1.
güngör dilmen'in yazmış olduğu, türk edebiyatında absürt tiyatronun ilk örneği olan eser. batı'nın gelişmişlik ve gelişmemişlik kavramları ile doğu' nun madde ve duygu kavramlarını karşı karşıya getirmiştir.
devamını gör...
2.
güngör dilmen'in; hong-kong' lu bir üniversite öğrencisinin, ülkesinde canlı maymun beyninin yenildiği lokantalar olduğundan bahsetmesi üzerine yazdığı bir oyundur. söyleşisinde neden bu oyunu yazdığını şöyle dile getirmişti: "görüntü çivi gibi beynime saplandı, acı veriyordu. ondan kurtulmak için bu oyunu yazdım diyebilirim."
biraz detaylı bir şekilde bahsedeceğim için azıcık spoiler barındırabilir. oyunu okumak/ izlemek* isterseniz diye baştan söyleyeyim. yok şurup ne zaman okuyacağım belli olmaz canım incelemeni okumak istiyor derseniz de buyrunuz:
oyun boyunca kapitalizmin izlerine ve doğu-batı ilişkilerine yer verildiğini görürüz. kapitalizmin çelişkilerinin ilk basamağını, bayan jonathan' ın çeşitli yardım derneklerine sürekli bağış yaparak vicdanın rahatladığını söylediğini ama "parasını vererek" maymun beyni yemeye gelmesinde görebiliriz. maymun avcısı çoo, bayan jonathan yardım ettiği dernek isimlerini saydığında ona: peki hayvanları koruma derneği? diye sorup sessizlik yanıtıyla karşılaştığında, biz okuyanlar için olayın absürtlüğü gün ışığına çıkmış olur.
bay jonathan' ın "savurganlıktan kaçınırsak bizim ekonomi durur. kullan at kullan at ki..." sözleriyle paralel olarak, eşiyle beraber tüketim toplumunun üyesi olmayı içselleştirdiklerini görürüz. eser boyunca karakterlerin ikiyüzlülüğünü de görmek mümkündür. doğuluların ruhun derinliklerine inmede usta olarak gören jonathanlar'ın, maymunları gecikince hemen bütün çinliler'in ne kadar kaba insanlar olduklarından dem vurması da ironiktir.
aşağıdaki kısımlar çok fazla spoiler içerdiği için (sonunu söylemek durumunda kaldığımdan) gizlemeye karar verdim:
maymunları kaçan çiftimiz beyin yemek istedikleri için, şair wong onlara kendi beynini yemelerini teklif eder. wong' un kendi insan beynini teklif etmesi meşru mu diye bakarlar, vicdan veya ahlak yönünden sorgulamazlar durumu. bayan jonathan, wong için "bize dargın mı?" diye eşine sorduğunda (bir an için insan olduğunu hatırlamış olsa gerek) wong' un hakkını fazlasıyla ödemiş oldukları cevabıyla da hemen tatmin olmuştur. batı almaya, doğu vermeye/sergilemeye meraklı işte. batı' nın doğuyu baskılamasının hikayesi var metinde.
biraz detaylı bir şekilde bahsedeceğim için azıcık spoiler barındırabilir. oyunu okumak/ izlemek* isterseniz diye baştan söyleyeyim. yok şurup ne zaman okuyacağım belli olmaz canım incelemeni okumak istiyor derseniz de buyrunuz:
oyun boyunca kapitalizmin izlerine ve doğu-batı ilişkilerine yer verildiğini görürüz. kapitalizmin çelişkilerinin ilk basamağını, bayan jonathan' ın çeşitli yardım derneklerine sürekli bağış yaparak vicdanın rahatladığını söylediğini ama "parasını vererek" maymun beyni yemeye gelmesinde görebiliriz. maymun avcısı çoo, bayan jonathan yardım ettiği dernek isimlerini saydığında ona: peki hayvanları koruma derneği? diye sorup sessizlik yanıtıyla karşılaştığında, biz okuyanlar için olayın absürtlüğü gün ışığına çıkmış olur.
bay jonathan' ın "savurganlıktan kaçınırsak bizim ekonomi durur. kullan at kullan at ki..." sözleriyle paralel olarak, eşiyle beraber tüketim toplumunun üyesi olmayı içselleştirdiklerini görürüz. eser boyunca karakterlerin ikiyüzlülüğünü de görmek mümkündür. doğuluların ruhun derinliklerine inmede usta olarak gören jonathanlar'ın, maymunları gecikince hemen bütün çinliler'in ne kadar kaba insanlar olduklarından dem vurması da ironiktir.
aşağıdaki kısımlar çok fazla spoiler içerdiği için (sonunu söylemek durumunda kaldığımdan) gizlemeye karar verdim:
maymunları kaçan çiftimiz beyin yemek istedikleri için, şair wong onlara kendi beynini yemelerini teklif eder. wong' un kendi insan beynini teklif etmesi meşru mu diye bakarlar, vicdan veya ahlak yönünden sorgulamazlar durumu. bayan jonathan, wong için "bize dargın mı?" diye eşine sorduğunda (bir an için insan olduğunu hatırlamış olsa gerek) wong' un hakkını fazlasıyla ödemiş oldukları cevabıyla da hemen tatmin olmuştur. batı almaya, doğu vermeye/sergilemeye meraklı işte. batı' nın doğuyu baskılamasının hikayesi var metinde.
devamını gör...