ergonlone yazar profili

maalesef grubun gitaristi ve söz yazarı olan össan deneç'in artık bulunmayacağı gruptur.

yattığı yer incitmesin...

bugün bir türlü ulaşamadığım biradır. samatya tarafında oturduk efes vardı, kadıköy'de tekele girdim sadece efes. efes'i de sevmekle beraber tuborgun yeri ayrıdır efendim.

sabaha kadar sürer.

senelere meydan okuyan dave abimizle, tahmin ediyorum son raksımızdı. 21.30'da ordayım dedi ve orada oldu. bizim kendisinin yaşıyla ve görünüşüyle ilgili yaptığımız esprileri tellemeden, cayır cayır gitar çalıp, böhür böhür ( bu ne demek bilmiyorum ama en uygun ifade bu oldu.) vokal yaptı. symphony of desturction introsu girdiği anda bütün kçp bir süreliğine çıldırıp, davul ve gitar partisyonlarına göre 'megadeth' diye bağırmaya başladı. pandemiydi, krizdi, seçimdi, oydu buydu derken, belki batılı birçok insan için son derece normal veya belki de artık sıkıcı olan şeyler, bizler için adeta büyük bir hediyeye dönüştü. konserin eksisi ise : a tout le monde ve promises çalmamaları oldu. sağlık olsun ama yakışmadı dave abi, olmadı yani. ben a tout le monde dinleyerek az moda manzarası izlemedim.

lisede okul numarası 216 olan şahsım için alışılmış durum. (bkz: robot oğlum o robot android o)

aradığınız bir kitabı mümkünse yaşadığınız şehirdeki bir sahafı nadir kitap'tan bulmak. sonra sahafa gidip orayı talan etmek.

durduk yere canımı çektiren başlıktır. kahvaltıyı mc ile yapmasam daha iyi olur ama bence.

ihtiyaç değilse söndürün.

baba tarafından uzaktan akrabam olmasına ve tiyatroya ilgili olmama rağmen hiç tanışmadığım, görüşmediğim tiyatrocu.

kimseyi rahatsız etmemek kaydıyla yapıldığında rahatlatıcı bir eylemdir. kendiniz için büyük, mahalle sakinleri için duyulmayacak kadar küçük çığlıklar, guilty pleasure olarak değerlendirilebilinir.

klasik gitar denen naylon telli gitardan uzak durun. çünkü türkiye'de kimsenin flamenko çaldığını veya gitar konçertosu dinlediğini görmedim. eğer rock&metal veya blues gibi spesifik bir müzik tarzınız varsa, tarzınıza uygun manyetiklere ve sounda sahip gitarları tercih etmeye özen gösterin. " yok başkan ben kulağıma ne hoş gelirse onu dinlerim" kafasındaysanız; konforlu ve kaliteli bir akustik gitar alın.

normal bir grup olmadıkları gibi, would adlı şarkıları da normal bir iş değil. çok aman aman teknik özelliklere sahip olmasa da; iki-üç milyon duyguyu aynanda yaşatan, insanı yerinde durdurmayan ama hareket de ettirmeyen bir şarkı. bir kaç aydır zaten takmıştım, son günlerde iyice bokunu çıkarttım. dinleyiniz dinletiniz efenim.

sol frame'de görmemle beraber, şampiyonlar ligi kadrosuna sahip "özgürce yaşa" parçasına koştuğum kadın rockçımız.

hayatın rastgeleleiğini, süprizlerini kaçırmakla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. çok daha yoğun olduğum zamanlarda, çok daha efektif olduğumu hatırlıyorum. olabildiğince hayatın sürprizleriyle karşılaşmak icap ediyor ki bir şeyler yapabilme motivasyonunu bulabilelim. he bunu nasıl yapacağız ergonlone diyorsanız, onu ben de bilmiyorum.

murder king'in ilk stüdyo albümü (marka adlı maksisingle'ı saymazsak). bağnaz, demokrasi ve kindar gibi sert ve politik şarkılarla beraber; kabusun sonunda, bir kez daha ve dinlediğim masallar gibi insanın iç dünyasını konu alan şarkılar da bulunur. türk rock müziğinin en önemli işlerinden biridir.

her tantuni yediğimde hastalandığım ve tadını sevmediğim için açık ara kokoreç diyebileceğim versus. gerçi son zamlarla beraber kokoreç piyasadında gözle görülür bir düşüş tespit ediyorum. yine de kokoreç.

iyi seneler sözlük. ilginç bir şekilde girdim yeni yıla. hayatımda ilk defa canlı müzik programındaki gitarcı çocuk oldum, çift humbucker jackson slx elektro gitarımla kazım koyuncu çaldım ve umduğumun çok ötesinde keyif aldım. umuyorum bütün bir yıl, 2-3 saatlik mutlulukları aratmayacak kadar güzel geçer. herkese hayırlı başarılar

14,5 yılın ardından, çocukken girdiğim evden pos bıyıklı olarak gidiyorum. bu evde tanıştığım sözlüğüme, bu evdeki son entrymi giriyorum. görünmez birçok şeyi ardımda bırakarak...

seyir zevki olan bir maçtı. kötü bir dönemden geçen bjk, fenerbahçe karşısında iyi direndi. fenerbahçe çok rahatlıkla bu maçı daha büyük farkla kazanbilirdi ama uzun zamandır üzerimizden atamadığımız büyük bir basiretsizlik var. ismail kartal'ın sıfır oyun yönetimine rağmen maçı 100 dakika iyi götürdü. cengiz, crespo ve samet'in ilk fırsatta takımdan gönderilmesi gerekiyor. as kadronun dışında da yeni oyuncuların gelmesi ve iyi bir yedek ekibin de oluşturulması, sakatlık dönemlerinde takımın aksamaması için şart.