captain tsubasa

çocuk yaşta bana ve birçok kişiye futbol aşkı aşılayan çizgi dizi.

baş karakterimiz tsubasa ozora dünyanın en iyi oyuncusu olmak isteyen bir gençtir.
... ve olaylar gelişir.

ayrıca
(bkz: tsubasa ozora)
(bkz: kojiro hyuga)
(bkz: genzo wakabayashi)
(bkz: taro misaki)
(bkz: ryo ishizaki)
(bkz: sanae nakazawa)
(bkz: jun misugi)
(bkz: makoto soda)
(bkz: shun nitta)
(bkz: ken wakashimazu)
(bkz: mamoru izawa)
(bkz: masao tachibana)
(bkz: kazuo tachibana)
(bkz: hikaru matsuyama)
(bkz: roberto hongo)
(bkz: hajime taki)
(bkz: teppei kisugi)
(bkz: karl heinz schneider)
(bkz: carlos santana)
(bkz: hermann kaltz)
(bkz: ramon victorino)
(bkz: salinas)
(bkz: juan diaz)
(bkz: elle sid pierre)
(bkz: rui napoleon)
(bkz: gino hernandez)

erkek arkadaş yüzünden gece 00.00 ila 03:00 arası maruz kaldığımdır. yalnız birkaç bölüm önce höfleyip pöflüyorken 34-35-36. bölümleri gayet sarmış, bazı sahnelerde manitaya ''şşş sus biraz'' bile dememe sebep olmuştur. bu bölümlerde hem tsubasa biraz büyümüş ergenusluktan çıkmak üzere; hem de oyunlar artık dünya kupası etrafında gelişiyor. kojiro italya'da, tsubasa barcelona'da filan... şaka maka dün geceki bölümde futbolun kralı brezilyalı oyuncu (bkz: carlos santana) acayip iyiydi. tsubasa jenerasyonundan bir karakteri bu kadar seveceğim aklıma gelmezdi.

tsubasa iyilik meleği haliyle zaten hiç çekilmiyor ama japonya'daki ufacık haliyle hiç hiç çekilmiyordu. o yüzden bir hafta önceki bölümlerde zaman geçmek bilmiyordu. öf en iyisi hiç sarmayın.

1981 yılında yoichi takahashi tarafından yazılmış bir mangayken, zamanla anime olarak uyarlanmıştır.

japon genç takımının yıldız oyuncusu tsubasa oozora'nın yaşadıkları kişiyi etkileyecek şekilde hazırlanmıştır.

sanırım birçok kişinin hayallerini süsleyen biriydi kaptan tsubasa. başladığı saati ezberler, o başlamadan beş dakika öncesinden geçerdik televizyonun karşısına... sonra da diyorsunuz bu mars neden futbol fanatiği... *

topu sürerken yaptıkları o insan bedenine aykırı koşular hiç göze batmazdı. kojiro hyuga, aradan yıllar geçse de unutamadığım karakterlerden. ne nefret edebilirdiniz ne de sevebilirdiniz. ama hep kalbinizde yer alırdı.

futboldaki bunca düzenbazlığı içine sindiren bir toplum olmamıza neden olan olağanüstü saçmalıkların animesidir. şu türk futbolundaki "atanla tutanın iyi olacak" lafının bilinçaltımıza işlemesinin sebebidir. takım oyunundan uzak,bireysel performans aşığı bir kitle oluşturduğu için rezilliktir, animede neredeyse tüm takımlar bireysel performans üzerine kuruludur. takımdaki onca kazma oyuncuya rağmen ne olursa olsun şampiyon olalım mantığının görsel halidir. güya arkadaşlığı öne çıkarır ama sınırlı bölümler dışında rakibi nefret edilecek bir unsur olarak gösterir. siz siz olun çocuğunuza izletmeyin. umarım çocukluk anılarınızı bir kenara bırakıp duygusallıktan uzak bir bakış açısıyla değerlendirirsiniz.
ek: sonradan aklıma geldi kadına şiddet bile vardı.

dünyanın yuvarlak olduğunu öğreten futbol sahasında kale görünmezken orta sahadan çektiği şut gol olurdu.
iri patlak gözleriyle bir zamanlar kuzenime taktığım isim olmuştur aynı zamanda.

küçükken kız olmama rağmen aşırı çok sevdiğim hatta bir dönem bana futbol hayalleri kurdurtan ve şu ana kadar izlediğim ilk ve tek anime özelliğini taşıyıp y*murcak tv gibi mecralarda yayınlanan ve hala yayınlanmaya devam eden efsane anime ve manga serisidir. ilk kez türkiye'de 1980'li yıllarda yayınlanmaya başlanan anime pek çok seriden oluşmaktadır ancak bu serilerin pek çoğu aynıdır ve aynı konuları işler (en azından türkiye'de yayınlananlar). sadece serinin çizim şekli ışıklandırma seslendirme ve teknik detayları farklıdır. sadece 2002 (road to 2002) serisi diğer seriler nankatsunun şamoiyonluğuna kadar devam ederken tsubasa'nın barcelona yolculuğunu göstermiştir ve 52 bölüm sürmektedir.

topu orta sahadan karşı kaleye 3 bölümde süren zat.

bir beste vardır herkes bilmez. büyük bilmem ne çocuğusun tsubasa diye. ha işte o gerçek tsubasayı anlatır.

beni cumartesi sabahları deli dürtmüş gibi sabahın 7:30' unda televizyonun başına diken çizgi film. hafta içi göstermezdim bu performansı okula gitmek için :) bir de kumanda savaşı yapardık..

herkes bu animede tsubasa, hyuga, misaki, musugi, wakashimazu filan severken ben besleme saçları ile dolaşan ryo ishizaki hastasıydım belki saçları 3 numaraya vurunca kendisine benzediğim içindir bilmem.

o saha nasılsa koşarlardi bir türlü kaleye varmak nasip olmazdı. bir gol bir bölüm sürerdi. çocukken herkes tsubasa yi tutardı. kojiro hyuga işe sert futbol oynardı ve kötü gösterilirdi. oysa kojiro babasıydı. annesi hastaydı. annesini futboldan para kazanıp iyileştirecekti. kardeşlerine bakıyordu. bu yüzden sertti. acımasız gibi görünüyordu. tsubasa nin ailesi ise zengindi.
kaleci genzo wakabayshi de zengindi. ama çok iyi kaleciydi. hatta bir bölümde tsubasa onu onurlandirmak için ondan daha iyi olduğu söylenen kaleciye uzaktan şut attı. ve kaleci o golü yedi. genzo yememisti tsubasa dan öyle bir gol.
jun misugi var bir de. tsubasa kadar yetenekli.
tek sorunu kalbindeki sorundu. kalp hastasıydı en ancak yarım saat futbol oynayabiliyordu.
taro misaki de iyi oyuncuydu. tsubasa ile iyi bir ikili olmuşlardı.

tsubasayi hep destekleyen cirtlak bir kız vardı. o da en son tsubasa ile evlenmiş vay be.

çocukluğumuzu hatırlatan çizgi film. müziği de güzeldi.