burma

birçok anlamı olan sözcük.

genellikle burmak eylemini yapma ya da burma bilezik kavramlarını çağrıştırır. ancak türk dil kurumu'na göre musluk, hadım etmek, kuru incir gibi hiç duymadığım anlamları da var. ayrıca myanmar adlı ülkenin diğer ismidir.

elbarto ukdesidir.

burma bilezik değil tatlı olan antep burması akla gelmiştir. fakir olduğuma şu anda ikna oldum. kaç para bir burma bilezik biliyor musun sen? işte bende bilmiyorum.

yukarıda sayıldığı üzere birçok farklı anlamı var. benim de aklıma bilezik, tatlı vs. gelirdi duyduğumda. ta ki askerde myanmar adlı ülkeye burma dendiğini öğrenene kadar.

soğuk bir kış gecesi. meriç nehri kenarında 1-5 nöbetindeyim. yanımda iki arkadaşım. yunanistan'a geçmek isteyen bir grup mülteci yakalıyoruz. hepsi ufak tefek insanlar. üstleri başları perişan. ayaklarında ayakkabı yok. sonra karakoldan bir kamyonumsu araç geliyor. içlerinden bir tanesi gelen kamyonun farlarına yanaşıp ısınmaya çalışıyor. o an kendimden utanıyorum. sayıyorum üzerimde dokuz kat giyecek var ve donuyorum neredeyse. karşımdaki insanın üzerinde incecik bir tişört.

alıp karakola getiriyoruz. o farda ısınmaya çalışan arkadaşın yanına oturup iletişim kurmaya çalışıyorum. biraz türkçe, biraz ingilizce, biraz arapça bir şeyler anlatıyoruz. ülkedeki iç savaşta bütün ailesini kaybetmiş. kalırsa kendisinin sonunun da aynı olacağını ve kaçması gerektiğini anlatıyor. "neden avrupa'ya kaçmaya uğraşıyorsun? türkiye'ye girmişsin zaten burada kalsana" diyorum. "bizi bu hale düşüren onlar. bana onlar bakmak zorunda. size yük olamam." diyor. çok inandırıcı gelmese de haline üzülüyorum. işlemleri tamamlanınca otobüse bindirip istanbul'a uğurluyoruz.

o gün bugündür burma deyince gözlerimin önüne buz gibi havada araba farında ısınmaya çalışan o genç adam geliyor. nerelerdedir şimdi kim bilir?