1.
türkiye'nin yetiştirdiği sayılı gitaristlerden aynı zamanda cem köksal band isminde grubu vardır. mehmet kaya vokalliğinde aşkına elveda parçası eşlik etme hissi uyandırır, insanın içine işler.
parçaya buradan ulaşabilirsiniz.
parçaya buradan ulaşabilirsiniz.
devamını gör...
2.
neoklasik gitar çalan bir türk gitar virtüözüdür. canlı performansı da kanal kayıt gibi temizdir.
melodilerinde malmmstein esintileri vardır.
blood on blood
melodilerinde malmmstein esintileri vardır.
blood on blood
devamını gör...
3.
klasik müzik altyapılı rock gitaristi. kendi albümünün söz, müzik ve prodüktörlüğünü kendi yapmak istediği için kendi stüdyosunu kurup ilk albümü just set me free’yi 2004’te yayımlamıştır.
2000’li yılların başında henüz deforme olmamış türk rock furyasında nedenini bilmediğim bir şekilde ısınamadığım ortalama bulduğum ve murat ilkan solistliğini yapmasa muhtemelen haberim olmayacak/dinlememiş olacağım müzisyendir.
yine joe lynn turner’la bir dönem turneye çıkmış ve live albüm yayımlamış olması önemli bir bilgi sayılabilir.
open.spotify.com/track/1X7f...
2000’li yılların başında henüz deforme olmamış türk rock furyasında nedenini bilmediğim bir şekilde ısınamadığım ortalama bulduğum ve murat ilkan solistliğini yapmasa muhtemelen haberim olmayacak/dinlememiş olacağım müzisyendir.
yine joe lynn turner’la bir dönem turneye çıkmış ve live albüm yayımlamış olması önemli bir bilgi sayılabilir.
open.spotify.com/track/1X7f...
devamını gör...
4.
bu toprakların yetiştirdiği en kıymetli müzisyenlerden biridir. gezi direnişinden sonra teoman kumbaracıbaşı ile beraber gezi partisi'ni kurmuş daha sonraları ortadan kaybolmuştur. hala deli gibi dinlerim kendisini.
devamını gör...
5.
"bir tuz tanesiyle eşitmiş aşkı bulma şansı
sonsuzluğa bedel anıları bende saklı"
sonsuzluğa bedel anıları bende saklı"
devamını gör...
6.
cem köksal benim idolümdür,şarkılarını dinlemeye bile kıyamam. her bir şey paylaştığında çok mutlu oluyorum..
devamını gör...
7.
gitara benzin döküp daha sonra da ateşle yaklaştığına inandığım kişidir. başka bir izah şekli gelmiyor aklıma.
devamını gör...
8.
bir ara bütün festivallerde çıkıyordu hep dinliyorduk. artık sesi soluğu çıkmıyor.
devamını gör...
9.
devamını gör...
10.
neo-klasik diye bir akım var cem köksal da bunun iyi bir icracısı.
(bkz: çakma)’nın anlamını öğrenmek için doğru yer yanlış başlık.
(bkz: çakma)’nın anlamını öğrenmek için doğru yer yanlış başlık.
devamını gör...
11.
set me free!! albümünün 20. yılı şerefine cem köksal'ı tanıtalım bakalım:
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/05/01/3bnodyjdaowehcko-t.jpg)
cem köksal, 3 temmuz 1976’da istanbul’da doğmuş olan bir müzisyendir. genelde gitaristliği ile tanınmaktadır ama tek yeteneği gitar çalmak değildir.
müziğe girişi mandolin çaldığı ilkokul sıraları olmuş. 11 yaşında mandolin çalmaya başlayan bu çocuk, daha sonraları klasik gitar, elektro gitar, bass ile devam etmiştir. liseye başladığı dönemde 2015 yılında vefat eden ünlü gitaristimiz derya yener’den dersler almıştır.
alman lisesi mezunudur. bu yüzden bach'a çok fazla mâruz kalmış ve ondan etkilenmiştir. fakat liseli bir genç olarak rock grupları her zaman dikkatini çekmiş, liseden arkadaşlarıyla bir şeyler çalmaya, müzik yapmaya çalışmıştır. bu sıralarda dünyaca ünlü olan yngwie j. malmsteen onu en çok etkileyen isim olmuştur. hâlâ da türk malmsteen olarak anılır cem köksal.
özellikle “odyssey” parçasının yerinin ayrı olduğunu kendi söylemiştir.
ilk başta istanbul teknik üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okumaya başlamış, o bölümü bırakıp mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi'nde fotoğrafçılık bölümüne geçmiştir. okuduğu sıralarda her zaman ufak tefek gruplar kurmuş, bir yerlerde gitar çalmıştır. üniversitede okuduğu sıralarda üniversitesinde de sahneye çıkmış, buna "ymp (young malmsteen project)" adını vermiştir. o zamandan beri hem malmsteen ile iyi kötü karşılaştırılmakta, hem sevilmekte, hem uzak durulmaktadır.
2000li yıllar onun için bir parlama noktası olmuştur. öyle parlamıştır ki, ışığı bazı kişileri rahatsız etmiştir. o da kendi sinesine çekilmiştir.
öncelikle sadece bir gitarist değil, çok iyi bir girişimcidir.
dünyanın her yerinden ünlü rockçılar ile tanışmıştır.
2002 yılında kendisi, stüdyo 29'u kurar. 2003 yılında ise bir etkinlik kapsamında yngwie malmsteen ile bizzat tanışma şansına erişir. malmsteen ile iletişimi arttırır ve malmsteen'i ülkemize birkaç defa getiren kişi cem köksal olur. bunun için müteşekkir olabilirsiniz..
aynı yıl, 2003 yılında, ilk albümünü piyasaya sürer: set me free!!
albümdeki şarkılar şu şekildedir:
- set me free!!
- blood on blood
- winding road
- ruthless
- dreams
- men made of iron!
- earthquake
- for amadeus
- violin concerio no i in db-minor
- life
ilk albümüyle ses getiren ve gerçekten sürekli ünlü isimlerle beraber olan cem köksal, hız kesmeden ünlenmeye devam etmiştir.
2005 coca cola soundwave turnesi sayesinde iyice tanınmıştır. özellikle üniversiteli gençler arasında popüler olmuştur.
ilk albümünde universal müzik ile çalışmış ama sonrasında yolları ayırmışlardır. sonrasında hammer müzik ile çalışmaya başlamış, ilk albümündeki şarkılara sadece "kalbim bomboş" parçasını ekleyerek "just set me free" ismiyle tekrar çıkarmıştır.
ilk türkçe şarkısı olan kalbim bomboş'u 19 haziran 2004 da rockistanbul'da duyurmuştur.
bu albümdeki tüm vokalleri pentagram grubunun vokali olmasıyla da bilinen murat ilkan üstlenmiştir.
2006 yılına deep purple, rainbow gibi grupların solisti olan joe lynn turner ile yolları kesişmiş ve bir albümündeki tüm vokalleri ona vermiştir. ayrıca beraber 11 tane il gezerek turne yapmışlardır.
bu turneye ait "live" isimli dvd, 27 şubat 2007’de çıkarılmıştır.
2007 yılında sevenlerine büyük bir müjde vererek tamamı türkçe olan bir albüm çıkarmıştır. "siyah beyaz masallar" isimli albümün içeriği şu şekildedir:
- uyanış
- ev
- dışarıda
- oyun
- haset
- masal
- tutku
- kaçış
- veda
bu albümdeki tüm vokalleri şenay lambaoğlu yapmıştır. albümün en çok sevilen parçası "masal"dır.
albümü o zamanlar iki senelik sevgilisi olan sinemis candemir'e ithaf etmiştir.
ülkemizin önemli sanatçılarından, demir demirkan gibi isimlerden tutun; dünyaca ünlü pek çok kişiyle çalışma, tanışma fırsatı bulmuştur.
cem köksal band olarak çıktığında, davulda şebnem ferah'ın da davulcusu olan aykan ilkan vardır. ilk albümündeki davulları da aykan ilkan çalmış, hatta cem köksal'ın kariyerinin başında ona menajerliği de yapmıştır.
ekibinde çağatay ateş, koray alarslan, alpay şalt gibi isimler bulunmuştur.
'corona borealis' adlı alt bir melodic death grubu da olmuştur.
son olarak 2011 yılında vigilante isimli bir albüm daha çıkarmıştır. albümdeki şarkıları şu şekildedir:
- awakened one
- don quixote
- stalkers in the night
- aşkına elveda
- var olmazsan
albümdeki ingilizce şarkıları mats levén üstlenmiştir.
türkçe parçaları da yine aynı isimler seslendirmiştir.
2013 yılında uzun zamandır üzerinde düşündüğü ve denediği projesini tamamen hayata geçirmiştir: shark guitars isimli bir gitar firması kurmuştur. ve 10 seneyi aşkındır gitar üretimi yapmaktadır. geçenlerde çıkan bir habere göre de güncel olarak dünyada en çok gitar satışı yapan 2. şirket olmuştur. amerika'da daha fazla ayağı olan bir şirkettir.
mayıs 2013'te joe satriani'ye bir shark gitar bile vermiştir..
sadece bir gitarist değildir kısacası. virtüoz olup olmadığı ve malmsteen özentisi olup olmadığı çok tartışılmıştır. elektrik lead gitar, akustik gitar, bas gitar, ritm gitar, prodüksiyon, kayıt, mix, mastering, sözler, besteler yapan birine; özellikle yaşadığı entrikalar da etkili olarak sürekli köstek olunmuştur ve sonunda küstürülmüştür. tarzı birine benziyor diye tamamen küçümsenmiş ve müzikte desteklenmemiştir. ortalamanın üzerinde ve farklı bir iş yaptığı aşikarken senelerce müziğini sunmamayı tercih etmiştir. şimdilerde tekrar shark guitar ile gündemde, müziği ile de dönmeyi düşünüyormuş. 2020'de bu haberi kendisi vermişti..
özel hayatına gelecek olunursa:
oyuncu sinemis candemir ile nişanı atınca öykü gürman ile sevgili olmuştur. nihayetinde hiç evlenmemiş, amerika-türkiye arasında network ve business adamı oluvermiştir..
2013'te gezi olayları sırasında en çok konuşulan isimlerden biri cem köksal olmuştur. günlerce taksim'de yatıp kalkmış, sanatçının ülkesine değer veren bir insan olması gerektiğini ve bunu böyle göstermekten gocunmadığını savunmuştur. ayrıca, olaylar sırasında açılması planlanan "gezi partisi"nin genel başkanı seçilmiştir. bu konu hakkında kendisi facebook'ta, twitter'da şöyle yazmıştır:
"arkadaşlar, ben gezi partisi’nin sadece kurucularından biriyim. siyasi partiler kanununa göre bir başkan seçilmesi gerekiyordu. gezi partisi’nde başkanlık, sözcülük anlamına geliyor. gezi, herhangi bir lider kabul etmez. yatayda demokrasi önceliğimizdir." *
fakat olaylar durulduktan sonra bu parti yasal olarak yürürlüğe girmemiş ve unutulmuştur. bu olaylarda 'ekmeğini yiyip kendini gösterdi' diyeni de olmuştur, 'sanatçı dediğin böyle olmalı' diyeni de. oradaki süreç geçmesine rağmen benimsediği fikirlerin yolundan gitmekten geri durmamıştır. cem köksal, hâlâ siyasi fikirlerini twitter üzerinden yazmaktadır.
gel gelelim çıkış yaptığı zamandan beri başı bir türlü eleştiriden ve olaydan kurtulamayan biri cem köksal.
öncelikle sürekli malmsteen ile karşılaştırıldığından bahsedelim. evet, etkilendiği bir sanatçı ve hatta cover yaparcasına şarkılarını benzettiği biri olarak görülebilir. ama bir dalda potansiyeli olan birini, malmsteen ya da queensrÿche gibi isimlere benziyor diye kösteklemek ne kadar doğru? sürekli yeteneği, ilgisi, ortalamanın üzerindeki beceri ve müziği göz ardı edilerek evinde oturup "malmsteen'in aynısı yaaauuuuv of" diyenlerin gazabına uğramıştır.
kendisi zaten başta malmsteen'den etkilenerek müziğini bu yöne adamış, kendine young malmsteen demiş ve onunla bizzat tanışmaya çalışmıştır. insanlar bu kadarını bile yapamıyorken sırf benzediği için tüm yeteneği yok sayarak senelerdir adamı zorbalıyorlar. evet, hâlâ.
ikinci, türkçe olan albümünde farklı şeyler yapmayı denemiş bu yüzden.
ya da violin concerio no i in db-minor eserinde aslında farkını görebiliyoruz. neyse.
hakkında sürekli tartışma konusu olan ikinci şey ise gitarda gerçekten yetenekli mi, bir virtüöz mü oluşu.
adamın kendisinin bu kadar takmadığına eminim ama 2024 senesinde olup hâlâ bunların tartışılıyor olması çok garip. adam babam yaşında ve hayatını gitarla geçirmiş. gelmiş 50'sine. bir avuç insan onu virtüöz saysa ne olur, saymasa ne olur?
virtüöz dediğimiz şeyi abartarak belli bir kitlenin peygamber gibi onun peşinden gitmesi gerektiğini savunan var. onun için cem köksal virtüöz değildir diyen var. terimlere takılmak ahmaklık gibi geliyor. adam çalıyor mu, çalıyor. abartmamamız gerektiğini yerin dibine sokarak söylemek hazımsızlık gibi görünüyor... :)
açıkçası ben anlamam öyle sweep picking gibi şeylerden. rahatsız olan dinlemeyebilir. bazı yerleri kötü çalmış da bilmem ne... bana güzel geliyor mu, geliyor. tam bana hitap eden bir müzik yapıyor ve bayılarak dinliyorum.
joe lynn turner bir röportajında "malmsteen ile çalışma fırsatım olmadı. bu yüzden cem ile çalıştım. cem'in tarzını ve gitarını çok beğeniyorum. onu yanımda amerika'ya götürebilirim'' demiştir. "götürmek" kelimesi biraz küçümseyici algılanmıştır sevenleri tarafından. sevmeyenleri de "işte virtüöz olana böyle bir söz kullanılmazdı, cem köksal hiçbir şey." demiştir.
şimdi, asıl olaya gelelim: 2005 rock the nations festivali.
yani herkesi ayağa kaldıran 6 ağustos 2005 manowar istanbul konseri.
manowar'dan önce cem köksal ve ekibi sahneye çıkmış. cem köksal inanılmaz gaza gelerek seyirciye "bizim grubun şarkısını mı çalalım yoksa mr.crowley mi?" diye sormuş. o festivale gelen insanların çoğu manowar için gelmiş, yani özellikle cem köksal ismini görüp gelen ancak %5'lik bir kısım vardır ve dünyaca ünlü ozzy osbourne şarkısı olan mr. crowley için seyirci tezahürat yapınca cem köksal bozulmuş, hatta küsmüş.
keşke olay bu kadar olsa.
"iron maiden, metallica'dan iyiyim ben " demiş. sonrasında alkollü müydü bunları söylerken diye başka gün yapılan bir röportajda da bu söylediğinin arkasında durarak "sahne duruşum ve performansım onlarla eşittir." demiştir. özgüvenli olmasında bir problem yok fakat halkımız inanılmaz fazla tepki göstererek "batı'yı yermeye çalışırken ingilizce şarkı yapma o zaman" demiştir. yuhalamıştır. özellikle yeni yeni ünlenen biri için haklı bile olsa bunları söylemek kendi topuğuna sıkmak demektir. cem köksal'ın en büyük hatası bu konser sürecinde gerçekleşmiştir.
sahneye çıkmadan önce haklı bir şekilde ses kontrolü yapmak istemiştir. rock the nations'ın her sene yaptığı hatalar yine olduğu için konser inanılmaz geç başlamış, cem köksal haklı iken ses kontrolünü bile düzgün yapamadan sahneye çıkarılmıştır.
konser sonrasında hem söylediklerinden hem yaptıklarından dolayı rock the nations, taraflı bir şekilde, abartarak cem köksal'ı kötüleyen haberler yapmıştır.
cem köksal ise kendi web sitesinde olanı biteni 6 sayfalık bir metin ile düzgünce anlatmış, çoğu yerde haklı olduğunu kanıtlamıştır.
ama bazı sözleri, dediğim gibi, kendi topuğuna sıkma olmuştur.
bu arada o rock the nations konseri sırasında gitarı diliyle çalması gündem olmuş, gitar tellerini koparmıştır. sanırım fazlaca içmiş...
o konser biraz olaylı geçmiş.
28 kasım 2015'te yavuz çetin'i anmak için toplanan sanatçılar arasında o da vardı.
kişisel fikrim sırası:
cem köksal'ı 10. sınıftan sonra okul değiştirdiğim o 11. sınıfımın lanetli günlerinde tanıdım. eski okulumu çok özlediğim bir vakit "sanki lise arkadaşlarına söylenebilirmiş gibi, kalbim bomboş diyor, şarkıya bak, liseyi hatırlattı bana." diyerek bir arkadaşım açmış göstermişti. rock&metal sevdiğimi biliyordu ve hoşuma gider diye açmıştı ama bu kadar beğeneceğimi ve senelerdir her gün dinlediğim biri olacağını o da tahmin etmemiştir muhtemelen.
kalbim bomboş'u o kadar çok beğenmiştim ki o gün 127 defa dinlemiştim.*
diğer şarkılarını keşfedince aşkına elveda favorim olmuştu.
önce sadece türkçe şarkılarını öğrenmiştim. ama git gide gitarının değerini anlayınca don quixote ve for amadeus ile geçirdiğim günleri bir ben bilirim. keşke elinden tutulsa, destek verilseymiş. şimdilerde daha merhametli bir millet mi olmuşuz bilmiyorum ama bunca rezil şarkıcı, gitarist ve bilahare ünlü arasında cem köksal gibi dünyaca ünlü olabilecek bir yeteneğin harcanması çok üzücü. yaşadığı olaylar ve ona karşı olan tutumlar dolayısıyla kendi tercihi olarak müziği bırakmış. milletimiz merhametsiz olarak önceden sen özentisin diyip sahneden indirebiliyormuş. keşke biraz da şimdi yapılsa da influencerdan bozma, sokaktan geçme 'şarkıcılara' mâruz kalmasak.
insanlar arasında sözlü müzik daha fazla benimsendiği için bir gitar solosunun* duygusunu almanın ne denli eşsiz olduğunu keşke herkes bilse derim. *
vigilante albümünün tarzını daha çok seviyorum. onun için favorim vigilante albümü diyebilirim.
mesela siyah beyaz masallar albümünü de pek beğenmem.
beğenmem derken, vokalini ve şarkı sözlerini sevmem. keşke o albüm de solo gitar olarak kalsaymış. çünkü o parçaların gitar sololarında ayrı bir olgunluk var ilk albümüne göre. vokal ve sözler işi bozuyor. pek dinleyesim gelmez o parçaları.
tek üzüldüğüm şey kaset, cd ya da plağını edinemiyor oluşum..
kendisini çok seviyorum. ben müzik bağlamında sanatçıların kişiliklerinin bizi ilgilendirmediği kanaatindeyim. özel hayatı ile ilgilenmeden, salt gitar çalışını ve şarkılarını çok seviyorum. keşke daha fazla albümü, şarkısı olsaydı. umarım henüz yaşlanıp elleri titremeye başlamadan bize bir şeyler daha bırakır.. :)
senelerdir spotify wrapimde ilk 5 şarkının 5'i de o oluyor.
twitter'dan takipçileri ile etkileşime geçmeyi de çok seven biri bu arada. konuşmuşluğum yok çünkü sanatçıların benim için sanatıyla kalmasını seviyorum ama selam vermek isteyeni de geri çevirmiyor.
kaynak: bilahare web sitesi ve senelerdir bende halihâzırda olan bilgiler.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/05/01/3bnodyjdaowehcko-t.jpg)
cem köksal, 3 temmuz 1976’da istanbul’da doğmuş olan bir müzisyendir. genelde gitaristliği ile tanınmaktadır ama tek yeteneği gitar çalmak değildir.
müziğe girişi mandolin çaldığı ilkokul sıraları olmuş. 11 yaşında mandolin çalmaya başlayan bu çocuk, daha sonraları klasik gitar, elektro gitar, bass ile devam etmiştir. liseye başladığı dönemde 2015 yılında vefat eden ünlü gitaristimiz derya yener’den dersler almıştır.
alman lisesi mezunudur. bu yüzden bach'a çok fazla mâruz kalmış ve ondan etkilenmiştir. fakat liseli bir genç olarak rock grupları her zaman dikkatini çekmiş, liseden arkadaşlarıyla bir şeyler çalmaya, müzik yapmaya çalışmıştır. bu sıralarda dünyaca ünlü olan yngwie j. malmsteen onu en çok etkileyen isim olmuştur. hâlâ da türk malmsteen olarak anılır cem köksal.
özellikle “odyssey” parçasının yerinin ayrı olduğunu kendi söylemiştir.
ilk başta istanbul teknik üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okumaya başlamış, o bölümü bırakıp mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi'nde fotoğrafçılık bölümüne geçmiştir. okuduğu sıralarda her zaman ufak tefek gruplar kurmuş, bir yerlerde gitar çalmıştır. üniversitede okuduğu sıralarda üniversitesinde de sahneye çıkmış, buna "ymp (young malmsteen project)" adını vermiştir. o zamandan beri hem malmsteen ile iyi kötü karşılaştırılmakta, hem sevilmekte, hem uzak durulmaktadır.
2000li yıllar onun için bir parlama noktası olmuştur. öyle parlamıştır ki, ışığı bazı kişileri rahatsız etmiştir. o da kendi sinesine çekilmiştir.
öncelikle sadece bir gitarist değil, çok iyi bir girişimcidir.
dünyanın her yerinden ünlü rockçılar ile tanışmıştır.
2002 yılında kendisi, stüdyo 29'u kurar. 2003 yılında ise bir etkinlik kapsamında yngwie malmsteen ile bizzat tanışma şansına erişir. malmsteen ile iletişimi arttırır ve malmsteen'i ülkemize birkaç defa getiren kişi cem köksal olur. bunun için müteşekkir olabilirsiniz..
aynı yıl, 2003 yılında, ilk albümünü piyasaya sürer: set me free!!
albümdeki şarkılar şu şekildedir:
- set me free!!
- blood on blood
- winding road
- ruthless
- dreams
- men made of iron!
- earthquake
- for amadeus
- violin concerio no i in db-minor
- life
ilk albümüyle ses getiren ve gerçekten sürekli ünlü isimlerle beraber olan cem köksal, hız kesmeden ünlenmeye devam etmiştir.
2005 coca cola soundwave turnesi sayesinde iyice tanınmıştır. özellikle üniversiteli gençler arasında popüler olmuştur.
ilk albümünde universal müzik ile çalışmış ama sonrasında yolları ayırmışlardır. sonrasında hammer müzik ile çalışmaya başlamış, ilk albümündeki şarkılara sadece "kalbim bomboş" parçasını ekleyerek "just set me free" ismiyle tekrar çıkarmıştır.
ilk türkçe şarkısı olan kalbim bomboş'u 19 haziran 2004 da rockistanbul'da duyurmuştur.
bu albümdeki tüm vokalleri pentagram grubunun vokali olmasıyla da bilinen murat ilkan üstlenmiştir.
2006 yılına deep purple, rainbow gibi grupların solisti olan joe lynn turner ile yolları kesişmiş ve bir albümündeki tüm vokalleri ona vermiştir. ayrıca beraber 11 tane il gezerek turne yapmışlardır.
bu turneye ait "live" isimli dvd, 27 şubat 2007’de çıkarılmıştır.
2007 yılında sevenlerine büyük bir müjde vererek tamamı türkçe olan bir albüm çıkarmıştır. "siyah beyaz masallar" isimli albümün içeriği şu şekildedir:
- uyanış
- ev
- dışarıda
- oyun
- haset
- masal
- tutku
- kaçış
- veda
bu albümdeki tüm vokalleri şenay lambaoğlu yapmıştır. albümün en çok sevilen parçası "masal"dır.
albümü o zamanlar iki senelik sevgilisi olan sinemis candemir'e ithaf etmiştir.
ülkemizin önemli sanatçılarından, demir demirkan gibi isimlerden tutun; dünyaca ünlü pek çok kişiyle çalışma, tanışma fırsatı bulmuştur.
cem köksal band olarak çıktığında, davulda şebnem ferah'ın da davulcusu olan aykan ilkan vardır. ilk albümündeki davulları da aykan ilkan çalmış, hatta cem köksal'ın kariyerinin başında ona menajerliği de yapmıştır.
ekibinde çağatay ateş, koray alarslan, alpay şalt gibi isimler bulunmuştur.
'corona borealis' adlı alt bir melodic death grubu da olmuştur.
son olarak 2011 yılında vigilante isimli bir albüm daha çıkarmıştır. albümdeki şarkıları şu şekildedir:
- awakened one
- don quixote
- stalkers in the night
- aşkına elveda
- var olmazsan
albümdeki ingilizce şarkıları mats levén üstlenmiştir.
türkçe parçaları da yine aynı isimler seslendirmiştir.
2013 yılında uzun zamandır üzerinde düşündüğü ve denediği projesini tamamen hayata geçirmiştir: shark guitars isimli bir gitar firması kurmuştur. ve 10 seneyi aşkındır gitar üretimi yapmaktadır. geçenlerde çıkan bir habere göre de güncel olarak dünyada en çok gitar satışı yapan 2. şirket olmuştur. amerika'da daha fazla ayağı olan bir şirkettir.
mayıs 2013'te joe satriani'ye bir shark gitar bile vermiştir..
sadece bir gitarist değildir kısacası. virtüoz olup olmadığı ve malmsteen özentisi olup olmadığı çok tartışılmıştır. elektrik lead gitar, akustik gitar, bas gitar, ritm gitar, prodüksiyon, kayıt, mix, mastering, sözler, besteler yapan birine; özellikle yaşadığı entrikalar da etkili olarak sürekli köstek olunmuştur ve sonunda küstürülmüştür. tarzı birine benziyor diye tamamen küçümsenmiş ve müzikte desteklenmemiştir. ortalamanın üzerinde ve farklı bir iş yaptığı aşikarken senelerce müziğini sunmamayı tercih etmiştir. şimdilerde tekrar shark guitar ile gündemde, müziği ile de dönmeyi düşünüyormuş. 2020'de bu haberi kendisi vermişti..
özel hayatına gelecek olunursa:
oyuncu sinemis candemir ile nişanı atınca öykü gürman ile sevgili olmuştur. nihayetinde hiç evlenmemiş, amerika-türkiye arasında network ve business adamı oluvermiştir..
2013'te gezi olayları sırasında en çok konuşulan isimlerden biri cem köksal olmuştur. günlerce taksim'de yatıp kalkmış, sanatçının ülkesine değer veren bir insan olması gerektiğini ve bunu böyle göstermekten gocunmadığını savunmuştur. ayrıca, olaylar sırasında açılması planlanan "gezi partisi"nin genel başkanı seçilmiştir. bu konu hakkında kendisi facebook'ta, twitter'da şöyle yazmıştır:
"arkadaşlar, ben gezi partisi’nin sadece kurucularından biriyim. siyasi partiler kanununa göre bir başkan seçilmesi gerekiyordu. gezi partisi’nde başkanlık, sözcülük anlamına geliyor. gezi, herhangi bir lider kabul etmez. yatayda demokrasi önceliğimizdir." *
fakat olaylar durulduktan sonra bu parti yasal olarak yürürlüğe girmemiş ve unutulmuştur. bu olaylarda 'ekmeğini yiyip kendini gösterdi' diyeni de olmuştur, 'sanatçı dediğin böyle olmalı' diyeni de. oradaki süreç geçmesine rağmen benimsediği fikirlerin yolundan gitmekten geri durmamıştır. cem köksal, hâlâ siyasi fikirlerini twitter üzerinden yazmaktadır.
gel gelelim çıkış yaptığı zamandan beri başı bir türlü eleştiriden ve olaydan kurtulamayan biri cem köksal.
öncelikle sürekli malmsteen ile karşılaştırıldığından bahsedelim. evet, etkilendiği bir sanatçı ve hatta cover yaparcasına şarkılarını benzettiği biri olarak görülebilir. ama bir dalda potansiyeli olan birini, malmsteen ya da queensrÿche gibi isimlere benziyor diye kösteklemek ne kadar doğru? sürekli yeteneği, ilgisi, ortalamanın üzerindeki beceri ve müziği göz ardı edilerek evinde oturup "malmsteen'in aynısı yaaauuuuv of" diyenlerin gazabına uğramıştır.
kendisi zaten başta malmsteen'den etkilenerek müziğini bu yöne adamış, kendine young malmsteen demiş ve onunla bizzat tanışmaya çalışmıştır. insanlar bu kadarını bile yapamıyorken sırf benzediği için tüm yeteneği yok sayarak senelerdir adamı zorbalıyorlar. evet, hâlâ.
ikinci, türkçe olan albümünde farklı şeyler yapmayı denemiş bu yüzden.
ya da violin concerio no i in db-minor eserinde aslında farkını görebiliyoruz. neyse.
hakkında sürekli tartışma konusu olan ikinci şey ise gitarda gerçekten yetenekli mi, bir virtüöz mü oluşu.
adamın kendisinin bu kadar takmadığına eminim ama 2024 senesinde olup hâlâ bunların tartışılıyor olması çok garip. adam babam yaşında ve hayatını gitarla geçirmiş. gelmiş 50'sine. bir avuç insan onu virtüöz saysa ne olur, saymasa ne olur?
virtüöz dediğimiz şeyi abartarak belli bir kitlenin peygamber gibi onun peşinden gitmesi gerektiğini savunan var. onun için cem köksal virtüöz değildir diyen var. terimlere takılmak ahmaklık gibi geliyor. adam çalıyor mu, çalıyor. abartmamamız gerektiğini yerin dibine sokarak söylemek hazımsızlık gibi görünüyor... :)
açıkçası ben anlamam öyle sweep picking gibi şeylerden. rahatsız olan dinlemeyebilir. bazı yerleri kötü çalmış da bilmem ne... bana güzel geliyor mu, geliyor. tam bana hitap eden bir müzik yapıyor ve bayılarak dinliyorum.
joe lynn turner bir röportajında "malmsteen ile çalışma fırsatım olmadı. bu yüzden cem ile çalıştım. cem'in tarzını ve gitarını çok beğeniyorum. onu yanımda amerika'ya götürebilirim'' demiştir. "götürmek" kelimesi biraz küçümseyici algılanmıştır sevenleri tarafından. sevmeyenleri de "işte virtüöz olana böyle bir söz kullanılmazdı, cem köksal hiçbir şey." demiştir.
şimdi, asıl olaya gelelim: 2005 rock the nations festivali.
yani herkesi ayağa kaldıran 6 ağustos 2005 manowar istanbul konseri.
manowar'dan önce cem köksal ve ekibi sahneye çıkmış. cem köksal inanılmaz gaza gelerek seyirciye "bizim grubun şarkısını mı çalalım yoksa mr.crowley mi?" diye sormuş. o festivale gelen insanların çoğu manowar için gelmiş, yani özellikle cem köksal ismini görüp gelen ancak %5'lik bir kısım vardır ve dünyaca ünlü ozzy osbourne şarkısı olan mr. crowley için seyirci tezahürat yapınca cem köksal bozulmuş, hatta küsmüş.
keşke olay bu kadar olsa.
"iron maiden, metallica'dan iyiyim ben " demiş. sonrasında alkollü müydü bunları söylerken diye başka gün yapılan bir röportajda da bu söylediğinin arkasında durarak "sahne duruşum ve performansım onlarla eşittir." demiştir. özgüvenli olmasında bir problem yok fakat halkımız inanılmaz fazla tepki göstererek "batı'yı yermeye çalışırken ingilizce şarkı yapma o zaman" demiştir. yuhalamıştır. özellikle yeni yeni ünlenen biri için haklı bile olsa bunları söylemek kendi topuğuna sıkmak demektir. cem köksal'ın en büyük hatası bu konser sürecinde gerçekleşmiştir.
sahneye çıkmadan önce haklı bir şekilde ses kontrolü yapmak istemiştir. rock the nations'ın her sene yaptığı hatalar yine olduğu için konser inanılmaz geç başlamış, cem köksal haklı iken ses kontrolünü bile düzgün yapamadan sahneye çıkarılmıştır.
konser sonrasında hem söylediklerinden hem yaptıklarından dolayı rock the nations, taraflı bir şekilde, abartarak cem köksal'ı kötüleyen haberler yapmıştır.
cem köksal ise kendi web sitesinde olanı biteni 6 sayfalık bir metin ile düzgünce anlatmış, çoğu yerde haklı olduğunu kanıtlamıştır.
ama bazı sözleri, dediğim gibi, kendi topuğuna sıkma olmuştur.
bu arada o rock the nations konseri sırasında gitarı diliyle çalması gündem olmuş, gitar tellerini koparmıştır. sanırım fazlaca içmiş...
o konser biraz olaylı geçmiş.
28 kasım 2015'te yavuz çetin'i anmak için toplanan sanatçılar arasında o da vardı.
kişisel fikrim sırası:
cem köksal'ı 10. sınıftan sonra okul değiştirdiğim o 11. sınıfımın lanetli günlerinde tanıdım. eski okulumu çok özlediğim bir vakit "sanki lise arkadaşlarına söylenebilirmiş gibi, kalbim bomboş diyor, şarkıya bak, liseyi hatırlattı bana." diyerek bir arkadaşım açmış göstermişti. rock&metal sevdiğimi biliyordu ve hoşuma gider diye açmıştı ama bu kadar beğeneceğimi ve senelerdir her gün dinlediğim biri olacağını o da tahmin etmemiştir muhtemelen.
kalbim bomboş'u o kadar çok beğenmiştim ki o gün 127 defa dinlemiştim.*
diğer şarkılarını keşfedince aşkına elveda favorim olmuştu.
önce sadece türkçe şarkılarını öğrenmiştim. ama git gide gitarının değerini anlayınca don quixote ve for amadeus ile geçirdiğim günleri bir ben bilirim. keşke elinden tutulsa, destek verilseymiş. şimdilerde daha merhametli bir millet mi olmuşuz bilmiyorum ama bunca rezil şarkıcı, gitarist ve bilahare ünlü arasında cem köksal gibi dünyaca ünlü olabilecek bir yeteneğin harcanması çok üzücü. yaşadığı olaylar ve ona karşı olan tutumlar dolayısıyla kendi tercihi olarak müziği bırakmış. milletimiz merhametsiz olarak önceden sen özentisin diyip sahneden indirebiliyormuş. keşke biraz da şimdi yapılsa da influencerdan bozma, sokaktan geçme 'şarkıcılara' mâruz kalmasak.
insanlar arasında sözlü müzik daha fazla benimsendiği için bir gitar solosunun* duygusunu almanın ne denli eşsiz olduğunu keşke herkes bilse derim. *
vigilante albümünün tarzını daha çok seviyorum. onun için favorim vigilante albümü diyebilirim.
mesela siyah beyaz masallar albümünü de pek beğenmem.
beğenmem derken, vokalini ve şarkı sözlerini sevmem. keşke o albüm de solo gitar olarak kalsaymış. çünkü o parçaların gitar sololarında ayrı bir olgunluk var ilk albümüne göre. vokal ve sözler işi bozuyor. pek dinleyesim gelmez o parçaları.
tek üzüldüğüm şey kaset, cd ya da plağını edinemiyor oluşum..
kendisini çok seviyorum. ben müzik bağlamında sanatçıların kişiliklerinin bizi ilgilendirmediği kanaatindeyim. özel hayatı ile ilgilenmeden, salt gitar çalışını ve şarkılarını çok seviyorum. keşke daha fazla albümü, şarkısı olsaydı. umarım henüz yaşlanıp elleri titremeye başlamadan bize bir şeyler daha bırakır.. :)
senelerdir spotify wrapimde ilk 5 şarkının 5'i de o oluyor.
twitter'dan takipçileri ile etkileşime geçmeyi de çok seven biri bu arada. konuşmuşluğum yok çünkü sanatçıların benim için sanatıyla kalmasını seviyorum ama selam vermek isteyeni de geri çevirmiyor.
kaynak: bilahare web sitesi ve senelerdir bende halihâzırda olan bilgiler.
devamını gör...