blue velvet

blue velvet nereden başlasam anlatmaya benim david lynch hayranlığımı başlatan filmdir. film diğer lynch filmleri gibi sıkıcı insanların olduğu sıkıcı kasabalar görürsünüz. evinden bir süredir uzak olan jeffrey beaumont babasının geçirdiği kalp krizi üzerine geri döndüğünde evinin yakınlarında kesilmiş bir kulak bulur bu kulak sahnesi defalarca defalarca izletilmelidir sinema dersi açısından. polisin vakayı çok sallamaması üzerine olayı kendisi araştırmaya koyulan jeffrey kendisini karmaşık bir dizi olayın içinde bulur. ulan bulmuşsun kulağı yolun ortasında baş geç belaya bulaşma diyesi gelir insanın filmin bazı yerinde ama olmaz yine klasik lynch yorumu ile bulaşacak. jeffrey'in iki kadın arasında olan ikilemleri rüya gibi eşini çok severken aslında ondan nefret ediyor olması ve bilinç altında ondan aldığı intikamlar tadından yenmiyor. aslında filmin açılış sahnesinde bir kulak gösterilerek nereye doğru yola gideceğimizi baştan belirtmiştir ama biz bunu çok sonra anlarız. kara bir filmdir her açıdan konu olsun işleniş olsun komedi düzeyi olsun klasiktir ve benim şahsi fikrimce 80'lerin en güzel filmlerindendir. filmin esin kaynağı olan bobby vinton şarkısı filmde çok yerde çalar ve istemsizce eşlik edersiniz. isabella rosellini ilk aşklarıdandır bu arada kadın kelimesinin anlamı gibidir.


ayrıca boby vinton şarkısı:
dinlemek için


*

psikolojik gerilim türünde olabilirdi çünkü izlerken gerim gerim gerildim. ders çıkarılacak bir tarafı yok ama psikoloji bilimine ilgi duyan kişilerin izleyip ardından analizlerini okumasının keyif vereceği kanaatindeyim. filmin rahatsız edici sahnelerinin olduğunu düşünüyorum bu nedenle hassas kişilerin izlememesi gerekiyor bana göre. aman aman çok da bayıldımlık bir film değildir ama izlenebilir.

1986 yapımı david lynch filmi. lynch’in kurduğu yapı, tamamen freudyen bir bakış açısı. özellikle ödipal kompleks sahneleri çok belirgin, iktidarın devredilişi ve iktidarı sağlayan bıçak, silah gibi fallik ögelerin kullanılışı da psikanalizden çok fazla yararlanıldığını düşünmesine yol açıyor insanların. peeping tom durumunu da bizlere ve oyunculara sıkça yaşatıyor lynch üstat. izleyiniz efendim.

bir david lynch filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen david lynch yazmıştır. filmde isabella rossellini, kyle maclachlan, dennis hopper, laura dern, hope lange, dean stockwell ve frances bay rol almıştır. 1986 yılında gösterime giren film yönetmen david lynch'e en iyi yönetmen dalında oscar adaylığı getirmiştir. altın küre ödüllerinde ise en iyi senaryo ve dennis hopper ile en iyi erkek oyuncu dalında adaylık elde etmiştir film.

film genç bir adamın yolda kesilmiş bir kulak bulmasıyla başlıyor. buluna bu kulak belli ki bir suça delalet ediyor ancak bu genç adamdan başka kimse kulağı ciddiye almıyor. zaten aslında bu genç adamın da merakını gidermek için bu suç hikayesinin peşine düşmekten daha iyi yapacak bir şeyi yok.

sigmund freud ve oedipus'u bol bol andığımız bu film sorunlu karakterler üzerinden anlattığı hikayesi ile çok iyi bir film. ancak benim için dennis hopper dışında kayda değer bir oyunculuk görmediğim bir film. laura dern ve kyle maclachlan'ı neredeyse hiçbir filmde beğenmediğim. bu film de istisna değil.