaki kullanmaktan zevk almadığım için seçeneklerim daha da azalıyor.
bu oyunun dizisi hayır özellikle animesinin çıkmasını aşırı isterdim. dünyasına tek kelimeyle aşık oldum. lore u öyle mükemmel ki üstüne uğraşilmis bir anime ile berserk gibi bir sanat eseri ve izlemeye doyulmayacak bir sanat eseri çıkarılabilir. oyunla ilgili her birşeyler izlediğimde aklıma bu düşünce geliyor.
devamını gör...
çıkarın artık şu oyunu bilgisayara.
devamını gör...
bana kalırsa from software'in yaptığı en iyi oyun. adamların her yaptığı oyun başyapıt ama bloodborne farklı bir seviye.
bu arada, kalkan yerine ateşli silah koyalım, oyuncu daha agresif oynasın ve ödüllendirilsin fikri kimden çıktıysa alnından öpüyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim