çadır kampı

doğayla ve kendinle başbaşa en saf ilişkinin kurulduğu, minimum maliyet (eşya, erzak, para) ile maksimum verimin (açık hava, sessizlik, özgürlük, yalnızlık, kafana göre) alındığı, çadırla yapılan kamp.
buradan
nasıl yapılır, neler lazım, nerelerde yapılır ve benzeri teknik soruların yanıtları google amcanızda. ben deneyim paylaşayım.
kamp olayının en ilkel ve organik halidir çadırla yapılanı. kendine ve doğaya meydan okumadır. bu yüzden tembel insan işi değildir. hele ki yalnız yapmak kafasındaysanız çalışkan ve yetenekli olmanız gerekiyor. grup olacaksanız görev dağılımına göre çalışkan olmak da yetebilir.
önceden mutlaka tecrübeli insanlarla birlikte biraz deneyim kazanın. hem kendinizi tanır geliştirirsiniz hem de olmayacaksa boşa malzemeye yatırım yapmamış olursunuz.
konfor alanınızdan çıkacağınız için kendinize alternatif konfor alanı yaratacak kadar becerikli ve yaratıcı olmalısınız. olamıyorsanız son kertede k.çınızı devirip çalı çırpı üzerinde yatabilecek kadar gamsız olabilmelisiniz.
grup kamplarında ekip önemli. bir dandik elemana dağın başında esir düşersiniz. kaçacak yerin de olmaz. ama iyi bir kampçıyla her yola yürünür. insanı tanıyabileceğiniz en iyi yerlerden biridir çadır kampı.
çadır kampının yapılacağı en son yer ve zaman, yaz ayları deniz kenarlarıdır. hele de kampingler. elalemin osuruğunu, horlamasını, sevişmesini dinlersin. kendi kampın öyle mi ya. aranızda ayıp eşiğini aştığın insanlarlasın.
bir kampçı itibardan tasarruf eder, yiyecek içecekten etmez. dağın başında itibarın para etmiyeceğini bilecek kadar doğayla barışıktır. doğada itibar ardında bırakmadığın çöptür.
edit: görsel eklendi.

kuşların sesini, ormanın fısıldayışlarını, yaylada rüzgarın şarkısını, gecenin karanlığında çakalların ulumalarını, sabahın ilk ışığıyla uyanmayı, akşam karanlığında ateşin ışığını, birlikte yemek yapmayı, yemekten sonra dostlarla türkü söylemeyi sevenlerin kampı.
bu tanım 30 yaş üstü yazardan z kuşağı kardeşlerine ithafen yazılmıştır. koşun doğa sizi çağırıyor.

bu sene balığa gitme ile birleştirmeyi planladığım ama yasaklar nedeni ile bu gidişle salona çadır kurup, evdeki leğende canlı alabalıkla deneyeceğim aktivite.

hep gitmek istemişimdir

bir güzellemedir gidiyor ben de tersten bir tanım yapayım.
tanım: şikâyet etmektense zevk almayı bilenlerin, süprizlere açık olanların, güneş altındayken 10 dakikada kafasına dolu yağanların, gece vakti soğuktan çadırındaki pet şişeye işeyebilenlerin, soğuktan korunmak için uyku tulumunun içine sıcak idrar dolu pet şişeyi koyanların, matını unuttuğunda otlardan mat yapanların, tuvalet kağıdı vb. bittiğinde kestanesini taş ve yaprakla silebilenlerin, kulağındaki sivrisinek vızıltısını senfoniye çevirebilenlerin, şarj aletleri bitince nefesiyle idare edebilenlerin sevdiği kamp.
emek olmadan güzellik olmuyor. siz yine de pandemi bitince öpüp başınıza koyacaksınız çadırı. demedi demeyin yatırım tavsiyesidir. satışlarda patlama yaşanacak.

sahil köy’de haftaya cuma gerçekleştireceğim aktivite.

bence hiçbir olayı yok, sırf eşya taşıma ameliliği, benim böyle şeylere ihtiyacım yok lan. barcı tayfayız gece hayatı olayımız.

yinede kanıyorsun işte, gezginfestte gaza geldik konserli falan dediler ilk günden telef olmuştum. o son toplu gidilen kampımdı. tövbeliydim lakin hayat buna itiyor. şehir hayatı bitti.

düşününce, iki sevişip, sırt ağrısıyla eşek gibi uyanıcaz diye çekilecek dert değil lan.

mat neymiş, şişme yatağı dayıyorum çadıra yine de bok gibi rahatsız. güneş illaki tepende bi yerde bitecek. vıcık vıcık terlicem ahtapot gibi sarılan biri yüzünden. kalkıp tüpte kahve hazırlıcam. sırf amelelik.

mutlaka güzeldir ama o güzelliğinin yanında kırt türlü şey düşündürtüyor insana.
yattığınız yeri yadırgamıyor, kiri pası düşünmüyor, böceklerle de aramı hoş ederim diyorsanız şayet başarabilirmişsiniz gibi geliyor baan daha çok. en büyük sıkıntısı da tuvalet ve banyo bana kalırsa. tabi bunu sıkıntı gibi görenler için kastım.

maceracılığı ve doğa sevgisi ağır basan, genç insanlar için uygundur. konfordan söz edilemez. elektrik, tuvalet, sıcak su, duş, yemek filan hep zordur. çadır yazın sıcak kışın soğuk olur. sineği böceği eksik olmaz. temizliğe pek bakılmaz.16-25 yaş aralığı için uygun bir aktivitedir. daha küçükler kendini çekip çeviremez daha büyükler ise bir zahmet daha fazla para harcayıp konfor satın alıp kamp alanlarını gençlere bıraksınlar.
çadır kampında her konuda ekonomik olmak gerekir. elini yıkamak için sabun getirmeyi unutan kişinin yere, taşa ya da kütüğe oturmaktan imtina edip de kamp sandalyesi getirmesini anlamakta zorlanıyorum.

şu anda arabaya çadırı, masayı, sandalyeyi, mangalı ve soğutucu dolabı koyup arabaya binip pazar akşamına kadar bir yerlere kaçsam mı diye düşünüyorum. arkamda orman, önümde deniz, masada deniz içinde hafiften. mangal yak, iki duble rakı falan iç. meze de hazırlarım. harbi çok kararsız kaldım, şu üşengeçliğe son vermek istiyorum. şimdi hemen beni sal lütfen.