#televizyon dizileri
#final yapan diziler
türkçe adı: vampir avcısı buffy
1997-2003 yılları arasında izleyiciyle buluşan televizyon dizisidir. buffy bir avcıdır. vampir, iblis gibi yaratıkları avlamak için çağrılır, bir eğitimden geçer ve sadık arkadaşlarından oluşan bir çete kurmasını konu edinilir.
1997-2003 yılları arasında izleyiciyle buluşan televizyon dizisidir. buffy bir avcıdır. vampir, iblis gibi yaratıkları avlamak için çağrılır, bir eğitimden geçer ve sadık arkadaşlarından oluşan bir çete kurmasını konu edinilir.
yaratıcı:
joss whedon
oyuncular:
sarah michelle gellar
nicholas brendon
alyson hannigan
charisma carpenter
anthony stewart head
joss whedon
oyuncular:
sarah michelle gellar
nicholas brendon
alyson hannigan
charisma carpenter
anthony stewart head
*primetime emmy ödülleri (1998) - bir seri için olağanüstü makyaj
*ihg ödülü (1999) - en iyi televizyon dizisi
*satürn ödülü (2002) - en iyi televizyon dizisi
*satürn ödülü (2003) - en iyi yardımcı kadın oyuncu [alyson hannigan]
*satürn ödülü (2004) - en iyi yardımcı erkek oyuncu [james marsters angel]
dizi toplam 53 ödüle sahiptir.
*ihg ödülü (1999) - en iyi televizyon dizisi
*satürn ödülü (2002) - en iyi televizyon dizisi
*satürn ödülü (2003) - en iyi yardımcı kadın oyuncu [alyson hannigan]
*satürn ödülü (2004) - en iyi yardımcı erkek oyuncu [james marsters angel]
dizi toplam 53 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "diana" tarafından 08.01.2021 11:27 tarihinde açılmıştır.
1.
gelmiş geçmiş en ikonik dizilerden biri. liseli buffy'nin lise hayatı ve vampir avcılığı arasında köprü kurmaya çalışması, sezonlar ilerledikçe büyümesi anlatılıyor. iyi bir coming of age dizisi.
devamını gör...
2.
her bir bölümü vampir edebiyatına dair yeni bir rafmışcasına bilgi sağlayan kütüphane gibi dizi. giles karakteri de aslında bence dizinin kendisi olan kütüphanenin kütüphanecisi ve edebiyat öğretmeni, buffy'nin de yokluğunu büyük ölçüde çektiği baba figürü olarak dizinin merkezindedir benim için.
devamını gör...
3.
dün oturdum ilk sezonu baştan izledim. nasıl özlemişim anlatamam, küçükken ufacık televizyonda cnbc-e açıp bunun başlamasını beklerdim. çok güzel günlerdi keşke o günlere dönebilsek.
ışınla beni scotty
ışınla beni scotty
devamını gör...
4.
ben öss’ye hazırlanırken tekrar baştan yayınlanmaya başlamıştı cnbce’de, o zaman izlemiştim. supernatural’ın daha vampir odaklısı. yıllar geçtiği halde aklımdan çıkmayan tek bölümü “hush”. o tipler neydi öyle arkadaş allah muhafaza!
devamını gör...
5.
bu ara çok karşıma çıkan ama vampirli şeyler izlemek için çok yaşlı hissettiğim dizi. vampirli anime izliyorum ama bir dk kendimle çeliştim. beni çelişkiye düşüren dizi.
devamını gör...
6.
daha bu sene izlemiş olduğum ve kendime sürekli 'nasıl ve neden bu kadar geç kaldın' diye sorup durduğum dizi. çok sıkıldığım, sürekli evde ve genellikle yalnız olduğum bir dönemde bana ilaç gibi gelmişti. fakat dizinin bir yerden sonra girdiği depresif hava, o dönemde beni de benzer bir ruh haline sokmuştu.
buffy'nin annesinin öldüğü 'the body' bölümü bu açıdan muazzam bir bölümdü. çok büyük bir dramı hiç ajitasyon yapmadan, seyirciye hadi ağlayın ne duruyorsunuz akıtın o lanet olası sümüklerinizi diye göze parmak bir anlatım sergilemeden anlatıp bir de sizin içinize taş gibi oturuyorlar. siz de buffy'le birlikte acıyla yüzleşmeye çalışıyorsunuz, siz de joyce'un öldüğüne inanmıyorsunuz. bölüm boyunca bu bir büyü, halüsinasyon, rüya çıksın, giles gözlüklerini silip olayı çözsün joyce geri dönsün diye bekliyorsunuz. ama geri dönmüyor. hem de öyle vampir ısırığıyla, iblis pençesiyle vs. değil beyin kanamasından ölüyor joyce. onca fantastik zımbırtının içinde tüm gerçekliğiyle ölüm çarpıyor yüzünüze. buz gibi.
bana aynı hissi veren -tam bölümleri hatırlamıyorum- bir iki an daha vardı:
buffy ölümden dönüyor. eski neşeli, gamsız, boş boğaz halinden eser kalmamış. herkes cehennemin en dibinde işkencelere maruz kaldığı için (bkz: sam'e bizzat lucifer tarafından işkence edilmesi) (bkz: dean'in cehennemde sgklı işkenceci olarak çalışması) (bkz: spoiler içinde spoiler) böyle olduğunu düşünüyor. spike geliyor yanına, onun çektiği acıları hayal edemeyeceğinden ama acı çekmenin ne olduğunu bildiğinden bahsediyor. o anda buffy benim kalbimi paramparça eden ve günlerce dalıp dalıp uzaklara gitmeme sebep olan şeyler söylüyor (tam cümleleri hatırlamıyorum affola, aklımda kaldığınca aktaracağım): cenneteydim. yani sanırım cennetti. bir sonsuzlukta ve huzur içindeydim. iyi olduğunuzu ve sizi kurtardığımı biliyordum. aklım sevdiklerimde kalmamıştı. bu dünyayla ilgili her şey benim uzağımdaydı ve umrumda değildi. huzurlu ve tamamlanmış hissediyordum. sonra birisi beni oradan çekip aldı ve toprağın altında uyandım.
buffy'i cenneten çekip alıyorlar ve boktan bir hayatın içine atıyorlar. o tamamlanmışlık hissini, bu dünyayla işinin bittiği hissini elinden alıp, onu belirsizlik denizinin içine fırlatıyorlar. buffy geri döndüğünde bir borç batağıyla ve ilgi isteyen salak bir kardeşle uğraşmak zorunda kalıyor. kötü olduğundan emin olduğu bir adama duyduğu arzu yüzünden kendisinde bir şeylerin bozuk olduğunu düşünüyor. kendisinden nefret ediyor. okulunu bırakıp geleceği olmayan bir işe giriyor. tam bu sıralar riley çıkıp geliyor, evlenmiş ve mutlu şekilde. bu karşılaşmadan sonra buffy'nin spike'ın yanına gidip 'beni sevdiği söyle' demesi, cevaba inanmadığı halde çaresizce bunu duymak istemesi çok kalp kırıcı.
dizide karakter gelişimlerini izlemek gerçekten çok keyifli ve bu gelişimler çok güzel işlenmiş. 2021 yılında böyle bir madeni henüz keşfetmemiş başka kerizler varsa onları hızla google'a buffy 1. sezon 1. bölüm izle yazmaya davet ediyorum. ya da 'parası neyse veririm lan' diyorsanız tamozon krime'dan da izleyebilirsiniz. (paralar yatmadan marka söylemiyoruz. biz bu taktikleri geekyapardan öğrendik.)
buffy'nin annesinin öldüğü 'the body' bölümü bu açıdan muazzam bir bölümdü. çok büyük bir dramı hiç ajitasyon yapmadan, seyirciye hadi ağlayın ne duruyorsunuz akıtın o lanet olası sümüklerinizi diye göze parmak bir anlatım sergilemeden anlatıp bir de sizin içinize taş gibi oturuyorlar. siz de buffy'le birlikte acıyla yüzleşmeye çalışıyorsunuz, siz de joyce'un öldüğüne inanmıyorsunuz. bölüm boyunca bu bir büyü, halüsinasyon, rüya çıksın, giles gözlüklerini silip olayı çözsün joyce geri dönsün diye bekliyorsunuz. ama geri dönmüyor. hem de öyle vampir ısırığıyla, iblis pençesiyle vs. değil beyin kanamasından ölüyor joyce. onca fantastik zımbırtının içinde tüm gerçekliğiyle ölüm çarpıyor yüzünüze. buz gibi.
bana aynı hissi veren -tam bölümleri hatırlamıyorum- bir iki an daha vardı:
buffy ölümden dönüyor. eski neşeli, gamsız, boş boğaz halinden eser kalmamış. herkes cehennemin en dibinde işkencelere maruz kaldığı için (bkz: sam'e bizzat lucifer tarafından işkence edilmesi) (bkz: dean'in cehennemde sgklı işkenceci olarak çalışması) (bkz: spoiler içinde spoiler) böyle olduğunu düşünüyor. spike geliyor yanına, onun çektiği acıları hayal edemeyeceğinden ama acı çekmenin ne olduğunu bildiğinden bahsediyor. o anda buffy benim kalbimi paramparça eden ve günlerce dalıp dalıp uzaklara gitmeme sebep olan şeyler söylüyor (tam cümleleri hatırlamıyorum affola, aklımda kaldığınca aktaracağım): cenneteydim. yani sanırım cennetti. bir sonsuzlukta ve huzur içindeydim. iyi olduğunuzu ve sizi kurtardığımı biliyordum. aklım sevdiklerimde kalmamıştı. bu dünyayla ilgili her şey benim uzağımdaydı ve umrumda değildi. huzurlu ve tamamlanmış hissediyordum. sonra birisi beni oradan çekip aldı ve toprağın altında uyandım.
buffy'i cenneten çekip alıyorlar ve boktan bir hayatın içine atıyorlar. o tamamlanmışlık hissini, bu dünyayla işinin bittiği hissini elinden alıp, onu belirsizlik denizinin içine fırlatıyorlar. buffy geri döndüğünde bir borç batağıyla ve ilgi isteyen salak bir kardeşle uğraşmak zorunda kalıyor. kötü olduğundan emin olduğu bir adama duyduğu arzu yüzünden kendisinde bir şeylerin bozuk olduğunu düşünüyor. kendisinden nefret ediyor. okulunu bırakıp geleceği olmayan bir işe giriyor. tam bu sıralar riley çıkıp geliyor, evlenmiş ve mutlu şekilde. bu karşılaşmadan sonra buffy'nin spike'ın yanına gidip 'beni sevdiği söyle' demesi, cevaba inanmadığı halde çaresizce bunu duymak istemesi çok kalp kırıcı.
dizide karakter gelişimlerini izlemek gerçekten çok keyifli ve bu gelişimler çok güzel işlenmiş. 2021 yılında böyle bir madeni henüz keşfetmemiş başka kerizler varsa onları hızla google'a buffy 1. sezon 1. bölüm izle yazmaya davet ediyorum. ya da 'parası neyse veririm lan' diyorsanız tamozon krime'dan da izleyebilirsiniz. (paralar yatmadan marka söylemiyoruz. biz bu taktikleri geekyapardan öğrendik.)
devamını gör...
7.
josh whedon' un efsane dizisidir.
buffy hiçbir zaman ana kahraman olamadı aslında sorumlulukları altında ezilmesinden dolayı. büyük güç büyük sorumluluk getirir mottosunu kafamıza kafamıza kakar burada (deadpool izlemiyoruz büyük güç büyük sorumsuzluk getirmiyor burada). ilk sezon haftanın canavarı tadında geçerken ikinci sezon whedon abimiz veriyor coşkuyu veriyor coşkuyu buffy nin gücü altındaki sıkışmışlığı ile başlıyor, sonrasında bir bölümde angel ile yattıktan angel' ın puştlaşması ilişkilere çakıyor. bir de baş kahraman travesti görünümlü wonder woman değil dümdüz bir kadın olunca günümüz sjwlerine de çakmış geçmiş oluyor aslında.
heyt be stargate sg - 1 in yeniden izlemesi bitsin de buna başlayayım.
buffy hiçbir zaman ana kahraman olamadı aslında sorumlulukları altında ezilmesinden dolayı. büyük güç büyük sorumluluk getirir mottosunu kafamıza kafamıza kakar burada (deadpool izlemiyoruz büyük güç büyük sorumsuzluk getirmiyor burada). ilk sezon haftanın canavarı tadında geçerken ikinci sezon whedon abimiz veriyor coşkuyu veriyor coşkuyu buffy nin gücü altındaki sıkışmışlığı ile başlıyor, sonrasında bir bölümde angel ile yattıktan angel' ın puştlaşması ilişkilere çakıyor. bir de baş kahraman travesti görünümlü wonder woman değil dümdüz bir kadın olunca günümüz sjwlerine de çakmış geçmiş oluyor aslında.
heyt be stargate sg - 1 in yeniden izlemesi bitsin de buna başlayayım.
devamını gör...
8.
senaryosu yine joss whedon tarafından yazılmış 1992 yapımı film. buffy’yi kristy swanson canlandırmıştır. donald sutherland de filmde oynamıştır. hatırladığım kadarıyla dizisi ile arasında bayağı farklar vardı. tekrar izlemek lazım. dizisi biraz remake / reboot oluyor bu durumda.
dizisinin sanırım müzikal bölümü “once more with feeling”i biraz daha beğeniyorum.
“the torch out there is scorching me
buffy's laughing ı've no doubt
ı hope she fries
ı'm free if that bitch dies!
ı better help her out”
dizisinin sanırım müzikal bölümü “once more with feeling”i biraz daha beğeniyorum.
“the torch out there is scorching me
buffy's laughing ı've no doubt
ı hope she fries
ı'm free if that bitch dies!
ı better help her out”
devamını gör...
9.
cumartesi akşamları cnbc-e izlemek için evden çıkmamayı tercih ettiğim çocukluk ve/veya ilk gençlik günlerimin sebebidir kendisi. aynı anda hem eğlenceli hem hüzünlü olmayı başaran bir kurgusu ve özellikle kendinizi anlamlandırmaya çalıştığınız çağlarda duygularınızı irdelemenize sebebiyet veren derin* bölümleri vardır. bilmeyenler mutlaka keşfetmeli bilenler de entry giren hemen herkes gibi loopa alıp izlemelidir.
tara'yı canlandıran amber benson'ın dizinin kötüsüne dönüşmek istemediğinden karakteri feda edişi hala kalbimi kırar, ah be tara nasıl bir sahneydi o...
tara'yı canlandıran amber benson'ın dizinin kötüsüne dönüşmek istemediğinden karakteri feda edişi hala kalbimi kırar, ah be tara nasıl bir sahneydi o...
devamını gör...