1.
şu anda buradasınız.
son tanımları | başucu eserleri
2.
aile saadeti
uzun zamandır yapımcıların belki cesaret edemediğinden, belki ekonomik kaygılardan ya da belki başka sebeplerden (işin uzmanı ben değilim neticede) arkasında durmadığı, senarist ve yönetmenlerin de bu nedenle belki yazmadıklarından belki de uygun yapımcı ve kanal bulamadıklarından görmeyi ekranlarda özlediğimiz, spesifik özellikte karakterler barındıran ve ensemble diyebileceğimiz tüm karakterlerin başrol olduğu bir dizi. bayıldım ulan ben bu diziye. tek olumsuz özelliği çok uzun sürmesi dolayısıyla hikayenin macun gibi uzamış olması. ancak bu da onların suçu değil tv dizilerinin kısaltılması gerektiği tüm orta doğu ve balkanlar tarafından biliniyor zaten. neyse ona rağmen kendisini izletiyor ve “akşam dizim var.” cümlesini yıllar sonra bana kurduruyor. izleyin izletin.
devamını gör...
3.
diyelim ki o bunu okuyor
bu kadar değersiz olduğumu düşünmemiştim keşke benim için mücadele etseydin.
devamını gör...
4.
mutlu olmayı beceremeyen insanların ortak özellikleri
geçmiş yaşantılarında işlerin pek de yolunda gitmemiş olması.
devamını gör...
9.
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
17 yaşımdan bu yana içimi titreten, göğüs kafesimden mideme doğru ince bir sızı halinde yayılıp kollarımı ve bacaklarımı uyuşturan o duygunun adını buldum bugün. mutsuzluk. o yıllarda bu duygunun üzeri tıpkı tütünün sigara kâğıdına sarılması gibi narin ama güçlü olan bir başka hisle kaplıydı: umut. öyle olacak ki rüzgar esse hışır, hışır, hışır o kuvvetli sesi çıkartan kâğıdın tükürükle ıslandığında nasıl şeffaflaştığını ve biraz zorladığınız takdirde hemen parçalandığını tarif edebilirim. umut oburdu o yıllarda; onu beslemek adına pek çok yalanı büyütürdü zihnim; zaman zaman da bir kurtarıcı arardı. bu kurtarıcı bazen bir dost maskesiyle beliriverirdi yanı başımda bazense bir sevgili. hepsi birer birer terk etti beni. ilk giden maskeler oldu, pek de acıklı bir son değildi bu benim için. sonra bir baktım umudumu da kaybetmişim ama bu gazeteye “hükümsüzdür” ilanı verebileceğim gibi bir şey değil.
devamını gör...
11.
erkek adam dediğin
ınstagram’da toplam 2 gönderisi olur biri yazlak biri kışlak. 86 takipçisi falan olur o da taş çatlasın. arada çay story’si atar, hanımıyla gezerken bağ bahçede selfie atar, çoluk çombalak paylaşır. o şekil.
devamını gör...
13.
kadınların ilişkide erkeğe belli bir zaman vermesi
genelde rastladığım kadınlar böyledir. karşı taraftan beklenen bir hamle varsa ondan habersiz bir zaman ölçeği belirleniyor. habersiz derken azıcık akıllı olan erkek kadının beklentisini bilir zaten. sadece beklenti karşılanmadıkça kadın kişisi de ilişki içerisindeki belirsizliği ortadan kaldırmak adına böyle bir yöntem deniyor. örneğin “üç ay zaman verdim bakalım beni ailesiyle tanıştıracak mı?” ya da “önümüzdeki iki hafta ona mühlet veriyorum. bakalım bu kez beni güzel bir akşam yemeğine çıkaracak mı?” şeklinde uzar gider. beklentilerinin karşılanması ya da karşılanmaması durumuna göre kadınlar ilişki hakkında kritik kararlar alabiliyorlar.
devamını gör...
16.
öküz
yalan dünya dizisindeki orçun karakterinin “ben iyiyim de babam öküz.” repliğini aklıma getiren başlıktır.
devamını gör...
19.
karnabahar
çok severek yediğim sebzedir. haşlama da severim kızartma da fırında börek gibi de severim. onun dışında önce haşlayıp sonra yağda biraz pişirip sosladığımda da çok güzel olur.
devamını gör...
20.
hayko cepkin
affet anne çocuğun bir sanata aşık oldu.* şaka bir yana adamın tavrı, tarzı, konuşmaları kibar nazik incelikli; sahnede ise içinden adeta bir hayvan çıkıyor. zaten bununla ilgili kendi de konuşmuştu bu kısım rol tamamen diye katılıyorum. belki ben o gün kara kara makyajlar yapıp sahnede içimden bir hayvan çıkarmak istemiyorum ama bu işin cilvesi de bu sanırım. severek, isteyerek yaptığını, ekonomik kaygılarının sanatından sonra geldiğini düşündüğüm bir isim çünkü böyle gerici bir toplumda bu farklı tarzıyla bu kadar sevileceğini öngöremezdi. şarkılarını bağıra bağıra söylemek herhalde bir nevi ruhsal sağaltım aracı. yani en azından benim için öyle. seviyoruz seni hayko.*
devamını gör...