boş zamanlarını nasıl değerlendireceğine karar verememek

şu anda içinde olduğum psikolojidir.

3 gün önce, 2 aydan fazladır ara verdiğim kitap okuma alışkanlığıma dönmeye karar vermiştim. 1922'den beri çıkan weird tales dergilerinin 1920'ler ve 30'larda çıkmış birkaç sayısını e-kitap okuyucuma yükledim ve okunmayı bekliyorlar... bu dergi, hikaye derlemesi formatında; halihazırda radarımda olan ve kimi eserlerini okudğum bazı yazarlarla birlikte farklı yazarlar da keşfetmek için okuyacağım bunları.

ayrıca çok oynamak istediğim iki tane pc oyunu beni bekliyor: biri draugen isimli norveç yapımı bir oyun, diğeriyse tales isimli 2016 italya yapımı bir oyun. ikisi de ilgimi çok celbetti ancak başlayamadım henüz.

sözlükte ve başka internet platformlarında bunca zaman geçirmek de kötü değil.

belki de üçüne birden azar azar vakit ayırabilirim, sorumluluklarımdan artakalan zamanlarda.

anında karar verilmesi gerekir çünkü vakit aleyhimize işliyor. tik tak tik tak... o vakit geçtiği an, belki başlanan bir filmi bitirmek için gereken o yarım saatlik zaman dilimi elimizde olmayacak. o yüzden anlık karar verilip yanlış da olsa bir şeyler yapılmalı diye düşünüyorum.
ben zaten kendi hayatında pek kararsız biri olmadığımdan bu durum benim için böyle...
bu haftaki off günümü sinema filmi izleyerek değerlendireceğim örneğin.* belki tanımını da yazarım. hops, kaçtım.

boş zamanı boş değerlendirmek.

zaten nasıl değerlendirilebileceği, bilinemediği/kararlaştırılamadığı için öylesine geçirilen zamanlara boş zaman deniliyor.

beni arıyorsun.
hadi balığa/kampa gidelim diyorsun.
gitmiyoruz. (işim gücüm var abi)
ama o gider miyiz hevesiyle vakit geçiyor*

yatıp uyuyaraktan ya da dizi film izleyerekten neticeye varılan açmaz durumu.